Sayın Adnan Oktar'ın 4 Mayıs 2017 tarihli sohbetinden önemli başlıklar
ucgen

Sayın Adnan Oktar'ın 4 Mayıs 2017 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

48848

A9 TV, 4 Mayıs 2017

 

Tayyip Hocam'ın Şahsına Tüm Milletimizin Destek Olması Lazım. Bu, Ak Parti'yi Destekleme Konusu Değildir, Vatan Evladını Koruma Meselesidir

Tayyip Hoca’nın şahsına vatandaşlar olarak herkesin destek olması lazım. Kimseyi ben AK Partili olmaya çağırmıyorum. Ben AK Partili falan da değilim her zaman söylüyorum. Tayyip Hocamın şahsını kararlılıkla, azimle koruyalım şahsını. CHP’li olsun, MHP’li olsun. Mesela Sayın Devlet Bahçeli yiğit delikanlıymış, Allah razı olsun. Tam tipik aslan. ‘Sahip çıkın’ dedim; Allah rızası için, tehlikeyi gördüğü için canla başla Tayyip Hoca’ya sahip çıktı. AK Parti’ye değil Tayyip Hoca’ya sahip çıkıyor. Çok güzel bir şey o. Ve İngiliz derin devletine karşı büyük bir set oluştu MHP-AK Parti birleşerek. Tek başına onu bırakmış olsaydı vicdanı asla onu kabul etmezdi. Yapmadı onu. Yiğitlik yaptı, her türlü eleştiriyi kabul etti, aslan gibi Tayyip Hoca’dan yana tavır koyup onu koruyup kolladı. Ve hakikaten de birinci badire aşılmış oldu, Allah’a şükür.

İngiliz derin devleti 2023’te zafer kazanacaklarına inanıyorlar; hayret edilecek şey. Ben bu deccalın adamlarını bazen görüyorum bazı yerlerde; arada bunları konuşturuyorum. Bunların ağzından aldım ben bu lafları. 2023’te İngiliz derin devletinin zafere kavuşacağına inanıyor. Tayyip Hoca da çıktı ‘2023’te İslam hakim olacak dünyaya’ dedi. Adamlar zıvanadan çıktı. Tayyip Hoca’ya helal olsun. Mesela Sayın Devlet Bahçeli’nin yerinde başkası olsa enaniyet yapar çok ağırına giderdi. Çünkü çok şiddetli karşıydı Tayyip Hoca’ya. Acayip sert konuşuyordu ‘ben saraya da gitmem konağa da.’ Ama baktı ki mesela vatan millet meselesi, devletin bekası meselesi; partiyi bir kenara bıraktı ne AK Partili ne MHP’li mantığıyla, mühim olan devlet millet mantığıyla tavrını ortaya koydu. Gayet de güzel tam bir ülkücüye, vatansevere, bir milliyetçiye yakışacak tavır koydu. Bu badirenin atlatılmasında çok hayati rol aldı. Ve tarihe geçti Sayın Bahçeli. Sayın Başbuğ nasılsa bizim için Bahçeli de odur. Tarihi büyük bir hizmet yaptı. Allah razı olsun.

Bakın Tayyip Hocam ne diyor? “Kuvvet kudret sahibi Allah’tır. Ama 2023 hedefinden sonra inşaAllah cumhuriyetimizin 100. yılının dışında bir hedefimiz daha var” diyor. Yedi ceddine rahmet olsun. İttihad-ı İslam, Türk İslam Birliği. MaşaAllah. Tayyip Hoca’yı bu ülküsünden dolayı sürekli iktidar da tutacağız sürekli. Doğru yolda olduğu müddetçe gördüğü ve görmediği varlıklar ona hep yardım edecekler. Göremedikleri daha çok gördüklerinden. Bu ifadesi 2012’de.

 

Dünyadaki Her Şey Gelip Geçecek. Asıl Olan Ahiretteki Bedenimizdir, Ahiretteki Güzelliğimizdir

Hepsi mezarda toprak olacak, ahiretteki bedenimiz esastır. Bunların hepsi gelip geçecek. Hz. Yusuf (as)’a evinde kaldığı hanım, “ne kadar güzel gözlerin var” diyor -yemyeşil çok güzeldi Hz. Yusuf (as)’un gözleri, gri yeşildi- Hz Yusuf, “toprağa akacak gözlerim” dedi. “Burnun ne kadar güzel” “burnum toprağa düşecek” dedi. Allah’ı düşünsün diye anlatıyor kadına, çünkü kadın kaptırmış kendini dünyaya, bir türlü aklı yerine gelmiyor. Ne dediyse hep ‘toprak olacak’ dedi. Ama kadın bir türlü akıllanmadı. Tebliğ yapıyor bak daha küçük gencecik delikanlı. On yedi yaşında falan o zamanlar. On altı, on yedi yaşında.

 

 

Mehdi Çok Sıkıntı Ve Zorluklardan Geçecektir. İnsanların Çoğu Bu Zorlukları Bilmez, Anlamaz

Hz. Ali (kv) soruyor “İmam Mehdi’nin Eyüp (as)’a benzerliği nedir ya Resulullah?” diyorlar. Resulullah (sav) ferman ediyor diyor ki; “İmam Mehdi uzun zorluklardan ve sıkıntılardan sonra Allah’ın onu ferahlığa kavuşturmasıyla ona benzer” diyor. Bakın uzun sıkıntılar ve zorluklar. İnsanlar bilemiyor, Allah Katında olan bir şey o.

 

(Hakkari’nin Çukurca ilçesinde PKK tarafından üs bölgesine sızma girişimi yapıldı. Çıkan çatışmalarda iki terörist öldürüldü. Biri ağır, yedi askerimiz yaralandı. Yaralı askerlerimizin tedavisi devam ediyor.)

Kabadayılara helal olsun. Kabadayının şanındandır ya gazi olur ya şehit. Gece gündüz imreniyoruz, Allah bize de nasip etsin. Allah yatak ölümü vermesin. Analarını babalarını tebrik ediyoruz aslanların. Gazileri de alnından öpüyoruz ayrıca. Şehit de alnından öpülür ama yanlış yapıyorlar; şehidi gasilhaneye götürüyorlar. Gasilhaneye şehit götürülmez, kıyafeti de çıkarılmaz, asker elbisesiyle gömecekler. Şehit yıkanmaz. Al kanlar içinde getireceksin böyle aslanları, bütün şehri gezdireceksin böyle en az iki, üç milyon insan katılacak. Değil mi? Cenaze merasimi en az iki üç milyon. Bütün şehri gezdireceksin. Yer gök tekbirle yıkılacak şöyle. Ve o kanlı elbisesiyle, asker elbisesiyle defnedeceksin aslanı. Bu şekildedir. Yanlış yapıyorlar hiçbir sahabi, şehit olan sahabi yıkanmamıştır, gasilhaneye gitmemiştir. Kefenlenmez de. Üzerindeki elbisesiyle gömülür, asker elbisesiyle. Onun kefeni elbisesi. Olmaz, yanlış yapıyorlar ama tabii bizim elimizde bir yetki olmadığı için bir şey diyemiyoruz. Büyük bir şehre getirip bütün şehri gezdireceksin. Açık sedyede, açık al kanlar içinde. Yiğidin şanından o. Tekrar tebrik ediyoruz efeleri kabadayıları. Allah analarına babalarına uzun ömür, sabr-ı cemil nasip etsin. O şeref dünyada onlara yeter. Sevabı da onlara yeter.

Şehit evladı olmak çok büyük sevap. Çok büyük bir şeref ama iyi taltif edilmeleri lazım. Bir şehit annesi gördü müydü insan onu havalarda uçurur kardeşim. Mesela araban varsa her gün ‘anne’ dersin ‘nereye gitmek istiyorsan ben seni götüreyim.’ Annenin bir kere yemek yapması diye bir olay olmaz. Konu komşu bütün yemeklerini yapacaklar ömür boyu. ‘Anne bir oğlun vardı. Şu an say’ diyeceksin mahallenin çocuklarını toplayacaksın kaç kişi varsa ‘elli; şu an elli oğlun var.’ Değil mi? ‘Öz oğlun, elli tane öz oğlun var. İstediğin gibi emrindeyiz.’ Telefonlarını da verecekler. Değil mi? Emrinde olacaklar, böyledir bunun usulü. Çünkü o şehit ne yapıyor? Allah için, Kitap için, Resulullah (sav)’ını ümmeti olarak vatana, millete, devlete zeval gelmemesi için, dine imana zeval gelmemesi için mübarek canını şehadet alemine Allah rızası için teslim ediyor. Sen ömür boyu hizmet etsen yine onu ödeyemezsin ömür boyu. Yani o anneye ömür boyu kölelik yapsan dahi ödeyemezsin. İşinde gücünde olamaz bir insan eğer varsa bir şehit. Bizim mesela mahallede göremiyorum ben. Olsa yakınlarda, yirmi dört saat emrinde olurum, ne istiyorsa yaparım. Böyledir. Büyük bir zevk verir ve çok bereket getirir bu. Güzellik getirir. Her işini yapmak lazım. Mesela bahçesi varsa bahçesine bakım yapacaksın. Ev eskiyse güzel tamir edersin. Çok hoş hale getirirsin.

 

Mağazalardaki Satış Personellerine Saygısızlık Yapmak Çok Çirkin Bir Ahlaktır. Verdikleri Emeği Takdir Eden Bir Üslup Kullanılması Lazım.

Alışveriş yapılan yerlerdeki insanlarla insanlar sevgi bağı kurulması lazım. Çok kaba davranıyorlar. “Kaça hemşerim bu?” “Olur mu ya?” falan. Kardeşim beş metrekare, on metrekare yerin içinde akşama kadar hayatı geçiyor. Sevgi götür, bir nezaket göster, bir güzellik göster. Kalbini kırma. Mesela bir şey oluyor “Hiçbir şeye benzemiyor” diyor. “Bir şeye benzemiyor” deme “Güzel ama almıyorum” de. Saygısızlık yapma yani. Münasebetsizliğe gerek yok. Onlar da tabii iyilik olsun diye bir şey demiyorlar, kalp kırmamak için, müşteri kaybetmemek için. Çok zor, o genç kızlar falan çocuklar akşama kadar ayakta duruyorlar, Allah’tan korkun. Sabah sekiz, akşam sekiz. Kapalı yerde. İnsan bir hal hatır sorar, gönüllerini alır. Ne olur yani? Bir de kolaylaştırmak lazım. İki saat ‘orası neydi, burası neydi, şurası neydi?’ Bırak, almayacaksan çek git. Niye adamın yüreğini sırtına yapıştırıyorsun? Hayır alıyor ama iflahını kesiyor adamın da yani. Beş kuruş kar vereceksin adama bin liralık zarar ettiriyorsun. Bunaltma. İşte ‘Nereden geldi, nereye gidiyor?’ işte bak beğeniyorsan al, almıyorsan alma. Ne bunaltıyorsun.

 

Peygamberimiz Çok Çarpıcı Güzellikteydi Ve Çok Heybetliydi. Aynı Zamanda Çok Şakacıydı, Çok Neşeliydi.

Habeşistan’dan heyet geliyor Peygamberimiz (sav)’in bulunduğu yere. Sahabe, Peygamber Efendimiz (sav)’in güzel ahlakına hayret ve taaccüple bakıyorlar. Çünkü bizzat kendi hizmet ediyor. Sahabilere hizmet ettirmiyor. Tepside yiyecekleri getiriyor, eliyle getiriyor, içeceği eliyle getiriyor, ayakkabılarını elleriyle düzeltiyor, kıyafetlerini üzerlerinden alıp yerine yerleştiriyor. Bak Peygamber (sav) yapıyor bunu. “Ya Resulullah hizmeti biz görelim, siz bırakın” diyorlar. “Onlar daha önce bizim arkadaşlarımıza ikram etmişlerdi” diyor Peygamberimiz (sav), “Şimdi de ben de onların hizmetlerini yerine getirmekten çok haz alıyorum, çok zevk alıyorum” diyor. Çok efendi insan Peygamberimiz (sav), çok asil, dünya tatlısı maşaAllah.

Peygamberimiz (sav)’e çok fazla misafir geliyordu. Hepsini bizzat kendi ağırlıyor, bizzat kendi hizmet ediyor. Yiyecek getirtiyor mesela kendi sofraya yiyeceği getirip koyuyor. Tabii onlar için o çok büyük bir olay oluyor.

Gözler simsiyah, beyazı bembeyaz. Müthiş bir etkileme özelliği vardı Peygamberimiz (sav)’in yani görülmemiş bir şey. Gözüyle karşı karşıya gelen beyninden vurulmuşa dönüyordu adeta. Baygınlık geçiren çok fazla insan oluyordu. Hatta sabah kalktığında Peygamberimiz (sav)’in yüzüne bakamıyorlardı heybetinden. Peygamberimiz (sav) o yüzden sürekli şaka yapıyordu rahatlasınlar diye. Ama bayağı şaka yapıyordu. Hanımlarına, etrafına falan ki yatışsınlar diye. Çünkü o heybet, dili dişi kilitleniyor bu sefer konuşamıyor. Mesela geliyor adam Hristiyan kişiler yahut Musevi çeşitli dinden yahut putperestlerden gayet rahat normal bir insan olarak görüyor ama gördüğünde nutku tutuluyor. Yani konuşamıyor adam alenen dili tutuluyor. Hani usulen değil. Bazı insan konuşur da ama yani nezaketen konuşmaz öyle değil, konuşmak istediği halde konuşamıyor. Dili tutuluyor. Peygamberimiz (sav) elini ağzına sürüyor, dua ediyor ondan sonra ağzı açılıyor konuşmaya başlıyor. Onun için onlara sürekli hizmet ediyor, şaka yapıyor ki gönülleri açılsın diye. Peygamber öyle zannedildiği gibi değildir. Ona her insan tahammül edemez. Heybeti çok muazzam oluyor peygamberlerin. Çok çok çarpıcı oluyorlar. Yani iman ehli için çok sarsıcıdır görüntüleri. Peygamberimiz (sav) de öyledir. Müthiş güzel ve kadınlar hayran oluyorlardı. Bunu bir türlü söyleyemiyorlar. Her kadın evlenmek istiyordu Resulullah (sav)’la. Bir türlü söyleyemiyorlar. Yok diyorlar ‘kadınlar sakattı, hastaydı’ 17-18-19 yaşındaki genç kızlar evlenmek istiyorlardı hepsi. Peygamberimiz (sav) kabul etmiyordu. Her gören evlenmek istiyordu, acayip beğeniyorlardı Peygamberimiz (sav)’i. Çok çekiciydi, çok etkileyiciydi. Diyemiyor bu adamlar bunu. Müthiş yakışıklı diyemiyorlar. Açın kitapları mesela ‘Yakışıklı’ demiyor, diyemiyor. Mesela ‘cazibeliydi’ diyemiyorlar. Çok etkileyiciydi. Bütün kadınlar herkes hayran oluyordu. Allah’ın yarattığı bir heybet, güzellik.

Peygamberimiz (sav)’in çok şeker bir kedisi vardı. Tırıl tırıl ses çıkararak uyuyor cübbesinin üstünde. Kıyamadığı için uyandırmaya makasla kesmiş cübbesini. Çünkü kalksa o uyanacak. O çok meşhur bir olaydır. Bütün sahabelerin bildiği bir şey. Çünkü ummadık bir şey cübbesinin üstünde uyuması.

 

(Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’le dün yaptığı görüşmede Rus askerlerinin YPG’li teröristlerle yan yana çekilen fotoğraflarını Putin’e gösterdiğini açıkladı. Rus liderin de bu fotoğraflardan rahatsız olduğunu ve Putin’in Kürt devletine olumlu bakmadığını söyledi. “Putin, Suriye’de Kürt devletine olumlu bakmıyor. Putin bana “Askerimiz böyle bir durum içinde olamaz. PKK ve PYD’ye silahlarımız verilemez” dedi” şeklinde bir açıklama yaptı.)

Çok güzel, helal olsun Tayyip Hocam’a. Milli İstihbarat Teşkilatı’nı da tebrik ediyorum. Ne adı sanı bilinmeyen yiğitler var demek ki. O fotoğrafların elde edilmesi, olacak iş mi şu? Bu paralel devletin kahpeleri MİT’in aslanlarını bir ara ihbar ettiler biliyorsunuz. Koç yiğitlerimizi hepsini şehit ettiler. Liste olarak verdiler. Bu kahpelik görülmemiş bir kahpelik. Şu alçağa bak. Zaten çok zordur MİT elemanı olmak. PKK’nın içinde görev yapmak on misli, yüz misli daha zor. Ama tekrar tebrik ediyorum Milli İstihbarat Teşkilatı’nı. O fotoğraflar elde edilecek fotoğraflar değil yani. En ince detaylarına kadar.

 

Hayvan Sahiplerinin Hayvanlara İyi Bakıp Bakmadığı Yetkili Kurumlar Tarafından Mutlaka Denetlenmeli

Hanımlar güzel bakıyorlar kedilere. Bazen beyler de iyi bakıyor ama hanımlara ben daha güveniyorum. Kedi teslim edildiğinde, köpek teslim edildiğinde teslim edenler yani hediye edenler mutlaka ayda bir, iki ayda bir kontrol etsinler. Hayvanın rahatı yerinde mi, keyfi yerinde mi, sağlık sıhhati yerinde mi? Kontrol etsinler. Veyahut devlet veterinerleri olsun ayda bir gelip ‘hayvan stres altında mı, rahat mı?’ bir baksınlar beslendiği yer falan. O kadar başıbozuk olmasın. En çekindiğim, manyakların eline geçmesi bu hayvanların. Cezası çok ağır olması lazım hayvanlara işkence yapanların. Aynı insana işkence yapılıyor gibi ceza verilmesi lazım bence. Aynı, insana verilen cezanın aynısı.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo