1. Yaratılış Atlası benzeri çalışmalarda, ICR veya Discovery Enstitüsü gibi Batılı yaratılışçıların sundukları tezlerden ne ölçüde yararlanılıyor?
ADNAN OKTAR: Yaratılış Atlası, ortaya konulan deliller ve anlatım üslubuyla bugüne kadar örneği olmayan bir eserdir. Nitekim tüm dünyada oluşturduğu etki de bunun delilidir. Yaratılış Atlası'ndan önce özellikle Amerika'da ve Avrupa'da yayınlanmış çok sayıda Yaratılışı anlatan kitap basılıp dağıtılmış, konferanslar yapılmış, televizyon programları yayınlanmıştır. Ama dikkat ederseniz bunların hiçbiri Yaratılış Atlası'nın oluşturduğu etkiyi oluşturamamıştır. Bu eserler çoğu zaman Amerikan ve Avrupalı Darwinistler, materyalistler tarafından yok sayılmış, hatta neredeyse hiç üzerinde durulmamıştır. Ancak Yaratılış Atlası Avrupa'ya ulaşınca bambaşka bir etki oluşturdu. Büyük bir Darwinist panik meydana geldi. Bu etkinin çapının büyüklüğünü Avrupa basınında çıkan haberlerden de anlıyoruz. Gökgürültüsü gibi kitap diyorlar, ya da Avrupa'da büyük deprem meydana getirdi diyorlar, Avrupa'yı yerle bir eden bomba diyorlar. Ama tabi kast ettikleri, Darwinizm ve materyalizmin yerle bir olmasıdır. Darwinistler için fikren büyük bir mağlubiyete sebep oldu Yaratılış Atlası, çünkü içindeki deliller reddedilemez nitelikte. Yüzlerce fosil örneği var, her bakan kendi gözleriyle görüyor. 100 milyon yıllık örümcek fosiline bakıyor, bir de bugün yaşayan örümcek resmine. En küçük bir değişiklik dahi yok. Kendisi bizzat şahit oluyor, bunu anlaması için alim olmasına da gerek yok. İlkokul çocuğu dahi olsa anlar. Darwinistler de bu yüzden şok oldular zaten. Yıllardır fosilleri saklıyorlardı, insanlara birkaç tane siyah beyaz silik fosil resmi ya da kendi karakalem çizimlerini gösteriyorlardı. Sonra araştırınca gördük ki, durum hiç de onların söylediği gibi değil. 300 milyona yakın fosil örneği var yer altından çıkan ve hepsi istisnasız evrim olmadığını gösteriyor. Bu açık gerçeği getirip halkın gözü önüne koyunca Darwinistler şoka girdiler. Ve müthiş etkisi oldu, Yaratılış Atlası'nın. Avrupa'da yapılan anketlerde de görüyoruz, eskiden insanlar büyük oranda evrime inanırken, Atlas'ı okuduktan sonra kendilerine sorulduğunda evrime inanmadıklarını söylüyorlar. Konuyla ilgili araştırmaları ve anket sonuçlarını görmek isteyenler www.harunyahya.com adresindeki bilgileri inceleyebilirler.
2. Sizin kuruluşunuz bilim ve eğitim konularında Türk hükümeti ile ne kadar yakın çalışmıştır?
ADNAN OKTAR: Hükümetle doğrudan bir ortak çalışmamız yok. Ancak bizim Türkiye'de yaptığımız ilmi çalışmanın büyüklüğüne ve oluşturduğu olumlu etkiye dünyanın başka yerinde pek rastlayamazsınız. Benim 300'e yakın eserim var, bunların büyük kısmı Darwinizm'in geçersizliğini ortaya koyan ve Allah'ın varlığının delillerini anlatan eserler. Bu eserlerden faydalanılarak hazırlanmış çok sayıda belgesel var. Bu eserlerden hazırlanan yüzlerce internet sitesi var. Bu sitelere aylık 7-8 milyon insan giriyor. Milyonlarca kitap indiriyorlar. Ayrıca yine bu eserlerden faydalanarak arkadaşlarımız binlerce konferans düzenlediler, adım adım tüm Türkiye'yi gezdiler. Ve Türkiye'de Darwinizme, materyalizme karşı büyük bir aydınlanma oldu. 1970'lerde Türkiye'ye bakıldığında Darwinizm'e inananların oranı %75'leri buluyordu. 80'lerden sonra bu oranda büyük bir azalma başladı. Bugün %5'i geçmez Türkiye'de evrime inananların sayısı. Bu büyük ilmi zaferi de Allah bize nasip etti, Allah'a şükür.
