A9 TV, 7 Ağustos 2016
(Siirt’in Eruh ilçesinde terör örgütüne yönelik operasyonda çıkan çatışmada bir askerimiz şehit oldu, dört asker yaralandı.)
Ne mutlu ona. Ne güzel. Ayın yedisinde Allah onu oraya çağırmış. Ne zaman? Daha yeni doğduğunda. Doğduğunda şehit olarak doğmuş, doğduğunda şehit doğmuş. Vakti gelince dakika, saniyesi var. Nefesi var son. Son nefeste de işte ya bir kere nefes alacak ya bir kere verecek, son kere alıyor onunla bitiyor. Cenab-ı Allah gel dedi mi gelir, adımını atar geçer. Haberi bile yoktur, bilmiyorlar. Hayret edilecek şey, Allah'ın hikmeti yani insan normalde çok rahat bilmesi lazım. Dünyadan gelmiş bilmiyor. Yani ölü olarak bilmiyor kendini, Allah'ın ilmi. Mesela öbür ölenler biliyorlar ölü olduklarını ama şehit öyle bir şey bilmiyor. Allah için çok kolay. Annesine babasına Allah uzun ömür versin, sabrı cemil nasip etsin. Gazi kabadayıları da tebrik ediyoruz. Gazilik çok acayip, ömür boyu kabadayı, ömür boyu efe, delikanlı yani inşaAllah. Kabadayılara her yerde hürmet, her yerde saygı, sevgi. Kabadayılığın bir ağırlığı vardır. Ne mutlu onlara, ne güzel.
(Bugün Yenikapı'da tarihin en büyük mitinglerinden biri gerçekleşti. Alanda toplanan kalabalık Danimarka nüfusunun yarısı, Lüksemburg nüfusunun iki katı kadardı. Yedi milyona yakın insan vardı. İnsanlar alanın dışında Aksaray'dan Yenikapı’ya kadar bütün caddeleri doldurdu. Mehter takımı uzun süre ortalığı inletti. Mitingde sadece Türk bayrağı, Osmanlı Sancağı ve Azerbaycan bayrağı vardı. Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli, kuvvet komutanları, Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül, Tansu Çiller, Kuzey Kıbrıs Başbakanı mitinge katılanlar arasındaydı. Milyonlarca insan defalarca “şehitler ölmez Türkiye bölünmez” sloganları attı. Sayın Erdoğan mitingin sonunda “Tüm Türkiye’ye sesleniyorum, çarşamba akşamı inşaAllah noktayı koyacağız, uygun mudur?” diye sordu. “Bu akşam sadece virgül ama çarşamba akşamı nokta” dedi. Mitinge gelen mehteran takımının ve alanın ayrı ayrı görüntüleri var.)
Çarşamba bitirmesin on beşine kadar devam etsin, on beşine. Biz çıkarız yani dert değil on beşine kadar. On beşine kadar devam etsin, on beşi iyi. Tayyip Hocamın da hakikaten bir veli kisvesi geldi üstüne, bir velayet ağırlığı geldi o çok güzel. Allah onu çok daha olgunlaştırdı. Bütün liderlerde de bir güzellik ve olgunluk oluştu. Hani Mehdiyet yoktu? Hani Mehdiyet yalandı? Kapı gibi Mehdiyet işte bu. Ve bütün Türk milleti tek vücut, ayrılıklar yok muhalefet yok herkes kardeş. Resulullah (s.a.v.) söylüyor “Allah bir gecede ıslah eder” diyor. Yani düzene koyar, düzeltir, güzelleştirir, neticelendirir. Mehdiyet’in ana aşamalarından birisiydi bu. Bir aşama daha var, Allahualem diyorum hadislere göre. Ama 2019’ları bulur, 2021’leri bulur. Ama Mehdiyet yok diyenler çömelip kaldılar. Doğru muymuş Peygamber (s.a.v.)’in hadisleri?
Legal Milis Gücü Oluşturmak Tedirgin Olunacak Bir Şey Değil. Koruculuk Sistemi Gibi Düşünülsün
Bu milis konusu o kadar tedirgin olunacak bir konu değil. Biz köylerde kardeşlerimize silah dağıttık kıyamet kopmadı, bir şey olmadı. Şehirde de yani biz omuzuna silah taksın gezsin demiyoruz ki milis, evinde ruhsatlı silahı bulunsun, otomatik silah. Bin mermi, otomatik silah güvenilir olarak evin odasında kilitli dursun.
Bir de halk bu tip olaylarda ne yapacağını pek bilmiyor. Bunun anlatılması lazım. Mesela subayı ona diyor ki “Git halkı vur, anneni babanı vur.” Cinayete teşvik ediyor. Seni hırsızlığa da teşvik edebilir, kabul edecek misin sen? Gayrimeşru şeylere de teşvik edebilir, kabul mü edeceksin? Cinayete teşvik ediyor, niye kabul ediyorsun? O an o artık subay değildir, subaylığı düşmüş. Anneni babanı öldüremezsin, kardeşlerini, bir yaşında çocukları öldüremezsin emrettiler diye. Yaşlı amcaları tanklarla ezemezsin. Havadan otomatik silahla halkı tarayamazsın. Ebedi cehennemdir karşılığı.
Caydırıcı olur, miliste bir şey yok. Mesela otomatik silahın kullanmasını gençlere öğretsinler. Gerçi askerlik yapanlar biliyordur ama yeni çıkan silahlar var mesela onları bilmiyor olabilirler. Piyade eğitimi alıyorlar ama o kadar kapsamlı bilmiyor olabilir. Gençlerin büyük bir bölümü bilmiyordur askerlik yapmayan çok fazla genç var. Açık alanlarda öğretsinler silah nasıl kullanılır. Ne olacak iki günde öğretirler. Çünkü bak bir olay oluyor çocuklar diyor ki; “Otobüsü kullanmayı bilmiyorduk sonradan öğrendik. Tank kullanmayı bilmiyorduk sonradan öğrendik.” Tanka karşı da nasıl mücadele edilir onu da öğretmek lazım. Mesela tank paletinin arasına çelik soktun mu çelik parça, tank hareket edemez. Yani dişlileri kırar o, söker atar, dışarı atar, palet sökülür. Ama büyük bir çelik parça konulması lazım. Düşman işgali olursa Allah esirgesin, gerekirse tankın üzerine benzin döker yakar adam. Çünkü üç yüz dereceye falan çıkıyor sıcaklık mecburen dışarı çıkacaktır. Yani içerde duramaz, tankı yönetemez mecburen kendini dışarı atacak. Düşman işgali için diyorum.
Mehdi Zahir Olduğunda Şirk Sistemini Hurafeleri Ortadan Kaldıracak, Şirk Sisteminin Devam Etmesini İsteyenlerin Tepkisiyle Karşılaşacaktır
Bak, diyor ki İmam Rabbani Hazretleri; “Hz. Mehdi hüküm sürdüğü zaman, dini yayarken ve sünneti diriltirken” sünnet ne? Kuran'a tam uyma. Çünkü Hazreti Ayşe'ye soruyorlar, diyorlar ki; “Resulullah (s.a.v.)'in sünneti neydi?” diyorlar. Tek kelime söylüyor, “Kuran'dı” diyor. Geriye bıraktığı sünnet Kuran’dır Peygamber (s.a.v.)’in.
Bak, “Hz. Mehdi hüküm sürdüğü zaman, dini yayarken” yani kitaplarıyla artık CD’leriyle nasıl yapıyorsa. “Dini insanlara anlatıp yayarken, sünneti diriltirken" yani şirk sisteminden İslam sistemine ümmeti çağırırken. “Bidat işlemeye alışmış” bidat ne? Kuran’da olmayan her şey. Bak, “bidat işlemeye alışmış olan Medine’deki” yani İstanbul'daki “alim, bidati güzel sandığı” yani uydurmaları hurafeleri, İslam’a ilave edilmiş her türlü şirki güzel sandığı ve ibadet olarak yaptığı için.” Bak, ibadet olarak yaptığı için. Bilmiyor, ibadet zannediyor. “İbadet olarak yaptığı için Hz. Mehdi'nin emirlerine, uygulamalarına şaşarak” bak, hayret ediyor. “Şaşarak, bu adam bizim dinimizi yok etti ve İslam'ı öldürdü diyecektir” diyor. Kim diyor bunu? İmamı Rabbani diyor. Bininci yılda gelmiş alim. Biz 2016’dayız. İmam Rabbani 255. Mektup’ta söylüyor.
Alaycılık Ve Züppelik Ruhu Çok Vicdansızlıktır. Bu Şeytani Bir Ruhtur. Anadolu İnsanı Tertemiz Ve Güzeldir
Züppelik ruhu münafık kişilikten kaynaklanır. İnsanları küçük görme ruhu iblislikten kaynaklanır. Şeytan kendini beğeniyor ve insan olan mesela Hz. Adem (a.s)'ı beğenmiyor. Niye? “Topraktan onu yarattın” diyor. Ne fark eder pislik şeytan? Ateşin üstünlüğü nereden çıktı, neye göre? İşte o ahmak kafasına göre. Bu hanımefendiyi (Binali Yıldırım’ın eşi) beğenmeyenlerin üstünlüğü nereden geliyor, ben bunu anlayamadım? Müminleri aşağılamak, aşağı göstermek, kötü göstermek, görgüsüz göstermek, değersiz göstermek münafıkların binlerce yıldan beri yaptığı bir alçaklık modelidir. Bu züppeler hep böyle insanları küçük düşürerek kendilerini büyütmek isterler. Kendi pisliğinin farkına varmaz, kendi mikropluğunun farkına varmaz. O kokuşmuş münafık ağzıyla insanlara olmadık kulp takmaya kalkar.
Mehdiyetin Özelliği Herkesi Birleştirmesi, Herkese Sevgi, Dostluk Ve Kardeşliktir. Şu An Meydanlarda Gördüğümüz Mehdiyettir
“İmam Muhammed Tâki, Abdülazim Hasene'den şöyle buyurdu; "Kaim vaad edilmiş Mehdidir. Allah'a andolsun ki eğer kıyametin kopmasından bir gün dahi kalsa" Bir gün kalmış kıyametin kopmasına, dünya hercümerc olacak. "Allah Mehdi zuhur etsin ve yeryüzü zulümle dolduğu gibi adaletle doldurulsun diye Allah o günü uzatır, onun (Hz. Mehdi (a.s)’ın) iktidarını Musa'nın iktidarı gibi bir günde düzeltir. Musa (a.s) eşi için biraz ateş almaya gitti. Ama risalet ve peygamberlik makamıyla geri döndü." diyor. (Bihar-ul Envar, cilt 51, s.156; Isbat-ül Hüdat, cilt 6, s. 420) Şuan milletin seyrettiği Mehdiyet’tir. O toplanan beş bin kişinin anlamı Mehdiyet’tir. Mehdiyet’in özelliği ne? Herkesi birleştirmek, herkese sevgi, dostluk ve kardeşlik. Mehdiyet doğru muymuş? Doğruymuş. Ve diyor ki bak, "kırmızı bayraklılar çıktığı zaman" diyor. Buyurun. Hani yoktu Mehdiyet? "Yeşil bayraklılar da olur" diyor. Yeşil bayraklılar da var. "Kırmızı bayraklılar çıktığında" diyor. Beş milyon kişi, beş milyon kişi toplananlar. Tarihte görülmemiş bir şey. Cumhuriyet tarihinde yok, Abdülhamit döneminde de yok.
Kim Mehdi Yardımcısıdır Kim Süfyandır, Şahıslara Teşhis Koymak Doğru Olmaz. Bunlar İlerleyen Tarihlerde Açığa Çıkacaktır
Kim Mehdi yardımcısıdır, kim süfyandır, kim 1. 2. 3. süfyandır? Bunlar net olan bir şey değil. Biraz beklemek lazım. 2019'ları, 2021'leri beklemek lazım. Falanca şahıstır diye kestirip atmak olmaz. Tarih sürekli ilerliyor, olaylar ilerliyor. Ama süfyan da Mehdi (a.s)'ın yardımcısıdır, deccal de Mehdi (a.s)'ın yardımcısıdır, şeytan da Mehdi (a.s)'ın yardımcısıdır, melekler de Mehdi (a.s)'ın yardımcısıdır. Mehdi (a.s)'a yardımcı olmayan hiç kimse yok, onu söyleyeyim. Deccal, deccaliyetle yardımcı olur. Çünkü deccaliyeti yıkmak için ortaya çıktığı için Mehdi (a.s), bir güç kazandığı için o vesileyle, mehdiliğinin zaten kabul edilmesinin nedeni deccaliyeti yıkması olduğu için Mehdi (a.s)'a yardımcı olan kim olmuş oluyor? Deccal oluyor. Süfyan, en büyük yardımcısıdır Mehdi (a.s)'ın. Çünkü onun meydana getirdiği olaylardan dolayı Mehdi (a.s)'a dönüş oluyor. İnsanların Mehdi (a.s)'a yönünü dönmesinin nedeni süfyandır. Dolayısıyla hemen hemen herkes yardımcı. Yardımcı olmayan olmaz. Mesela diyor ki, "Mehdi (a.s) gelmeyecek" diyor. O da yardımcıdır. Çünkü o hadisin doğruluğunu ortaya koymuş oluyor. Mehdi (a.s) gelmeyecek diyor. Hadis ne diyor? "Halktan insanlar çıkacak, Mehdi (a.s) gelmeyecek derler" diyor. Adam aynısını diyor. Ne yapmış oluyor? Mehdi (a.s)'a yardımcı oluyor. Mehdi (a.s) gelmeyecek deyip yazı yazdığında insanlar merak ediyor. "Bu Mehdi (a.s) nedir, bir bakayım?" diyor, Mehdi (a.s) gerçekmiş diyorlar. Yani ondan kurtulamazlar. Sussa da kurtulamaz, konuşsa da kurtulamaz. Susarsa da hızlı gelişir, konuşursa da hızlı gelişir. Yani yapacakları bir şey yok.
Sayın Adnan Oktar’ın “Münafığın Derin Karanlığı” Kitabından Bir Bölüm
"Münafık legal bir hayattan hoşlanmaz. İllegal sinsi ve gizli işler yaptığında rahatlar. Müslümanlar ne kadar dürüst ne kadar temiz bir hayatı yaşamak istiyorlarsa münafık da tam tersine o kadar sinsi entrikalarla dolu sahtekarlık ve iki yüzlülük üzerine kurulmuş bir hayattan hoşlanır. Her şeyin şeffaf ve açık olduğu dürüstlük üzerine kurulu bir yaşam tarzı onları çok sıkar. Münafıklar bunu tekdüze ve sıradan bulurlar. Ruhları hep bir şeytanlık, sinsilik gizlilik arar. Dostlarının da kendileri gibi olmasını isterler. Hayatlarında oyuna, sahtekarlığa, ince taktiklere sinsi düzenlere yer olmayan insanlar onlara sıkıcı ve durağan gelir. İşte bu bakış açısıyla yaşayan münafık Müslümanlar arasında da aynı arayışlarını sürdürür. Müslümanların yaşam tarzı ve ahlak anlayışları ona çok ters olduğu için onların yanında hiç bir şekilde huzur bulmaz. Sürekli sıkıntı ve huzursuzluk içindedir. Ne zaman ki onların arkasından bir iş çevirir, sinsice oyunlar oynar ve sahtekarca planlar yapabilirse ancak o zaman biraz ferahlar ve mutlu olabilir. Legal bir şey münafığı asla mutlu etmez. Hayatının her anında hemen her konuda mutlaka gizli işler çevirmek, sinsice bağlantılar kurmak Müslümanlardan gizli bir şeyler yapmak ister. Bu, ona aradığı heyecan ve şeytani mutluluğu bir nebze olsun verir. Örneğin Müslümanlar hep beraber otururken onun gizlice yan odaya geçip Müslümanlar aleyhine işbirliği yaptığı dostlarından biriyle gizli bir telefon görüşmesi yapması onu çok heyecanlandırır. Müslümanlara zarar verme amaçlı bir konuşmayı onların hemen yanı başında ve onlardan gizli yapabilmek münafığa şeytani bir eylem yapma hazzı verir. Ya da bilgisayarında bir internet sitesinden gazetenin sayfasını açmış gibi yaparken aynı anda gizlice küfürdeki dostlarından biriyle yazışabilmek kendince münafığın günün en zevkli anlarından birini yaşamasına neden olur. Aldığı bu şeytani hazzın nedeni bunu da yine sinsi yöntemlerle gizlice, karşısındaki insanları kandırarak onlara sezdirmeden yaptığını zannetmesidir. İşte gün boyu bu tarzda onlarca eylem yapmadığı taktirde münafık bir türlü rahat edemez. Ne kadar çok gizli eylem yaparsa o kadar çok şeytani bir haz duyar. Ancak illegal bir yaşam tarzı münafık için öyle şeytani bir hale gelmiştir ki hayata dair en sıradan konularda bile münafık bir şeyi legal olarak elde etmek istemez. Mutlaka onu şeytani bir yöntemle illegal eylemlerle ele geçirmeye çalışır. Örneğin bir kıyafeti herkes gibi gidip mağazadan satın almak onu hoşnut etmez. Bunu daha sahtekarca bir yöntemle ele geçirmeyi başarabilirse ancak o zaman bundan zevk alabilir. Örneğin bir Müslümandan bir kıyafetini ödünç alır sonra çeşitli bahanelerle bunu ona geri vermemenin bir yolunu bulur. Zaman içerisinde ona o kıyafetin varlığını unutturabileceğini düşünür. Bu tarzda sahtekarca yöntemlerle çıkar elde edebilmek münafığı sevindirir. Örneğin istediği bir ayakkabıyı elde edebilmek için Müslümanlara gidip; ayaklarımda bir rahatsızlık var ayakkabılarım ayağıma çok dar geliyor ama yenisini alacak imkanım yok gibi bir yalan söyler. Oysaki ayakları rahatsız değildir ve yeni bir ayakkabıya da ihtiyacı yoktur. Ama Müslümanların ne kadar vicdanlı insanlar olduğunu çok iyi bilmektedir. Böyle bir sahtekarlık yaptığında oyun olduğundan şüphelenseler bile üzerlerinde vicdani bir sorumluluk hissedecekleri için ona mutlaka istediği gibi bir ayakkabının alınacağını baştan hesaplamıştır. Nitekim istediği sonucu elde ettiğindeyse; "Niye zahmet ettiniz hiç gerek yoktu ben sizden almanızı istememiştim ki" gibi bir sözle oyununu tamamlar. İşte bu küçük oyun bile münafık için adeta şeytani bir gıda gibidir. Allah'a ve Müslümanlara karşı dürüst olmamak, onlara yalan söylemiş olmak münafığı çok heyecanlandırır. Zayıf aklıyla kendince Müslümanları kandırabildiğini ve sinsi oyunlarla yönlendirebildiğini sanması onun kendine duyduğu şeytani güveni artırır. Bunu bir kere yapabiliyorsam sürekli olarak yapabilirim diye düşünerek oynayabileceği yeni sinsi oyunlar için daha da heyecanlanır. Küçük büyük, önemli önemsiz hemen her konuda gayri meşru yöntemlerle çıkar elde edebilmek münafığın hayat şeklidir. Ancak tüm bunları yaparken fark edilemediğini sanması münafığın akılsızlığının çok açık bir göstergesidir. Şeytani zekasıyla Müslümanları yenebileceğini, onlara üstün gelebileceğini düşünen münafık ahmakça bir yanılgı içerisindedir. Allah Müslümanlara imanları dolayısıyla keskin bir akıl ve münafıkları teşhis edebilme konusunda da üstün bir yetenek vermiştir. Bu teşhis kabiliyetiyle Müslümanlar münafığın sadece küçük bir oyunundan bile karaktersizliğini ve samimiyetsizliğini kolaylıkla anlarlar. Anlaşılmadığını sanan münafık sinsi faaliyetlerine devam ederken aslında Müslümanlar onların attığı her adımı dikkatle izlemekte ve teyakkuzda olmaları gereken bu insanlara karşı her türlü akılcı tedbiri alarak ilerlemektedirler."
Münafık Zihniyet Tuzak Kurdu, Ama Tuzakları Ters Döndü. Bir Gecede Tüm Millet Kurşunla Kaynatılmış Binalar Gibi Saf Tuttu, Kardeş Oldu
Darbenin arkasında münafık bir sitem var. Onun için münafık karakterini çok iyi bilmek lazım. Bu millete bu sıkıntıları çektirenler münafıklar. Ama "her zorlukla beraber bir kolaylık vardır" diyor Cenab-ı Allah, “yine her zorlukla beraber bir kolaylık vardır." Bu darbe girişimi Türk Milletinin müthiş lehine oldu. Kenetlenme ve birliktelik ruhunu çok artırdı, dindarlıklarını çok artırdı. Alenen Mehdiyet’e dönüştü. Genel görünüm alenen. “Mehdiyet nasıl olacak?” diyordu insanlar Allah bir gecede Mehdiyet’i oluşturdu. "Nasıl millet birleşir, nasıl kardeşlik ruhu olur?" diyorlardı. Allah bak onu bir gecede yaptı. Kimi vesile etti? Münafıkları vesile etti. Münafığa göre çok kötü bir şey yaptı o, oyun oynadığını zannetti. Halbuki Türk Milleti onları oyuna getirdi. Allah oyunlarını başlarına geçirdi. Kendilerine göre çok akıllıydılar, çok kurnazdılar, çok zekice hareketler yaptılar. Ama Allah ahmak olduklarını onlara gösterdi. Ve Allah rezil rüsva etti. İki paralık etti Allah.
(Sayın Devlet Bahçeli mitingde çok güzel bir konuşma yaptı Adnan Bey. Şunları söyledi; “Fethullah Gülen fitne ve münafıklıkta rekor kırdı. Ancak göğsümü kabartacak bu ihtişamlı coşkudan görüyorum ki yeni bir dirilişin müjdesini verdiniz. Müştereklerimiz farklılıklarımızdan daha fazla. Birliğimizi kararlı şekilde korumalı, kutuplaşmaları bıçak gibi kesmeliyiz. Kökünüz, kökeniniz, mezhebiniz ne olursa olsun vatanım milletim bayrağım ve mukaddesatım demek için Yenikapı’yı doldurdunuz. Bu ruh devam ettiği müddetçe hiçbir hain bize yanaşamayacaktır. Yeni bir sayfa açalım, milli bir uzlaşma ile geleceğin haritasını çizelim. Yeni manda özlemlerine geçit vermeyelim. Boğazın sularına gömülmüş kraliyet donanması, tarihsel hesabı görmek için sabırsızdır. Bugün yaşadıklarımızın kökü geçmiştedir. Türklüğe gerçekleşen musibet saklandığı yerden tekrar doğrulmuştur. Biz kesrete yüz çevirip vahdet denizine hep birlikte açılırsak bizi kimse yenemez” dedi.)
Ne güzel konuşmuş Sayın Bahçeli. “Sufyan kapıyı açar, ellerinde bayraklar olan insanlarla dolu olduğunu görür” diyor. Bak kapı, Yenikapı. Çok manidar değil mi? “Kapıyı açar, insanlar onu ellerinde bayraklarla karşılar” diyor. “Bayraklarla dolu olur etraf” diyor. Bayrağa çok dikkat çekilmiş ahir zamanda. Hakikaten her yer dolu ama kapı açılır sözü çok acayip. Yenikapı’ya işaret ediyor gibi değil mi?
İdam Çözüm Değildir, Müebbet Hapis Yeterlidir. Asıl Çözüm Güçlü Türkiye Oluşturmaktır
Ama şimdi idamla müebbetin arasında bir fark yok yani. Zaten adam birkaç metre kare bir hücrenin içerisinde ömür boyu yaşayacak. Yani idam onun için bir kurtuluş ama orada ömür boyu her gün ölecek o. Yani bütün mesele güçlü Türkiye’de, imanlı Türkiye, kararlı Türkiye ve İslam âlemiyle birleşmiş, Rusya’yla da bu anlamda birleşmiş, büyük birliğin içerisinde lider olmuş Türkiye çok önemli. Yoksa yani adamı asarsın, arkadaşları falan vardır, çevresi vardır. Onlar onun bıraktığı kirli mirası devam ettirebilir. Bazı vakalarda, bazı kişilerde bunu görüyoruz. PKK, mesela sürekli her gün öldürülüyor. Öldürmek bir çözüm değil, fikir çözümdür. Sahte Mehdiyet’e karşı gerçek Mehdiyet çözümdür. Sahte Mehdiyet’e karşı sen Mehdi yok dersen, sahte Mehdiyet, gerçek Mehdiyet’miş gibi kendini kabul ettirmeye çalışır. Sahte Mehdiyet’in çözümü gerçek Mehdiyet’tir. Allah onun yolunu göstermiş, bir tane yolu var.