A9 TV, 6 Aralık 2017
Kadınların Peygamberimiz (sav)'i Sevmeleri, Münafıklardan Uzak Durmaları Münafıkların Çok Ağırına Gidiyordu
Kuran’da insanların anlayamadığı, fark edemediği birçok olay oluyor. Mesela Peygamberimiz (sav)’e Cenab-ı Allah diyor ki “Bundan sonra kadınlar eşler, onları başka eşlerle değiştirmen sana bundan sonra haram, güzellikleri ne kadar hoşuna gitse de” diyor. Bu, münafıkların fitne çıkarmasına karşı Peygamber (sav)’e Allah’ın aldığı bir tedbirdir. Çünkü münafıkların çok ağrına gidiyor Peygamberimiz (sav)’in hanımlarının çok olması. Hanımlar çok seviyordu Peygamberimiz (sav)’i ve Ehli Beyt’ini çok seviyordu. Münafıklardan da lağımdan tiksinir gibi tiksiniyorlardı. Onun için münafığın yanına kadın yanaşmaz, bu ölçüdür. Bakın, bak çok net ölçüdür çok garip değil mi yani çok şaşılacak bir şey. Münafığın yanına kadın yanaşmaz. Ama fahişe falan olursa o ayrı mesele. Onun dışında münafığın yanına kadın yanaşmaz, bak çok elle tutulur bir şey. Ve münafıklar yalnız olur, bak bu da çok elle tutulur çok net bir şeydir. Dostu olmaz münafığın yani etrafında böyle insanlar olmaz. Seveni olmaz yani münafığın. Münafık kendini yerden yere atar çırpınır çok uğraşır hakikaten, destanlar yazar uğraşır, aldığı şey sadece nefrettir ve yalnızlıktır hep tecrit edilmiş yaşar. Ama işte böyle hani bunak münafıklar şunlar bunlar olursa onlarla beraber belki onlara pilav yedirebilirler, onun dışında hep yalnız. Ve kadınlar nefret eder münafıklardan bu çok önemlidir, ne yaparsa yapsınlar.
Kuran’da münafıklarla ilgili hükümlere baktığımızda ucu-sonu gelmeyen fitneler çıkarttıklarını görüyoruz. Peki Peygamber (sav)’e ne yapabilmişler? Hiç. Peygamber (sav) aslanlar gibi mücadelesine devam etmiş. Hiçbir şekilde ne yolunu kesebilmişler ne önleyebilmişler. Mesela o zamanlar Sasanilerle işbirliği yaptıkları halde, Sasani devletiyle yine hiçbir netice alamadılar, hiçbir netice alamadılar. Roma derin devletiyle işbirliği yaptıkları halde yine netice alamadılar. Kendilerini yerden yere attılar yine netice alamadılar. Peygamberimiz (sav) gayet güzel yoluna devam etti.
Peygamberimiz (sav)’in yediğine içtiğine de çok haset ediyorlardı. Hayatına, kıyafetlerine, güzelliğine, insanların onu sevmesine çok haset ediyordu münafıklar. Allah münafıklarla müminlerin mücadele etmesini ister. Bu mücadele dikkatlice bakıldığında çok zevklidir, mümine çok hayat verir, sevinç meydana getirir ve müminde yenilikler, ataklıklar, güzellikler meydana getiri. Çünkü mümin münafığı kızdırmak istediği için daha çok nimet göstermek durumundadır. Çünkü münafığı en çok kızdıran şey nimettir. Mesela Peygamberimiz (sav) o yüzden Bizans cübbesi giyerdi çok şık. Mesela ipekli kıyafet giyiyordu kızdırmak için, münafıklar çileden çıkıyordu. Mesela en güzel hanımları alıyordu, münafıklar çileden çıkıyordu. Hz. Hasan (ra), Hz. Hüseyin (ra) mesela çok şık giyiniyorlardı, ipek giyiniyorlardı. Bak münafıklar ne dedi? Dediler ki Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) için ipek giymelerine karşı haşa “o devirde bit yaygındı” halbuki münafıklarda bitlenme vardı, müminler tertemiz nur gibiler çok çok temizler. Ama o Dırar Mescidi’ni bit basmıştı bitliydi o mescit. “Bitten korunmak için ipek giyiyor” diyordu Hz. Hasan (ra) için, görüyor musun yalanı? Bak münafık yalanının azgınlığını görüyor musun, münafık kinin azgınlığını? Dolayısıyla münafıklar bu kadar çırpınmalarına rağmen hep yalnız yaşadılar hiç sevenleri olmadı bela ve pislik içinde ölüp-gittiler. Ve akıl almaz bir emek verdiler Müslümanlara karşı. Müslümanlar dağılsın, İslam dursun diye emek verdiler. Dağıtmaya çalıştıkça Müslümanlık acayip bereketlenir genişler. Münafık olmadan atalet oluyor müminlerde. Münafık atağında müthiş bir zenginlik, bereket, güç, hoşluk ve güzellik olur. Mesela Peygamberimiz (sav)’e atak yaptıklarında hep daha çok kadın geldi Peygamberimiz (sav)’e, daha çok zenginlik geldi, daha çok İslam yayıldı, daha çok talep oldu, sahabeler daha çok bağlandılar. Ama münafık atağı olmadığında durağanlık oluyordu mesela bu çok acayip bir şey. Münafığın atağı bereketli yağmur gibidir mümine çok yarar. Ama müminin atağı münafığa büzücü etki yapar, büzülür münafık.
