İnsanın, elinde tüm hammadde olmasına rağmen, yoktan var edemeyeceği en büyük nimetlerden biri ``su``dur.
İnsan bedeninin 2/3`ü sudur ve su olmadan yaşamın devam etmesi mümkün değildir. Yaşam için en büyük ihtiyaç olan su insanlara hazır olarak sunulmuştur. Suyun oluşumunu bir laboratuvarda izleyemez, onu oluşturamayız. Su, dünyanın oluşumu sırasında bir defaya mahsus olarak meydana gelmiş ve canlılara sunulmuştur. O zamandan bu zamana canlı yaşamının devamını sağlayan su, aynı sudur.
Su, bilindiği gibi iki hidrojen ve bir oksijen atomunun birleşmeleri sonucunda oluşan bir moleküldür. Doğada oksijen ve hidrojen atomları bol miktarda bulunur. Ama bunlar hiçbir zaman bir anda birbirlerine bağlanarak suyu oluşturmazlar. Hidrojen ve oksijen atomlarının biraraya gelerek suyu oluşturabilmeleri için çarpışmaları gerekmektedir. Çarpışma sırasında hidrojen ve oksijen atomlarını oluşturan bağlar zayıflar ve bu atomlar yeni bir molekül olan suyu oluşturmak üzere birleşirler. Suyu oluşturabilmek için gerekli olan çarpışma, ancak çok yüksek bir sıcaklıkta ve yüksek bir enerji seviyesinde mümkün olabilmektedir. Şu anda yeryüzünde suyun oluşumuna olanak sağlayacak kadar yüksek ısı yoktur. Bu nedenle yeni su moleküllerinin oluşumu imkansızdır. Dünyada hali hazırda var olan, içtiğimiz, kullandığımız, denizleri, okyanusları oluşturan su, dünyanın oluşumu sırasındaki yüksek sıcaklık sonucu oluşan sudur.
Bu oranda hiçbir zaman bir değişme olmaz. Yaşamımızın bir parçası olan su, ne kadar tüketirsek tüketelim, bize mutlaka geri döner. Yüce Allah (c.c)`ın yeryüzünde müthiş bir denge unsuru olarak yarattığı su döngüsü ile buharlaşan sular, tazelenmiş olarak bize ulaşırlar. Sıcak havanın etkisi ile yerden yükselen ve bulutlara ulaşan su, yabancı maddelerden kurtulmuş, arınmış sudur. Bulutların muhafaza ettiği bu arınmış su, bir süre sonra yağmur, kar veya dolu olarak yeryüzüne dönecektir. Allah (c.c) ayetinde bu büyük iman hakikatini insanlara şöyle bildirir:
Şimdi siz, içmekte olduğunuz suyu gördünüz mü? Onu sizler mi buluttan indiriyorsunuz, yoksa indiren Biz miyiz? (Vakıa Suresi, 68-69)
Eğer Allah (c.c), yeryüzünde var olan suyu kurutup giderse, onu bir daha geri getirebilecek hiçbir güç yoktur. Allah (c.c), bulutlara çektiği suyu bir daha geri indirmese, onu tekrar yeryüzüne indirebilecek bir güç yoktur. Su döngüsü denen şey, Allah (c.c)`ın yarattığı bir sebeptir. Büyük ve eşsiz bir mucizedir. İnsanların hiçbir şekilde var edemedikleri en büyük ihtiyaç, Yüce Allah (c.c)`ın yarattığı kusursuz bir sistem sayesinde kesintisiz olarak ikram edilmektedir. İnsanlara sunulan her nimet gibi bu büyük nimet de Allah (c.c)`tandır ve Allah (c.c) dilediği an bunların tümünü yok edip giderebilir.
Kuşkusuz bu, Allah (c.c)`a göre güç değildir. Allah (c.c) bir ayette bu gerçeği insanlara bildirmiştir:
Biz gökten belli bir miktarda su indirdik ve onu yeryüzünde yerleştirdik; şüphesiz Biz onu (kurutup) giderme gücüne de sahibiz. (Müminun Suresi, 18)