Sayın Adnan Oktar'ın 25 Şubat 2017 tarihli sohbetinden önemli başlıklar
ucgen

Sayın Adnan Oktar'ın 25 Şubat 2017 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

46814

A9 TV, 25 Şubat 2017

 

Münafık Sorulduğunda Koyu Dindar Olduğunu Söyler Hatta Müslümanlardan Daha Titiz Olduğunu İddia Eder Ama Müslümanlardan Nefret Eder

Münafık Müslümandan nefret ettiği halde sorduğunda koyu dindar olduğunu söyler. Müslümandan daha akıllı, daha vicdanlı, daha dengeli, daha tutarlı, daha kültürlü, daha isabetli düşünen olduğunu söyler. Dikkat ederseniz bu pislik tipler bir hayli vardır. Müslümana karşı nefret vardır her türlü Müslümana karşı içinde nefret vardır. Hep kendini en iyi bilir, ukala ve züppedir, üst perdeden konuşur, saygısızdır, saldırgandır üslubu. Ruhunda hürmet, nezaket gibi bilgiler olmaz, duygular olmaz. Sevgisizlik buram buram yüzünden akar. En çok üstünde durduğu da Müslümanlardır. Küfrü eleştirmez Müslümanları eleştirir. Müslümana gücü yeter, mazluma gücü yeter. Güya yani yetmez de, yettiğini zanneder. Öyle bir güruhat, serseri güruhat tarzından yaratılmış özel bir kavim, topluluktur münafıklar.

 

Nitelikli Münafık Derin Devletle Bağlantılıdır Ve Bu Sebeple Küfrün Müslümanlara Karşı En Önemli Silahlarından Biridir

Nitelikli münafık daha azdır sayısı niteliksiz münafıktan. Niteliksiz münafık toplumun içinde çok çok fazla olur. Zibil gibi olur, çok fazla olur. Ama en tehlikeli nitelikli münafıklardır. Nitelikli olanlar derin devletle bağlantı halindedir. Küfrün en önemli silahlarındandır münafık. Denizaltı gibidir. Suyun altında gider, görünmez. Münafığın silah yönü küfür için çok önemlidir. Onun için onları titizlikle seçerler ve titizlikle kullanırlar. Çok çirkeftir münafıklar, kin doludurlar. Toplum içinde çoktur onlar. Böyle entelektüel seviyesi bazen yüksek de olur. Müslümanlara laf söylemede, Müslümanlara çirkin söz söylemede çok yaman ve azgındırlar. Küfre karşı suskun, sakindir münafıklar. Daha, çok daha ılımlıdır. Böyle makul ve onlarla anlaşabilen bir yapıdadır ama Müslüman gördüğünde çok çirkefleşir, azgınlaşır, nefreti yirmi dört saattir münafığın. Bazen nitelikli münafıklar sakin ve huzurlu da görünebilirler, böyle kaliteli de görünebilir yani halim selim, nezaketli falan da görünebilir. Yırtıcı ve azgın münafıklar da vardır fakat sakin, yılan gibi sakin, yılan gibi sessiz sokan münafıklar da vardır. Ama böyle yaban domuzu gibi saldırgan, azgın münafıklar da vardır yani iki türlüdür münafıklar. Bir de işte nitelikli ve niteliksiz olarak da ayrıca ikiye ayrılırlar münafıklar. Mesela televizyona çıkar çirkef bir konuşma yapar, süper azgındır ama dikkat edin bu tipler, münafıklar küfre tek kelime etmezler, küfre karşı saygılarından anlaşılır münafıkların üslubu. Küfre karşı itinalı, özenli, uzak duran, onları kızdırmamaya çalışan bir tavır içindedir. Ama mümin Müslümansa özellikle sessiz, sakin, efendi olacağını düşünüyorsa veyahut ona destek olacak birilerinin olmadığını düşünürse münafık çok saldırganlaşır ve çirkefleşir, çok azgındır.

 

Münafığın Çirkin Yöntemlerinden Biri De, Kendisi İslam'ı Yaşamaz Ama Müslümanlara Sürekli Akıl Verir, Kendini Çok Üstün Görür

Münafığın silahlarından çok fazla silahı anlattık biz, çirkindir silahları. Bir yöntemi de münafığın ben İslam’ı yaşamıyorum ama yaşamasam da işte alim gibi, hoca gibi bilgim vardır herkesi uyarırım adı altında Müslümanlara köpek gibi saldırır münafık. Kendi yapmaz, yapmadığını da gizlemez. Bir kısım münafıklar da yaptığını iddia eder yani çok takva olduğunu iddia eder. Bak birçok çeşide ayrılıyor dikkat ederseniz, dallara ayrılıyor. Mesela gizlice namaz kılmaz, “kılıyorum” der. Ama bazı münafıklar vardır namaz kılmadığını söyler, içki de içtiğini söyler, fuhuş yaptığını da söyler ama fuhşa, içkiye ve zinaya yönelik Müslümanlara karşı çok azgın ve saldırgan olur. Mesela Müslümanlara iftira atabilir, Müslüman mümin kadınlara. Halbuki kendisi fuhşun içindedir fakat mümin kadınlara, mümin hanımlara fuhuş iddiası veyahut haram eylem iddiasında bulunabilir. Mesela kendisi açık saçık normal hayatı yaşarken veyahut yaşatırken mümin kadınlara tesettür iddiasıyla saldırabilir. Münafık karakterinde bu vardır. Veyahut kendi içki içtiği halde Müslümanların içki içtiğini iddia ederek onlara iftira atabilir. Alenen de içer ama azgındır. Toplum içinde görüyorsunuzdur böyle tipler çok fazladır, zibil gibidir. Onun için münafıkların dallara ayrılmasını şema olarak da hazırlamak lazım. Nitelikli, niteliksiz. Müslüman gibi görünen ama Müslümanlığı yaşamadığını açıkça gösteren de vardır, Müslümanlığı çok iyi yaşadığını iddia eden de vardır, oradan da ikiye ayrılır. Çirkef, azgın olanları vardır, bir de çok sakin, terbiyeli, efendi gibi görünen ve sinsi olanları vardır yani gizliden gidenler. Bunları da iyi ayırt etmek gerekiyor. Mesela adam müziğin haram olduğunu söyleyebilir; meyhanede hem içiyor “ben dinliyorum” diyor “doğru ama haramdır” diyor. “Bunu yapmamak lazım” diyor. Müslümanlara saldırır. Şimdi küfür içinde de itibarlı olduğu için çünkü küfrü yaşıyor zaten o yüzden Müslümanlara saldırısı daha etken olacağını düşünür çünkü sözü daha geçeceğini düşünür. Bir de münafık çok bilmiştir, kendine has bilmiş küstah bir üslubu vardır. Cahilliğini yaygarayla kapatır, yaygaracıdır münafık. Özel bir yaygara metodu vardır, bağırtı çağırtı metodu vardır. Ayette şeytan için geçiyor, “atlılarınla, yayalarınla yaygaralar kopart.” “Müslümanlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından yaklaşacaksın.” Yaldızlı sözler dediği işte demagoji, şamata yapmak yani mantık oyunları.

 

Sevgi, Merhamet, Şefkat, Kalite, Zevk, Sanat Yoksa Sürüngen Gibi Yaşamak Ne Kadar Korkunç Bir Şey. Allah Sevgisiz İnsanlara Hidayet Versin

Sevgisiz insan ne kadar çok. Yaşamak niye gerekiyor o zaman, sevgi yoksa merhamet yoksa? Hayvan gibi veya bitkisel bir varlık gibi hayatını canlı tutmaya çalışan mahluklar olmuş oluyor o zaman, çok korkunç bir şey bu. Dostluk yok, sevgi yok, merhamet yok, güven yok, muhabbet yok, sanat yok, estetik yok geriye ne kaldı ben anlamıyorum ki. Neden yaşamak istiyorsun o zaman? Allah korkusu yok, Allah sevgisi yok, ibadet yok. Çok korkunç. Sürüngen misin sen, nesin sen, nasıl bir varlıksın kardeşim? Allah hidayet versin, tabii onlara daima gece gündüz anlatmak lazım.

 

(Hürriyet Gazetesi bugün tıpkı eski darbe günlerinden yapılan ‘Genç subaylar rahatsız’ haberi gibi ‘Karargah rahatsız’ diye bir haber yaptı. Ve ordunun, hükümetin aldığı kararlarda rahatsız olduğunu iddia etti. Hürriyetin eski darbe günlerini hatırlatan bu haber büyük tepki topladı. Haberde astsubaylara başörtüsü takma hakkının getirilmesi, Hulusi Akar’ın Cumhurbaşkanı’nın gezilerine katılması, Akit Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya vefat ettiğinde Hulusi Akar’ın Akit’e baş sağlığı telefonu açması gibi konular yüzünden ordunun rahatsız olduğu anlatılıyor. Bazı farklı haber kaynaklarında da Mart ayında emir komuta zinciri içinde darbe hazırlığı olduğu iddia ediliyor.)

Şimdi bir kere orduyla halk eskiden kopuktu, orduyla halkın iç içe olması güzel. Başörtülü hanım subay kaç tane olacak ki orada? En fazla on beş, yirmi, otuz tane olur, başörtülü sayısı zaten çok az Türkiye’de şu an. Memure olarak da çok az, milletvekili olarak da çok az, onun sembolik anlamı var, bu Türkiye’de dindarların rahat yaşadığının sembolik anlatımı. Eskiden çok aşağılanıp eziliyorlardı, çok ızdırap duyuyorduk bundan. Sakallı amcalar, başörtülü teyzeler, o başörtünün serbest olması Türkiye’nin özgürlüğünü gösterir. İngiltere’de, Hollanda’da, Avrupa’da falan hep başörtü serbest. Polis, asker Müslüman kadınlar var başörtüleri kapalı ama sayıları az. Orduda zaten sayısı çok az olacaktır, hadi on beş, yirmi bilemedin elli, yüz fazla bir şey olmaz ama sembolik yönü iyi.

Hasan Karakaya’yı eğer aradıysa Genelkurmay Başkanı ailesini, başsağlığı dilediyse bu bir nezakettir. Çünkü dindarların orduyu sevmesi için bu güzel bir jest. Eskiden beri dindarların bir kısmı orduyu sevmez yani orduyu din düşmanı, İslam düşmanı olarak bilirler. Ordu dindar olduğunu, İslam’ın sancaktarı olduğunu vurgulamış oluyor ve halkla iç içe olduğunu, dindarları sevdiğini vurguluyor, dindarlarla barışık bir ruhun hakimiyetini gösteriyor bu güzel jest, güzel tavır Hulusi Paşa da çok güzel hareket ediyor. Hulusi Paşa milletin gönlüne taht kurmuş değerli bir Paşamız, değerli bir insan, diğer kuvvet komutanları da öyle çok nezih, aklı başında insanlar.

 

Kadınları Bu Kadar Baskı Altına Almak, Kadın Güzelliğini Ortadan Kaldırmaya Uğraşmak Bir Süre Sonra Homoseksüelliğin Yayılmasına Sebep Oluyor

Kardeşim, gece gündüz kadın güzelliğini yok etmenin peşindeler. Yani kadınların cazibeli olmasını ortadan kaldırma, kadını erkeksi, küt, bakımsız, yani benim anladığım anlattıkları kadarıyla dörtgen görünümlü, kaşı gözü birbirine girmiş, asık suratlı, tamamı bakımsız kadına benzemeyen kadınların dışarıda gezmesini istiyorlar. Böyle olunca fıtrat bozuluyor tabii. Bu sefer erkekler kadınlaşmaya başlıyorlar. Erkek erkeğe olmak eğilimine geçiyorlar. Çünkü kadın sevgisini ortadan kaldırmış durumdalar. Kadını asil, beğenilen, gözlerde yüce bir varlık olmaktan çıkartıp aşağılanan, hakaret edilen, “git kendine koca bul” denilen, trafikte araba kullanmasını bilmez bilmem ne falan mantığıyla yaklaşılan, potansiyel suçlu, yani güzel giyinse bela olan, giyinmese ayrı bir dert olan, erkek arkadaşı olursa ayrı suçlanan, olmazsa ayrı suçlanan, herkesin ezmeye kalktığı bir yapıya doğru kadınları çekmek istiyorlar bazı çevreler bazı yerlerde. Bu kadar kadınlardan insanları soğuturlarsa homoseksüellik süratle yayılır. Çünkü kadınların üstünde akıl almaz bir baskı var. Yani kadın güzelliği diye bir şey kabul etmiyor adam. Makyaj yapmayacak, bakımlı olmayacak, güzel olmayacak. Halbuki kadınların cazibeli ve güzel olması lazım. Homoseksüelliğe karşı bu bir settir yani insanlarda kadınlara karşı bir özlem, saygı, yücelik hissi olması lazım, onları yüce görmeleri lazım, değerli görmeleri lazım. Ama kadını değersiz hale getiriyorlar. Yani bakımsız, itici, kavgacı, soğuk görünümlü, kaba konuşan, münasebetsiz, böyle bozuk vücutlu yani her yönden kötü ve itici hale getirmek ve cazibesini tamamen ortadan kaldırmanın peşinde oluyorlar. O zaman öyle olunca adamlar da erkeklere yöneliyorlar. İşte oğlan çocuklarına yöneliyorlar. Yurtlarda oluyor, orada burada oluyor, sokakta oluyor, okulda oluyor,  evde oluyor, geniş çaplı bu sefer homoseksüellik yayılıyor. Hazreti Lut (as) diyor, “Dedi ki: "Eğer yapmak-istiyorsanız, işte bunlar, benim kızlarım.” (Hicr Suresi, 71) “istiyorsanız bunları size nikahlayayım. Sapıklık yapmayın, ahlaksızlık yapmayın, sapık ilişkiye girmeyin” diyor. “Sen bırak” diyorlar, “bizim ne istediğimiz belli” diyorlar onlar. Şu anda da ahir zaman öyle görünüyor. Çığ gibi homoseksüellik yayılıyor.

 

Çekici Ve Bakımlı Olmayı Adeta Suç Haline Getirdikleri İçin Fıtratta Bozulma Oluyor. Kadınların Bir Kısmı Hem Fiziki Hem Manevi Katılaşıyor

Bütün kızları böyle itici yapmaya çalışıyorlar. Kız çocukları hep başları yerde, normalde genç kızlar çekici olmak ister, beğenilmek ister falan. Büyük bir suç haline getirdiler onu. O yüzden kadınlar itici olmaya ağırlık veriyor birçok kadın. Üslubuyla, bakışıyla, hareketiyle itici olmaya çalışıyor. Gençlerde de vücutlarındaki testosteron seviyesinde düşüş var, sperm sayısında düşüş var, kadınlaşmaya başladılar erkekler. Bilimsel olarak tespit ediliyor bu. Yani Türkiye’de de böyle. Yani genel vücutlarında olması gereken testosteron miktarı ciddi şekilde düşüyor ve sperm sayısı da ciddi şekilde düşmüş durumda. Çünkü onlardaki o erkeklik ruhunu yok ediyorlar. Onları kadın gibi yapmaya çalışıyorlar, kadınları da erkek gibi yapmaya çalışıyorlar. Fıtratı bütün güçleriyle bozmaya çalışıyorlar. Bu şeytanın bir oyunu, bu oyuna bilerek isteyerek düşüyorlar. Halbuki cennette kadınlar çok güzel.

 

Her Bir Mezhebin Helali Haramı Ayrı. Ortaya 4 Ayrı Din Çıkmış. Bu, Ahir Zamanın Felaketlerinden Biridir. Bunun Düzelmesi Mehdiyetle Olacak

Yani şimdi tabii bu zamanda “mezhepler yok” desen adama “git Kuran’dan öğren” desen çıkaramaz Hz. Mehdi (as)’ın zuhuru gerekiyor. Hz. Mehdi (as) zuhur etmeden başka türlü olmaz. Mecburen adam mezheple şu an idare edecek ama mezheplerin hepsi ayrı ayrı dindir. Her birinin helali haramı ayrıdır, farzları ayrıdır. Her birinin namazı ayrı, yiyecek şekilleri ayrı, ibadetleri ayrı, dört ayrı dindir. Hangisini seçersen şekline gelmiş. Ahir zamanda bir felaket bu. Allah ümmet-i Muhammed’i kurtarsın. Bir an önce Hz. Mehdi (as)’ı zahir etsin, İsa Mesih’i zahir etsin. Bizleri de onlara talebe etsin.

