A9 TV, 27 Aralık 2016
(Hükümetten, IŞİD’in infaz ettiği iddia edilen askerler videosu hakkında ilk açıklama yapıldı. Ve “Henüz teyit edilmiş bir bilgi yoktur” denildi.)
Şimdi çocukların görüntüsü var iki kişinin. Böyle biri varsa yani böyle bir asker varsa, o resimde görülen askerse film doğrudur. Ama böyle bir asker yoksa film yalandır bu kadar basit.
(Moskova, Ankara ile Suriye’nin tümünü kapsayacak bir ateşkeste tarafları ikna etme ve gelecek ay yapılacak barış görüşmelerini hazırlık konusunda anlaştığını ilan etti.)
Bu çok hayati bir konu. Evet, bak Türkiye politikasını tamamen değiştirdi. Büyük Ortadoğu Projesi yönündeydi politikası, bizim dediğimiz yönde politika değişti. Suriye’nin bütünlüğü, Suriye’de meşru bir hükümetin hemen tesisi, mevcut imkanlarla dostluğun hemen tesis edilmesi.
(Yeni Akit Yazarı Sabri Balaman bugünkü yazısında “İngiliz derin devlet yapılanmasının Sayın Erdoğan’ı tanıma ve tanımlaması çok önemlidir ve şu ifadeleri kullanmaları çok önemlidir; Sayın Erdoğan Ortadoğu’da Osmanlı’nın uyanışına hizmet ve canlandırma hareketini geri getirecektir. Buna karşın Hristiyan dünyasının uyanık olması gereklidir.”)
Hristiyan dünyasıyla zaten iç içe olarak aydınlanıyor dünya. Deccal zaten Hristiyan, Musevi ve Müslümanları hedefliyor. Hep beraber karşı koyuyoruz. Museviler, Hristiyanlar ve Müslümanlar topluca bir arada karşı koyuyoruz deccaliyete karşı. Sayın Erdoğan’ın vasfı, kişiliği, amacı, yöntemleri hepsi Mehdiyet’le ilişkilidir. Mehdiyet’in bereketiyle ilerliyor yoksa adım atamaz.
(Çin hükümeti Uygur özerk bölgesinde kamu güvenliğine aykırı olduğunu gerekçe göstererek son üç ayda 3500 camiyi yıktı. Bölgedeki demokratik değişimi amaçlayan Çin hükümeti bazı camilerin harabe olduğunu öne sürerek yıkımlarını sürdürüyor.)
Harabeyse düzeltsinler yerine daha düzgün güzelini yapsınlar. O konu bir incelensin muazzam bir rakam bu. 3500 ne demek? Bir cami katliamı yaşanmış, kitle katliamı gibi. Çok büyük bir olay var.
Hıristiyan ya da Musevi Olsun Herkes Bütün Peygamberlere İman Etmelidir
Allah’ın Resulü (sav) hak Peygamberdir. Bir Hristiyan Hz. İsa Mesih (as)’a inanacak. İncil’e uyabilir Allah’ın birliğine inanmak şartıyla. Fakat Resulullah (sav)’e yalancı dediğinde küfre gider. Bir Musevi Tevrat’a uyabilir, Tevrat’a göre yaşayabilir ama Allah’ın Resulü (sav)’e yalancı dediğinde küfre gider küfür içinde olur. Yalancı diyemez. Ne diyecek? “Bu insan yalancı değil” diyecek. Yani en az böyle diyebilir. “Bu insanın yalancı olduğunu iddia edenleri kabul etmiyoruz” diyecek.
Nisa Suresi 150: “Allah'ı ve elçilerini (tanımayıp) inkar eden, Allah ile elçilerinin arasını ayırmak isteyen,” mesela şunu kabul ederim bunu kabul etmem diyen, "Bazısına inanırız, bazısını tanımayız" diyen ve bu ikisi arasında bir yol tutturmak isteyenler.” (Nisa Suresi, 150)’de. Şeytandan Allah’a sığınırım, “İşte bunlar, gerçekten kafir olanlardır. Kafirlere aşağılatıcı bir azap hazırlamışızdır.” (Nisa Suresi, 151) Diyor Allah. Onun için Peygamberimiz (sav)’i de kabul edecek. Mesela Hz. İsa Mesih (as)’ı kabule etmiyor veyahut “ben Musevi’yim” diyor. Hz. İsa Mesih (as) bir Peygamber, kabul edeceksin. Musevi olamazsın kabul etmezsen. Hz. Muhammed (sav)’i de kabul edeceksin. Ama teslisi onu kabul etme. Ama Müslüman, bak Hz. İsa Mesih (as)’ın Peygamber olduğunu kabul ediyorsa, sen de bir Müslümana yalancı diyemediğine göre ona inanmak durumundasın. Çünkü Müslümanın şahitliğini kabul ediyor Museviler. Yalan söylüyor diyemiyor şahitliğini kabul ediyor. O zaman? Şahit işte Müslüman diyor “Hz. İsa Mesih (as) Peygamber” diyor, kabul edecek. “Hz. Muhammed (sav) Peygamber” diyor, kabul edecek. Müslüman kabul etmiyor ki şirki, yani üçleme teslisi kabul etmiyor zaten.
İran Modern ve Candan Bir Tavır Gösteriyor
Mesela dün İran’ın dini lideri Hamaney resmi Twitter hesabında “Hz. İsa (as) biz Müslümanların da Peygamberidir” diyor. Doğru. Musevilerin de Peygamberidir. “Kuran’da Hz. İsa Mesih (as) ile ilgili birçok ayet vardır. Biz onu önde gelen ululazm bir peygamber olarak kabul ederiz.” Ve çam ağacıyla çekilmiş Noel çamıyla çekilmiş bir fotoğrafını yayınladı. Ne kadar medeni, ne kadar aklı başında, ne kadar candan halis bir Müslüman olduğunu da göstermiş oldu. Hamaney’i tebrik ediyoruz, seviyoruz, çok saygı duyuyoruz, değer veriyoruz, dürüstlüğüne kefiliz, samimiyetine kefiliz. Allah cennet nasip etsin, Allah cennette kardeşimiz etsin. Hz. Mehdi (as)’ı sever, biz de onu severiz.
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif “Herkese mutlu bir Noel ve 2017’nin barış dolu olmasını diliyorum. Hz. İsa Mesih (as)’ın mucizevi doğumu sıkıntılarla dolu dünyamıza barış getirsin” diyor. Gayet güzel. İran’ın modernliği, İran’ın candanlığı çok örnek alınacak güzellikte ve samimiyette.
(Donald Trump, Twitter hesabından yaptığı açıklamada Birleşmiş Milletler’i eleştirdi. Trump, “Birleşmiş Milletler büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen şu an sadece insanların bir araya gelerek konuşup iyi vakit geçirdiği bir kulüp. Çok üzücü” mesajını paylaştı. Başkan Trump, daha önce de Birleşmiş Milletler’e gelince “20 Ocak’tan sonra işler farklı olacak” ifadelerini kullanmıştı.)
Evet güzel. Donald Trump demek ki akılcı yaklaşıyor. Ama ona derin devleti tanıtacaklar, bakalım nasıl etkilenecek ondan, nasıl tavır alacak onu bilmiyoruz. İnşaAllah Putin, Tayyip Hocam, Trump ittifak ederlerse bayağı iyi olur.
(Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül yazısında, “Kişisel olarak 2017’de en ağır bunalımın Rusya’yı vuracağını düşünüyorum. Rusya, Türkiye’den çok daha büyük tehditlerle yüz yüze. Amerika, Avrupa’yla Rusya arasında Trump döneminde bir normalleşme sağlanamazsa durum dünyayı sarsacak bir noktaya sürüklenebilir. Putin liderliğindeki Rus siyasi aklı bu tehdidi gördüğü için olağanüstü bir caydırıcılıkla karşı durmaya çalışıyor” dedi.)
Rusya’ya hiçbir şey yapamazlar. İran, Türkiye, İslam alemi, Rusya birleşince zaten dünya olmuş oluyor. Avrupa’yı ne takarlar? Amerika’yı ne takar yani? Ne yapabilir? Ekmek gelmiyor onlardan yemek gelmiyor bir şey gelmiyor hiçbir şeylerine ihtiyaç yok. Teknolojinin gayet gelişmişi var Rusya’da her türlü teknoloji. Çin’de de her türlü teknoloji var. Üstelik İsrail de bu birlikteliğin içinde. O zaman ne yapacak yani? Amerika’nın yapacağı hiçbir şey yok. Kenardan gariban gariban seyredecek. Amerika zaten katılır bu birliğe. Geriye sadece İngiliz derin devleti kalacak, onlar da sarayın altındaki o toplantı salonunda cin çağıracaklar başka ne yapacaklar? Yapacakları hiçbir şey yok.
Hadislerin İşaretlerine Göre 2019-2021 Gibi Dünya Çok Hayati Olaylarla Karşılaşacak, Çok Güzel Değişimler Göreceğiz İnşaAllah
Şimdi 2017’ye az kaldı. 2017, biz 1980’lerde, 81’lerde 2017’lerden bahsederdik. 2019’lardan bahsederdik. Bizim için çok uzun yıllardı onlar bakın düşünün. 1981’lerde 2017’ler. Ama 2017’ler bir şey değil yani bizim için yani sonuç değil. Ama 2019, 2021’leri hayati görüyorduk. Hakikaten dediğimiz gibi olaylar gelişiyor. Aynı dediğimiz gibi gelişiyor. Şimdi Şiloh’u, Moşiyah’ı göreceğiz. Tevrat’ın 3500 yıl önce bildirdiği şahsı göreceğiz. Peygamberimiz (sav)’in 1400 yıl önce söylediği şahsı göreceğiz.
Museviler Hz. Mehdi'nin Zuhuru İçin Hazır Bekliyor
İsrail Moşiyah’ı karşılamak için Mesih yağını o Zeytin Dağı’nın bitişiğindeki sinagogda hazır tutuyorlar, Mesih yağını Moşiyah’ın başına yağ sürmek için hazır bekliyorlar. Ve Mesih çıktığında şofarı üflemek için, o büyük boru var ya o boruyu da şu an orada hazır tutuyorlar. O çok güçlü ses çıkaran bir boru. Bakın, işin ilginç yanına bakın Mesih’in oradan geçeceğini bildiği için Osmanlı sultanları o kapının kapalı kalması konusunda çok titiz davranmışlar. Ördürmüşler, sırf demir kapıyla kapatmakla kalmamışlar ayrıca ördürmüşler. Yani o devre kadar geçiş olmasın diye. Şu an örülmüş durumda yani kapıdan geçiş mümkün değil. Sadece Moşiyah’ın geçişi için kapalı tutuluyor. Bak bu çok açık bir delil değil mi? Bütün Osmanlı sultanları çok titiz olmuşlar o kapıya, kapalı olmasına. Bütün İsrail de çok dikkat ediyor. Ve şofar da sürekli hazır tutuluyor. Tabii bir tek o değil yani binlerce şofar çalacak. Aynı anda bütün camilerde ezan okunacak, aynı anda bütün çanlar çalacak kiliselerde. Hadiste öyle geçiyor. Çok müthiş bir karşılama yapılacak.
Şofar’ın amacı Moşiyah’ın gelişini harekete geçirmek, tapınağın yeniden inşa edilmesini hızlandırmak yani bu anlama geliyor. Şofarın sesini duydular mı o sesin anlamı Mesih’in gelişini beklemek, onun sevincini yaşamak ve tapınağın yeniden yapılacağını yani Hz. Süleyman (as)’ın mescidinin yeniden yapılacağının sevincini yaşamak. Amaç bu oluyor. Ahir zamanı ifade eden bir ses. Onun için her gün şofar çalınıyor İsrail’de. Onu duyan Museviler Mesih’in gelişini hatırlıyorlar ve Hz. Süleyman (as)’ın mescidinin yeniden yapılacağını hatırlıyorlar. Yani onu anlatan kısa bir konuşma gibi, yani uzun bir konuşmayı özetleyen konuşma gibi. O boru sesi her yerde duyuluyor zaten İsrail’de.
Sina Dağı’na Tevrat indirildiğinde de şofar çalındı. Tapınak döneminde Baş Kohen Hz. Süleyman (as)’ı yağ ile meshediyor ve şofarı çalıyor. Hz. Mehdi (as)’da da öyle başına yağ sürülecek İsrail’de. Bu, Kohenler tarafından oluyor başına yağ sürülmesi. Sonra şofar çalınacak yani binlerce şofar çalınacak. Çok güzel görkemli günler olacak.
Hazreti Süleyman (as)’ın mescidinin yapılması çok hayati bir konu inşaAllah onu yapacağız. Tonlarca altın kullanılacak 24 ayar, aynısını yapacağız. Daha geniş ve daha güzel, daha kapsamlı olarak yapacağız. Hazreti Süleyman (as)’ın sarayını da yapacağız. Ecdadın bütün o güzelliğini yeniden ihtişamla kuracağız ama sonra Yecüc ve Mecüc’ün talanına uğrayacak ama buna rağmen yapacağız. Yecüc ve Mecüc Mehdi (as)’den sonra çıkacaktır, onun arkasından da komünist hareket geliyor.
Hazreti Süleyman (as)’ın mescidini yaptığımızda bu boru sabaha kadar ötecek. Orada kurban keseceğiz inşaAllah mescidin önünde, kurbanı bir tane, iki tane, on tane kesmeyeceğiz yani yüzlerce binlerce kurban keseceğiz. Geniş ocaklarda pişecek, “Kokusu Jeriko’ya kadar yayılacak” diyor. Bütün Kudüs mis gibi kebap kokacak böyle inşaAllah. Onun tabii sözlü Tevrat’taki anlamı ‘Allah’ın dini her yere yayılacak’ anlamına geliyor. “Jeriko’ya kadar kokusu yayılacak” anlamı çünkü Jeriko çok uzak Kudüs’ten, oraya kokunun gitmeyeceği belli, oraya o imanın heyecanı yayılacak her yere imanın heyecanı yayılacak o anlama gelir yani sözlü Tevrat’a göre öyledir ama yazılı Tevrat’a göre normal kokusu gidecek şeklinde yazıyor. Daha önce de söylemiştim hayret etmişlerdi sözlü Tevrat’ı bilmeme Hahamlar onu gazetede de yazmışlardı.
İslam'ı Seçen Bir İnsanın Müslümanlığı Nasıl Yaşayacağına Kimse Karışamaz. Kişinin Dini Nasıl Yaşadığı Kendisinin Sorumluluğudur
“Doğru, dinde zorlama yoktur ama İslam’ın da şartları vardır. İslam’ı seçtiysen Müslüman gibi yaşamak zorundasın.” Müslüman gibi yaşamak zorunda da adam sen zorla namaz kıldıramazsın. Müslüman olur da namazını kılmayabilir. Adamdan sen zorla zekat alamazsın. Namaz kılmıyor diye öldürmeye kalkmak, sakal bırakmıyor diye öldürmeye kalkmak bunlar olmaz, bu haram. Yani ebedi cehennem olur karşılığı. Allah adına hüküm vermiş oluyorsun olur mu öyle şey? İslam’ı seçtikten sonra da baskı olmaz. Allah Allah, o zaman adam “ben İslam’dan çıkıyorum” der öyle de yaparsan. Olur mu öyle şey? Adam Müslüman olur istediği gibi de yaşar karışamazsın sen. İster namazını kılar ister kılmaz. Allah’a karşı suçtur bunlar, insanlara karşı bir suç yok. Ama insana karşı yapılan suçlar için hukuk kaideleri var. Şahsa karşı suç değildir namaz kılmamak.
(İngiltere’de yayınlanan haftalık Ekonomist Dergisi yapımı devam eden 3.Havalimanı’nın da açılmasıyla İstanbul’un havayolu taşımacılığında iki yıl içinde dünya liderliğine yükseleceğini yazdı. Ekonomist, İngiltere yönetiminde havayolu taşımacılığının geliştirilmemesi konusunda Türkiye’yle karşılaştırarak eleştirdi.)
İşte onlar kendilerince kurnaz olduklarını düşünüyorlar çünkü nasıl olsa İstanbul’u alacağız diyor yani İstanbul bizim olacağına göre diyor bizim masraf yapmamıza gerek yok diyor, çalışma yapmamıza gerek yok diyor. Bu zaten darbe girişiminde alacaklarına inanıyorlardı İstanbul’u, ayrı federe bir devlet olarak ayıracaklardı İngiliz kontrolünde yani ayrı bir devlet Avrupa’ya bağlı aynı zamanda bir halife bulunacak İstanbul’da güya ayrı bir kafadaydılar.
İngiliz gizli arşivlerinde kod numarasını da veriyorum CAB23-35 numarayla kayıtlı 11 Ocak 1920 tarihli belge. Paris’te dönemin İngiliz Başbakanı Lloyd George’un otel odasında İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un da katılımıyla gizli toplantıda, İstanbul’un ayrı bir devlet olması kararı alınıyor 1920 yılında. Şu an onu uygulamaya kalktılar 15 Temmuz darbesinde. CAB23-35 11 Ocak 1920 tarihinde İngiliz Başbakan Lloyd George otel odasında İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un da katılımıyla gizli toplantıda, İstanbul’un ayrı bir devlet olması kararı alıyorlar Paris’te, Paris’te otelde yani şu an bunu uygulamanın peşinde adamlar. Onun için ısrarla diyorlar ya Türkiye birçok il ayrı ayrı federe devlet olsun dedikleri o, İstanbul’u Avrupa’ya bağlayacaklar ayırmayı düşünüyorlar. Tabii biz müsaade edersek. Biz müsaade etmezsek ne olacak millet olarak? Olmayacak. Biz de müsaade etmiyoruz.
(PKK’nın Suriye kolu PYD, DEAŞ’la mücadele kapsamında Amerikan Ordusu’ndan uçaksavar füzeler talep etti. DEAŞ’ın herhangi bir uçak ve helikoptere sahip olmaması nedeniyle kullanılacak uçaksavar füzelerinin Türkiye’yi hedef alacağı belirtiliyor.)
Öyle bir şey yaparlarsa baştanbaşa çiğner geçeriz yani öyle bir çılgınlık yapmaya kalkarlarsa taş taş üstünde kalmaz, dangalaklık yapmaya kalkmasınlar yani her koldan her yerden gireriz zannettikleri gibi olmaz ve o uçaksavarları da ellerinden alırız, ne var ne yoksa ellerinden alırız burasını iyi düşünsünler.