GÜNÜN AYETİ VE HADİSİ |
Kim, güzel bir aracılıkla aracılıkta bulunursa, ondan kendisine bir hisse vardır; kim kötü bir aracılıkla aracılıkta bulunursa, ondan da kendisine bir pay vardır. Allah her şeyin üzerinde koruyucudur. Yalancılık insanı fucura, şerre götürür. Şerr de cehenneme götürür. İnsan yalancılık ede ede nihayet Allah katında bir kezzab (yani çok yalancı bir kimse sıfatıyla) yazılır”. | |||
PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN GÜZEL AHLAKI |
PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN ZORLUKLAR KARŞISINDAKİ GÜZEL SABRI
Kuran ayetlerinde bildirildiği gibi, bazı kişiler en temel görgü kurallarından dahi habersiz oldukları için Peygamberimiz (sav) gibi ince düşünceli, üstün ahlaklı bir insana sıkıntı verebileceklerini düşünmemişlerdir. Peygamberimiz (sav) ise tüm bunlara karşı büyük bir sabır göstermiş, her durumda Allah'a yönelerek Allah'ın yardımını istemiş ve müminlere de sabrı ve tevekkülü tavsiye etmiştir.
Allah, Kuran'da Peygamber Efendimize birçok ayeti ile, inkar edenlerin söylediklerine karşı sabırlı olmasını şöyle tavsiye etmektedir:
Öyleyse sen, onların dediklerine karşılık sabret ve Rabbini güneşin doğuşundan önce ve batışından önce hamd ile tesbih et. (Kaf Suresi, 39)
Onların sözleri seni üzmesin. Şüphesiz 'izzet ve gücün' tümü Allah'ındır. O, işitendir, bilendir. (Yunus Suresi, 65)
Andolsun, onların söylemekte olduklarına karşı senin göğsünün daraldığını biliyoruz. (Hicr Suresi, 97)
Şimdi onların: "Ona bir hazine indirilmeli veya onunla birlikte bir melek gelmeli değil miydi?" demeleri dolayısıyla göğsün daralıp sana vahyolunanlardan bir kısmını terk mi edeceksin? Sen yalnızca bir uyarıcısın. Allah herşeye vekildir. (Hud Suresi, 12)
Peygamberimiz (sav)'in nelere sabır göstererek üstün bir ahlak sergilediğini düşünen müminlerin karşılaştıkları olaylarda kendilerine onu örnek almaları gerekir. Nefislerine ters düşen en küçük bir olayda ümitsizliğe kapılanlar, en küçük bir itirazda tahammülsüzlük gösterenler, Allah'ın dinini anlatmaktan vazgeçenler ya da yaptıkları ticarette başarısız olunca mutsuz olanlar, bu tavırlarının Allah'ın Kitabı'na ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetine uygun olmadığını bilmelidirler.
İman edenler, her olayda sabır gösterip, Allah'ı vekil tutup O'na hamd ederek, Peygamberimiz (sav) gibi üstün bir ahlak göstermeli ve Rabbimiz’in rızasını, rahmetini ve cennetini ummalıdırlar.
GÜNÜN SİTESİ |
DÜNYA HAYATININ GERÇEĞİ Bu sitede hızla geçmekte olan dünya hayatı tüm yönleriyle gözler önüne serilmekte ve dünya hayatının aldatıcı sırları verilmektedir. |
GÜNÜN BELGESELİ |
HAZRETİ İBRAHİM VE HAZRETİ LUT
Kutlu bir peygamber olan Hz. İbrahim, putperest bir kavme karşı kararlılıkla tebliğde bulunmuş, Allah'a olan teslimiyeti sayesinde önüne çıkan tüm engelleri aşmıştır. Hz. Lut da, sapkın bir kavme karşı sabırla mücadele etmiş, onları Allah'a iman etmeye ve ahlaksızlıklardan uzak durmaya davet etmiştir. Allah'ın alemlere üstün kıldığı bu mübarek insanlar, güçlü imanları ve yüksek ahlakları ile Allah'ın hoşnutluğunu kazanmış, sonsuz nimetlerle dolu cennet yurduna erişmişlerdir. İman sahiplerinin hayatlarındaki en büyük amaçlardan biri de, başta sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) olmak üzere, bu yüce insanların yollarında yürümek ve böylece Allah'ın razı olduğu umulan kullarının arasına girmektir.
YARATILIŞ HAKİKATLERİ |
KENDİSİNİ SÜREKLİ TEMİZ TUTAN LOTUS BİTKİSİ
Lotus bitkisinin bu özelliği, yeni bir bina yüzeyinin tasarımı için araştırmacılara ufuk açmıştır. Bunun üzerine araştırmacılar Lotusun yaprağı gibi, yağmur sularını kullanarak üzerindeki kiri temizleyen bina yüzeyleri üzerinde çalışmaya başlamışlardır. Bu çalışmalar sonunda ISPO isimli bir Alman şirketi, Lotusan adı verilen cephe kaplama malzemesini üretmiştir. Asya ve Avrupa'da bulunan satış noktalarında piyasaya sunulan bu ürün için 'deterjana gerek kalmadan 5 yıl boyunca kendini temiz tutacağı garantisi' bile verilmiştir.
Doğadaki pek çok canlı, kendi yüzeylerini koruyan çeşitli özelliklere sahiptir. Şüphesiz ne Lotus bitkisinin yüzey yapısı ne de böceklerdeki kitin tabakası kendi kendine oluşmuştur. Hatta bu canlılar sahip oldukları üstün niteliklerden tamamen habersizdirler. Onları tüm özellikleriyle birlikte yaratan, Allah'tır. Bir Kuran ayetinde Allah'ın yaratma sanatı şöyle bildirilir:
O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 24)
DENİZ ALTINDAKİ 100 MİLYON YILLIK ÜSTÜN TEKNOLOJİ
Denizaltılarda bulunan dalış tankları suyla dolunca gemi sudan daha ağır hale gelir ve dibe dalar. Eğer tanktaki su, basınçlı hava ile boşaltılırsa denizaltı tekrar su yüzüne çıkar. Nautilus da hareket ederken aynı yöntemi kullanır. Nautilusun vücudunda 19 cm. çapında, salyangoz kabuğu biçiminde spiral bir organ vardır. Bu organda birbiriyle bağlantılı 28 tane "dalış hücresi" bulunur. Ancak bu, suyun boşaltılması için yeterli değildir; takviye olarak basınçlı havaya da ihtiyaç vardır. Peki ama Nautilus suyu boşaltmak için gerekli basınçlı havayı nereden bulur?
Nautilusun vücudunda biyokimyasal yolla özel bir gaz üretilir ve bu gaz, kan dolaşımı ile hücrelere aktarılarak hücrelerden suyun çıkması sağlanır. Bu sayede Nautilus avlanırken ya da düşmanlarından kaçmak istediğinde daha derine inebilir veya yüzeye çıkabilir.
Bir denizaltı sadece 400 m. dibe dalabilirken Nautilus için 450 m. derinliğe dalmak son derece kolaydır.
Bu, pek çok canlı için oldukça tehlikeli bir derinliktir. Ancak buna rağmen Nautilus bu durumdan hiç etkilenmez, kabuğu basınçtan parçalanmaz ya da vücudunda herhangi bir zararlı etki görülmez.
Burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta daha vardır. Nautilus, yaratıldığı ilk günden beri bu sisteme sahiptir. Peki, 450 metre derinlikteki basınca dayanıklı bu özel kabuk yapısını Nautilusun kendisi tasarlamış olabilir mi? Ya da vücudundaki suyu boşaltmak için basınçlı hava elde edebileceği gazı kendisi bulmuş olabilir mi? Şüphesiz Nautilusun ne kendi kendine gaz üretecek bir kimyasal tepkimeyi bilmesi, ne de bu tepkimeyi gerçekleştirecek yapıyı kendi vücudunda kurması ya da suyun basıncından dolayı üzerinde oluşan tonlarca yüke dayanacak bir kabuk tasarımı yapması kesinlikle mümkün değildir.
