"... Bilmez misin ki Allah, gerçekten herşeye güç yetirendir. (Yine) Bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Sizin Allah'tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur." (Bakara Suresi, 106-107)
Yüce Allah (cc)'a gönülden yönelen, O'nun yolunda samimi çaba gösteren her insan Rabbimiz'in kendisini koruduğuna, O'nun sıcak ve yakın takibine her an şahit olur. Allah (cc), samimi olarak yapılan, haramdan sakınılan ve helale uygun olan her işte müminlerin yolunu açar; onlara kolaylık verir. Allah (cc), Kuran'ın birçok ayetinde müminlere mutlaka yardım edeceğini, onları koruyacağını ve daima üstün konuma getireceğini vadetmiştir. Bu ayetlerden birinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
"... İman edenlere yardım etmek ise, Bizim üzerimizde bir haktır. " (Rum Suresi, 47)
Allah (cc)'ın salih müminleri her an yardımıyla desteklediğinin en güzel örneklerden biri Hz. Musa'nın hayatıdır. Hz. Musa, yaşadığı şehirden ayrıldıktan sonra, "Rabbim, doğrusu bana indirdiğin her hayra muhtacım." (Kasas Suresi, 24) diyerek Yüce Allah (cc)'a dua etmiştir. Allah (cc), onun duasını kabul etmiş ve onu bir toplulukla karşılaştırmıştır. Bu şekilde Hz. Musa, güvenilir insanların yanına ulaşmış ve burada pek çok kolaylık ve nimetle karşılaşmıştır.
Allah (cc), Hz. Musa'ya peygamberlik verdikten sonra, Hz. Musa'nın duasına icabet ederek onu kardeşi Hz. Harun ile destekleyerek güçlendirmiştir. Firavun ve ordusunun Hz. Musa ve Hz. Harun'un peşlerine düştükleri sırada, Allah (cc) yine onlara yardım etmiştir. Rahman ve Rahim olan Rabbimiz, denizi yararak, Hz. Musa ve yanındakilere geçebilecekleri bir yol açmış, Firavun ve ordusunu ise suda boğmuştur. Üstün Lütuf Sahibi olan Allah (cc), Hz. Musa ve Hz. Harun'a olan yardımını Saffat Suresi'nde şöyle bildirmiştir:
"Andolsun, Biz Musa'ya ve Harun'a lütufta bulunduk. Onları ve kavimlerini o büyük üzüntüden kurtardık. Onlara yardım ettik, böylece üstün gelenler oldular."(Saffat Suresi, 114-116)
Allah (cc), Hz. Nuh'a da yardım etmiş, kavmine gelecek bir tufandan onu ve diğer inananları korumak için, Hz. Nuh'a bir gemi yapmasını vahyetmiştir. Allah (cc), Hz. İsa'yı ise, çarmıha gerilerek öldürülmek üzereyken, Kendi Katı'na yükselterek korumuştur. Allah (cc), Hz. Yusuf'u zindandan kurtarmış, onu üstün bir makam nasip ederek şereflendirmiştir. Rabbimiz, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'e de daima yardım etmiş, onun üzerindeki yükü hafifletmiştir. Allah (cc), Kuran ayetleriyle Peygamberimiz (sav)'in velisi, koruyucusu ve yardımcısı olduğunu müjdeleyerek müminlerin kalplerine huzur ve güven duygusu vermiştir.
Allah (cc)'ın, iman edenlere olan yardımını müjdelediği ayetlerden bazıları şöyledir:
"De ki: "Size bir kötülük isteyecek olsa sizi Allah'tan koruyacak, veya size bir rahmet isteyecek olsa (buna engel olacak) kimdir?" Onlar, kendileri için Allah'ın dışında ne bir veli, ne bir yardımcı bulamazlar." (Ahzab Suresi, 17)
"Andolsun, (peygamber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir: Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır." (Saffat Suresi, 171-172)
"Ey iman edenler, eğer siz Allah'a (Allah adına İslam'a ve Müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır." (Muhammed Suresi, 7)
Peygamberlerde olduğu gibi, Allah (cc), her işinde daima Kendisine yönelip dönen, yalnızca Rabbimiz'i vekil edinen salih müminlerin de dostu ve yardımcısıdır. Allah (cc) yardımını, müminlere dilediği yollardan ulaştırır. Bu gerçeklerin farkında olan bir insan, hiçbir zaman için insanlardan veya başka güçlerden medet ummaz. Tüm yardımın Allah (cc)'tan geldiğini bilir, herşeyi Allah (cc)'tan ister. Bir başarı kazandığında, üstün geldiğinde, yararına bir işle karşılaştığında hemen Allah (cc)'a yönelip şükreder. Bundan dolayı yalnızca Allah (cc)'a minnet duyar. Hayatı boyunca Allah (cc)'ın yardımını ve desteğini gördüğü ve tüm bu olayları yaratanın Allah (cc) olduğunu bildiği için asıl olarak Rabbimiz'e minnet duyar ve O'na içten ve coşkulu bir sevgiyle bağlanır.