Derin Devletler Ahlaksız İnsanları Hemen Bulur ve Müslümanlara Karşı Kullanmaya Çalışırlar
Derin devletler böyle köprü altı çakallarını, haysiyetsiz, namussuzları böyle şerefsiz insanları hemen diğer ahlaksızlardan duyup bulurlar. Müslümanlara karşı istimal etmeye kalkarlar, kullanmaya kalkarlar. Münafık normalde ahmaktır, ama derin devlet yönlendirdiğinde hareketli hale gelir yani onu yönlendirir. Fakat tabii dezavantajı derin devletin bunların ahmaklığı, şeytani zeka olur ama korkunç ahmak olur, atak yaptıkça büzülür, atak yaptıkça üzülür, atak yaptıkça batar yani ona batar, sıkıntılar batar yani.
Münafıklar Felaket Ödlek Olur Ama Kendilerini Çok Cesur Göstermeye Çalışırlar
Mesela Peygamberimiz (sav)’in savaşlarına hiç katılmak istemiyorlardı çok ödleklerdi, ama akıl almaz cesur gösterirler kendilerini. Dilde bunlarda acayip şamata vardır. Halbuki köpek gibi korkaktırlar böyle uyuz köpek gibi felaket korkaktırlar. Ama kendi kendilerini doldurur münafıklar, işte “şöyle cesuruz böyle cesuruz” işte “şunu yaparız bunu yaparız” bilmem ne yapar. Ama kökeninde Allah’a inanmadıkları için çok korkaktırlar.
(Trump az önce açıklama yapmış Adnan Bey. “Tüm Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyoruz. Büyükelçiliğimizi oraya taşıyacağız” demiş. Rusya da bu kararı eleştiriyor.)
Ama bu çok büyük bir kargaşaya sebep olur. Çok büyük hata yapıyor olur mu öyle bir şey? Üç dinin özgürlüğü çok önemli. Bence bu işi hiç İsrail karıştırmasın bu tamam bu şey. Tel Aviv başkent olarak kalsın, bu bayağı olay çıkartır, bu boş yere bölgede savaş meydana getirir yani büyük felakete sebep olur hiç hiç gereği yok boş yere kan dökülür olay çıkar. Bu Kudüs’te var, Museviler de var, Müslümanlar da var normal yaşıyorlar, orayı siyasi başkent falan yapmaya gerek yok. Zaten küçük bir şehir Kudüs, tarihi bir şehir, orası tarihi bir şehir olarak kalsın. Dini, İslami bir yönü var Museviler yönünden kutsal, Hristiyanlar bölümünden kutsal bu haliyle muhafaza edelim. Şimdi siyasi başkent oraya diplomat arabaları gelecek bilmem ne, büyükelçilikler taşınacak zaten ufacık bir şehir, her yer tarihi binalarla dolu orada hareket edilecek yer kalmaz daracık zaten orası, sokaklar öyle her yer öyle. Orasının tarihi şehir olarak kalmasında fayda var onu biz İsrail meclisine dilekçeyle sunalım, çok yanlış olur bu. Mühim olan Musevilerin orada rahat yaşaması, rahat yaşıyor. Dindar Museviler çok miktarda var. Büyükelçiliklerin ne işi var orada? Akıl almaz kalabalık bir hale gelir orası o zaman. Bütün dünya elçiliklerinin orada olduğunu düşün koca koca binalar bilmem ne falan ufacık bir şehir trafik falan ne hale gelir orası? Felç olur. Ne faydası olacak onun ayrıca? Dini yönü önemli Kudüs’ün, dini yönden çok rahat İsrail kullanabiliyor o Kudüs’ü, onda bir sorun yok o zaman ne gerek var? İlhak bilmem ne bunlar çok büyük olaylara sebep olur. İlhakı çağrıştıracak, onu hatırlatacak şeyler yapmasa bile kanunen hukuken oraya doğru gidecek bir şey çok büyük olay olur.
(“İnsanlar Mehdiyet’in gelişmesi için ne yapabilir?”)
Mehdiyet’in gelişmesi için samimi olabilirler ilk yapılacak şey samimiyettir, yatıştırıcısı olmak, sevgi dolu olmak, aklıselim sahibi olmak, fert fert yapabilecekleri budur. Bir de telaş etmeye gerek yok Mehdiyet kendi doğal akışı içerisinde şu an ilerliyor. Allah gökteki alametlerle, yerdeki alametlerle ilerletiyor ve insanların kalbinde Mehdiyet’e göre zaten ısındırıp geliştiriyor. Şeytanın, münafıkların telaşı da bundan zaten yani bir telaş var görüyorsunuz. İnsanların kalbine Allah’ın vahiy etmesi en önemlisi bu oluyor yani insanlara bizim anlatmamızla Mehdiyet pek gelişmez öyle bir şey olmaz. Allah’ın insanların kalbini açması, kalplerine Mehdiyet’i vahiy etmesi yani İttihad-ı İslam’ı vahiy etmesi Müslümanların Birliği’ni vahiy etmesiyle oluyor. Bu da insanlarda farkına varamayacakları bir yönden oluyor.
Kitap dağıtın en güzeli kitap dağıtmaktır, her insana mürşit verin, hoca verin insanların hocaya, mürşide ihtiyacı var, en iyi hoca mürşit de kitaptır. Herkesin evine evde gece gündüz oturacak bir hoca, bir alim vermiş oluyorsunuz; kitap. Kuran’ı olmayan eve Kuran alalım. Kitap olmayan evlere de kitap. Benim kitaplarım çok iyi bayağı ideal etki yönünden çok iyi. Benim kitaplarımın olduğu bir evde deccali bir tartışmanın olması mümkün değil yani deccaliyetin girmesi mümkün değil bunu herkes görüyor bir iddia değil yani mümkün değildir. Hiç yoksa internete indirip, bilgisayarına indirip oradan arkadaşlarına, dostlarına okutabilirler yani en güzeli okutma yoludur veyahut okuyup anlatma yoludur veyahut okunmuşu dinletmek yoludur. Kulağı da devreye sokmak lazım, duyarak da çok önemlidir çünkü beyindeki sistemlerden duyma ayrı bir güçtür beyinde o kalıyor. Duyduğunda kalır ama hem okuma, hem duyma varsa tabii bu daha şiddetli gücü daha yüksektir ama duyma da en güçlü öğretme yöntemlerden birisidir yani okumadan daha güçlüdür duyma ama görerek duyma varsa o çok daha güçlüdür. Var ya satır satır altları çizilerek okutuyor akıl almaz etkili olur en iyi yöntem bu olur.
(“Müslümanların sevgisi nasıldır?”)
Eğer imandan, samimiyetten kaynaklanıyorsa, ruh sahibiyse o sevgi gerçek sevgi oluyor. Sevgi vahiyle Allah tarafından verilir insanlara, insan kendi sevgi imal edemez. “Beni” diyor “niye sevmiyorsun?” Diyor. Adam nasıl yapsın sevgi insan bir ağaç değil ki yontsun, şeker değil ki eritsin alsın eritsin öyle bir şey olmaz, insanın istemesiyle olmaz Allah’ın istemesiyle olur. Allah’ın istemesiyle olması için de Allah’ın o kişiye sevgiyi vahiy etmesi lazım, o vahyin oluşması içinde şahsın Allah’a tam teslim olup Allah’ı candan sevmesi gerekiyor. Allah’ı candan sevdiğinde Allah o zaman insan olarak ona tecelli eder. Mesela benim etrafımda çok fazla kız arkadaşım var bunlar Allah’ın tecellisidir bu insanlar, Allah tecelli ediyor mesela siz beni seviyorsunuz Allah vahiy ediyor kalbinize vahiy ediyor. Ben sizi seviyorum Allah kalbime vahiy ediyor yoksa bu durduk yere olmaz ve yapmacık sevgiyle insan yaşayamaz. İnsanların büyük bir bölümü belanın içindeler. Yapmacık sevginin verdiği azap en büyük azaplardan birisidir. Ve çok insanın canını yakar yapmacık sevgi. İnsanların en bunaldığı şey odur. Ama Allah müminlere samimi sevgi verdiği için, vahye dayalı sevgi verdiği için mümin onun hazzıyla, onun coşkusuyla büyük bir heyecan, büyük bir şevk içerisinde olur. Büyük bir lezzet alır, çok şiddetli lezzetlidir sevgi. Allah’ın vahiyle insanların kalbine verdiği sevgi çok lezzetlidir. Mümin onun lezzetine doyamaz. Ve çok açtır mümin daha fazla sevgiyi almak ister. Çok çok fazla. Onun için sürekli sevgiyi talep eder. Sevgiyi aldıkça da daha çok haz duyar, daha çok lezzet duyar. O lezzet arttıkça da sevgiyi talep daha da artar. Müminler içindir bu. Ama küfürde, münafıklarda sahtedir. Mesela münafık derki “falancayı çok seviyorum ağabey ya” diyor mesela farz edelim. Sahtekar sevgidir. Kafalamadır o. Münafığınki sadece kafalamadır. En adisinden, en aşağılığından, karaktersizce bir oyun yapacaktır, bir kahpelik yapacaktır. Öyle bir üslupla bunu yapar ve o çok iğrenç bir koku saçar. Onu insanlar hemen anlar. O yüzden münafıkları hiç kimse sevmez, hep yalnız kalırlar. Bir mucizedir bu. Onların tiksinti vericidir sevgisi. Sevgi gösterisi. Çünkü sahte bir kafalamadır. Aşağılık bir kafalamadır. Allah insanların kalbine vahyeder ve hemen insanlar onlardan tiksinirler. Onun için “aralarındaki kavga” diyor Allah “çok şedittir.” Münafıklar kendi aralarında da anlaşamazlar.
Aslında Eğer Bir Insan Samimi Sevgiyi Fark Ederse Bir Genç Kız Veyahut Bir Delikanlı Dünyanın En Mutlu Insanı Olur
Yani en büyük nimet verilmiştir. O, Allah'ın gizli bir hazinesidir sevgi. Gizli bir hazinesidir dostlarına verir onu. Bir mucizedir o. Gizli bir mucizedir, Allah'ın gizli bir mucizesidir. O mucizeyi sevene sorsan anlat desen “çok hoş” der “güzel” der. Bilmeyen de ona mesela münafık sevgiyi hiç anlamaz. Münafık için ancak kafalama vardır. Ahmakça kafalama yapar. O yüzden cinnet geçiriyor münafıklar anlayamıyorlar, hayret ediyorlar. Peygamberimiz (sav)’e sevgiye de hayret ediyorlardı münafıklar. Kafalama yapıyorlar anlatıyorlar fakat bayağı seviyor müminler. Allah vahyediyor o ayrı bir boyutta yaşıyor müminler. Münafıklar ayrı bir boyutta yaşarlar. O yüzden anlayamazlar, o yüzden Allah onları yalnız yaşatır münafıkları. Ve sevgisizdirler. Mesela kadın sevgisini hiç bilmez münafıklar. Kadın nefretini bilir onlar. Kadınlara nefreti bilir, sevgiyi bilemez. Taklit yapmaya kalkar ama çok iğrençtir yaptığı taklit. Mümini çok tiksindirir münafığın sevgi taklidi. Ama müminin sevgisini mümin vahiyle hissettiği için çok şiddetli lezzet alır, zevk alır. Uçsuz bucaksız Allah'ın gizli bir hazinesidir sevgi. Cennette onun kapısı tam açılıyor müminlere. İşte huriler oluyor, kendi eşi oluyor. Allah tecelli ediyor en başta. Mümin sevgi denizinde adeta sonsuza kadar uçuyor o kapıdan girdikten sonra. Cennet kapısından girmek zaten sevgi kapısına girmek oluyor. Sevginin kapısından girmiş oluyorsun. En büyük hazzı Allah insana gark etmiş oluyor. En büyük haz ve en büyük müzicedir bu. Allah'ın en büyük mucizelerindendir sevgi. Ve gizli bir mucizedir. İnsanların büyük bir bölümü bilmez. Onun için sevgiyi bilen birisini gördüğünde kadınlar hipnoza kapılırlar adeta. Büyülenmiş gibi olur. Müthiş bir mas gücü vardır onun etkileme gücü vardır. Hayret eder kadınlar o aldıkları lezzete şaşırırlar. İmandan kaynaklanan bir lezzettir o. Hayret edecek bir kapıdır. Büyük bir mucize olduğu için ilk defa bir mucizeyi yaşadığı için kadın hayretler içinde kalır. Erkek için de böyledir hayret edeceği bir mucizedir. Adam diyor ki “peki tarif et bu nasıl oluyor?” diyor. Tarif edemez.
Allah Sevgi Konusunda Kıskançtır. Sevgisini Gizler, En Sevdiklerine Gizlice O Kapıyı Açar
Münafıkların ezilmesinin nedeni odur. Allah onlardan sevgiyi alır. Sadece onların üstüne bir pislik kılar. “Onların üstüne bir pislik kıldım” diyor ya Allah ayette. İnsanlar doğal olarak onlardan iğrenirler. Bak Allah “Onların üstüne iğrenç bir pislik kılar” diyor ya bir mucizedir bu. Bu da gizli bir şey. Mesela münafık süslenir püslenir ama tiksinir insanlar. Kadınlar falan tiksinir kaçarlar. İnsanlar kaçar tiksinirler. O yüzden müminlerin aleyhine muazzam propaganda yapar münafıklar ki hani müminlerden müminler kaçsın, Peygamberimiz (sav)’den de müminler kaçsın diye yoğun propaganda yaparlar. Ama o propaganda ters etki yapar Allah'ın mucizesi. Daha da müminler yanaşıyor. Daha da sevgilerini artırır. Münafığın ağzından çıkan her konuşma müminlerin birbirlerini sevmesine neden oluyor. Ama müminlerden münafıklarla ilgili konuşmalar kahredicidir etkisi. Darmaduman olur her konuşmada mahvolur böyle. Hepsinde tuz dökülmüş yılan gibi kıvranmaya başlar. Allah ama bunu mucize olarak meydana getirir. Konuşmanın bağımsız gücü olduğundan değil. Allah o etkiyi meydana getiriyor. Mucize olarak meydana getirir.
(MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Kudüs konusuyla ilgili şu açıklamaları yaptı. "ABD’nin Kudüs komplosu mukaddesatımızın sırtına inmek üzere kaldırılmış hançerdir ve bu hançer saplanırsa canı yanan, kanı dökülen, kayıplara sürüklenen yalnızca İslam alemi olmayacaktır. 1995 yılında ABD Kongresi'nin skandal ve sakıncalı bir onayıyla kabul edilen Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınma kararı, şu güne kadar altı aylık sürelerle ertelenmiş, beklemeye alınmıştır. Ancak ABD yönetiminin mevcut bu pozisyonundan sapacağı, tarihi yanlış ve yıkıma hizmet edeceği anlaşılmaktadır.”)
Trump bu işe hiç girmesin. Bayağı belalı bir iş bu, tehlikeli. Yanlış anlaşılmaya çok müsait bir şey. Amerika yönetimleri bu tehlikeyi daha önce görmüşler de. Trump herkesin en iyisi, en akıllı değil. En uyanığı değil. İngiliz derin devleti onun başını belaya sokmak için bir oyunun içine onu çekiyor. Başını belaya sokup onu iktidardan düşürmeye çalışıyorlar. Çünkü bunun sonucunda çok kanlı ve çok büyük olaylar meydana gelebilir. Yani anarşistleri, teröristleri müthiş azdıracak bir gelişme de olabilir. Bir de Allah esirgesin daha da tehlikelisi teröristlere birçok Müslüman sempati duymaya başlar bu sefer. Yani terör örgütleri legal hale gelebilir. İş çıkartmasınlar, bayağı tehlikeli olur bu. İsrail’de de mukaddes şehir Kudüs'ü yerle bir ederler Allah esirgesin. Yani gereksiz bir bela kapısı açılmasın. Meydana gelecek olaylar açık açık görülüyor. Anlaşılmayacak gibi değil. Amerikan yönetimi bunu gördüğü için çok uzun süreden beri sürekli erteliyor. Buna hep red red red. Kardeşim el alemin en akıllısı sen misin? Seni her yöne çekiyorlar. Sıkıştırdılar bunu biliyorsunuz son olaylarla bu Rusya meselesi var ya onun. Onunla sıkıştırdılar şimdi onların eline kozlar geçti. “Seni iktidardan indiririz bu işi halledeceksin” dediler. Bayağı tehlikeli bir yola girdi. Başına iş çıkacak. Bu sefer seni iktidardan rahatça düşürecek bir olaya döner bu. Sonra Trump’ı devirecekler ben söyleyeyim, devirirler. Böyle yapmasın.
(“Dünya siyaseti nereye gidiyor?”)
Tabii ki büyük bir karmaşaya gidecek dünya. Mehdi (as)’ın zuhurundan önce bu olacak. Bu son olaylar da Trump’ın açıklamaları falan da aslında bilinçli yapılan şeyler. Evanjeliklerin de öncülüğünde yapılan şeyler. Büyük bir olay istiyorlar şu an. Mesih'in çıkışından önce Moşiyah’ın çıkışından önce büyük bir olay ve büyük bir kargaşa. Bunu istiyorlar. Ama tabii biz sebebe sarılıp bunu durdurmak durumundayız. Ama ne yaparsak yapsak da büyük olayları durduramayız. Bunlar olacak. Her türlü sebebe sarılacağız. Mesela bak şimdi uyaracağım, mektupta yazacağız ama her halükarda çok büyük olayların olacağı açık. Ve sonunda Mehdiyet gün gibi, ışık gibi ortaya çıkacak. Ama o da kısa sürüyor. Yedi veyahut dokuz sene dünya hakimiyetinde ama. İlk aşaması uzundur. Çünkü İslam aleminin imar edilmesi var, gelişmeleri var yavaş yavaş ülkelerin katılması var. Bir vakit alacaktır. Ama son aşama dünya hakimiyetinde yedi veya dokuz senedir.
İngiliz Derin Devleti Müslümanlarla İsrail'i Çatıştırmak İstiyor. Kimse Bu Oyuna Gelmesin
Benim İsrail’den ricam şu, olay mutlaka eski haline çevrilsin bu konu özel çıkartılmış bir oyun, İngiliz derin devleti oyun çıkarttı İsrail’i mahvetmek istiyorlar. Müslümanlarla, İsrail’i çatıştırmak istiyorlar ve sel gibi Musevi kanı ve Müslüman kanı akıtılmasını istiyor İngiliz derin devleti. Bakın sel gibi Müslüman kanı ve İsrail kanı akıtılmasını istiyor, oyun oynuyorlar. Trump’ı köşeye sıkıştırdılar adama bunu dikte ettiriyorlar şu an. Bak tehdit ediyorlar demiyorum biliyorum ben olayları acayip köşeye sıkıştırdılar onu ve hiç gereği yokken hiçbir anlamı yokken. Eski statüde gayet güzel giderken hiçbir faydası olmayacak zararlı olan bir atağı gereksiz geliştirdiler ve geliştirmeye kalkıyorlar. Amerika’nın geçmiş yönetimleri hiçbiri kabul etmedi, her altı ayda bir reddediyorlar akılcı olan budur ve Kudüs zaten bu işler için müsait bir yer değil küçük bir şehir yani tarihi bir şehir bırak Kudüs orijinal haliyle kalsın. Tel Aviv’de bütün elçilikler var, sistem de orada rahat işliyor hiçbir olay da çıkmıyor tam yatışmışken böyle bir olay çıkartmaya gerek yok, bizim istediğimiz Trump bu sözünü geri alsın derhal. Bakın bu öbür türlü çok tehlikeli olacak çünkü Trump diyor ki: “Kudüs’te” diyor “Amerika elçiliğini açacak” diyor Kudüs “çünkü başkent Kudüs” diyor. Kardeşim şimdi sen Kudüs deyince ne akla gelir? Kudüs’ün tamamı akla gelir. Batı Kudüs demiyorsun ki, Kudüs diyorsun o zaman Filistin ne oluyor? İşgalci konumuna geliyor. İşgalci konumunda olması ne demek? Savaşın başlaması demektir. Kudüs’ü de Müslüman ülkelere şöyle gösterecekler. Diyecekler ki, “İsrail Kudüs’ün tamamını alıyor ve orada Müslüman bırakmayacaklar.” Yani İsrail Kudüs’ün tamamını alacak orada Müslümanlara ait bir şey bırakmayacak, Müslümanlar Kudüs’e giremeyecek o zaman bak cihat fetvası çıkartırlar bütün İslam aleminde her yerde fetva çıkar ve İsrail’i yerle bir etmek için ne gerekiyorsa yapılması gerektiğine dair Müslümanları inandırabilirler ve bunu bak ben söylüyorum bunu kimse durduramaz, durduramayız ve çok büyük felaketle sonuçlanır bu. Bak geçenlerde Kessinger bunu söyledi, dedi ki: “Yakında” dedi “büyük bir savaş olacak” Musevi’dir Kessinger ve İngiltere’de mukim bir şahıstır yani sarayın altında, üstünde toplantılara katılan bir adam Kessinger. “Sel gibi kan akacak” dedi ama “İsrail bundan galip çıkacak” dedi. Kardeşim böyle bir savaşın bak kazananı, kaybedeni olmaz facia olur, facia olur. Zaten üç milyon Musevi var ne kalacak geriye neyi kazanacaksın? Kışkırtıyorlar bak bu da bir kışkırtmadır, Trump da bu oyunun içine düştü. Bu kışkırtma dursun derhal. Trump sözünü geri alsın ve konu yatışsın, konu kapansın. Bu felaketle sonuçlanır bak açıkça söylüyorum.
(“Tarih tekrar eder mi?”)
Münafıklar mesela tekrar ediyor aynı üsluplarla tekrar ediyor. Müminlerin çıkışı aynı oluyor. Bütün Mehdiler aynı şekilde çıkıyorlar. Hepsine baskı oluyor hepsine saldırılar oluyor. Hepsine münafıklar saldırıyor. Münafıklar hepsine aynı sözleri söylüyorlar. Bakın ben ileride hatta göstereceğim, anlatacağım ahir zaman münafıklarına baktığımızda Peygamberimiz (sav)’in devrinin tıpa tıp aynıları. Bazı detaylar var tıpa tıp aynı. Hayret edecek şekilde aynı. Hz Musa (as) devriyle de çok benzerlik gösteriyor münafıklar. Ama ahir zamanda tabii imkanlar çok daha geniş olduğu için daha kapsamlı anlatma, daha kapsamlı bilgilendirme imkanı olacaktır. Münafıkların her dönemi, her tavrı çok hayatidir Müslümanlar için. Gelecek nesillere de bilgi aktarması açısından onlar tabii tarihe geçecekler. Kitaplarla tanıtılacaklar, filmlerle tanıtılacaklar. İnsanlar bu mahlukları mutlaka görüp, bilip tanıyacaklar, anlayacaklar ki kıyas yapabilsinler, kendilerini düzeltebilsinler. Çünkü geçmiş münafıkları Peygamberimiz (sav) ve sahabeler neden bize aktardılar? Ahir zaman münafıklarıyla kıyaslayalım diye. Hz. Musa (as)’dan itibaren neden aktarıldı? Resulullah (sav) zamanındaki münafıklarla kıyaslamak için. Zaten bakın ayette ne diyor? Peygamberimiz (sav)’e Cenab-ı Allah Hz. Musa (as) ile ilgili konuda “Peygamberi rahatsız etmeyin” diyor Hz. Muhammed (sav)’i. “Hz. Musa’ya eziyet edenler gibi olmayın. O münafıklar gibi olmayın” diyor “ey münafıklar” diyor. “Onlar öyle yapmışlardı yani eziyet vermeye kalkmışlardı siz de Hz. Muhammed’e böyle münafıklık yapmayın” diyor Allah ayette hatırlatıyor. Ki hüküm daha ağır olsun diye. Ama aynısıdır. Hiç fark yoktur.
(“Saff Suresi’nde Hz. Musa (as) "Ey kavmim, gerçekten benim sizin için Allah'tan gönderilmiş bir elçi olduğumu bildiğiniz halde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?" (Saff Suresi 5) diyor.”)
Biliyor mesela doğru yolda olduğunu biliyor münafık. Hayır yolda olduğunu biliyor. Hayır yolda olduğunu bildiği için yıllarca yanında kalıyor. O kadar ahmak olması mümkün mü? Ve peygamberi bütün gücüyle savunuyor. Detay detay bütün iftiralara tek tek cevap veriyor. Yirmi yıl, otuz yıl, kırk yıl. Sonra bir gün binlerce hakaret ve iftirayla muhalif hale geliyor. O kadar anlattıklarınla sonraki anlattıkların karşılaştırıldığında senin ancak iblis olman bu konuyu açıklayabiliyor başka türlü açıklanacak gibi olmuyor. Çünkü otuz yıl savunup da, binlerce konuda savunup da otuz beşinci yılda, otuz dördüncü yılda kudurmuş gibi binlerce aksi iddiayla ortaya çıkman senin ne kadar manyak olduğunu, ne kadar şeytanın etkisinde olduğunu ve konuşanın şeytan olduğunu ve şeytanın insan şekline girmiş bir hali olduğunu bize açıkça ispat etmiş oluyor. Çünkü başka nasıl açıklayabilirsin? “Ben anlamadım” diyor. Anlamışsın sen, savunmuşsun madde madde gerekçeleriyle savunmuşsun bak sen kendi iddialarını kendin çürütmüşsün. Kendi iddialarını kendin mükemmel çürütmüşsün. Sonra aynı iddiaları, kendi çürüttüğün iddiaları kendin çürütmeye kalkıyorsun bu sefer. İpsiz sapsız iddialarla. Şeytanın ifasıyla. Bu ayettir işte şeytan olduğunun, deccal emrinde olduğunun ve münafık olduğunun açık alametidir. Ayetle Allah sana ispat ediyor. Peygamberi savunmuşsun detay detay ince ince savunmuş anlatmışsın. Sonra o anlattıklarının tam tersini anlatmaya başlıyorsun. Bu senin şeytan olduğunun Allah tarafından sana ispatı. İblis olduğunun ispatı.
(HÜDAPAR Genel Başkan Yardımcısı Erdal Elibüyük AKP-MHP ittifakı ile ilgili “AK Parti MHP’lileşiyor. Bu AK Parti'ye kaybettirir. 20 milyon Kürt’ü küstürür” açıklamasını yaptı.)
Hayır hayır hayır sakın öyle bir şey düşünmesinler. Çok yanlış. Milliyetçi Hareket Partisi'nin Kürtlere muhalif hiçbir yönü yok. Bilakis Kürtlere çok sahip çıkan, çok seven, sevgi ile bağrına basan bir partidir Milliyetçi Hareket Partisi. Bu nereden çıktı bu imaj ben bunu anlayamadım. Bir kere ırk kabul etmez Milliyetçi Hareket Partisi, ırkçı değildir. Hars milliyetçisidir. Bütün Türkiye'deki insanları Türk kabul eder Milliyetçi Hareket Partisi. Yani kafatasçı bir ırkçılığa şiddetle karşıdır. Yani genetik Türk iddiası yoktur. Laz, Çerkez, Kürt kim olursa olsun. Ermeni mesela Ermeni de MHP’liler var hepsi Türk Milleti olarak kabul edilir. Yani bu Türkiye toprakları içerisindeki herkesi Türk kabul eder. Bir isim vermek gerekirse Türk denir. Ama bunlar ayrı ayrı isimlendirilirse bu bölünmeye sebep olur. Kürt, Çerkez şu bu falan karıştırmaya gerek yok. Hepsine Türk deyip konuyu bitirmek lazım. Türkiye'nin adı Türkiye’dir ve burada yaşayan insanlara Türk denir. O anlamda. Yani çok yanlış anlamışlar. MHP’yle de isterse görüştürelim onları. Kardeşlerimizi görüştürelim. Sakın böyle bir şey anlamasınlar. Kürtler bizim canımız, ciğerimiz, kardeşimiz. MHP'nin de öyle bir siyaseti asla olmaz. Öyle bir düşüncesi de olmaz. Sayın Bahçeli'nin de zaten bir açıklama yapacağını tahmin ediyorum. Çok kapsamlı, güzel böyle doyurucu bir açıklama yapacaktır. Sakın böyle anlamasınlar. Sayın Bahçeli'nin de veciz konuşmaları ünlüdür. O ünlü veciz konuşmalarından birini yapıp Kürt kardeşlerimizden özellikle HÜDAPAR'lı kardeşlerimizden de yanlış düşünenlere doğrusunu deruhte edip inşaAllah onların kalplerini de fethedilecektir. Kalplerinde bir rahatlık olacaktır.
(“Hazreti İsa (as) şu anda dünyada mı? Mehdi (as)’ye insanlar nasıl biat edecek? Mehdi (as)’nin Mehdi (as) olduğunu nasıl anlayacak insanlar?”)
İsa Mesih tabii ki şu an dünyada. Mehdi (as) de dünyada ikisi de dünyadalar. Münafıkların en rahatsız olduğu iki kişi. Bak Allah onlara eziyet olsun diye yaratıyor Allah. Çünkü Mehdi (as)’nin bir özelliği vardır, insanların hidayetine vesile olur Hadi ismiyle. Ama bir de dehşet verici bir özelliği daha vardır milyonlarca insanı cehenneme sürükler. Yani cehennemde akıl almaz azaplara uğramasına sebep olur. Yani münafıkların mahvedilmesine sebep olur. Mesela Mehdi (as) olmasa münafık cehenneme düşmez. Ama Mehdi (as) vesilesiyle sonsuz azap ve dehşet verici bir eziyet görecekler. Mehdi (as)’nin bir vasfı da budur. Yani cehenneme insan sürüklemesi ve şahit olmasıdır. Zaten şahitlik vasfı vardır Mehdi (as)’nin. Allah onu ahirette getiriyor Mehdi (as)’yi soruyor tek tek “bunu nasıl bilirsin, bunu nasıl bilirsin?” Hepsini açıklıyor Mehdi (as). Peygamberimiz (sav) hadislerinde de belirtiyor. Zaten Kuran’da da var bu. “Şahitler orta yere getirirler” diyor. Onlara soruluyor. Yani insanların ahlaksızlığı, zalimliği tek tek soruluyor o şahadeti Allah esas alıyor. Ona göre karar veriyor. Mesela münafıklar da böyle diz çöktürülmüş olarak getiriliyorlar. Soruluyor Mehdi (as)’ye. “Bunları nasıl bilirsin?” diyor tabii ne kadar alçak aşağılık olduklarını anlatıyor Mehdi (as). Ondan sonra zebaniler hiç konuşturmadan sürükleyerek alıp cehennemin içine atıyorlar. Allah biliyor da yani usulen hükmen yapıyor onu. Yoksa yani Mehdi (as)’den onu öğreneceğinden değil. Zaten Mehdi (as) diyor önce “Ya Rabbi sen her şeyi daha iyi bilensin.” Yani “Sen her şeyi bilensin.” Ama eğer insan olarak benim hükmüm olarak soruyorsan Senin bana yarattığın kadarıyla ben söyleyeyim” diyor ve söylüyor. İsa Mesih’e de öyle soracak o da şahittir. Yani Yehova şahitleri oradan gelir. Yehova’nın şahitleri, “sizler şahitlersiniz” diyor. Kuran’da da var ayette “Sizler şahitlersiniz” diyor. Müminlerin bir vasfı da şahit olmasıdır. Dolayısıyla İsa Mesih ve Mehdi (as) şahit olarak gelmişlerdir. Hem müminlere hem münafık ve kâfirlere şahit olarak geliyorlar. İsa Mesih şu an hayatta, Mehdi (as) şu an hayatta, İslam hâkim olacak ve büyük olaylar olacak önümüzdeki günlerde. Yani şu an o olayları durdurmaya çalışıyoruz. Ama buna rağmen çok büyük olaylar olacak. Yani 2018 özellikle yani yer yerinden oynar. 2019-2020-2021’den sonra da açılmaya başlıyor inşaAllah. Münafıkların en korktuğu tarihler. Tarihler çok korkutur münafıkları. Onlar diyor ki “hani vaat etmişti” diyor ayette var Kuran’da “Bize boş bir aldanıştan başka bir şey söylemedi” diyorlar. Peygamberimiz (sav) şöyle şöyle olacak diyor ya “boş bir aldanıştan başka bir şey söylemedi. Bize yanlış vaatlerde bulundu” diyor münafıklar.