A9 TV, 16 Aralık 2016
(Sabah Gazetesi’nden Dilek Güngör’ün yaptığı haberde, İstanbul Emniyeti Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’ne ait raporda DEAŞ’ın 28 Haziran’da Atatürk Havalimanı’nda düzenlediği 45 kişinin şahadetine neden olan terör saldırısıyla PKK’nın intihar timi TAK’ın 10 Aralık’ta Beşiktaş’ta düzenlediği 44 vatandaşımızın şehit olduğu terör saldırısının bombalarının aynı cins hatta aynı fabrikasyon çıkışlı olduğu tespit edildi.)
Kardeşim başları aynı, başları İngiliz derin devleti. Bombalar İngiltere’den veriliyor yani bomba değil, bombanın ham maddesi. C4, TNT Kıbrıs’taki üsden veriliyor, İngiliz derin devletinin elemanları oraya getiriyorlar, onlarda oradan takalarla işte efendim hurda gemilerle falan taşıyorlar olay bu. Ton hesabıyla getiriyorlar öyle bir tane, iki tane, üç tane falan değil, sonra onlar bomba olarak kendileri imal ediyorlar. Çünkü bu fabrikada imal edilen bir şeydir yani bunu devlet yapabilir. Yani TNT’nin yapımı çok güçtür, öyle hani sokakta, dışarıda bir terörist grubun bir atölye kurup TNT yapması mevzubahis değildir, yapamazsın. Trinitrotoluen toluen bulunacak, tolueni özel şartlarda nitrik asitle birleştiriyorlar ki olacak iş değil çok çok zordur ve böylece TNT elde ediliyor. C4 ondan daha da güçlüsü, bu ancak devlet üretimi olması lazım. Bunu herhangi bir devlet vermez, verecek tek yapı İngiliz derin devletidir. Onların ton hesabıyla verdiği bombalar oradan tevzi ediliyor, bir kısmı DEAŞ’ e gidiyor, bir kısmı efendim işte PKK’ya gidiyor..
Bombalı araçta kullanılmak üzere RDX TNT ve üçüncü bir kimyasal madde kullanıldığı ortaya çıkmış. Kullanılan patlayıcıların askeri envanterde bulunduğu belirtiliyor. Bu patlayıcının ismi RDX’in anlamı, ‘Royal Demolition Explosive’ Kraliyet İmha Patlayıcısı. Bakın, Kraliyet yani İngiliz Kraliyet imha patlayıcısı adı üstünde, çok açık değil mi? Bak Kraliyet imha patlayıcısı, İngiliz malı yani. Kardeşim İngiliz derin devleti yapıyor diyorum, bak açık açık söylüyorum. Kıbrıs’taki üsse getiriyorlar bombayı yani bu patlayıcıları oraya getiriyorlar, oradan da takalarla işte uydurma gemilerle falan dağıtımı oluyor terör örgütlerine. Şimdi tabii trafiği değiştireceklerdir biz böyle söyleyince muhtemelen.
İngiliz Derin Devleti Müslümanlara Daha Çok Müslüman Görünümlü Adamlarla Saldırıyor, Yani Münafıklarla Saldırıyor. Buna Çok Dikkat Etmek Lazım
Direkt dinsiz ateistlerle saldırmıyor. Ateisten insana zarar gelmez, dürüstçe söylüyor. Müslüman görünümlü münafıklarla Müslümanlara saldırıyorlar şu an. Bize yapılan ataklara bak hep böyle münafık, karaktersiz, homoseksüel efendim vatanını milletini satmaya hazır, üçkağıtçı, yağcı, yalaka tiplerden oluşuyor birçoğu yani öyle, bir kısmı da kandırılmış adamlar çok dikkatli olmak gerekiyor. Özellikle bu trol hesaplar falan bunlara çok titiz davranmak lazım.
(Rusya Devlet Başkanı Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Suriye konusundaki barış görüşmelerini Kazakistan’ın başkenti Astana’da sürdürmek konusunda anlaştıklarını belirtti. Putin, Suriye’deki bir sonraki hedefin ülke çapında bir ateşkes olduğunu belirtti.)
Putin’e helal olsun. Delikanlı çocuk yani dinçken gençken Tayyip Hoca da öyle, efendim bu 10 yılı iyi değerlendirmek lazım. Her ne olacaksa bu 10 yılda olacak. Dünyanın kilidi bu son 10 yıldır işte yani kilit yıllara geldik. Mehdiyet’in damgayı vuracağı yıl, bu son 10 yıl.
(Başbakan Binali Yıldırım, PKK’ya katılımın azaldığını, katılım sayısının son 40 yılın en düşük yüzeyine indiğine dair raporların olduğunu ifade etti.)
Onlar için o sorun olmaz onu söyleyeyim, böyle şeye güvenmesinler. Katılım olmaz olur mu? Adamlar dolu 10 binlerce terörist Türkiye’nin Güneydoğu’sunu sınır boyu doldurdular. İşte bu YPG-PYD falan bütün bölgede it sürüsü gibiler yani öyle bir şey yok.
(Ergün Diler bugünkü yazısında yine İngiliz derin devletine dikkat çekti ve şöyle söyledi. “Bir Rus general tarihin süzgecinde geçenlere bakarak şöyle der, bir Anglosakson’la düşman olmak elbette çok ama çok kötüdür, bilinmeli ki dost olmak bundan çok ama çok daha kötüdür işte bu Anglosakson aklı daha sonra yanına büyük düşünen bazı Yahudi aileleri de alarak büyük oynamıştır.”)
Şimdi karmaşaya gerek yok Yahudi’si Hristiyan’ı hepsi içinde bunun dinsizi imansızı Allahsız Kitapsızı hepsi var. Belirli bir ırk, belirli bir din yok. Bir de Anglosakson. Ergün Diler çok efendi bir insan, benim kardeşim o, ben onu baş tacı olarak görürüm ayrı mesele de fakat Anglosakson ırk olarak komple, bütün olarak yerilmesi, eleştirilmesi, çirkin görülmesi çok yanlıştır. Anglosakson İngiliz ırkı tertemiz insanlar, çok masumdur İngilizler. İngiliz derin devletidir alçak olanlar. Bu bir deccal geleneğidir. Deccal el veriyor ondan ona, ondan ona mesela Firavun’dan şuna, şundan şuna, şundan şuna, ondan Sezar’a geçiyor Sezar’dan onlara geçiyor. Mesela Hülagü o da bir deccaldır, el değiştirir bunlar hep ortaktır özellikleri kafa yapıları mantıkları hepsinin aynıdır dolayısıyla bir ırkı toptan eleştirmek yanlış, bir dini toptan eleştirmek yanlış. Her dinin her ırkın yanlış insanları vardır, iyileri vardır. İngiliz derin devleti pislik adamların bir araya geldiği bir topluluk, deccal topluluğu yani ne kadar münafık, üçkağıtçı, sahtekar varsa başlarına toplamışlar konu bu.
(Diriliş Postası Yazarı Gökhan Yılmaz ‘İttihad-ı İslam hemen şimdi’ başlıklı yazısında şöyle yazdı: “İttihad-ı İslam’ın zamanı geldi, bugün dünyanın en fazla zulüm gören halkı olan Rohingyalılar’ı kurtaracak olan İttihad-ı İslam’dır. Bugün Musul’da yeni başlayan ve yakın zamanda Halep benzeri manzaralarla karşılaşacağımızı tahmin ettiğimiz Musul’da yaşayan Müslümanların umudu İttihad-ı İslam’dır. İttihad-ı İslam sadece Müslümanlar için değil, dünyada var olan kötülüğü yok edip adaleti, iyiliği, güzelliği, kardeşliği, paylaşmayı, anlaşmayı tesis edecek tek beşeri sistemdir.”)
Çok güzel ama böyle yazan çocuklar, gençler, kardeşlerimiz, koçyiğitler, aslanlar çok sayıda olması lazım. Bunca felakete rağmen bir insan uyanamıyorsa daha hala İttihad-ı İslam istemiyorsa bir rahatsızlık vardır yani psikolojik, kalbinde yani sevgisizlik tarzında bir rahatsızlık vardır.
(CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Kütahya Belediyesi tarafından dağıtılan evlilik ve aile hayatına benzer bir kitabın Pamukkale Belediyesi tarafından dağıtıldığını tespit ettiklerini bildirdi. Kitapta “el sıkışıp tokalaşmak zinaya giden yoldur, kadının saçını kesmesi, tıraş olması yasaktır, kahkaha atmasına takıntılı kadınlar akıl ve ilim yönünden noksandır, kadınlarla istişare edilmemeli, kadının söylediğinin tam tersi yapılmalı” gibi ifadelerin yer aldığını söyledi. “Anayasaya ve yasalara aykırı durumlar içeren bu ve bunun gibi kitapları kimler onaylamıştır? Bu kitabın yazarları hakkında cezai işlem yapılacak mıdır?” diye sordu.)
Doğru söylüyor tabii. Cezai işlem önemli değil de yanlışlık düzeltilmesi lazım. Mesnevi’de de aynı izahlar var Rumi’nin, Mevlana Celaleddin Rumi’nin kitaplarında da aynı izahlar var. Mesela bak, Mesnevi’de diyor ki Mevlana Celaleddin Rumi, cilt 2, sayfa 563, beyit 2270. “Ümmet “peki” dedi “ya bir çocuğa rastlarsak, ya bir kadın çıkarsa karşımıza” çocuk da dedi ki” diyor bak, “kadında akıl yoktur. Aydın bir karara varamaz. Peygamber “onunla danış, dediğinin tersini yap, düş yola” dedi.” “Nefsini kadın tanı, kadından beter tanı. Çünkü kadın parça buçuktur. Nefisse tamamen şerdir.” Yani akıl almaz bir hakaret. Peygamber (sav)’i de insanlara yanlış tanıtıyor. Kendisi de kadınlar hakkında çok galiz konuşmuş oluyor.
Mesela “kadında akıl yoktur” diyor. Akıl yoktur ne demek? Bütün kadınlar, Hz. Meryem’de akıl yok muydu? Hz. Ayşe’de akıl yok muydu? “Bütün kadınlarda akıl yoktur” diyor. “Aydın bir karara varamaz” diyor. “Peygamber, “onunla danış dediğinin tersini yap” dedi” diyor. Yani kadına danışılacakmış, dediğinin tersi yapılacakmış, bu bir hakaret ve işkence bu. “Nefsini kadın tanı, kadından beter tanı çünkü kadın parça buçuktur.” Yani “yarımdır, insan değildir” diyor. “Nefsini de kadın gibi gör” diyor. Yani “aşağılayıcı ve kötü bir şey olarak gör” diyor. Ve “nefsin de tamamen şer olduğuna göre ona göre olayı değerlendir” diyor. Yani kadınlara akıl almaz bir hakaret var. Bu kitaplarda da var. Bu bir felaket, işte kadına karşı zulüm olduğunda Allah bela verir. Allah uğursuzluk verir. Kadın dünyanın yarısı, bu mazlum, mübarek varlıkları Allah nimet olarak yaratıyor. Böyle hakaret edilsin, aşağılansın, ezilsin diye yaratmıyor. Bu Allah’ın zoruna gider. Kullarına böyle zulüm yapılmasını istemez. O zaman intikam alabilir Allah.
(Türkiye’yi terör örgütü DEAŞ’tan petrol almakla suçlayan CIA’in Türkiye’den özür dilediği ortaya çıktı. 2014 yılında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla bir araya gelen Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry Türkiye’nin DEAŞ’a petrol aldığına dair bilgileri olduğunu söyledi. Çavuşoğlu bu iddiayı yalanlayarak, iddianın belgelerini talep etti. Çavuşoğlu’na bir süre sonra bir dosya iletildi. Türkiye’de bazı koordinatların yer aldığı dosya, Türk istihbarat birimlerince incelendi. Yetkilinin verdiği bilgiye göre, dosyadaki koordinatlar Kilis Belediyesi’nin asfalt şantiyesine ait çıktı. Dışişleri yetkilisi, bu bilginin Amerika’ya iletilmesinin ardından Kerry’nin özür dilediğini, CIA’in de yazılı özür dilediğini söyledi.)
CIA’in genellikle yüzde doksan dokuzu atış üstüne oluyor zaten, poligona döndü orası. Sürekli serbest atış halindeler. Yani İngiliz derin devleti ve CIA zaten iç içeler. İngiliz derin devletinin yönettiği bir sistemdir CIA. Dolayısıyla böyle olaylara çok yüzeysel bakan, ilkel bilgelerle hareket eden bir yapılanmadır CIA. Millet gözünde çok büyütüyor CIA şöyle böyle ama böyle bir şey yok. Mesela alıyor elin garibanını götürüyor işkence yapıyorlar, dövüp sövüyorlar, çoğu da mafya mensuplarından oluşuyor.
Şii Görünümlü Katilleri de IŞİD Katillerini de İngiliz Derin Devleti Yönlendiriyor
Suriye’de IŞİD’in katilleri de var, Şia’nın katilleri de var. Yani psikopatları oraya getirmişler. Her ikisini de lanetliyoruz. Her ikisi de zalim, her ikisi de acımasız. Dolayısıyla bunların yaptıkları zulmü hiç kimse takdir etmez. Ama Şii katillerle IŞİD katillerinin arasında hiçbir fark yoktur. Her ikisini de İngiliz derin devleti yönlendiriyor. İran’ın zalimlerini, Şii zalimleri Allah helak etsin. Hidayet versin, hidayet vermezse helak etsin. Sünni zalimlere de Allah hidayet versin. Hidayet vermezse Allah helak etsin onları da. Zalim istemiyoruz. Anarşist, terörist istemiyoruz. Sevgi yurdudur dünya.
Halep’te Türkmenleri Katleden İranlı Şii Milisler MI6 Şialarıdır
Bu İngiliz derin devletinin alçak askerleri bunlar profesyonel katil. Bunlar Şii falan değil. Nüfus cüzdanında Şii yazıyor. Buna niye inanıyorsun? Dini imanını yok bunların, komünist, Allahsız Kitapsız adamlar. Ne alakası var dinle imanla bunların? Şiilikle alakası yok. Yani PKK’lıların alın nüfus cüzdanına bakın, Müslüman yazıyor dini. Mesela Ahmet bir şey ismi adamın “dini Müslüman” diyor ama komünist, Allahsız, Kitapsız. Yani onlar neyse PKK neyse Halep’te Müslümanları katleden Şiilerin konumu aynı. Aslında komünist, Stalinist, Allahsız, Kitapsız MI6 Şiileri bunlar. Şii değil bunlar. Şia’da böyle bir şey olmaz. Şia Allah aşığıdır, Hz. Mehdi (as) aşığıdır, Hz. Ali (ra) aşığıdır. Onlar sevgi insanları, bunu yapmazlar. Türkiye’de de çıkıyor. Mesela Devrimci Halk Kurtuluş Partisi cephesi var, hepsi Müslüman sorduğunda; komünist, terörist. Bak, IŞİD’i de finanse edenler İngiliz derin devletidir. Hiç fark yok. Bu Şii denilen komünist MI6 katillerini de besleyen yine İngiliz derin devletidir. Arada bir fark yok.
İran’ı seviyoruz, İran halkını seviyoruz. Şiileri seviyoruz. MI6 kahpelerini, kendine Şii deyip Allahsız, Kitapsız, azılı Halep’te katliam uygulayan kahpeleri biz zaten Müslüman olarak görmüyoruz. Nüfus cüzdanında Şii yazıyor diye adama niye Şii diyorsun? MI6’in kahpeleri bunlar, katil. Nerenin Şii’si? IŞİD de mesela adamı alıyor, Müslüman’ı doğruyor. Bu ne? Sünni Müslüman mı diyorsun ona? O da MI6’in emrinde, İngiliz derin devletinin emrinde adam, aynı.
İngiliz Derin Devleti İran'la Aramızı Bozup Bizi Birbirimize Kırdırmak İstiyor, Hiç Kimse Bu Oyuna Gelmemeli
Müslüman birbirine düşman olmaz, birbirine kin duymaz. İran’la zorla aramızı açıp birbirimize kırdırmak istiyorlar. Çok akılsızca, aptalca bir İngiliz derin devleti oyunu. Bu oyuna da bazı akılsızlar yahut bilgisi olmayanlar istemeden de olsa yahut isteyerek geliyorlar. Ayetullah Hamaney defalarca açıklama yaptı. “Bunlar Şii değil” dedi. “Bunlar MI6, MI5 Şiileri” dedi.
İran nur gibi tertemiz Müslüman ülkesi. Amerika’sı gıcık oluyor, İngiltere’si gıcık oluyor, sen niye gıcık oluyorsun? Sen niye gıcık oluyorsun? Niye İngiliz propagandasına kapılıyorsun? Hamaney defalarca bak diyor “Merkezi Londra’da bulunan Şii kanallarına dikkat edin” diyor. “Bunlar MI6 Şii’si” diyor. “Bunların Şiilikle alakası yok” diyor. Daha ne desin? Profesyonel katiller, buna niye inanıyorsunuz? Müslümanları birbirine düşürmek için kasten yapıyor adamlar. Müslümanları şehit ederek, çocukları şehit ederek, hamile kadınları şehit ederek Müslümanlardan müthiş bir kin ve öfke meydana getirip, bunu kim yapıyor? İran yapıyor dedirtecekler. “Hadi İran’a saldırın” diyecekler. Bu oyuna gelinir mi kardeşim? İran halkı son derece aklı başında insanlar, nerden çıkıyor bu?
(Sabah Gazetesi Yazarı Mehmet Barlas, siyasilere şu şekilde bir uyarıda bulundu; “Yaşadığımız bu günleri bilinçle değerlendirmeliyiz. Bu bilincin ittihatçı darbelerle yok edildiği Osmanlı’nın son günleri kulaklarımıza küpe olmalıdır. İhanetle siyasetin birbirine karıştırılmasına asla izin vermeyelim.”)
Bunun çözümü nedir? Tayyip Hocam’a sahip çıkarsan hiçbir şey olmaz. Çünkü darbecinin hedefi kim oluyor? Baştaki oluyor, baştakinden başka bir derdi olmuyor bunların. “Baştakinin kellesini isteriz” diyorlar. İsteriz isteriz diye, İngiliz derin devletinin kafası buydu. Abdülaziz’i şehit etti, beşinci Murat nefes almadan onu indiriyor bunu getiriyor, onu indiriyor bunu getiriyor. Tayyip Hoca’yı da çok kolay zannettiler fakat Mehdiyet’in zıl ve gölgesi Türkiye’yi çelik gibi yaptı. Bak kaç akın yaptılar ağızları burunları kırılıyor, her yaptıkları akında yüzüstü düşüyorlar. Yine akın yapacaklar yine belalarını bulacaklar, yine akın yapacaklar yine belalarını bulacaklar, inşaAllah göreceksiniz.
İngiliz Derin Devleti Terör Örgütlerini Kullanarak Nur, Güzellik, Kalite Dini Olan İslam'ı Vahşet Dini Gibi Göstermeye Çalışıyor
(İngiliz Derin Devleti) Müslümanı nasıl göstermek istiyor? Kadınlardan nefret eden, kadınları adam yerine koymayan, yarım varlık olarak gören, karşı fikirde olduğu insanları tutup kesen, boynunu kesen, uçurumlardan aşağı atan, vahşet uygulayan ama hepsi bak yapıyor bak tamamı. IŞİD de yapıyor, Şii milisler de yapıyor, PKK da yapıyor hepsi yapıyor. Hepsi İngiliz derin devletinin kontrolünde, MI6’in kontrolünde bunu bir türlü anlayamadılar. Gece gündüz anlatıyoruz daha yeni yeni anlamaya başladılar.
İngiliz derin devletinin iddiası şu; diyor ki, "Müslümanlık asma kesme, dövme sövme dinidir. Kadınlar aşağılanır. Böyle kaliteli bir kadın bulamazsın. Sakallı bıyıklı kadınlar vardır. Onlar da örterler, başını örterler. Sokağa çıkamaz. Müzik, resim, sanat hiçbir şey yoktur. Ama bize gelin." diyor, "Heykel bizde, resim bizde, müzik bizde. Kadınlar çok şık giyinir. Şapkaları, kıyafetleri, dekolteleri, makyajları, her şey mükemmel. Müziğin, sanatın en kalitelisi bizde. Masalar, yemekler her şey mükemmel. Müslümanlık felaket dini." diyor, "Bak, kendi aralarında bölünmüşler. Şii-Sünni diye birbirlerini kırıp geçiriyorlar. Böyle din olmaz, böyle inanç da olmaz. Bunlar sapkın insanlar. Bunların hepsini öldürmek lazım. Bizim yolumuz yol." diyor.