Bu üstün tasarım, herşeyi örneksiz ve kusursuz yaratan Allah'ın eseridir. Kuran'da Allah'ın Bedi (örnek edinmeksizin yaratan) sıfatı şöyle haber verilir:
"Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratandır…" (Enam Suresi, 101)
HZ. İSA’NIN GELİŞ ALAMETLERİ |
GÜNEŞ TUTULMASI
Güneş alamet olarak doğmadıkça Hz. Mehdi çıkmayacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 33)
Güneş'te oluşacak alamet, 20. yüzyılda yaşanan patlamanın yanısıra, geçtiğimiz yıllarda yaşanan büyük Güneş tutulmasına da işaret ediyor olabilir. 11 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşen Güneş tutulması 20. yüzyılın son tam Güneş tutulmasıdır. İlk kez bu kadar çok insan Güneş tutulmasını, hem de bu kadar uzun bir süre izleyebilmiş, inceleme fırsatı elde etmiştir. Bu tutulmada dikkat çeken bir nokta da Türkiye'nin de bu tam tutulmanın en iyi izlendiği ülkelerden birisi olmasıdır. Bartın'dan Silopi'ye kadar, yaklaşık olarak 12 şehir ve 100 ilçe tutulmayı gözleyebilmiştir.
Bu kadar işaretin birarada ve çok kısa bir zaman dilimi içinde art arda gerçekleşmiş olması elbette tesadüf değildir. Bu işaretler Allah'ın inanan kullarına birer müjdesidir.
KURAN AHLAKI |
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH KİMSEYE KALDIRABİLECEĞİNDEN FAZLA YÜK YÜKLEMEZ
"Bir insanın hayatında karşılaştığı olaylar o anda ne kadar zor gibi görünse de, aslında her biri o kişinin sabredebileceği şiddettedir". Çünkü tüm insanları yoktan var eden Rabbimiz her insanın neye ne kadar dayanabileceğini en iyi bilendir. Sonsuz adalet sahibi olan Allah insana gücünü aşan bir sorumluluk vermez. Bu, Allah'ın bir vaadidir. Allah Kuran’da şu şekilde buyurulmaktadır:
Hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz; elimizde hakkı söylemekte olan bir kitap vardır ve onlar hiçbir haksızlığa uğratılmazlar. (Müminun Suresi, 62)
Kimi insan dünyada yoksul bir hayat sürer ve yokluk içinde ne kadar sabır gösterdiği denenir. Kimi ise zenginlik ve bolluk içinde yaşar ve bu yaşam içinde ne kadar şükredici, ne kadar güzel ahlaklı olduğuyla denenir, dünya hayatına hırsla bağlanıp bağlanmadığı konusunda sınanır. Ama sonuçta zengin olan da şiddetli yokluk içinde olan da kendisi ve ahireti için en hayırlı hayatı yaşar.
Fakir olan ne kadar yokluk çekse de bu, onun için dayanılamayacak bir zorluk değildir. Aynı şekilde zengin olan ne kadar bolluk içinde olsa da bu, onun şımarık, nankör bir insan olmasını gerektirmemektedir. Sonuçta her iki kişi de içinde bulundukları şartlar altında nasıl bir ahlak gösterecekleri ile denenmektedirler. Ya Allah'a olan bağlılıkları, hesap gününe yönelik korkuları onların Kuran ahlakını yaşayan insanlar olmalarını sağlayacak, ya da nankörlükte bulunup Allah'ın rızasının dışında bir yaşam süreceklerdir.
Allah'tan korkan bir insan karşılaştığı her olayda daima Allah'a yönelir, O'ndan yardım diler, sadece Rabbimiz'in rızasını arar. Hiçbir zaman zorluklar karşısında yılgınlık göstermez, sınandığı olay ne kadar şiddetli olsa da din ahlakından uzaklaşmaz. Allah'a olan güveni, teslimiyeti sayesinde tüm zorlukları Rabbimiz'den bir rahmet olarak görür. Allah sonsuz şefkatinin ve merhametinin bir göstergesi olarak Kendisi'ne ihlasla yönelen bu samimi müminlere en zor görünen olayları dahi kolaylaştırır. "Kim iman eder ve salih amellerde bulunursa, onun için güzel bir karşılık vardır. Ona buyruğumuzdan kolay olanını söyleyeceğiz." (Kehf Suresi, 88) ayetinde de bu gerçek bizlere bildirilmiştir.