 

Bak Tayyip Hocam demiş, “Kültür ve sanat konusunda Türkiye’nin ilk ona girmesi şart” demiş. Helal, çok güzel. Bak, gece gündüz anlattığımız. Kültür, sanat, kalite. Ama asıl konu sanat ve kalitedir. Yani çünkü kültür olur da kalitesiz kültür olur. Sanat olur da kalitesiz sanat olur. Kaliteli sanat, kaliteli kültür. Kalite çok hayati.

 

Darwinizmin Geçerslzliğinin Gösterilmesi Ve Bağnaz Din Anlayışının Ortadan Kaldırılması Deccaliyetin Türkiye Üzerindeki Pençesini Kırdı

Mesela bağırıp çağırıyor adam ama aleyhimize konuşuyor, bizim sayemizde yaşıyor adam haberi bile yok yani adamın tozunu dumanına katacaklar, dinsiz imansız olacaktı biz engelliyoruz haberi yok. Yani Darwinizm’i yok ettiğimiz için iman ayakta haberi olmuyor, iman hakikatlerini anlattığımız için iman ayakta. Modern İslam anlayışıyla Avrupa’nın İslam karşıtı hareketini engellediğimiz için de yaşayabiliyorlar ondan da haberi yok. Türkiye çoktan allak bullak olurdu mahvolurdu Allah esirgesin. Seddi Zülkarneyn olduk gelemiyorlar. Bunların sonra belgeleri insanlığa sunulacak yani nedenleriyle gerekçeleriyle insanlar hayretler içinde kalacak, benim bildiklerimi bilseler hayretler içinde kalırlar. Türkiye’nin kalemini çoktan kıracaklardı ama yenemiyorlar şu an.

 

İnsanların Bir Çoğu Dünya Geçimi Peşinde. Benim Arkadaşlarımın Gecesi De Gündüzü De Allah Rızası İçin Gayret Etmek

Kardeşim bakın bu kız arkadaşlarımızın yüzünde hayret edilecek bir nur var, bak bazı çirkef kızları görüyorsunuz televizyonlarda aradaki terbiye, efendilik, nezaket, nur farkı akıl almaz boyutlarda. Mesela çirkef görüyorsunuz adamların bazılarında -hayır onlara acıyorum ben onlara da şefkat duyuyorum, onları da seviyorum ben- ama muazzam fark var arada, zamanı gelince onlar da düzelecekler. Deccaliyet onları o hale getiriyor yani onlara bir öfke duymuyorum, acıyorum, şefkat duyuyorum. Hatta kendime kızıyorum onlara yetişemediğim için yani biz onları da kurtarabilirdik diyorum -bazı insanlar için diyorum. Ama Allah’ın size verdiği nur ve tutku tarif edilecek gibi değil. Beş vakit namazında.. Bak gecenin bu saati oluyor hiç, Allah Kitap din iman başka bir şey düşünmüyorsunuz, geceniz Allah gündüzünüz Allah. Adamlar kimi köşe dönme peşinde kimi bilmem ne peşinde kimi şu kimi bu herkesin birçok kişinin derdini görüyorsunuz.

 

“Hocam yeni bulunan gezegenler hakkında düşünceleriniz nedir? İyi geceler.”

Gezegenler Cenab-ı Allah’ın gücünü gösteriyor. Cenab-ı Allah istese hepsini dünya yapardı, hepsine insanlar da koyardı, ona getiriyor Allah ama bak hiçbirini yaşanmayacak halde yarattım sadece sizinkini yaşanacak halde yarattım diyor. Yoksa bütün gezegenlerin hepsini Allah insanlarla doldururdu, O’na güç gelecek şey değil bu, çaka çaka tamamı insan dolu olurdu ama yapmamış ve istese de nasıl geniş bir cennet yapabileceğini gösteriyor Allah, istese o gezegenlerin hepsini cennete çevirir, bir anda cennete çevirir. Kendi gücünü gösteriyor.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo