Allah’a iman eden ve Allah’ın emir ve yasaklarına uygun yaşayan kişiler, tarih boyunca iman etmeyenler tarafından çeşitli baskılara uğratılmış ve yıldırılmaya çalışılmışlardır. Bu durumun temelinde müminlerin salih ve temiz ahlaklarının ve yaşantılarının, inkarcıların gayri meşru ve gayri ahlaki yaşantılarına ve menfaatlerine uymaması vardır. Her Müslüman, iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmakla sorumludur. Dolayısıyla her mümin yaşadığı toplumu Allah’tan başkasına kulluk etmemeye ve samimi imana davet eder. Tabii ki bu durum şeytanın emellerine hizmet eden, kendi çıkarı peşinde koşan, haksızlık ve zulümle makam, mevki ve menfaat elde etmeyi alışkanlık haline getirmiş, gayrı ahlaki yaşantıyı, yalanı, iftirayı, illegal kazançları ve Allah'ın sınırlarını çiğnemeyi hayat şekli olarak benimsemiş bazı kimseleri rahatsız eder. Çünkü yalnızca Allah’tan korkup Allah’a kulluk eden bir mümin, asla dünyevi menfaatlerle veya baskı ile kontrol altına alınıp gayrı meşru işlere yönlendirilemez. Dolayısıyla Kuran ahlakının tam olarak yaşandığı bir toplumda, bu tür eğilimi olan insanlar illegal eylemlerine devam edemezler. Kuran ahlakını yaşayan temiz bir toplumda, yukarıda bahsi geçen kişiler sahtekarlık yapamaz, harama el uzatmaz, hırsızlık, bozgunculuk yapamaz hale gelirler ve bu da gayri ahlaki menfaatlerinin zarar görmesi demektir. İşte bu yüzden müminlerin Kuran ahlakını yaymaya ve insanların Allah korkularını kuvvetlendirmeye yönelik ilmi faaliyetleri, gayri meşru düzenleri ve sistemleri bozulan inkarcıları müthiş rahatsız eder.
Birleşik Arap Emirlikleri’nde yayınlanan İngilizce gazete The Gulf Today, 28 Haziran 2016 tarihli sayısında Harun Yahya’nın “Allah yolunda mücadele etmek” başlıklı makalesini yayınladı.
http://gulftoday.ae/portal/5e9b27c4-bf05-4bd9-b754-696e60056203.aspx