A9 TV, 27 Ağustos 2016
Gülen Hareketine Bağı Olanlardan Suça Karışmamış Olanları Islah Edelim, Vatana Millete Faydalı Hale Getirelim. Bu, Türkiye İçin Daha Karlı Olur
Bunu biraz sevinçle karşılıyorlar ama sürekli tutuklamalar oluyor falan, şirketler kapanıyor, okullar kapanıyor. Yurt dışındaki okullar kapanıyor, bu sevinç verecek bir şey değil. Bu sevinilecek bir olay değil. Biz kendi kendimizi yiyip-bitirmiş oluyoruz. Islah edelim, düzeltelim, kullanılır hale getirelim, doğru çizgiye getirelim, doğru yolda istifade edelim, faydalı hale gelsinler. Zayi etmeyelim israf olmasınlar. Bütün mesele İngiliz derin devletinde. Bu alçaklarla bağlantılarını kesersek bu insanlar bu Rumi kafadan, homoseksüelliği savunan kafadan, PKK’ya şirin görünmek isteyen kafadan, “Türkiye bölünürse bölünsün daha iyi bizim için” diyen kafadan kurtarırsak bu insanları, Osmanlı evladı gibi, sahabe gibi hale getirirsek zayi olmaktan kurtarmış oluruz. Öbür türlü yazık olacak. Sürekli insan israfı var, eşya israfı var. Bu bizim sevinç duyacağımız bir şey değil. Uçaklar havadan bombardıman yapıyor, bizim karakollarımız bombalanıyor, karakollar aşağı iniyor, karşı bombardıman yapılıyor, paralelcisi tutuklanıyor, dikeycisi… Adam ta en uzaktan eskiden beri en alakasız olanlar onları da tutukluyor falan. Tabii devlet refleksi var mecburen yapıyorlar. Çünkü şu an dehşetli bir tehlike var adamların şakası yok. İstanbul’u almayı düşünüyorlar, ayırmayı, Antalya’yı, İzmir’i ayırmayı düşünüyorlar, PKK’ya Güneydoğu’yu vermeyi düşünüyorlar. Türkiye’de homoseksüelliği Rumiliği yaymayı düşünüyorlar. Türkiye diye bir şey kalmıyor zaten, geriye bir şey kalmıyor. Devlet haklı bir refleks gösteriyor ama sevinilecek bir şey değil bu. Süratle tamir ederek kullanılır hale getirelim.
Bir de hükümetin aydına, aklı başında adama çok ihtiyacı var. AK Parti’nin aydını az, oradan destek sağlanması lazım. Yani nedamet getiren insanlar, aklı başına gelen insanlar desinler “biz pişman olduk, nadim olduk, hata yaptık, hükümet de anlamamıştı biz de anlamadık, Cumhurbaşkanı da anlamadı, Başbakan da anlamadı. Daha önceki cumhurbaşkanı, başbakanlar da anlamadı oyuna geldik. Ama şu an pusuyu fark ettik, oyunu fark ettik bu konuyu düzeltelim” demeleri lazım. Bu şekilde yapalım. Öbür türlü bu içinden çıkılacak gibi değil. Çıkılır da dallanıp-budaklanır.
Ama ben kınamıyorum hükümeti. Öbür türlü devlet gidecek, millet gidecek. Darbe olmuş olsaydı en az bak en az yüz bin kişiyi katlederlerdi en az yüz bin kişiyi. Rahatça milyonu da bulurdu katliam, gittikçe artacaktı. Çünkü darbeyi oturtturdukça katliamın çapı artacaktı. AK Parti, MHP, CHP ileri gelenler falan herkese katliam uygularlardı. Onun için devletin kendini savunması normal. İnsanların da tedirgin olmasına gerek yok. Ya devlet kendini savunacak ya batacak.
Özetle millet tedirgin olmasın. İnsanlar işte yok tutuklanıyor, tutuklanıyorsa tutuklanır bir şey olmaz. Yok malıma mülküme… Asıl ahirette senin malın, cennette malın. Dünya malı olsa ne olur? Bir de yabancıya da gitmiyor nihayetinde devlete gidiyor yani. Kafayı takacağınız bir şey yok, sokağa atılmıyor, değil mi? Duruyor malın yine. İki günlük dünya kafayı takacakları bir şey yok. Ama devlet kendini savunmasa bak bu sefer malı değil canı da gider ailesi de gider her şeyi gider.
Görevinden alınanlar, tutuklananlar devlete küsmesinler. Devlet yok olacaktı öbür türlü. Görevinden alınanlar, tutuklananlar devlete sakın küsmesinler. Öbür türlü aileleri falan her şeyleri yok olacaktı. Devlet de yok olacaktı, Türkiye de yok olacaktı, aileleri de yok olacaktı. Yani Türk Milletine büyük bir katliam uygulanacaktı.
(Cerablus’un güneyinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait iki tanka PYD tarafından roketli saldırı yapıldı. Saldırıda 1 asker şehit oldu, 3 asker yaralandı.)
Tank işi sakat. Tankın içinde asker tutmayalım. Tank hareketli ortamda kullanılır. Tankın içinde asker tutulursa adam gelir çat diye vurur. Tank hareket ederken havadan, karadan, denizden yoğun bombardıman gerekir ki tanklar korunacak o şekilde ilerleyeceksin. Yoksa tankın içinde asker oturtursan götürür yakar adam. Benzin döker yakar yahut roket atar çok basit gayet basit. Bir lav silahıyla rahatça o tankı imha etmek mümkün. Olmaz, tankın içinde asker tutmayalım. Tank hareketli oluyor, arkasında asker yürür tank hareketlenir, arkasında mesela 20-30 asker olur, havadan da takviye vardır tank öyle ilerler. Onun dışında tank kullanılmaz. Çocukları onun içine doldurup beklersek adamlara hazır hedef. Olmaz, ona bir çözüm bulsunlar.
Amerika IŞİD’e karşı savaşacaklar diye YPG’ye, PYD’ye, PKK’ya müthiş tanksavar silahlar verdiler. Tanksavar ve uçaksavar. Halbuki IŞİD’in elinde uçak yok niye verdikleri belli. Bak şimdi kullanmaya başladılar. Böyle olmaz. Tank artı piyade, dışarıda olacak piyade ve hava desteği, yoğun hava desteği, tank öyle kullanılır. Benim kanaatim görüşüm, ben vatandaş olarak kanaatimi söylüyorum.
Darwinist Materyalist Eğitim Allah'ın Haşa Alenen İnkar Edildiği Bir Eğitimdir Bu, Allah'ın Gücüne Gider Normal Kabul Edilmemesi Gerekir
Hükümetten istirham ediyorum, Darwinist-materyalist eğitim devam ediyor. Bu eğitim Allah’ı inkar eden bir eğitim. Yapmayın etmeyin, Allah’ın zoruna gider. Buna bir çözüm bulun. Allah alenen inkar ediliyor. Peygamberler, din, iman, bütün kitaplar hepsi inkar ediliyor. Darwinizm İngiliz derin devletinin ortaya attığı Allahsız bir ideoloji. İngiliz derin devleti deccaliyetin merkezidir. Deccal bu oyunu oynuyor. Bak askerlerimizi vurduran deccaliyettir. Milleti böyle huzursuz yapan deccaliyettir. Bak Fethullah Gülen cemaatini yutan da deccaliyettir. Hz. Mehdi (as)’ın zuhuruna çok az bir zaman kaldı. Herkes gönlünü açsın, kafasını açsın, uykudan uyansınlar.
Müslümanlar Hep Ezik Olsun Hiçbir Yerde Görev Almasın İstiyorlar. Böyle Olmaz Müslümanlar Her Yerde Olacak ve Devlete Millete Sadık Olacak
Müslümanlar hep gariban olsun istiyorlar, hiçbir yerde görev almasın. Görev alsın, devletine milletine sadık olsun, hainlik yapmasın. Öbür türlü PKK görev alıyor. Hastanede PKK’lı doktor oluyor, bilmem nerede PKK’lı oluyor, öbür tarafta komünist oluyor, yani terörist komünist oluyor. Eğitim sistemindeki bozukluktan kaynaklanıyor. İngiliz derin devletine bak aylardan yıllardan beri dikkat çekiyorum bir türlü anlamadılar. Bela adım adım ilerliyor gizli olduğu için. Deşifre et, deccaliyetin en büyük korkusu deşifre olmaktır. Söyle, adamı darmadağın et.
(Muhammed Nur Doğan katıldığı bir programda Üstad’ı ve risaleleri hedef aldı. Doğan, Nur talebelerinin namazda kıraat maksadıyla Kuran yerine risale okuduklarını ve risaleleri de haşa Kuran gibi kabul ettiklerini öne sürdü. Üstadımız’ın yazılarına gönderme yaparak “Bu bana yazdırıldı” diye iddia edip kutsallık atfederseniz insanlar böyle sapıtır işte” yorumunda bulundu.)
Bediüzzaman diyor ki “Bu bana yazdırıldı ben yazmadım.” Ayette ne diyor Cenab-ı Allah “Attığın vakit sen atmadın Allah attı. Öldürdüğün vakit sen öldürmedin Allah öldürdü.” “Her şeyi yapan Allah’tır” diyor. “Ben Allah’ın aciz bir kuluyum bunu bana Allah yazdırdı” diyor. Bu gayet güzel, bir müminin konuşması gereken şekildir. Tevhid ehlinde hakiki Müslüman böyle konuşur. Bediüzzaman’a kendilerince tavır alıyorlar.
(Dün Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün açılışında Genelkurmay Başkanımız Hulusi Akar Paşa da vardı. Oda TV, Türker Ertürk imzalı bir haber yaparak Paşamız’ın açılışa katılmasını eleştirdi.)
İşte anlamı şu: Hulusi Akar çok mükemmel bir insan. Yani bunları hep negatifinden pozitife çevireceksiniz. Şimdi adam “siyah” dediyse beyazdır, “beyaz” dediyse siyahtır. Yani bu tiplerde hiç şaşmaz ölçü budur. Demek ki çok mübarek bir insan, muhterem bir insan, doğru yolda bir insan. Tabii ki tarihi bir günde milletiyle, sevdikleriyle, dostlarıyla bayram havasında birlikte olması bazı kişilere dokunmuş. Hulusi Paşamız bizim başımızın tacı, çok seviyoruz. Destekliyoruz da, aslan o. Kabadayının şahı. Gazidir, yiğittir, doğru yolda bir insan, nur gibi Müslüman evladı. Üçkâğıtçılara, PKK’ya, derin devlet yapılanmalarına da tavır almış bir insandır. Paşamız’ın doğru yolda olduğunu Allah bize gösteriyor. Bunların reaksiyonu Paşa’nın doğru yolda olduğunu gösteriyor. Mübarek bir insan olmasa bu adamlar böyle konuşmaz. Mübarek bir insan ki böyle konuşuyorlar. Paşamız’a Allah uzun ömür versin, yolu doğru, tavrı da doğru, davranışları da güzel, nur gibi bir insan. Paşamız’ın güzel hizmetleri olacak. Hulusi, güzel bir isim, Hulus, o kökenden geliyor. Allah ömrüne bereket versin. Paşamız hiç kaale almasın böyle tipleri, zaten almıyordur.
Felaket Bölgelerine Yardım Ulaştırmak Milletimizin Nezih Asil Ahlakının Bir Gereğidir. Kızılay Hiç Gecikmeden İtalya'ya da Ulaşsın
Bu İtalya’daki depremle ilgili de bir Kızılay’ın girişimi olması şart. Yani oradaki insanlar mazlum. İtalyanlar, İtalyan köylüler çok mağdur durumda kaldılar. Kızılay gereğini yapsın. Oraya çadır, battaniye, yiyecek, oradaki insanların rahat yaşaması için ne gerekiyorsa bu temin edilsin. İtalya komşumuz.
O İtalya’daki depremle de ilgilenelim. Yani Kızılay bu konuya önem versin. Hemen Kızılay’ın o dev hilalleri görülsün İtalya’da. O İtalyan köylüleri falan, yazık baktım. Dağ tepelerde falan onların eski evleri var, hep yıkılmış. Maddi yönden de fakir insanlar, yani öyle zor durumda olacakları anlaşılıyor. Yiyecek, giyecek, battaniye, şu bu falan, barınacak yer, ilaç, çok iyi olur.
Türk Kızılay’ının dev flamaları İtalya’ya giriş yapsın. Kızılay’ın dev tırları İtalya’ya giriş yapsın, bu görülsün. Bu bir sevgi ve dostluk gösterisidir, bir gönüldür. Orada o insanların kalbine bir ferahlık gelecektir. Müslüman Türkiye oraya yardıma gelmiş, bu bir ihtişamdır; Osmanlı’nın, Türk Milletinin ihtişamı.
Dua Olmadığında İnsanın Aklı Gider. Duaya Çok Önem Vermek Lazım
Dua bir seferde böyle uzun dualar değil de kısa kısa dualar da çok güzeldir. Ama duayı hiç unutmamak lazım. Dua çok hayati bir konudur. Özel sırrı vardır duanın. Dua olmadığında insanın aklı gider Allah esirgesin. Aklına zayilik gelir. Dua çok hayatidir yani insan dua ile ayakta durur. Allah duayı vesile eder. Duaya çok önem vermek lazım.
Pkk Yenilmeye Mahkum. Kaderin İçerisindeki Yerlerini Bilmiyorlar Kaderlerinde Mağlubiyet Var, Yakında Kendileri De Görecek
PKK kaybedecek. Onlar kaderin içerisindeki yerlerini bilmiyorlar. Onları şeytan kurdurdu. Şeytana uyanlar mağlup olurlar biliyorsunuz. Kaderlerinde mağlubiyet var, inşaAllah. Hadislerden bunu anlıyoruz.
Bunların süresi de doldu, yani süreleri tamam. Pergel tepelerinden bir geçti, yani ben onlara söylüyorum. Ne demek istediğimi olaylar gelişince anlayacaklar. Pergel tepelerini çizdi geçti.
(İngiliz Financial Times Gazetesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aynı anda üç ayrı cephede Gülen, IŞİD ve PYD ile savaşmasının bir risk ve anlaşılmaz bir durum olduğu yorumunu yaptı. Haberde “Ankara’nın risk sıralamasını değiştirmek zor. Gülen yok edilebilir, IŞİD bir gün ortadan kaybolacaktır. Ama Kürtlerin Suriye sınırının her iki tarafındaki ilerleyişi Türkiye’nin sınır bütünlüğüne yönelik sürekli bir tehdit olarak kalacak” denildi.)
Yok, yok. Kürtler, Türkler, Çerkezler, hepsi birleşecek. İttihad-ı İslam olacak. PKK falan da kalmayacak. Böyle it kopuk, alçaklar, böyle homoseksüel, dinsiz imansız hapçı takımı, öyle bir şey olmaz. Kürt kardeşlerimiz bizzat kendi elleriyle o pislikleri oradan süpürecekler. Öyle orada alçak istemiyoruz. Kürt kardeşlerimize cennet gibi bir ortam sağlayacağız. Bütün Türkiye onların, bütün bölge onların, her yerde özgürce yaşayacaklar. Proletaryanın azgın devleti, proletarya diktatörlüğü onları ezim ezim ezemeyecek, ezdirtmeyeceğiz, müsaade de etmeyeceğiz.
"Dinde Zorlama Yoktur." Bu, Allah'ın Hükmüdür. Bu Ayet Aynı Zamanda Laikliğin En Güzel Özetidir
Şeytandan Allah’a sığınırım Bakara Suresi 256. Ayet “Lâ ikrâhe fîd dîn” Dinde zorlama yoktur. “La ik” bak, la ik . Kuran’da. Görüyor musun; laik. Ayet öyle başlıyor, laikle başlıyor. “lâ ikrâhe fîd dîn” Dinde zorlama yoktur. Bu zaten laikliğin kısa özetidir bu ayet. Laik kelimesiyle başlıyor Kuran’da. Biz diyoruz ki Kuran’da var laiklik diyoruz, kelime olarak da var. Laik kelimesiyle başlıyor ayet. Laik alenen açık. “Lâ ikrâhe fîd dîn dinde zorlama yoktur.” Laikliği özetle deseniz en mükemmel özeti budur. Dinde zorlama olmaması. Herkesin özgür olması. İsteyen Hristiyan olur, isteyen Müslüman olur devlet herkese eşittir. İsteyen de dinsiz olur.
2017'de Daha Büyük Olaylar Göreceğiz. Allah Milletimizi Muhafaza Etsin. Güzel Bir İmtihanla İmtihan Oluyoruz, Neticesi Çok Güzel Olacak
İnsanlar hemen 2021’e 2023’e gelelim falan diyorlar ama bir süreç bu tabii. 2016’da 2017’de zaten daha büyük olaylar olacak. Allah milletimizi muhafaza etsin. Ama sarsılma Müslüman’da olmaz. Güzel bir imtihanla imtihan oluyoruz. Olacak büyük olaylardan paniğe kapılmak bilmem ne yapmak Müslüman’ın yapacağı hareket değil. Bir korku tüneli gibi tünelden geçeceğiz. Sonra aydınlık bir yere doğru gideceğiz. Pırıl pırıl aydınlıkla güneş ile karşılaşacağız. O da fazla sürmüyor zaten. 1506’lara kadar falan. Hicri 1506’lara kadar. Sonra yeniden bozulma başlayacak. Sonra o devrin Müslümanları tabii kendilerini gizleyecekler. Nasıl gizleyecekler? Artık bir yolunu bulacaklar. Veyahut bir yolu gösterilecek onlara. O yolda ilerleyecekler.
Türkiye Muzaffer Olacak. Mehdi (as)’nin Olduğu Yerde Mağlubiyet Olmaz
Mehmet Şevki Hocamız yarın ki yazısında diyor ki “Ahir zamanda yaşadığımı biliyorum. Sahih hadislerde bildirilen Mehdi (as)’nin zuhur edeceğini biliyorum”. Hay maşaAllah. “Efendimiz (sav)’in yüzden fazla sahih hadiste bildirilmiş olan İsa (as)’ın zuhuruna inanıyorum”. Mesih’in geldiğin farkında demek ki. “Amik Ovası’nda Melhame-i Kübra savaşı olacağını çok sayıda insan öleceğini biliyorum” yani Hocamız demek ki konuşmalarımı iyi izliyor. Kokuyu almış. Kapalı bir üslup ile bir şeyler anlattım ama Şevval, Zilkade derken oradan konuyu anlamış o. Zilhicce’ye doğru gidiyoruz. O da baksana “taş üstünde taş kelle üstünde baş kalmayacağından çok korkuyorum” diyor. Yok, Hocamız’ın gönlü rahat olsun. Türkiye muzaffer olacak. Mehdi (as)’nin olduğu yerde mağlubiyet olmaz. Mehdi (as)’nin olduğu yerde zafer olur. İsa Mesih’in nefesi her yerde şu an. İsa Mesih de hazırlık halinde. O da çıkışa hazırlanıyor. Talebeleri de biliyor, kendisi de biliyor. Oradan buradan her yerden bir yoğun hazırlık var. Biz de buradan ona selam ediyoruz. Sevgilerimizi gönderiyoruz. Güven içinde çıkacağı gün yaklaşıyor. Kudüs, Kudüs’ü Şerif’te, Jerusalem’de inşaAllah dünya onu görecek.
(Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry Suriyeli mevkidaşı Lavrov’la yaptığı basın toplantısında yaptığı açıklamada “Suriye’nin bütününden yanayız. Bağımsız bir Kürt girişimini desteklemiyoruz. Bazı unsurları ile sınırlı bir şekilde işbirliği yapıyoruz. Dostumuz Türkiye’nin hassasiyetini anlıyoruz.” Cerablus’a yönelik Fırat kalkanı operasyonu ile ilgi Suriyeli yetkililerin rızası olmadan başlatıldığını da savundu.)
Suriye ile dostluğun oluşabilmesi için önce şu sınırdan geçişi bir kolaylaştırsınlar. Suriyeli politikacılar, bilim adamları, profesörler Türkiye’ye rahatça gelebilsin. Vize imkansız hale getirmiş sistemi. Müthiş bir vize kilitlenmesi olmuş. Bu kilidi açsınlar. Vize kilidini açsınlar. Vize kolaylığı sağlansın. Suriyeli birçok üstat buraya gelemiyor. Meseleyi çözebilecek adamlar buraya gelemiyorlar. Bu bir yanlışlık. Orada bir kilitlenme ve hata var ilk oradan başlasak çok iyi olur. Bak istirham ediyorum. Vize kolaylığı sağlasınlar. Orada da çok iyi niyetli güzel insanlar var Suriye’de.
(Amerika, IŞİD lideri Bağdadi’nin 2004 yılında 7 ay boyunca Irak’ın en güvenlikli hapishanesi Ebu Garip’de tutulduğunu ilk kez kabul etti.)
İşte zamanında ezim ezim ezilen adamlar annesinin ırzına geçilmiş, kız kardeşinin ırzına geçilmiş, babasının burnu kesilmiş, kulağı kesilmiş ve adamları delirtmişler özetle. Onlar da şu an intikam peşindeler. Bu tabii çok korkunç bir durum. Kendi elleriyle yaptılar bunu, kendi elleriyle oluşturdular. Akıl almaz nefretle onları donattılar, müthiş bir kin duygusuyla donattılar ve adamlar şimdi adamları kıtır kıtır kesiyorlar. Sevgiyle yaklaşın dedim, dehşetle yaklaştılar. Sonucu bu oldu.