Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. (Ali İmran Suresi, 103)
"Birbirinize sırt çevirmeyiniz. Birbirinize kin tutmayınız. Birbirinizi kıskanmayınız. Birbirinizle dostluğunuzu kesmeyiniz. Ey Allah'ın kulları kardeş olunuz." (Müslim İhya'u Ulum'id-Din Huccetü'l-İslam, İmam Gazali, cilt. 2, s.407)
Allah Deccaliyet’i çeşitli isimler altında azgın hale getiriyor ki, Müslümanlar birbirleriyle kardeş olsun, birbirlerini sevsinler birbirlerine güvensinler diye. Tuğyan ve dalalet gittikçe dünyayı sarıyor. Müslümanlar azimle, kararlılıkla bu deccali kafaya karşı güzellikle, sevgiyle karşılık verip, galip gelecekler inşaAllah.(A9 TV; 21 Mayıs 2012)
Bağnazlar yani müşrikler cenneti umarken kendilerini cehennemde bulabilirler.
Zulmün Durmasını İsteyen Kardeşlerimiz “Ya Rabbi, İttihad-ı İslam’ı Bir An Önce Meydana Getir” Diye Dua Etmelidirler
Hadislere ve İslam alimlerinin açıklamalarına göre, Hz. Mehdi (a.s.), Hicri 1400 itibariyle göreve başlayacak, deccaliyetin silahı olan Darwinizm ve materyalizmi tam anlamıyla susturacak bir fikri mücadele yürütecek, dağınık durumdaki İslam alemini birleştirecek, Kuran ahlakının dünyaya hakim olmasına vesile olacaktır. “Hz. Mehdi (a.s.)’ın büyük mücadelesine nasıl katkıda bulunabilirim?” diye düşünen Müslüman kardeşlerimizin yapacağı en önemli çalışmalardan biri Müslümanların arasında kardeşliğin pekişmesi, sevgi ve dostluğun güçlenmesi, İslam aleminin birlik olması için faaliyet gösterilmesidir. Allah Kuran’da Müslümanların birlik olmaları gerektiğini buyurmuştur. Birlik olmamaları durumunda ise, manevi güçlerini kaybedeceklerini ve ezilip yenileceklerini haber vermiştir:
“İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.” (Enfal Suresi, 73)
Öyleyse, deccaliyetin tüm saflarının birlik halinde Müslümanları baskı altına aldığı ahir zamanın bu en şiddetli döneminde, Müslümanların aciliyetli olarak yerine getirmeleri gereken husus, birlik olmaktır. Yeryüzünde bozgunculuğun son bulması için iman edenlerin birbirleriyle dost olmaları, ittifak etmeleri, birlik ve beraberlik içinde olmaları gerektiği açıktır. Türk İslam dünyasının bu birliği istemesi lazımdır. Birlik istemeyen ayrılık istiyor demektir ve ayrılığın Türk İslam dünyasına hiçbir faydası yoktur. MÜSLÜMANLARIN GÜCÜ, KUVVETİ VE MENFAATİ BİRLİK OLMAKTADIR.
Al-i İmran Suresi'nin 103. ayetinde geçen; ''Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın...'' ifadesinin ebced değeri Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılış tarihi olan 1900 yıllarına işaret etmektedir
1-) Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın.
Va'tasimuu bihabli Allahi cemiyan
6 + 607 + 42 + 96 + 124 = 875 (Şeddeli)
2-) Dağılıp ayrılmayın.
Ve la tefarrukuu
6 + 32 + 987 = 1025 (Şeddeli)
1025 + 875 = 1900
''ALLAH'IN İPİNE HEPİNİZ SIMSIKI SARILIN. DAĞILIP AYRILMAYIN...'' ifadesinin ebced değeri 1900 tarihini vermektedir. Ayet bir yönüyle, 1900’lü yıllarda Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasına ve İslam Devletleri’nin ayrılmasına işaret etmektedir.
Doğrusunu Allah Bilir
Allah tüm evreni ve içindeki sistemleri aynı anda kontrolü altında tutar
Yüce Allah evreni tek bir noktadan büyük bir patlama ile yaratmıştır.
Bütün patlamalar var olan düzeni bozarken Big Bang adı verilen bu patlama ile evrende sıfır hacimden yani yokluktan muazzam bir düzenle 300 milyar galaksi oluştu.
İçinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisi bu 300 milyar galaksiden sadece biridir. Samanyolu galaksisinde 250 milyar yıldız vardır. Güneş bu 250 milyar yıldızdan biridir.
Görünür evrendeki Güneş gibi yıldızların sayısı 1024 tür1024, milyar kere milyar kere milyondan bile daha büyük olan, muazzam bir rakamdır.Allah dünyayı uçsuz bucaksız evren içinde bir yaşam yeri olarak yaratmıştır. Sonsuzluk içinde yok denecek kadar az yer kaplayan bir dünyada yaşıyoruz. Aslında sadece Dünyamız değil, galaksimiz bile evren içinde son derece ufak bir yer kaplamaktadır. Bu durumda evrenin muhteşem büyüklüğü içinde kendinizin ne kadar yer kapladığını bir düşünün.
Bu 1024tane yıldızın her birindeki tek bir toz tanesi dahi Allah'ın her an kontrolündedir. Her bir gezegenin, 1024tane yıldızdan her birinin, 300 milyar galaksiden her birinin hareketi, dönüş hızı, sıcaklıkları, uzaklıkları Allah'ın Katında belirlenmiştir ve her an yaratılmaktadır. Allah, insanın haberi dahi olmadan yeryüzündeki sayısız dengeyi her an her saniye korur. Uzay boşluğundaki kusursuz denge korunurken, birkaç saniye içinde vücudun her milimetre karesinde olağanüstü komplekslikte ve mükemmellikte, aynı zamanda hayranlık uyandırıcı bir hızda çeşitli işlemler gerçekleşir. Örneğin;
Siz bu makaleyi okurken geçen her saniyede...
Geçen bir saniye içerisinde ...
Tüm bu sistemlerin her birini aynı anda kontrolü altında tutan herşeyden haberdar olan benzersiz aklın ve sınırsız ilmin sahibi Yüce Allah’tır.
Hayvanlar aleminde aklın kavrayabileceğinin çok çok üstünde sayıdaki canlı, yaşamını kusursuz bir biçimde sürdürüyorken;
Geçen her saniyede ...
Kendi içinizde ve etrafınızda, her an her saniye gerçekleşen bu olayların farkında mısınız?
· Dünyada bulunan ağaçların tümünde kaç yaprak olduğunu bilebilir misiniz?
· Peki ya ve her yaprakta ne kadar atom bulunduğunu?
· Yerin içinde ve yüzeyinde kaç tane kum taneciğinin bulunduğunu hiç düşündünüz mü?
· Ya da yağan yağmur damlalarının sayısını?
· Yeryüzünde kaç milyar bitki ve hayvan çeşidinin olduğunu biliyor musunuz?
· Peki Hz. Adem'den beri yaşayan, şu anda yaşamakta olan ve kıyamete kadar da yaşayacak olan insan sayısını, o insanların vücutlarındaki hücre sayısını, o hücrelerde üretilen protein sayısını bilmeniz mümkün mü?
Yüce Rabbimiz tüm bu saydıklarımızı, uzayın boşluğunda kaç tane gezegen ve kaç tane gök taşı olduğunu, yıldızların sayısını, atomun çekirdeğinin çevresinde dönen elektronların sayısını bilir.Bunları herbiri Alemlerin Rabbi olan Allah’ın izni ile hareket etmektedir. Allah her şeyden haberdardır, ilmi sonsuzdur.
Bedenimizde her an her saniye yaşanan mucizeler
Bediüzzaman Hazretleri de İttihad-ı İslam’ın en büyük farz vazifesi olduğunu şöyle anlatmaktadır:
“İhfa, havf (yani gizlenmek ve korkmak); riyadandır. Farzda riyâ yoktur. Bu zamanın en büyük farz vazîfesi, İttihad-ı İslâm’dır. İttihadın hedef ve maksadı; o kadar uzun, münşaib, muhit, merâkiz ve maâbid-i İslâmiyeyi birbirine rabtettiren bir silsile-i nuraniyi ihtizaza getirmekle (yani pek çok kola ayrılmış, her yeri kuşatmış olan merkezleri ve İslam’ın ibadet yerlerini birbirine bağlayan nurani bir silsileyi manen harekete geçirmekle) onunla merbut olanları ikaz (onunla birbirine bağlanmış olanları uyarma) ve tarîk-ı terakkiye bir hâhiş ve emr-i vicdanî ile sevk etmektir (bir yüksek bir medeniyet yoluna istekle ve vicdanın emriyle yöneltmektir). BU İTTİHADIN MEŞREBİ MUHABBETTİR (yolu sevgidir). HUSUMET, CEHALET VE ZARURET NİFAKADIR. GAYR-I MÜSLİMLER EMİN OLSUNLAR Kİ, BU İTTİHADIMIZ BU ÜÇ SIFATA HÜCUMDUR (Yani İttihad-ı İslam düşmanlığa, cehalete ve fakirliğe karşıdır.) GAYR-I MÜSLİME KARŞI HAREKETİMİZ İKNÂDIR (yani güzel sözle razı etmektir). ZİRA ONLARI MEDENÎ BİLİRİZ. VE İSLÂMİYET’İ MAHBUP VE ULVÎ (sevgili ve yüce) GÖSTERMEKTİR.” (Hutbe-i Şamiye, s. 94)
Kuran’da birlik olmayla ilgili ayetler.