3. Yıllar içerisinde kokain bulundurmak, şantaj ve çıkar amaçlı suç örgütü kurmak gibi aleyhinize açılan davalarla ilgili bilgi verebilir misiniz?
ADNAN OKTAR: Darwinizme, ateist masonluğa ve ateist Siyonizme karşı verdiğim ilmi mücadele neticesinde, yaklaşık 30 yıldır çok sayıda komployla ve suikast girişimiyle karşılaştım. Ama ben bunların hepsini şeref olarak, güzellik olarak görüyorum ve her böyle birşeyle karşılaştığımda mücadele azmim, şevkim bin kat daha artıyor. Allah'ın izniyle onsam, on bin oluyorum. Bana karşı yürütülen mücadeleyi dikkatli bir şekilde izlediğinizde, psikolojik savaş yöntemleri üzerinde uzmanlaşmış profesyonel bir kadro tarafından özenle organize edildiğini hemen anlarsınız. Mesela bana yöneltilen çete suçlamasıyla ilgili olarak 1999 yılında düzenlenen polis operasyonunu yöneten şahıs şu anda İddia Edilen Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak suçlamasıyla tutuklu olarak yargılanıyor. Bu aleyhte kampanyanın basın ayağını yöneten kişi de aynı suçlamayla tutuklu olarak yargılanıyor. Hakkımda komplolar kuranlar, kendilerince halkı en çok tahrik edebilecek ve kendi akıllarınca eserlerimin okunmasına engel olabilecek konuları gündeme getiriyorlar. Örneğin, deli iftirası atıyorlar ki akıl sağlığı yerinde olmayan birinin kitapları okunur mu desinler, kokain kullanıyor diyorlar ki, kendilerince etkili olsun. Ama Allah'a şükür atılan tüm bu iftiraların hepsinden yargı önünde beraat ettim. Mesela, 1980'lerin başında "İslam milletindenim, Türk kavmindenim" dediğim için, tek bu cümleyi öne sürerek beni akıl hastanesine kapattılar. 10 ay akıl hastanesinde, en ağır akıl hastalarının bulunduğu koğuşta tutuldum. Hatta 40 gün ayağımdan zincirle yatağa bağlandım. Hemşireler, doktorlar dahil hiç kimseyle görüştürülmedim, sadece zaman zaman annemle ve abimle görüşmeme izin veriliyordu. 9 ay da hücre hapsinde tutuldum. Tek başıma, yaklaşık 2 metreye 1,5 metrelik bir hücrede tutuldum. Sonra benim hakkımda suç duyurusunda bulunan aynı savcı bu sözlerde bir suç unsuru yoktur dedi ve beraat ettim. GATA'dan ve Yüksek İhtisas'dan verilen raporlarda da akıl sağlığımda hiçbir sorun olmadığı teyit edildi. Daha sonra hukuki bir gerekçe gösterilmeden göz altına alındım, göz altındayken yapılan tahlillerde kokain örneğine rastlandığını söylediler. Halbuki ben 72 saattir gözaltındaydım, bu kadar süre içerisinde kokainin vücutta kalması mümkün değil tabi. Adli Tıp yapmış olduğu araştırma ve verdiği raporla, emniyetteyken yiyeceğime kokain karıştırıldığı ispatlanmış oldu ve ben bu iddialardan da beraat ettim.
