Kimi zaman bazı insanlar, kendileri gibi aynı yanlış tavırlar içerisinde olan insanların varlığını öne sürerek hatalarını makul göstermeye ve vicdanlarını bu şekilde rahatlatmaya çalışırlar. Bu aslında şeytanın en bilinen yöntemlerinden biridir; insanları kötülüğe sevk ederken, çevrelerindeki olumsuz insanlardan örnekler göstererek onları cesaretlendirir. Bu kimselerin de aynı tavırda bulunduğunu öne sürerek kişiyi bu tür bir davranışta bir yanlışlık olmadığına inandırmaya çalışır. Elbette ki vicdanları bu insanlara doğru olanı göstermektedir ancak nefislerini temize çıkarmayı amaçlayan kimseler, şeytanın kışkırtmalarını bile bile kendilerine mazeret edinirler.
Kendilerine herhangi bir hataları hatırlatıldığında hemen bu mazereti öne sürerek kendilerini haklı çıkarmaya çalışırlar. Bu davranışın çevrelerindeki insanların büyük çoğunluğunda yaygın olması, söz konusu kişilerin savunmasının temel noktasını oluşturur. Ama aslında bu durumun, yanlış tavırlarını meşru hale getirmeyeceğini çok iyi bilirler. Buna rağmen bu tarz bir mantığın kendilerine yöneltilen eleştirileri geçersiz hale getirebileceğini düşünür, bu yolla karmaşa oluşturup dikkatleri kendilerinden uzaklaştırmak isterler.
Oysa Kuran'a göre bu mantığın hiçbir geçerliliği yoktur. Başkalarının da aynı hatayı yapıyor olması kişiyi sorumluluktan kurtarmaz. Hafifletici bir sebep de sayılmaz. Çünkü Rabbimiz "Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan söylerler." (Enam Suresi, 116) ayetiyle, insanları çoğunluğa uymamaları konusunda uyarmıştır. Pek çok insan aynı anda aynı hataya düşebilir; ancak kişi tek başına vicdanının sesine uymakla ve Kuran ahlakını yaşamakla yükümlüdür. Her insan ahirette Allah (cc)'a tek başına hesap verecektir. Aynı hatayı bir kişi cahilliğinden, bir kişi yanıldığından, bir başka kişi ise kasıtlı olarak art niyetle yapabilir. Hiçbir insan bir başkasının gerçek niyetini bilemez. Ancak Allah (cc) tüm insanların niyetlerini, "sinelerinin özünde" sakladıklarını bilir ve onları bundan sorguya çekecektir.
"Ey iman edenler, üzerinizdeki (yükümlülük) kendi nefislerinizdir. Siz doğru yola erişirseniz, sapan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O, size yaptıklarınızı haber verecektir." (Maide Suresi, 105) ayetiyle herkesin kendinden sorumlu olduğu insanlara bildirilmiştir.
Kuran ile yapılan her hatırlatma Allah (cc)`ın izniyle insanlar için her zaman hayırlara vesile olur. Allah (cc)'ın yapılan bir yanlışlığı kişiye duyurması büyük bir rahmettir. Müminin yapması gereken, çoğunluğu delil göstererek bu hatalı tavrın üzerini örtmeye çalışmak değil, Allah (cc)`ın rızasına uyarak bundan istifade etmeye çalışmaktır.