Biz de diyoruz ki, "Bak senin yolun yol değil. Sen homoseksüelliği, Allahsızlığı savunuyorsun. Bak, bizim yolumuzda asıl kadınlar hür." diyoruz. Gayet bakımlı, sağlıklı sıhhatliler, kaliteliler, nezaketliler. Müzik, resim, sanat, heykel her şey Müslümanlıkta var." diyoruz. "İpek de helal altın da helal. Dans da ediyor hanımlar. Özgürce yaşıyorlar. Hepsi üniversite mezunu. En az iki-üç yabancı dil biliyorlar. Gayet başarılılar, sanatta, bilimde, kariyer açısından da her yönden mükemmel insanlar." diyoruz. "Barışçıl, sevecen, kibar, hürmetli, yemeyi içmeyi, oturmayı kalkmayı her şeyi bilen, her yönden mükemmel; imanlı, inançlı, vatanını milletini seven insanlar." diyoruz. Adama sen fiili olarak en büyük darbeyi vurmuş oluyorsun.
(Sabah Yazarı Melih Altınok köşesinde milli seferberliğe karşı çıkan kişilerin görüşlerini eleştirdi. “İtirazların iki gerekçesi varmış, ilki terör örgütlerine karşı seferberlik ilan edilemez, savaş açılmazmış. Eğer böyle yapılırsa terör örgütleri kendilerini bir şey sanıp havaya girerlermiş. İkincisi, Cumhurbaşkanı’nın seferberlik çağrısı anayasada bu hali gerektiren durumlara uymuyormuş.”)
Yok canım olmaz olur mu? Vatanın bütünü alenen İngiliz derin devletinin tehlikesi altında, adamların milyonlarca askeri, milyonlarca silahı var, büyük bir tehdit ve büyük bir savaş riski var. Ben yaklaşık dört yıldan beri ama yoğun olarak da üç yıldan beri her gün seferberlik istiyorum sık sık. Yayınlarda yüzlerce açıklamam var seferberlik, bir an önce seferberlik ilanı. Ben kapsamlı bir seferberlik istedim ayrıca çok kapsamlı askere alınmalar, üç milyon, en az üç milyonluk bir ordu.
(Takvim Gazetesi’nin 2015’te yaptığı bir haberde İngilizlerin IŞİD’in nasıl yönlendirildiği anlatılmıştı. Bu habere göre Kraliçe’nin medyası IŞİD nedeniyle tutukladıkları kişi sayısının on dört olduğunu açıkladı. Ama rakamlara göre İngiltere’den teröre gidenlerin sayısı üç bini buldu. Her hafta beş İngiliz Suriye’ye geçerken bunlardan altı yüzünün İngiltere’de silahlı eğitim aldığı ortaya çıktı.)
Yetiştiren kim? MI6. Burada amaç Müslüman işte asar, keser, boğar, zalim, gaddardır, acımasızdır. Kitaplarla da buna destek sağlıyorlar. Nur olan, sıcaklık olan, güzellik olan, estetik olan, cennet olan İslam, dehşet ve vahşet dini cehennem dini gibi gösteriliyor. Deccalin bir oyunu bunu bozacağız. Ve bozduk ve bozmaya da devam edeceğiz.
(Eski BBC çalışanı İngiliz gazeteci Toy Gosling yaptığı açıklamada “IŞİD, NATO güçleri tarafından bilinçli olarak yaratıldı. Bu örgütü MI6 ve CIA büyüttü. IŞİD, Kaddafi ve Esad’la savaşmak için kullanılan eski bir organizasyonun yeni adıdır” dedi.)
Bak biz uyardıktan sonra herkesin ağzında MI6 İngiliz derin devleti. İki yüz yıllık Osmanlı tarihinde cumhuriyet tarihinde böyle bir şey yok. Hiç İngilizlere dokundurmazlardı hiç konuşulmazdı. İngilizler hiç bilinmezdi.
(Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Halep’te yaşananları değerlendirdi. Terör örgütü DAEŞ’in İngiltere tarafından yönetildiğini belirtti. “Benim kişisel tespitim DAEŞ’in İngiliz casus Lawrence'nin gayrimeşru çocuğu olduğudur. Ve bu örgüt emperyalist küresel güçler hesabına çalışır.”)
Emperyalist küresel güçler yok, İngiliz derin devleti var. Kardeşim öyle ayrı ayrı güçler olsa birbiriyle boğuşur bunlar zaten. Sistemli, düzgün giden emir komuta zinciri içerisinde giden bir deccaliyet hareketi var. Emperyalist güçler diye bir şey yok, bir tane güç var İngiliz imparatorluğu, İngiliz derin devleti, o.
Terörist Hep Moralle Ayakta Durur Moral, Moral Güçle. Bunların Morallerini Yıkacak Olan Fikirdir
Mesela PKK’nın moralini yıkacak olan fikirdir. Bombalama etkilemez onları, hiç etkilenmez moralini yükseltir o, ölüm falan oldu mu daha kinlenir ama fikir kendi fikrinin yanlışlığını anlattığında adam akıl almaz çöker, bütün gücü çöker. Fikri mücadele çok hayatidir mesela IŞİD’de de öyle bir söylense, anlatılsa aniden çöker. Bak İngiliz derin devleti adamları eğitmiş gayet netice alıyor. Karşı eğitimle de sen netice alırsın. PKK’da da öyle adamlar dağlarda eğitiyorlar, sen de karşı eğitim verirsen sen de netice alırsın. Ama devlet oturup tek yanlı Darwinist eğitim yaparsa, materyalist eğitim yaparsa adama sen ne diyeceksin? Senin devletin de Darwinist, materyalist derse, biz ne diyelim? Komünizmin geçersizliğini anlatırken komünizm Darwinist, materyalist sistem üstüne kurulmuş. Biz Darwinizm, materyalizm geçersizdir dersek, hükümet, devlet Darwinizm’i destekliyor derse, materyalizmi destekliyor derse, ne diyelim? Derse değil, diyor zaten.
W. Churchill Koyu Darwinist ve Irkçıydı
1943 Bengal kıtlığında dört milyon Hintli’nin ölmesine sebep oldu Churchill. “Hintlilerden nefret ediyorum” diyor. “Barbarlar, hayvan gibi bir kavim” diyor. Churchill Afganistan’da askerlere direniş gösteren herkese anında vurma emri veriyor. Peştunlar’ın İngiliz ırkının üstünlüğünü fark etmemelerine şaşırdığını ve gıcık olduğunu söylüyor. Buna inandığını söylüyor. Tabii gıcık demiyor da ona hayret ettiğini söylüyor. Güney Afrika’daki İngiliz toplanma kamplarında on binlerce kişi can verdi. Churchill bu yaşananlar için “heyecan verici” diyor.
Churchill ırkı bozulmuş yüz bin İngiliz’in zorla çalışma kamplarına götürülmesi ve kısırlaştırılmasını teklif etmiş. Zencilerle falan karışık var, “İngiliz beyazdır” diyor. Filistin halkı için bak haşa diyor ki bak “köpek kulübesi hakkında son kararı içinde yaşayan köpekler veremez” diyor Filistin için. Bak “köpek kulübesi hakkında son kararı” haşa “içinde yaşayan köpekler veremez” diyor. Acayip aşağılıyor, bir elinde puro, bir elinde viski tam alkolik böyle gözü dönmüş koyu Darwinist. Çıplak geziyor sürekli, çırılçıplak anadan doğma geziyor kendi ofisinde. Misafirlerini de öyle karşılıyor çırılçıplak böyle bir adam.
Churchill Kenya’da verimli toprakları sadece beyazların işletmesini emrediyor, yüz elli bin Kenyalıyı toplama kamplarına kapatıyor, yüz elli bin kişi. Görüyor musun bak garibanları? Adamların hiçbir suçu yok sadece suçları Kenyalı olmak. Karayiplerden İngiliz sömürgelerinden göçmen gelişine şiddetle karşı, “İngiltere’yi beyaz tutalım” diyor. “Keep England White” ünlü sözü Churchill’in, “İngiltere’yi beyaz tutalım.”