Hakkımdaki çete yöneticisi olma iddiası da çok komik tabi. Herhalde dünya üzerinde 300 kitabı olan bu kitapları 60 dile çevrilmiş olan tek çete lideri benim. Zaten davanın savcısı da, öne sürülen iddiaların doğru olmadığını, 8 yıl boyunca bu iddiaları destekleyen tek bir delil olmadığını söyledi ve benim ve arkadaşlarım için 2 ayrı defa beraat talebinde bulundu. İsterseniz kısaca savcının mütalaasını özetleyeyim; "Mahkememizce toplanan deliller arasında sanıklar aleyhine delil bulunmamaktadır” diyor Sayın Savcı. Yani, bizlerin aleyhine delil yok dedi. "CMK’nın 148/4 maddesi gereğince, poliste alınan müdafisiz" yani avukat olmadan alınan "ifadelerin delil olarak değerlendirilemeyeceği böylece mahkemece de kabul edilmiştir." Yani, işkenceyle alınmıştır ifadeler ve de avukat olmadığı için bu ifadeler de geçersizdir diyor. Ayrıca, daha önce 6 arkadaşımızın aynı sevk maddeleri, aynı deliller, aynı dosyadan ve aynı iddialardan beraat ettiğini de söylüyor. Sonuçta da, "Bu durumda sanıklardan Adnan Oktar’ın suç işlemek için örgüt kurmak ve diğer sanıkların örgütün yöneticisi olmak ve örgüt adına faaliyette bulunmak suçlarını işledikleri sabit olmadığından CMK’nın 223/2E maddesi gereğince bütün sanıkların müsnet suçlardan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur” diye kanaatini belirtiyor. Ama Savcı'nın ortada hiçbir suç ve suç delili olmadığını söylemesine rağmen, Mahkeme Heyeti farklı bir karar verdi. Ben Mahkemenin kararına saygılıyım. Mutlaka bir hayrı ve hikmeti vardır inşaAllah.
4. Neden evrim teorisinin yanlış olduğunu düşünüyorsunuz?
ADNAN OKTAR: Bilimsel değil de onun için. Evrim bir pagan dinidir, bilim değildir. Eğer bilim evrimi destekliyor olsaydı, neden evrime karşı olalım? O zaman derdik ki, "Demek Allah evrimle yaratmış." Ama evrimi destekleyen tek bir tane bile bilimsel bulgu yok, nereye baksak evrimin imkansız olduğunu görüyoruz. Yani yüzlerce, binlerce, milyonlarca delil evrim yok diye açıkça söylerken, illa da evrim var diye tutturmanın manası var mı? Darwinizm en başta ilk canlı hücresinin nasıl meydana geldiği konusunda tam anlamıyla cevapsız. Tek bir proteinin dahi tesadüfen oluşması imkansız. Bu bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Fosil kayıtlarına bakıyorsunuz, yüz milyonlarca fosil canlıların sahip oldukları özelliklerle bir anda ortaya çıktıklarını ve milyonlarca yıl boyunca en küçük bir değişim dahi göstermediklerini ortaya koyuyor. Bakıyoruz ara fosil var mı diye, yok. Biliyorsunuz aylar önce Darwinistlere bir çağrı yaptım, eğer ara fosil getirirseniz 10 trilyon TL vereceğim diye, gelen giden yok. Neden? Çünkü ara fosil yok da ondan. Zaman zaman basında ortaya çıkıyorlar ara fosil bulundu diye, bir bakıyoruz tüm uzuvlarıyla tam ve eksiksiz bir canlının fosilini gösteriyorlar. Böyle ara fosil olur mu? Ara fosil dediğiniz şey, örneğin bir kuşun tam anlamıyla çalışan kanatlara sahip olana kadar aşama aşama kanatın nasıl oluştuğunun görüldüğü fosildir. Yani, kanadı alnında ya da ayağında, veyahut yarım kanatlı gibi garip görünümlü canlıların fosili olması gerekir. Ama bir tane bile yok böyle garip fosil.
5. Herhangi bir biçimde evrim olduğuna inanıyor musunuz? Daha doğrusu sizce sadece insanlar mı oldukları halde yaratıldılar, yoksa dünya üzerinde var olan tüm bitkiler ve hayvanlar dünya tarihi boyunca mevcut halleriyle mi var oldular?
ADNAN OKTAR: Hayır, evrenin ve canlılığı hiçbir aşamasında evrim yoktur. 400 milyon yıllık 300 milyon yıllık bitki fosilleri var. 400 milyon yıl boyunca hiç değişmemiş bu bitkiler, evrimden söz etmek mümkün mü böyle bir durumda? Darwinizm bir pagan dinidir. Sümerler devrinden kalma ilkel bir düşüncedir. Maddeyi ilahlaştıran (Allah'ı tenzih ederim), kendi düşük akıllarınca atomlara ilahi güç veren sapkın, anormal bir dindir. Bilimle alakası yoktur. Mesela paleontoloji bilimdir, paleontolojide, jeolojide yer katmalarını araştırırız, bakarız, yaratılışın nasıl olduğunu öğreniriz. 300 milyon fosili tek tek inceleriz. Şimdiki canlılarla karşılaştırırız. Ve baktığımızda bunların hiçbir değişikliğe uğramadıklarını, canlıların ilk haliyle son halinin hiç değişiklik göstermediğini görürüz. Bu bilimdir. Ama Darwinizm'e baktığımızda baştan sona hayal ürünü hikayeler görüyoruz. Protein nasıl meydana geldi diyoruz. Tesadüf diyor. Hücre nasıl meydana geldi diyoruz. Bu da tesadüflerle oldu diyor. Peki hücre nasıl gelişti? Organlar nasıl oluştu? İnsan nasıl görmeye başladı? Nasıl duymaya, konuşmaya başladı? Bunlar da tesadüflerle diyor. Tesadüf bilim midir? Tabi ki değildir. Kısaca Darwinizm tamamen tesadüflere dayalı sapkın, hayali bir dindir, bilimle uzaktan yakından alakası yoktur. Ve net aldatmacadır.
6. Dünyanın yaşının ne kadar olduğunu düşünüyorsunuz?
ADNAN OKTAR: Big Bang evrenin yaklaşık 15 milyar yıllık bir yaşı olduğunu gösteriyor.
7. Eğer evrim teorisi yanlış ise, neden tüm dünya üzerinde önde gelen biyologlar tarafından destekleniyor?
ADNAN OKTAR: Dünyada masonların yönetiminde bir Darwinist diktatörlük, bilimsel bir diktatörlük kuruldu. Üniversiteye mensup bir insanın, Darwinizm’in aleyhinde olması durumunda zaten üniversiteyle ilişiği kesiliyor. Yani o insan inansa da inanmasa da Darwinizm’e inanıyor konumunda olması gerekiyor. Bir nevi dayatma var, bir mecburiyet var. O yüzden bilimsel diktatörlük sayesinde ayakta duruyor Darwinizm. Yoksa serbest tartışmaya açılsa, dünyanın her tarafında Darwinizm’i üniversitelerde tartışmak serbest olsa, anında herkes görür Darwinizmin mantıksızlığını kimse savunmaz. Darwinist diktatörlük baskıyla, dayatmayla bu pagan dini ayakta tutmaya çalışıyor, ama Darwinizm’ in ölümünü durdurmaz. Ayakta tutmaya çalıştıkları da Darwinizm'in ceseti. Halbuki Darwinizm’in mezar taşında 2009’da öldüğü yazılı. Şimdi tokatla uyandırmaya çalışıyorlar, ama öldü artık Darwinizm, yapacak hiçbir şey yok onlar açısından. Tek yapacakları cenazeyi kaldırmak inşaAllah.
8. Harun Yahya adı altında yayınladığınız kitapları kendiniz mi yazıyorsunuz, yoksa başkaları tarafından mı yazılıyor ya da bu kişiler sizinle birlikte mi çalışıyorlar?
ADNAN OKTAR: Otuz kişilik bir araştırma ekibim var. Bu ekibin içinde biyologlar, fizikçiler, doçentler, profesörler var. Aşağı yukarı her bilim dalında araştırma yapmış kişiler var. Onlar bana hazır bilgiyi getiriyorlar, ben o bilgileri yorumluyorum, bağlantılarını kuruyorum. Fotoğraflar getiriyorlar, seçiyorum, yerleştirilecek yerleri gösteriyorum. Redaktöre veriyorum ve kitap haline geliyor.
9. Müslüman dünyasında evrimle ilgili tartışmada oynadığınız rol nedir? Yayınlarınız dışında Türkiye ve yurt dışında başka kimlere özellikle fikir verdiniz?
ADNAN OKTAR: Açıkçası, İslam aleminde ve dünyada benim kadar yoğun bir şekilde Darwinizm üzerinde çalışma yapan, bilimsel, net deliller ortaya koyan pek kimse yok. Yani benim yaptığım tarzda ilmi mücadele yürüten başka bir kimse yok. Bu herkes tarafından kabul edilen bir durum ve dünya çapında bu yöndeki tüm faaliyetlerde de tek referans kaynak olarak benim eserlerim kullanılıyor. Eğer bir yerde anti Darwinist bir çalışma varsa, eğer bir yerde materyalizmin çöküşü maneviyatın güçlenmesi varsa, araştırdığınız da mutlaka altında benim çalışmalarımın etkisini görürsünüz.