Adnan Oktar'ın Mac's World Live röportajı (6 Kasım 2009)
ucgen

Adnan Oktar'ın Mac's World Live röportajı (6 Kasım 2009)

53035

SUNUCU: Radyomuzda çok özel bir misafirimiz var. Kendisi biraz önce programımıza bağlandı fakat ismini çok iyi telaffuz edemiyorum. Oktar, evet muhteşem ve son derece akıllı bir beyefendiyi konuk ediyoruz. Adnan Oktar programımıza İstanbul, Türkiye’den katılıyor.

SN. MCROBERTS: İstanbul, Türkiye’den.

SUNUCU: Ayrıca Haham Kaufman da programımıza katılıyor ve onunla da Yaratılışçılık ve Müslümanların, Musevilerin ve Hristiyanların bazı anlaşmazlıklara yol açan idealleri üzerine konuşacağız. Merhabalar, günaydın.  Hatta mısınız?

ADNAN OKTAR: Günaydın.

SUNUCU: Nasılsınız?

ADNAN OKTAR: İyiyim, çok iyiyim teşekkürler. 

SUNUCU: Siz de Sayın Oktar için tercüme yapacaksınız, değil mi?

AHMET BABUNA: Evet tercümanlık yapacağım. Sayın Adnan Oktar sizlere merhaba diyor. Evet adım Ahmet Babuna ve tercüme yapacağım inşaAllah.

SUNUCU: Tamam, çok iyi.

AHMET BABUNA: (Soruyu tercüme ediyor) Dün teröristler bir saldırı gerçekleştirmişler. Ve bu saldırıyı Allah adına yaptıklarını iddia etmişler. Genel olarak İslam’ı, terörizm ile bağdaştıran insanlar, bazı radikaller var. Biz onlara inanmıyoruz. Bir dini böyle bir şeyle suçlamak doğru değil, fakat yine de ortada böyle bir durum var. Bu durum, Amerikalılar arasında bu kimselere karşı tepkiye neden oluyor. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Bu konudaki görüşlerinizi açıklamak zorunda değilsiniz, fakat eğer açıklarsanız memnun oluruz.

ADNAN OKTAR: Nerede olmuş bu olay?

AHMET BABUNA: Amerika’da olmuş.

ADNAN OKTAR: Neresinde?

AHMET BABUNA: Dün bu terörist saldırı nerede gerçekleşmiş? Hangi şehirde?

SUNUCU: Evet, bu kişi ordumuzda bulunan genç bir askerdi ve doktordu aynı zamanda, savaşa kesinlikle karşıydı. Irak ya da Afganistan’a gönderilmeyi istemiyordu. Bu kişi ateş açarak askeri karargahtaki on üç kişiyi öldürdü ve otuz kişiyi yaralayıp, hastaneye kaldırılmalarına yol açtı.

AHMET BABUNA: Dünkü bu saldırı hangi şehirde meydana geldi?

SUNUCU: Fort Hood, Teksas’ta gerçekleşti. Amerika Birleşik Devletleri’nin Teksas eyaletinde.

ADNAN OKTAR: Müslüman mı bu asker?

AHMET BABUNA: Evet. Asker bir Müslüman öyle değil mi?

SUNUCU: İslam dinine mensup, fakat Amerikalı bir askerdi.

ADNAN OKTAR: Bunlar genellikle Darwinist, materyalist eğitimden geçmiş klasik teröristler. Bunlar Marksist kökenli. Amerika’da bir çok komünist var. Fransa’da, İngiltere’de, Türkiye’de ve daha birçok yerde Müslüman, Hıristiyan, Musevi komünistler var. Fakat bu terör saldırısını yaparken İslam adına yaptıklarını söylüyorlar. Halbuki Leninist, Marksist düşüncenin gereği olarak bunları yapıyorlar. Hakların birbiriyle çatışması, tez-antitez-sentez düşüncesi Marksist düşüncenin bir gereğidir. Masonluk da aynen bu şekilde bir ideale sahiptir. Yani çatışma olmadan insanlığın ilerleyemeyeceği inancı vardır. Bu Darwin’in de iddiasıdır. Darwin’den kaynaklanan bir düşüncedir. Hayvanlar da birbirleriyle çatışarak gelişiyor diyor Darwin. Bütün canlılar çatışma sonucunda mükemmele doğru gider diyor. Dolayısıyla dünyada sürekli anarşi ve kargaşa gerekir, savaşlar gerekir inancındalar. Dolayısıyla kökeninde olayın Darwinizm ve materyalizm vardır. Darwinist ve materyalist düşünce yıkılmadan bu vicdansız ve zalim ruh ortadan kalkmayacaktır. Yoksa Kuran’ın anlattığı da, Tevrat’ın ve İncil’in anlattığı da sevgi, barış, kardeşlik, merhamet ve affediciliktir. Bunun tartışılacak hiçbir yönü yoktur. Bu çok açıktır.

