1. Türkiye bir zamanlar Ortadoğunun en iyi dostuydu. Bu değişiyor mu, yoksa bu sadece Erdoğan Beyin İsrail karşıtı hükümetinden mi kaynaklanıyor?
ADNAN OKTAR: Türkiye genelinde Musevi kardeşlerimize toptan karşı olmak gibi bir durum söz konusu değil. Türkiye ve İsrail, bu bölgede, sağlam, köklü ilişkilere sahip iki ülkedir. Ve bunda bir değişiklik olmaz. Sayın Başbakan'ın da İsrail'e ya da Musevi kardeşlerimize karşı olması diye bir durum söz konusu değil. Zaten kendisi de tüm açıklamalarında tüm İsrail'e ya da tüm İsrail vatandaşlarına yönelik bir tavır içinde olmadığını, yanlış gördüğü hususları dile getirdiğini ifade ediyor. Bu da son derece olağan bir durum. Türk milleti olarak biz, İsrail'in güven içinde varlığını devam ettirmesi, daha müreffeh olması, tüm vatandaşlarının huzur ve güvenlik içinde yaşamasını isteriz. Musevilerin o topraklarda yerleşmesi, yaşaması, özgür olması bizim asla rahatsız olmayacağımız tam tersine memnuniyet duyacağımız bir durumdur. 1492'de özel gemilerle gidip Musevi kardeşlerimizi kurtarıp, onları güven içinde yaşayacakları topraklara yerleştiren biziz. Hitler Musevileri psikopatca hedef aldığında, onları korumak için vargücüyle mücadele eden de biziz. Biz tarih boyunca Musevi kardeşlerimizle dostca, kardeşce birarada yaşadık, onlara her zaman en güzel imkanları sunduk, onların rahatını ve konforunu istedik, bundan sonra da bu hep böyle olacaktır. Çünkü bu tutum Kuran ahlakının bir gereğidir. Samimi olarak Kuran'a ve Peygamber (sav)'e tabi olan bir insan bunun aksini yapamaz. Müslümanlar, Musevilere dostca ve kardeşce yaklaşmakla yükümlü olduğu gibi, dindar Museviler de Müslümanlara dostca yaklaşmakla yükümlüdür. Müslümanlar, Tevrat'a ve Museviliğin inançlarına göre Beni Nuh olan insanlardır. Müslümanlarla Museviler bir olan Allah'a iman etmekte, Allah'ın vahyine göre yaşamakta, Allah'ın gönderdiği elçilere itaat etmektedirler. Samimi dindar Musevilerin de, Müslümanlara bakış açısı ve yaklaşımı bu gerçeğe göre olmalıdır. Müslümanlar ve Museviler, tüm evrenin ve canlıların Yaratıcısı olan tek bir Allah'a inanmaktadırlar. Hepimizin Allah'ın kulları olduğuna ve O'na döneceğimize iman etmektedirler. Birbirlerine karşı olmaları için hiçbir sebep yoktur. Müslümanlar ve Museviler, aynı peygamberleri sevmekte ve saymaktadırlar. Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Yusuf, Hz. Musa veya Hz. Davud Museviler için ne kadar önemli ise, Müslümanlar için de o kadar önemlidir. Bu mübarek insanların üzerinde yaşadıkları ve Allah'a hizmet ettikleri topraklar, Museviler için ne kadar kutsal ise, Müslümanlar için de o kadar kutsaldır. O halde bu mübarek topraklarda hakim olması gereken sevgi ve şefkattir. İsrail'in temel değerleri Müslümanlar için de kutsaldır. "İsrail" kelimesi, Kuran'da övgüyle anlatılan ve tüm Müslümanların saygıyla andıkları Hz. Yakub'un ismidir. Hz. Davud'un altı köşeli yıldızı, Müslümanlar için de bir peygamber sembolüdür. Sinagoglar, Kuran'a göre Müslümanların koruması gereken ibadethanelerdir. (Hac Suresi, 40) Şu halde iki dinin mensupları, birarada ve barış içinde yaşayabilmelidirler.
2. Erdoğan Bey ve onun gibiler hakimiyette olduğu sürece, Türkiye'nin bölgede İsrailin en tehlikeli karşıtı olma riski var mı?
ADNAN OKTAR: Asla böyle bir risk söz konusu olmaz. Tam tersine Türkiye'nin varlığı, İsrail'in güvenliğinin teminatıdır. Museviler bize Hz. Musa (as)'ın emanetidir, onlar bizim korumamızda olan tertemiz insanlardır. Onların o topraklarda özgürce yaşamaları, diledikleri gibi ibadetlerini yerine getirmeleri, istedikleri gibi ticaretlerini yapmaları, istedikleri her yerde yerleşebilmeleri, sadece o bölgede de değil, Türkiye'de, Suriye'de, Ürdün'de, Lübnan'da tam anlamıyla rahat olmaları bizim mutlu olacağımız, candan isteyeceğimiz bir durumdur. Biz düşmanlık arayışında olan bir Millet değiliz. Biz sevgiyi isteyen, kardeşliği isteyen, dostluğu isteyen bir milletiz. Kim olursa olsun adaletten taviz vermeyen, hangi inançtan olursa olsun mazlumun yanında olan, doğruyu sonuna kadar savunan bir milletiz. Böyle olması da İsrail için çok önemli bir güvence ve garantidir. İsrail'e yönelebilecek herhangi bir tehditin ilk olarak biz karşısında oluruz. Orada tertemiz dindar kardeşlerimiz var, bir olan Allah'a iman ediyorlar, Peygamberlere 2000 yıldır sadakatle bağlılar, Allah'ı çok seviyor, Allah'tan çok korkuyorlar. Böyle güzel insanları elbette koruyup kollayacağız. Peygamber soyu onlar, Peygamber soyunun korunması, kollanması herkesten önce bizim sorumluluğumuzdur. Deccaliyet, kargaşa meydana getirmek, çatışmayı kışkırtmak, kan dökmek isteyebilir, biz bu oyunun karşısındayız, asla gerçekleşmesine izin vermeyiz inşaAllah. Biz olduğumuz müddetçe dindar bir Musevi'nin de, samimi bir Hıristiyan'ın da, salih bir Müslüman'ın da saçının tek teline dahi zarar gelmesine müsaade etmeyiz. O yüzden İsrail'de kardeşlerimiz boş yere endişe etmesinler.
3. Genel olarak Türklerin günümüz İsrail hakkındaki duyguları nedir?
ADNAN OKTAR: Türkler zeki, duyarlı, görgülü, olgun, itidalli, açık fikirli, inançlara karşı saygılı, Musevilere de Hıristiyanlara da merhamet duyan, onları koruyup kollamaktan zevk alan bir millettir. Türk Milleti her zaman Musevilere şefkatle yaklaşmış, onları koruyucusu olmuştur. Türkiye'de hiçbir zaman Hitler'in psikopatlığını destekleyen bir kimse çıkmaz. Türkiye'de hiçbir zaman Musevilere zarar verecek bir oluşum meydana gelmez. Bu konuda İsrail'deki Musevi kardeşlerimizin içleri çok rahat olsun. Her toplum içinde olduğu gibi Türkiye'de de nadiren, aşırı radikal bir iki kişi çıkabilir, akıl mantık dışı görüşler ortaya atabilir. Ama radikal görüşler Türkiye'de hiçbir zaman geniş bir zemin bulmaz.
4. Erdoğan Beyin hükümeti ve politikaları halkın desteğini kazanıyor mu?
ADNAN OKTAR: Sayın Başbakan Musevilere karşı her zaman şefkatle yaklaşıyor, bu yönde çok sayıda açıklaması da var. Musevi vatandaşlarımızın bizim emanetimizde olduğunu ifade eden, İsrail halkına saygısını ve sevgisini ifade eden çok sayıda açıklaması da var. Bu konuda İsrail'in rahatsızlık duymasına gerek yok. İsrail'e karşıt olmak diye bir durum söz konusu değil Türkiye'de. Adil olmayan, aşırıya kaçan durumlar olduğunda bunun ifade edilmesi söz konusu sadece. Ki bu, İsrail halkının da menfaatine olan bir durum. Türkiye'nin koşul ne olursa olsun adaletten yana olması, güvenilirliğinin bir teyidi niteliğindedir. Türkiye adaletten yana olmasa, menfaatine göre davransa, haklının değil güçlünün yanında yer alsa, asıl o zaman İsrail halkının tedirgin olması gerekirdi. Şimdi ise tedirgin olmalarını gerektirecek hiçbir şey yok inşaAllah. Musevi kardeşlerimizin binlerce yıldır bekledikleri Kral Mesih'in döneminde yaşıyoruz. Kral Mesih sevgi insanıdır, barış insanıdır, tüm insanları şefkatle, merhametle kucaklayacaktır. Dünyadan bütün silahları kaldıracak, onun döneminde insanlar mızrakları bağcı bıçağı, kılıçlarını saban olarak kullanacak, her yere dostluk, kardeşlik hakim olacak. Bizler de inşaAllah o mübarek insanın öncüsü olarak hep barıştan yana tavır içinde olmalıyız. Şiddet, aşırılık, çatışma, gerginlik Kral Mesih'i şevkle, heyecanla bekleyenlere yakışmaz. Hepimiz Hz. İbrahim (as)'ın çocuklarıyız, bir taraf Yakupoğulları diğeri İsmailoğulları, birbirlerini sevmemeleri, kardeşce birarada yaşamamaları için hiçbir sebep yok.