A9 TV, 15 Aralık 2016
İngiliz Derin Devleti İnsanları İslam'dan Uzaklaştırmak İçin Müslümanlar Hayatla İçiçe Olamaz İmajı Vermişti, Biz Bu İmajı Tamamen Yıktık
Müslümanları böyle hani hep içine kapalı başı örtülü, hırkayla oturur, işte evden dışarı çıkmaz, yemez, içmez, gülmez, eğlenmez, müzik dinlemez, resimden sanattan anlamaz, hurafe peşindedir, estetiği güzelliği sanatı çirkin sayar yani hayatı kaymıştır özetle böyle tanıtıyorlar. O yüzden biz de onun tam aksi bir görüntü vererek ve onu yaşayarak -ki Kuran’ın istediği de budur zaten- cennet ortamı gibi bir ortamın esas olduğunu vurgulayan bir tavır içindeyiz. Böylece İngiliz derin devletinin oyununu ortadan kaldırmış oluyoruz. Onlar, “Örnek olacak hiçbir Müslüman yok” diyorlar. O zaman örnek olacak; sanat dolu, güzellik dolu, estetik dolu, kalite dolu, hayat dolu, sevinç dolu bir İslam anlayışını savunan bir Müslüman topluluğu olması gerekiyor. Onlar da bizleriz. Biz bunu yapıyoruz da İngiliz derin devleti boş mu duruyor? Tabii köpeklerini üstümüze saldı İngiliz derin devleti. Yerli köpeklerini yalakalarını da saldılar, atak üstüne atak yapıyorlar.
(Halep’teki sivil ve muhaliflerin bölgeden tahliyesi için çalışmalar devam ederken konvoyun kullandığı yolda mayınların yerleştirildiği ortaya çıktı. Mayınların temizlenmesi için bir süre Halep’in boşaltılmasına ara verildi. Hasta ve yaralıları aldıktan sonra dönüş yolunda Esad rejimi ve İran komutasındaki milislerin saldırısına uğrayan konvoyun biri ise tekrar şehir merkezine döndü. Milislerin saldırısında 4 kişinin hayatını kaybettiği açıklandı. Bu saldırı üzerine Rusya açıklama yaparak, İran ve Esad rejimine bir daha ateşkesi bozarlarsa onları vuracağını ilan etti. Ve Rusya şu anda konvoyu İHA’larla koruma sağlıyor.)
Evet, Putin’e helal olsun delikanlıymış. Putin hakikaten değerli bir delikanlı. Hataları var yanlışları var ama delikanlılığı yiğitliği açık.
Şia düşmanlığını da bırakmak lazım. Çok büyük hata, çok büyük yanlış. Şiiler zaten çile çekmiş acı çekmiş Müslümanlar. Onların yiğitliğini kahramanlığını takdir etmek yerine onlara nefret söylemi söylemek çok çirkin çok yakışıksız. Zaten bütün ömürleri çileyle geçti. Yani 1400 seneden beri ızdırap içinde yaşıyorlar.
(Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu ana kadar Halep’ten 1150 sivil ve yaralı tahliye edilerek İdlib’e geldi. Bazı batılı ülkelerin bir kişi bile almayız dediği bir ortamda biz bir değil binlerce kişi daha gelse alacağız, yer bulacağız” dedi.)
MaşaAllah. Ama bak görevimiz bu oluyor. Yaralılar falan. Adamlar Müslümanları şehit ediyor gömüyoruz. Adamlar Müslümanları yaralıyor tedavi ediyoruz. Bacağını koparıyor takma bacak takıyoruz. Bunu kökten halletsek de İttihad-ı İslam’ı yapsak da şu bela hiç olmasa olmuyor mu?
(Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerine ticarette Dolar ve Euro değil kendi paralarımızı kullanma çağrısı yapmıştı. 60 ülkenin üst düzey temsilcilerini ağırlayacak olan Dünya Helal Zirvesi’nde teşkilat bu konuyu gündemine alacak.)
Tayyip Hocam bu konuyu kökten halletsin. Dolar-Euro saltanatını ortadan kaldırsın, dehşetli büyük bir hizmet yapmış olur. Bir de tedirgin olmasına gerek yok, millet onu destekliyor öyle bir şey olmaz. Yani işte şu sistem bu sistem. Az oyla iktidar, öyle bir şeyi kafasına koymasın. Az oyla iktidar o bize yaramaz. O çok tehlikeli bir şey. Çok fazla oyla iktidarda tutacağız şahsını, çok fazla oyla bunu yapacağız.
(Profesör Doktor Ahmet Kepekçi Yeni Mesaj’daki yazısında Atatürk’ün dindar yönüne şöyle dikkat çekti. “Atatürk’ün başkanlığını yaptığı Türkiye Büyük Millet Meclisi 1923 yılında Peygamber Efendimiz (sav)’in doğum gününü milli bayram ilan etmiştir. Bu, uzun yıllar dinsiz olarak anlatılan Atatürk’ün gerçek kimliğini anlamak açısından önemli bir tarihi gerçektir.”)
Kardeşim bir tane örnek vermiş, on binlerce Kuran dağıttı rahmetli Atatürk, ondan niye bahsetmiyorsun? Anadolu’da. Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran tefsiri yapmasını rica etti Kuran tefsiri yaptırdı Elmalılı tefsiri meşhur, bundan niye bahsetmiyorsun? Buhari-yi Şerif’i tercüme ettirdi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurdurdu, ilahiyat fakültelerini kurdurdu, imam hatip liselerini açtırdı, cebinde sürekli Kuran taşıyordu, her akşam hafız efendileri çağırıp Kuran okutturuyordu, bunlardan niye bahsetmiyorsun? Resulullah (sav)’ı öve öve aşkla anlatıyor, bundan niye bahsetmiyorsun? Tek bir konudan bahsetmiş ondan sonra dinsizlik bilmem ne iddiaları. Dinsizlik öyle bir konu yok, ‘dinsiz’ onu söyleyenlerin kendisi dinsiz. Dini olan, imanı olan Müslüman bir insana dinsiz demez zaten. Aklı zayıf insanlar onu söylüyor. Onlara sen ne itibar ediyorsun.
(Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu açıklamasında; “Yurtdışında bizim vatandaşımız olup da PKK’ya oralarda aktif destek verenlerle ilgili vatandaşlıktan çıkarma dahil her türlü tedbiri alacağız” dedi.)
Niye bekliyorsunuz? Zaten hemen yapın. Ayrıca o adamlar umursamaz öyle bir şeyi. Zaten aranıyor adam burada, müebbet hapis cezasıyla aranıyor, yurtdışından zaten gelmez adam, çıkartsan da çıkartmasan da ona fark etmez.
İngiliz Derin Devletinin Oyunlarına İnat Türkiye Ve İran Kardeş Kalacak, Şiilerle Sünniler Arasında Savaşa İzin Vermeyiz
İran nur gibi Müslüman, orada milyonlarca Şii var, milyonlarca Sünni var İran’da, en az yirmi milyon Sünni var ve yine milyonlarca Türk var. Sünni ve Şii ikisini ayırıp birbirine düşürdün mü İslam alemi diye bir şey kalmaz. Niye Şiilerle biz ayrı olalım? Şii-Sünni hepsi kardeş, Müslümanız biz. Şii komünist katiller var adı Şii, komünist bunları görevlendirmişler cinayet işlemek için görevli doğrudan İngiltere’ye bağlı bunlar, İngiliz derin devletine bağlılar hatta buna İngiliz Şiiliği deniyor. İran’daki Şiilerden de bunlar nefret ediyorlar. Mesela Sistani “Müslümanlar kardeştir” dedi. “Sünni, Şii kardeştir” adamlar cinnet geçirdiler, “birbirine düşmandır bunlar” diyor. İngiliz derin devletinin teşvikiyle İngiliz Şiilik sistemini savunan bu karanlık örgüt, böyle bir şey olmaz. İran, Türkiye dosttur ve kardeştir. Müslümanlar kardeş, bu oyuna kimse gelmesin.
Tayyip Hocam İran’a gittiğinde “burada ikinci evimizdeyiz” diyor. “Evimiz” diyor bak İran’a evimiz, ikinci evimiz. Türkiye, İran sınırı 1639 yılından beri hiç değişmedi. Dünyadaki en eski değişmeyen sınırlardan biri İran-Türkiye sınırı. Bu tarihten beri, dört yüz yıldan beri İran’la, Osmanlı arasında savaş yok; biz dostuz, kardeşiz, nerden çıkıyor bu? Çok güçlü bir ülke, güçlü bir Müslüman ülke, düşman falan değil, İslam düşmanı değil, İslam dostudur İran, Müslüman dostudur ve o adamlara itibar etmesinler. İran’da 963-1918 yılları arasında hep Türk devletleri var bak 963’ten 1918 yıllarına kadar hep Türk devletleri var İran’da, sırasıyla Gazneliler var mesela Büyük Selçuklu Devleti var, Karakoyun Devleti var, Akkoyunlu Devleti var, Safevi Devleti var, Kaçar Hanedanı var. 1071’de Türk orduları Anadolu’ya İran sınırından Malazgirt’ten girdiler. Biz İran’la hep iç içeyiz.
Ufukları Dar Sevgisiz Her Şeye Öfkeye Duyan Bir Genç Kitle Var. Bunlara Karşı Sabırla Israrla Sevgiyle Doğruyu Anlatmak Lazım
Bu ağzı bozuk olanlar internette konuşan biçimsiz münasebetsiz konuşanlar genellikle kalitesiz hayat yaşıyorlar. Yedikleri onları mutlu etmiyor, giydikleri onları mutlu etmiyor, ortamları kötü, onlarla muhatap olanlar kötü şeyler konuşuyorlar. Bunlar onlara kötü şeyler söylüyorlar. Mutsuz bu insanlar, kimseyi sevmiyorlar. Kimse bunları sevmiyor. Mesela kız arkadaşı var, küfrediyor. Kirli yahut uygunsuz şeyler yapıyor, bu da gidip uygunsuz şeyler yapıyor. O ona küfrediyor o ona küfrediyor dolayısıyla hiçbirinin dostluğu arkadaşlığı olmuyor. Kısa süre sonra da bunlar ayrılıyorlar. Arkadaşlıkları bir iki gün sürüyor. O da küfürle hakaretle bitiyor. Dolayısıyla hayatları korkunç. Ellerinde bir sigara yahut işte alkollü bir içki. Toplandıklarında birbirlerine küfürlerle konuşuyorlar “la şöyle mi la böyle mi?” Mutlu değiller akşam yattıklarında huzur içinde yatmıyorlar, kalktıklarında huzur içinde yaşamıyorlar. Onun için güzelliği zenginliği bereketi, iyiliği güzelliği gördüklerinde onlarda bu şok meydana getiriyor, şiddetli bir haset ve ızdırap meydana getiriyor. Bunun çok kolay elde edileceğini düşünüyorlar. Ama elde edemeyince de çok acı çekiyorlar. Onların sizin gibi temiz arkadaşları olmuyor. Güvenilir arkadaşları olmuyor böyle dostane bir ortam olmuyor. Kirli oluyor her şey kirli oluyor. Konuşmalar kirli, yüzler kirli, eller kirli, ayakkabılar kirli, evler kirli. Her yerde bir kir ve karanlık oluyor. Mutlu aydınlık bir ortam olmuyor. Genellikle de ezikler imkanları da yok, imkanı olan da kendini batırıyor. Müthiş bir stres içinde yaşıyorlar. Onun için böyle mutlu, güzel, kaliteli, akıllı, lafını sözünü bilen, birbirini üzmeyen bilakis birbirini onore eden, birbirine güzel sözler söyleyen, güzel heyecanlar yaşanan, sevinç yaşanan kaliteli ortamlara akıl almaz haset ediyorlar. O yüzden de öfkeleri daha artıyor ama bir süre sonra anlatımlarımızdan olumlu etkilenmeye başlıyorlar yavaş yavaş çözülüyorlar. İzlemenin yüksekliği onu gösteriyor. Çünkü adam gece yarısı saat birde, ikide, üçte sabahlara kadar izlemek istiyorsa etki alanına girmiş demektir. Yani müthiş etkilenmiş demektir. Onun için kötü konuşması, kızması, bağırması çağırması o an o imkanları elde edememesi, o güzel hayatı elde edememesinden kaynaklanan bir öfke. O gerilimi yaşadığı için oluyor. Biraz sabırlı olmak lazım bir süre sonra onlar çözülüyorlar. Bu imkanlarla, dar imkanlarla anlatım yapıyoruz ama en başarılı çalışmayı elde ediyoruz Allah’a çok şükür. Taş olsa eriyor. Demir olsa eriyor. En kirli şey bile yanıp tertemiz oluyor. Onun için devam edeceğiz.
Deccaliyetin En Korktuğu Şey Deccalin Tespit Edilmesi, Bunun İçin De Mehdiyet Yok Denilmesidir
Deccaliyetin en korktuğu şey, deccalin tespit edilmesi. Deccalin tespit edilmesini önlemek için en emin yol da Mehdiyet’in yok edilmesi. Mehdilik yok dersen deccal de yok diyecekler. Dolayısıyla deccalin kapısı sonuna kadar açılmış olacak. Ve Müslüman katliamına azgınca devam edecek deccal. Şu an kendini örtmek için bütün gücüyle Mehdi yok propagandasına başladı deccal. Adamlarını da ayaklandırdı. Adamları da başkalarını tahrik ediyor onlar da farkına varmadan ona hizmet ediyorlar. Şu an dünya çapında muazzam bir Mehdi karşıtı hareket başlattı deccaliyet. Buna bilmeden büyük bir Müslüman kitle de uyuyor farkına varmadan. Çünkü deccal fark edilirse bütün İslam alemi galeyana gelir ve çok büyük olaylar olur. En korktuğu şey deccalın keşfedilmek ve teşhis edilmektir. Onun için biz İngiliz derin devletinin sürekli üstüne gidiyoruz.
Şirk Dinini İslam Diye Tanımış Olanlar Kuran'daki İslam’la Karşılaşınca Şaşırıyorlar. Kuran İslamı Güzelliktir, Sevgidir, Neşedir, Sevinçtir
Sen şirk dinini İslam diye tanıdığın için gerçek dinle karşılaşınca şaşırıyorsun, hayret ediyorsun yani neşenin, sevincin, güzelliğin, estetiğin olduğu gerçek İslam’ı görünce, cennet dini İslam’ı görünce cehennem şirk dinini din diye zannettiğin için gerçek dinle karşılaşınca şaşırıyorsun, hayret ediyorsun. Sana cehennem hazırlıyor adam bunu İslam diye gösteriyor halbuki İslam dini cennet dinidir. Sen İslam dinini cehennem dini haline getirmişsin kafanda onun için şaşırıyorsun hayret ediyorsun, ‘Bu din nasıl din?’ diyor. Gülüyorlar, eğleniyorlar, neşe var, sevinç var, güzellik var, kalite var, sanat var, resim var, heykel var, müzik var olacak iş değil’ diyor, ‘benim bildiğim dinde hayat ölmüş oluyor’ diyor, ‘her şey ölü oluyor’ diyor. ‘Sürünme var, ızdırap var, acı var, batmışlık mahvolmuşluk var’ diyor. ‘Böyle din olmaz, bunda hayret edilecek bir şey var’ diyor. Şaşırma, gerçek din bu işte, böyle oluyor İslam dini.
Abdülhamit Döneminden Beri İngiliz Derin Devleti Kadrolara Sızmakta Ustalık Kazanmış, Şu An Bu Sistemleri Çöktüğü İçin Panik Yaşıyorlar
Abdülhamit devrinden beri devlet kadrolarına İngiliz derin devleti akıl almaz sızmış ve bunu gelenek haline getirmiş. Çok arsız ve pişkin olarak hem hükümetlere etki etmişler hem de hükümetin geliştirdiği kadrolara etkin olmuşlar ve gelenek olarak da gayet muntazam bu sistemi devam ettirmişler. Oraya okullara götürüp orada eğitip eğitip buraya getirip saltanatlarına devam ettirmişler şu an buna biz ot tıkadık yani bundan bunaldılar ne yapacaklarını şaşırdılar artık kepazelik çıkarıp çamura yatıyorlar. Bundan sonra birçok rezillik yapacaklardır vız gelir tırıs gider, devam edeceğiz biz doğru bildiğimiz yönde kanuna hukuka uygun olarak akılcı olarak devam edeceğiz.
İngiliz derin devleti çok alçak ve çok kurnaz. Yani IŞİD yapılanmasını muazzam bir süratte, muazzam bir yırtıcılıkta, muazzam bir acımasızlıkla, kısa sürede çok başarılı hale getirdiler. Ve kısa sürede de kitle katliamıyla oradaki insanları yok ettirdiler. Sonra da bütün Müslümanları havadan bombaladılar ve bütün Müslümanları yok ettiler. Şimdi de İran’la Türkiye’nin kapışması için ajanlarını, elemanlarını harekete geçirdiler. Bir kısım insanlar da bilmeden onlara uyuyorlar. Bu oyuna müsaade etmeyeceğiz.
Bakın, bir İngiliz derin devleti kahpeliği daha tarihten: Arap kardeşlerimiz Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlılara karşı hiçbir şekilde savaşmak istemiyorlar. İngilizler teklif ediyorlar hiçbir şekilde savaşmak istemiyorlar. Bu kahpe İngiliz derin devletinin alçak katilleri, İngiliz ajanların, İngiliz polisinin, İngiliz askerinin silah zoruyla Arapları topluyorlar, Balkanlara getiriyorlar. Adam geleceksiniz diyor, silah zoruyla götürüyorlar. Onlar da bilmediği için mecburen gidiyorlar. Esir konumunda getiriyorlar. Orada Müslümanları birbirine kırdırmak için Osmanlı ordusunun karşısına getirip, Müslüman Osmanlı’yla çatıştırmak istiyorlar. Tabii onlar da Osmanlı ordusuyla çatışmak istemiyor. Ellerindeki silahların hepsini topluyorlar. Önce silah veriyorlar, çatışın diye. Çatışmayınca hepsinin silahlarını topluyorlar. Zorla cepheye götürüp en ön sıraya götürüyorlar. Sıcak savaşın içerisine onları itiyorlar. Osmanlı ordusu da bilmediği için düşman zannediyor. Hepsini kırıyor. Yani hepsi silahla vuruluyor. Müslümanı Müslümana kırdırıyorlar. Bak, kahpeliklerinden bir tanesi de budur. Yani çok muazzam kalleştirler, çok alçaktır İngiliz derin devleti.
İkinci Dünya Savaşı’nda bak İngiliz derin devletinin planlamasıyla ve ön ayak olmasıyla, organize etmesiyle yirmi altı milyon Rus, on beş milyon Çinli, bakın sayıların yüksekliğine bakın; sekiz milyon Alman, altı milyon Polonyalı, üç buçuk milyon Endonezyalı, üç milyon Japon, bir buçuk milyon Yugoslav öldürülüyor. Yani akıl almaz bir dünyada kitle katliamı yapıyorlar. Dünyanın sayısının kalabalık olduğunu iddia ediyorlar. Bu şekilde öldürülmesi gerekir diyorlar.