SUNUCU: Müslüman dinine mensup bir teröristle çarpışırken ölen bir askeri ya da askerin ailesini tanıyan Amerikalılar’a ne tavsiye edersiniz; bir artı bir iki eder mantığıyla bunun Müslüman dininin parçası olduğuna inanan Amerikalılar’a ne söylemek istersiniz?

AHMET BABUNA: ‘'Bir artı bir iki eder’ mantığıyla ne demek istediniz?

SUNUCU: Anlatmak istediğim şu; Amerikalılar’ın çoğunluğu Dünya Ticaret Merkezi’ne saldıran, elçiliklerimizi ele geçiren, Afganistan ve Irak’ta savaşan ve İran’da hepimizi öldürmek isteyenlerin Müslümanlar olduklarının çok açık olduğunu düşünüyorlar. Öyleyse  bu durumda biz Amerikalılar nasıl, “Bizleri öldürmek isteyenler Müslümanlar” demeyelim?

ADNAN OKTAR: Kuran'da Allah, “Kim bir mü'mini kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazaplanmış, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azap hazırlamıştır.” (Nisa Suresi, 93) buyuruyor. İslam’da bu kişi ebedi cehennemde kalır. Çünkü oradaki insanlar masum. Hiç kimseyi öldürmemiş, herhangi bir suç işlememiş. Bir mazlumu öldüren insanın sonsuza kadar cehennemde kalacağına dair Kuran ayeti çok açıktır. Hiçbir Müslüman bir cana kıyamaz. Eğer fikirlerini anlatmak istiyorsa ikna ederek, anlatarak, doğruları izah ederek, sevgiyle, şefkatle, merhametle anlatır. Peygamberimiz (sav)’in  yaptığı da budur. Dinde zorlama olmaz. Kuran ayeti var. Çok açıktır bu ayet. Allah’ın hükmüdür bu. Eğer zorlanarak bir insan din değiştirirse, onun adına ‘münafık’ denir. Münafık, yani ‘samimiyetsiz inançlı’ demektir. Eğer zaten istemeyerek iman ederse onun imanı geçerli olmaz. Ama onu zorla böyle iman ettirmeye kalkan günaha girmiş olur ve İslam’a uygun olmayan bir şey yapmış olur. Dolayısıyla bu yapılan olayların kökeninde eğitim yatmaktadır. Amerika’daki Darwinist ve materyalist eğitim bu tip insanların gelişmesine zemin hazırlamaktadır. İngiltere’de, dünyanın her yerinde Darwinist ve materyalist eğitim var. Darwinist olan bir insanın Marksist olmaması imkansızdır. Çünkü Darwinist teori diyalektik felsefeyi savunur. Doğanın tarihini, doğanın diyalektiğini kabul eden bir insan, canlıların diyalektiğini kabul eden bir insan, tarihin diyalektiğini kabul eden bir insan Marksist olur. Marksist olanın da mutlaka Leninist olması gerekir. Yani pratik Marksizm’in uygulamasına geçmesi gerekir. Leninist olan da Stalinist ve terörist olur. Yani bunun kaçınılmaz sonucu budur. Onun için canlıların diyalektiğini, yani Darwinizm’i kabul eden bir insanın tarihin diyalektiğini ve doğanın diyalektiğini kabul etmemesi mümkün değildir. İlmi gerçekler ışığında doğruyu insanlara anlatmak lazım. Darwinizm bir safsatadır. Bir yalandır. İki yüz elli milyonun üzerinde Yaratılış’ı ispat eden fosil vardır. Bir proteinin tesadüfen olmasının mümkün olmadığı bilimsel olarak açık bir gerçektir. Buna dair yüzlerce delil vardır. Bu gerçekleri Amerikan halkına anlatmamız lazım. İngiliz halkına, Avrupa halklarına, Çin halklarına, Rus halklarına anlatmamız lazım. Ben Türkiye’de bu faaliyeti yapıyorum şu an. Yüzde doksan beş Darwinizm’e inanmıyor Türk halkının büyük bir bölümü ve terör gittikçe Türkiye’de geriye gidiyor. Sadece ulaşamadığımız PKK vardır. Onlara karşı propoganda yapamadığımız için onlar ataklarına devam ediyorlar. Ama onun dışında Türkiye’de terör tamamen yatışmıştır. Bu anti-Darwinist propogandanın, yani bizlerin faaliyeti sonucunda olmuştur. İnşaAllah.

SUNUCU: Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Bu görüşlerinize saygı duyuyorum. Bir ara vereceğiz. ve şu an Haham Kaufman da geldi ve o da bizlere katılıyor. Geri döneceğiz ve Darwinizm hakkında konuşacağız. Yaratılışçılık üzerine sohbet edeceğiz ve sizin Ortadoğu’da ve İstanbul’da bu konuda neler hissettiğinizi soracağız. Şimdi bir ara veriyoruz, az sonra geri döneceğiz. desmoineslocallive.com üzerinden canlı yayınımız devam ediyor ve birazdan kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bizleri dinlediğiniz için teşekkür ederim. Bu işi çok sevdiğimi ve sizler olmadan devam edemeyeceğimizi söylemek istiyorum.

Şu an desmoindeslocallive.com üzerinden canlı yayındayız. Saat 9:34 ve bu harika günümüze hoş geldiniz. Bugün misafirimiz Haham Kaufman ve Sayın Oktar da canlı bağlantıyla İstanbul, Türkiye’den katılıyor.

HAHAM KAUFMAN: Evet ifade etmeye çalışayım, kendisinin söylediklerinden anladığıma göre, insanlar temelde asıl olarak  Darwinizm inancı nedeniyle dini yıkan bir bakış açısına sahip oluyorlar. Bundan sonra da din karşıtı ideolojilerin herhangi birini benimseyip örneğin komünist oluyorlar. Haklısınız, problem bir yorumlama sorunu fakat bu iki farklı anlaşmazlığa bu görüşü nasıl uyguluyoruz?

SUNUCU: Bu konuyu Sayın Oktar’a sorabilir misiniz? Sayın Oktar, Haham’ın düşüncelerine nasıl cevap veriyor?

AHMET BABUNA: Haham Kaufman, başkalarını öldüren insanların, kendilerini, öldürdükleri kişilerin masum olmadıkları ve suçluları öldürdükleri yönünde ikna ettiklerini söylüyor. Böyle düşünüyorlar. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir? Böyle bir insana karşı bir imam çıkıp, bu kişilerin suçlu değil masum olduklarını söyleyebilirdi. Sizin konu hakkında düşünceleriniz nelerdir?

ADNAN OKTAR: Onların herhangi bir suç işlediğine dair elinde bir delil, şahit olmadığı açık bu kişilerin. Yani bunların asıl amacı Darwin’in kurduğu şeytani tapınağa hizmet etmektir. Medeniyetler çatışması Darwin’in şeytani bir teorisidir ve bunu uygulamaya çalışıyorlar şu an. Yani Müslümanları, Hıristiyanları birbirine kırdırmak istiyorlar. Böylece dinsizlik ve ateizmin dünyaya hakim olacağını düşünüyorlar. Çünkü dinsizliğin karşısında dindar Hıristiyanlar ve dindar Müslümanlar şu an mücadele veriyorlar. Eğer ikisini birbirilerine kırdırırlarsa, çok rahat dinsizliği dünyaya hakim edeceklerini düşünüyorlar. Onun için de bu tip provakasyonlarla birbirlerine karşı nefret duymaları için özel bir mücadele veriyorlar. Biz bu oyuna gelmeyiz. Hıristiyanlar bizim dostumuzdur, kardeşimizdir. Aynı Allah’a inanıyoruz. Hepsi de hak peygamberlerin tabi olduğu insanlardır. Tabii benim inancıma göre Hıristiyanlıkta bazı bozulmalar olmuştur. Yani teslis inancı gibi ve bazı başka konularda. Fakat her halukarda hak bir dinin bozulmuş bir halidir. Hz. Mesih geldiğinde, bu eksiklikleri düzeltecektir. O yüzden Hıristiyanları ben tam anlamıyla destekliyorum ve onlarla işbirliği içerisinde dünyadan inşaAllah dinsizliği kaldırmak için birlikte mücadele etmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Gelecek olan Mehdi’de zaten inşaAllah, ki ben de onun öncüsüyüm, talebesiyim, Hz. Mesih gelinceye kadar Hıristiyanlarla yoğun işbirliği içerisinde olacaktır. Hz. Mesih geldiğinde de İslam bütün dünyaya hakim olacaktır inşaAllah. Bu teröristlerin, bu oyunlarına hiç kimse gelmesin. Bu şeytani bir inançtır. Darwin’in, ‘çatışma mükemmelliği getirir’ inancını dünyaya zorla empoze etmeye çalışıyorlar. Bu şeytani Darwinist düşünceye karşı dünya çapında birlikte mücadele edelim. Hıristiyanlar, Museviler ve Müslümanlar işbirliği içerisinde olsunlar. Çünkü ayrı ayrı olduklarında yeniliyorlar ve güçsüz oluyorlar. Fakat birlikte olduklarında çok güçlü oluyorlar. Hıristiyan, Müslüman ve Musevi işbirliği olduğunda, Darwinist, materyalist, masonik düşünce yerle bir olacaktır. Bu gücün karşısında hiç kimse duramaz. Onun için sakın birbirimize düşürttürecek bu tip provakasyonlara hiç kimse kanmasın. Hıristiyanlar Allah’ın kullarıdır, Museviler de Allah’ın kullarıdır, Müslümanlar da Allah’ın kullarıdır. Hakkımızda doğru olan kararı Cenab-ı Allah verecektir ahirette inşaAllah.

SUNUCU: Haham, lütfen sizin yorumlarınızı alabilir miyim?

HAHAM KAUFMAN: Tüm dünyada üretilen birçok komplo teorisi var ve görünüşe göre, şu an burada dinlediğimiz gibi bunların hepsi bir noktada, din konusu üzerinde birleşiyorlar. Benim açımdan ise, ben anlamakta biraz zorlanıyorum. Sanırım Rooster ve ben, masonlar hakkında öne sürülen bu teorinin bağlantısını kurmakta zorlanıyoruz. Darwinizm'in şeytani olduğu düşüncesiyle de bir dereceye kadar sorun yaşadığımı düşünüyorum. Evet Darwinizm’in, Allah’ın, her şeyi bir anda yarattığıyla ilgili dini öğretilere karşı olduğu bir gerçek. Ve İslam dini de, gidip de inanmayan herkesi öldüreceğinizi anlatan bir din değil..

SUNUCU: Öyleyse Sayın Oktar’ın sözlerinin do€ru olduğunu söylüyorsunuz. Müslümanların temel inançları ve doğruları gidip insanları öldürmek üzerine kurulu değil. Buna katılıyor musunuz?

HAHAM KAUFMAN: Evet.

SUNUCU: Telefon bağlantısıyla İstanbul’dan Sayın Oktar ile birlikteyiz. Kendisi ünlü bir yazar ve tüm dünya üzerinde Darwinizm ve Yaratılış hakkında ve İslam ile Hristiyanlık üzerine yazdığı kitapları 80 milyon adet satıldı. Bugün kendisiyle sohbet ediyoruz. Sayın Oktar lütfen devam edin, görüşlerinizi ya da konuyla ilgili cevabınızı alabilir miyim?

ADNAN OKTAR: Benim de mason olan iki tane arkadaşım vardı. Bunlar çok çok iyi insanlar, değerli insanlar. Yani bütün masonlar bu kafadadır demiyorum. Bütün komünistler kötüdür, bütün ateistler kötüdür anlamına gelmiyor tabii ki. Hepsi ahlaken bozuktur anlamına gelmiyor. Fakat bu kurulan gizli şeytani tapınağın ortak toplu bir gücü var, bu büyük bir tehlikedir. Yani fert fert tehlike olmuyorlar fakat toplu yapıları yani şahs-ı manevileri büyük bir tehlike oluşturuyor. Eğer Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Museviler ittifak etmezlerse, komünistlere, Darwinistlere, masonlara yani bu gizli şeytani tapınağın gücüne karşı yenilirler. Eğer ittifak ederlerse çok kolay yenerler, çok çok kolay. Ki ahir zamanda şimdi olacak olan budur. Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler ittifak edeceklerdir, dünyadan ateizmi, terörizmi, şeytanlığı, masonluğu, kötü olan her türlü yanlış düşünceyi kaldıracaklardır. İsa Mesih geldiğinde de İslam bütün dünyaya hakim olacaktır inşaAllah. Fakat bu olurken bir zorlama, baskı, şiddet kesinlikle olmayacaktır. Sevgiyle, şefkatle, merhametle, delille, akılla, güzellikle olacaktır. Bunu hep birlikte göreceğiz inşaAllah. Bir de benim şu ana kadar söylediğim 500’e yakın gerçek, hepsi tek tek doğru çıktı. Ben bir şey söylediğimde hurafelere dayalı, gayri bilimsel, akılcı olmayan bir şey söylemem. Bir şey söylüyorsam mutlaka bir delile dayalıdır ve yüzde yüz emin olduğum konuları söylerim. Bu konuda ben çok eminim. İnşaAllah göreceksiniz. 10-20 yıl içinde Hz Mesih’i göreceksiniz, barış çağına girdiğimizi, Altın Çağ’a girdiğimizi göreceksiniz. Damla kan akmayacak, insanların burnu kanamayacak. Dünyadan bütün silahlar kalkacak. Mükemmel bir barış çağına gireceğiz. Fakat masonlar bu arada, bazı Evanjelik masonlar bazı Müslüman masonlar, bu çatışma teorisini, medeniyetlerin çatışması düşüncesini teşvik ediyorlar, ve teşvik de edeceklerdir. Biz bu oyuna gelmeyeceğiz inşaAllah. Müslümanları ve Hıristiyanları birbirine düşürme oyunu büyük bir komplodur, dünyada buna kimse kanmasın. Hıristiyanlar çok mazlum, temiz, güzel insanlardır. Allah’tan korkarlar ve helale harama genellikle, birçok konuda dikkat ederler. Ama tabii şeriatları ayrı olduğu için bazı konularda İslamiyet’ten ayrılıyorlar. Bazı konularda da tahribat olmuştur, bozulmalar olmuştur. Bunlarda inşaAllah düzelecektir Mesih geldiğinde.

ADNAN OKTAR: Masonlar çok kaliteli insanlardır. Masonlardan da benim çok arkadaşım var tanıdıklarım var. O anlamda demiyorum. Sizin mason olmanız da çok çok güzel. Yani mason olmak genelinde kötü bir şey olarak insanlar tarafından biliniyor ama masonların çok çok iyi yönleri de vardır. Asıl bizim üstünde durduğumuz şeytanla doğrudan bağlantıda olan üst derece masonlar vardır. Bunlardan sizin haberiniz olmuyor, olamaz da. Çünkü masonlukta sır sistemi vardır, sır verilmez. Onların gizli dünya devleti yoluyla yaptıkları bu zulmü durdurmak amacındayız. Yoksa iyi niyetli masonların hepsini tenzih ediyorum. Sizi de tenzih ederim.

SUNUCU: Biliyor musunuz, size teşekkür etmek istiyorum, yani bu anlattıklarınız için teşekkür ederim. Gerçekten, en içten saygı göstererek inandığım ve hayatımın temel inancı, herkesin aklından geçeni söyleme hakkı olduğudur. Herkes inanmak istediğine inanmakta özgürdür. Ama bunun yanında, bir fikre katılmama hakkına da sahibim. Fakat Sayın Oktar’a ve yaptıklarına saygı duyuyorum. Sayın Oktar, tüm bunları söyledikten sonra Mac ve ben size çok teşekkür etmek istiyoruz.

Bu, programımıza son katılışınız olmayacak, bundan sonrası da olacaktır. Katıldığınız bir önceki programda müthiş bir ilgiyle karşılaştık. Muhteşem dinleyicilerimiz sizinle yaptığımız sohbetimizi beğendiler. Bugünkü konuşmalarımızdan da çok memnunuz. Siz bizim internet sitemizde yer alıyorsunuz, bizim de sizinkinde bulunduğumuzu biliyorum. Belki de yakın zamanda size geri döneriz ve tekrar bir röportaj gerçekleştiririz. Teşekkürler baylar.

ADNAN OKTAR: Teşekkür ederim.


PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo