A9 TV, 5 Ekim 2017
(Haliç Kongre Merkezi’nde Alevi Kanaat Önderleri’yle Muharrem iftarında bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada Alevilikle Sünnilik arasında hiçbir farkın olmadığını söyledi. “Peygamberimiz (sav) bu ayda oruç tutun diye tavsiyede bulunmuştur. Çok şükür hepimiz Müslümanız. Alevi’siyle Sünni’siyle tüm insanımız başımızın tacıdır” dedi. Ayrıca yine konuşmasında Alevilere 2019 milletvekili seçimlerinde birden fazla Alevi ismi AK Parti listelerinde aday gösterme sözü verdiği öğrenildi.)
Alevi kardeşlerimiz istediği kadar girsinler meclise. Alevi demek güvenilir insan demektir, temiz insan demektir, sevgi insanı demektir. Allah’ı seven, Allah’tan korkan Ehlibeyt aşığı, Hz. Ali (kv) aşığı, Resulullah (sav) aşığı nurlu insan demektir. Dolayısıyla Tayyip Hocam çok iyi olmuş güzel konuşmuş.
Barzani'nin Çok Fazla Muhalifi Var. Özellikle de PKK Barzani'yi Bir Suikastle Çok Rahat Devirebilir, O Zaman Bölgede Ciddi Çatışma Çıkar
Zahiren orada Irak’ta Barzani’nin bağımsızlık referandumu yapması, bağımsız olması, bağımsız bir devlet haline gelmesi Türkiye’ye ekonomik yönden faydalı olur gibi görünüyor. Çünkü petrollere el koymuş olacak, petroller de bizim kanalımızla satılacağı için çok ciddi bir gelir mevzubahis. Ama bak, Talabani vefat etti, şimdi onun yerine bir PKK’lıyı getirirler. Barzani’yi de her an her an görevden almaları mevzubahis. Ki onun yerine geçmeye hazır yine Barzani ailesinden ama Türkiye karşıtı adamlar var. Bu büyük bir tehlike ve risk. Şimdi Türkiye’ye tabii geçici olarak şu an bu konuda fayda verecek gibi görünebilir yani bol petrol geliri falan gibi. Ama PKK’nın eline geçtiğinde o gelir tamamen PKK’ya kalacak. Çünkü bu tip şeyler hep döner biliyorsunuz. Ekonomik konular bir anda ters dönebilen konular. O yüzden bu konunun sağlama bağlanması Türkiye için olumlu olur. Olumlu olan da bizim Irak’la çok iyi anlaşıp Irak petrollerinin tamamının Türkiye’den geçirilmesi, sadece Barzani bölgesinden kar etmek değil bütün Irak’tan kar etmek daha akılcı olur. O yüzden orada bağımsız bir devlet kurulmasına karşıyız. Irak bütün olarak bizim işimize yarar. İttihad-ı İslam için Irak’ın bütün olması gerekiyor. Bölünmesi durumunda kontrol edemeyiz. Kontrol edilmesi çok zor olur ve PKK’nın eline geçmesi de an meselesi olur. Türkiye gerekeni yaptı mı? Tayyip Hocam herhalde adamın bağımsızlığı direkt uygulamasını bekliyordur. Hani “biz bağımsız devletiz hadi hayırlı uğurlu olsun” demesini bekliyordur, ilan etmesini bekliyordur. İlan edince askeri müdahale düşünüyorlar benim anladığım. Çünkü bu referandum diyor adam, ‘ben sadece sordum halka, kanaatiniz ne o kadar onu öğrendim. Öğrenmek istedim öğrendim.’ Şimdi bu kadarla kalırsa bu bir şey değil yani bir anlamı yok. Ama fiiliyata dökerse askeri müdahale gerekir. Ama askeri müdahale yapacağımız döneme kadar İngiliz derin devleti orayı müstahkem mevki haline getirip askeri olağanüstü destek sağlayarak orayı muazzam bir kaleye çevirebilir. Neler olacağını bilmiyoruz yani şu an. PKK’nın silahlarını olduğu gibi oraya aktarabilirler veya PKK’yla bir anda ittifak edebilirler. O zaman muazzam bir askeri güce dönüşebilir orası. Kendilerinin düzenli ordusu ve PKK’nın düzenli ordusu ve PKK kantonları yani bu felaket olur. Çok muazzam bir askeri güç olur. Türkiye’nin böyle bir askeri yapılanmayla baş etmesi çok daha zordur, çok çok daha zor olur. Ama şöyle olabilir; İran, Türkiye, Irak ve Suriye askeri işbirliği yaparlarsa, Suriye’yle de arayı düzeltelim dedim ben daha yeni yeni düzeltiyorlar bak. Aylardan beri yıllardan beri uğraşıyorum daha yeni netice aldık. İran’la da arayı düzeltelim dedim yıllardan beri uğraşıyorum onda da yeni netice aldık, elhamdülillah. Sonunda dediğim oluyor ama muazzam vakit geçiyor. Şimdi Suriye’yle de aranın tamamen düzelmesi gerekiyor ve Mısır’la da. Suriye’yle de arayı tamamen düzelttikten sonra dört ülke birleşip PKK’yı tamamen kazıyabilir oradan. Hiçbir şey de yapamazlar Rusya desteklerse, Rus desteğiyle hatta Çin’in de desteği istenebilir, hallaç pamuğu gibi atılır yani darmadağın olurlar. Bu çok önemli bunun dışında mümkün değil. Dedim ki “PKK İttihad-ı İslam’a vesile olacak” dedim ben yıllar önce. Şu an İttihad-ı İslam’a vesile oluyor. Çünkü birleşme diye bir şey kimsenin aklından geçmiyordu bir mecburiyet hasıl oldu. Şu an İran-Türkiye birleşti adeta. Şimdi sırada diğer ülkelerle de birleşme var Irak ve Suriye ile. Askeri güçlerini artırdıklarında, tam ittifak edildiğinde mesele kökünden hallolmuş olacak. Yani Mehdiyet’in kapıda olduğu aşikar görünüyor. İngiliz derin devleti de kendi paralı uşaklarına “Mehdi gelmeyecek” dedirtmek için borazanın düğmesine bastı. Yani deccal borazanlarını öttürmeye başladı “Mehdi gelmeyecek Mehdi gelmeyecek” diye. Tabii burada konuşan hocaları ben tenzih ediyorum, şu ana kadar adı geçen hocaların hepsini tenzih ediyorum. Fakat deccalın 70 ses çıkaran borusu şu an ötmeye başladı. Hadislerde deccalın borazanından bahseder, çok fazla ses çıkaran borazanı. Şu an o borazanını öttürüyor “Mehdi gelmeyecek” diye. Bence bu telaşın altında bir şey var. Bu telaş hiç normal değil.
(“Allah her şeyi yaratıyorsa bizim sorumluluğumuz nerede?” izleyici sorusu)
Bizim sorumluluğumuz, bizim ne olduğumuzu görmemizde. Nasıl bir insan olduğumuzu görmemizde. Allah bizi bize sevdiriyor, Müslüman için böyledir. Niye cennete gittiğimizin delilini görüyoruz. Yani mantıklı hale geliyor cennet bize. “Şu yüzden cennete gittik” diyeceğiz, inşaAllah. Biz cennete gittiğimizde diyeceğiz ki “bak çile çektik, zorluklara katlandık, hastalıklara sabrettik, cömertlik yaptık.” Sanki kendi malımız var da veriyormuşuz gibi, halbuki görüntü içerisinde sadece niyeti Allah bize yaptırıyor. Biz de millete mal vermişiz gibi görünüyor, para vermişiz gibi görünüyor, hediye vermişiz gibi görünüyor o yüzden kendimizi seviyoruz diyoruz ki “biz iyi insanız, merhametliyiz, şefkatliyiz, sabırlıyız, dürüstüz, seveceniz ve sevgiyi hak ediyoruz” diyoruz bilinçaltımızda o yüzden cennete gittiğimizde de gönlümüz rahat oluyor konu bu. Cehennem ehli de ölü olarak yaratılır, ibret olması için yaratılır onlar ölüdür bildiğin ölü. “Ölüler diyarı” diye geçiyor zaten Tevrat’ta. Allah oraya o ölüleri doldurur sen de oradan ibret alırsın. Mümin hiçbir şekilde cehenneme gitmez tahayyülü bile olmaz. Allah öyle bir durumda mümini asla ve asla cehenneme koymaz. Şuuru açıksa ruh sahibiyse ve samimiyse mümkün değil yani tahayyül dahi edilemez. Allah’ın inkarı anlamına gelir aksi, mümkün değil. Allah’ın sonsuz aklını bilen onu da bilir. Ama insanın şöyle bir terbiye olması gerekiyor, cehennemde de bir nasibi oluyor oraya bakıyor oradaki insanlara, oraya baktıkça cennetteyken tavrını daha düzgün hale getiriyor. Allah korkusu orada yine var doğrusu yani cehennemde var. Ama dünyadaki gibi değil. Yoksa cennette Allah korkusu yine var. Çünkü cehennemi görüp de Allah’tan korkmamak mümkün değil, Allah zaten diyor. Cennet ehli bakıyor, “hak ettiniz siz” işte şöyledir böyledir ama kendine de bir pay çıkarıyor tabii orada. Cenab-ı Allah diyor “devenin iğnenin deliğinde geçmesi mümkün mü?” diyor, “eğer mümkünse onlar da cehennemden çıkarlar” diyor. “Siz de orada kalırsınız” diyor yine aynı örnekle “cennette kalırsınız.” Ama hür aklımız var yani eğer münasebetsizlik yaparsa bir insan bu iyi olmaz. Ama yapmıyor işte müminlerin kaderinde yok, cennet kaderinde yok bundan sonraki kaderde. Ama hep ayağını denk alıyor yani dikkatli oluyor. Cehenneme bakıp bakıp cennetten daha çok zevk alıyor. Zaten doğal olarak da öyle olur, insan fıtratı öyledir.
(Ergün Diler Takvim’deki yazısında Las Vegas saldırısını, Amerika’yla bazı konularda anlaşmazlığa düşen İngiltere’nin yaptırdığına dair bir yazı yazdı.)
Ergün bak, daha dün senden bahsettim. MaşaAllah delikanlı tavrını gösterdin, kabadayılığını gösterdin sana yakışan budur. İngiliz derin devletini yerden yere çal, deccalı yerden yere çal. Allah’a verecek bir can borcun var nedir yani? Kabadayısın sen gereğini yap, direkt isim vererek darmadağın et hiç çekinme. Allah nurunu artırsın, Allah seni koruyup kollasın. Sonuna kadar yanındayız. Bak 500’e yakın aydın açtığımız kapıdan Osmanlı ordusu gibi İngiliz derin devletine saldırdı ilimle irfanla. Sakın geride kalanlardan olma en önde olanlardan ol darmadağın et.
(“Hurafeler sizce nasıl oluşmuştur?” izleyici sorusu)
Şimdi adam mesela evli, karısına karşı güçsüz, muktedir değil aciz. Ve kadın güzel bakımlı çekici bir kadın. Mesela çarşıya bakıyor, sokağa bakıyor falan adam kıskanıyor, diyor ki “Peygamberimizden işittim ki” diyor. Ee? “Eğer çarşıya bakan duvarlarda pencere varsa o pencereleri briketle örün, örmeyen mel’undur dedi” diyor. Hayda herkes pencereleri briketle kapatıyor o aklı evvelin öncülüğünde. Şimdi onu yapıyor yine içi rahat etmiyor, çünkü kadına yaklaşımında güçsüz, kadın ona onu hissettiriyor. Ne yapsın? “Bir kere akıl olarak ondan üstün olduğumu vurgulayayım ve onu da aşağılayayım” diyor. “Kadınlar hayvanla insan karışımıdır insan değildir” diyor “Peygamber dedi” diyor. Kadın beş dakikada hayvan konumuna gelmiş oluyor haşa bu da insan olmuş oluyor. Şimdi oradan bir pozisyon elde etmiş oluyor. Yine içi rahatlamıyor, nefret içinde güçlü olduğu için bazı vakalar için söylüyorum. “Ne yapsak?” diyor “kadınların yüzde 99’u cehenneme gidecek diye duydum Peygamberden, mübarek yanımda söyledi” diyor “Peygamberimiz” diyor. Halbuki nefret ediyor Peygamberden. Peygamber adına yalan söylüyor çünkü Allah düşmanı adam. Yani öyle bir şey yok. “Yüzde 99’u cehenneme gidecek” diyor yine öfkesi gitmiyor yine olay yatışmıyor. Ne yapsa, mesela kadın ona güzel akıllar veriyor, güzel, faydalı, “kadın ne derse onun tersini yapın dedi Peygamber” diyor. Mesela kadın elbise istiyor “yok almayacağım” diyor “sokağa çıkalım” diyor “yok çıkmayacağız” diyor. Kadını ezmenin yolunu bulmuş böyle. Şimdi kadın ne derse tersini yapmak bir kere ibadet olmuş oluyor adam için. Kim dedi? “Peygamber dedi” diyor. Şimdi yine öfkesi geçmiyor “Resulullah duvara sopayı asın dedi” diyor. Odun böyle ip takılmış üst kısmına, duvara çiviyle çakıyor orada duruyor odun yani böyle, vurdu mu kemik kıracak odun. “Bu, karılarınız bunu görürse hizaya girer” diyor “iyi olur” diyor. Odunu asıyor oraya ama şimdi odunu asmak da yetmiyor. Bu sefer de kadını dövmesi gerekiyor “Kadını döversen deşarj olursun” diyor yeni bir şey daha geliştiriyor. “Aile içinde bu kalmalı” diyor “hiçbir sorun çıkmaz. Bir de polis, jandarma, asker kimse karışamaz kadın dövmeye” diyor “istediğin gibi döversin” diyor hukuki yönden de konuyu sağlama bağlıyor. Ve kadını odunla dövüyor. Yine hızını alamıyor bak, iyice aşağılayacak ya, “Eşek, domuz, Yahudi ve kadın bunlar namazı bozar” diyor “önünden geçerse.” Sırf aşağılamak amaçlı. İyi niyetle yazanları falan tenzih ediyorum, iyi niyetle anlatanları tenzih ediyorum, sırf aşağılamak amaçlı. Bak Yahudi’ye de gıcık ya onu da söylüyor. Bir de eşeğe zaten değer vermediği için bir de domuz bir de kadın hepsini aynı kefeye koyuyor yani. Aşağılama amaçlı yapıyor. Adam yine hızını alamıyor ucu-bucağı olmayan kanunlar. Mesela diyor ki “Kadına yazı öğretmeyin Peygamberden duydum” diyor. Niye? “Dostuna mektup yazar” diyor “kendine dost edinir” diyor. Bir konu daha. Mesela kadın dekolte giyiniyor kıskanıyor ağrına gidiyor “Peygamber her yerini örtsün dedi” diyor. Telaştan hadisi tanzim ederken çok mantıksız tanzim edip müthiş bir skandala, akıl almaz bir skandala sebep olmuşlar ama böyle olay görülmemiş hayret edeceğimiz skandal meydana gelmiş telaştan. Bak hadis uydurma telaşıyla o anda akıl da herhalde gitti heyecandan ağız dil kurumuş kadını örtmek için “ayet indi Nur Suresi’nde” diyor. “Ne diyor ayette?” diyoruz “Başörtüleri” kadınların başörtüleri var ya sarkan “alsınlar göğsünün üstüne vursunlar dedi Allah ayette” diyorlar, göğsü örtme ayeti, iyi güzel hiç olmazsa göğsü örtecek yani ayete uyacak. “Biz de hemen koşarak evlere gittik” diyor etekleri aldık kestik doğradık” diyor bütün hadis kitaplarında var. “Sonra başörtümüz başımızdaydı onun üstüne bir örtü daha örttük” diyor “başörtüsünün üstüne o etekten keserek başörtüyü örttük göğüsler de açık kaldı” diyor “göğsü de örtmedik” diyor. Bakın nasıl Allah aklını alıyor görüyor musunuz telaştan? Sana göğsünü ört denmedi mi sana? Göğüs ört dediler değil mi sana? Allah öyle dedi. Sen ne diyorsun? “Ben göğsü örtmeyeceğim” diyorsun. Baş örtüldüğü halde ikinci kere örtüyorsun başı bir daha örtüyorsun. İşte Allah ayağına böyle dolandırır senin. Bütün Kütüb-i Sitte’deki hadislerde bu görülüyor. Muazzam bir skandaldır bu, çok büyük bir skandal. Bunu örtmek için hocalardan iki-üç tanesi devreye girdi ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Kelimenin tam anlamıyla rezalet çıktı. Acınacak hallere düştüler. Her bir ayrı kurtarmaya çalışıyor kurtaracak gibi değil. Bak 1000 yıl sonra farkına vardılar bu olayın 1000 yıl sonra, telaştan ne yapacaklarını şaşırdılar. Ve kurtaramıyorlar, kurtaramadılar konu şu an kaldı böyle. Bak biz her gün yayınlıyoruz görüyorsunuz. Çok büyük skandaldır bu, gelmiş-geçmiş en büyük hurafe skandalıdır yani. Dolayısıyla bu sistem, bu acımasız sevgisiz, sevgiyi, sanatı, güzelliği, estetiği yok eden, İslam’ı cehennem dinine çeviren, İslam yaşantısını cehennem yaşantısına çeviren şeytani şirk sistemini ilimle irfanla, sevgiyle, merhametle ve sabırla ortadan kaldıracağız. Ne kadar kaldırdık? Yüzde 95 kazıdık bak gençlerin hiçbiri inanmıyor artık gelenekçi Ortodoks sisteme. Geriye yüzde 5 kaldı evvelAllah evvelAllah, onu da birkaç yılın içerisinde temizleriz.
Cennette Dünyada Gördüğümüz Zevk Aldığımız Sevdiğimiz Her Şey Olacak. Arabalar, Tekneler, Uçaklar Olabilecek En Güzel Şekilde Olacak
Açık sarahaten cennet arabalarından hadislerde bahsediliyor. Hep kendinden giden şeylerden bahsediliyor yani atı olmayan arabalardan bahsediliyor. Halkın anlayacağı kadar anlatılmış tabii. Göklerde uçan arabalardan vasıtalardan bahsediliyor. Kontrolü kolay olan vasıtalar bunlar ayrıca, hani ehliyet almaya şuna buna ihtiyaç yok. Çarpışma marpışma olmuyor arabalarda öyle arabalar. Ama tabii görüntü olarak oluşacak fakat biz onu bilemeyeceğiz. Arabalar, tekneler hepsi var. Zaten burada tanıtmak için Allah gösteriyor dünyada. Bu dünyada tanıtılan her şeyin aslı ve orijinallerini, gerçeklerini sebep zincirinden çıkararak Allah gösteriyor. Mesela arabanın orada motoru olması gerekiyor. Ahirette arabanın motoru yoktur. Benzine ihtiyacı yoktur. Ama burada benzinsiz gitse aklın ihtiyarı kalkar. Mesela burada elektrik kablosuna falan ihtiyaç var ama cennette elektrik kablosuna falan ihtiyaç olmuyor. Sebep burada çok daha zengindir dünyada, cennet daha sadedir o yönüyle. Mesela bilgisayar var, burada nasıl oluyor? İçine bakıyoruz karmakarışık. Öyle bir şey yoktur, cennet bilgisayarı dümdüz. Yani doğrudan görüntü oluşur. Ama aklımızın ihtiyarının alınmaması için bunlara kablolar bağlanıyor, işte içinde karışık şeyler var şunlar bunlar var. Aslında doğrudan yaratan Allah. Ama aklımızın bunu mantıklı göstermesi için, mantıklı telakki etmemiz için bu meydana getiriliyor. Mesela kızıl yakuttan kanatlı atlardan bahsediliyor. Yakut canlı bir şey değil yani bir madde bu yakut. İçinde teknik hiçbir malzeme yok canlı hiçbir şey yok havada uçuyor ama güzel. Zaten yakutun ne kadar güzel olduğunu biliyorsunuz ve bu cennet yakutu son derece güzel. Çarpışma, kırılma, dökülme şu bu arıza falan olmaz. Cennette hiçbir vasıtada böyle bir şeye rastlanmaz.
Kuran'da Anlatılan İslam'ın Sevginin, Güzelliğin, Kalitenin, Sanatın, Bilimin Dini Olduğunu Tüm Dünyaya Gösterdik
Gelenekçi Ortodoks İslam anlayışında. İslam cehennem dini olarak anlatılır. Yani insanın canını yakacak ne varsa bu din anlayışında vardır. İnsanı rahatsız edecek her şey ve güzel olan her şeyin yasaklanması, zor ve hatta çirkin olan birçok şeyin de yaşanmaya mecbur olunması. Hepsini tenzih ediyorum ama büyük bir bölümünde bu vahşet dini, bu putperest din, bu şirk dini maalesef yaşanıyor. İnsanlar da Allah’a saygısından onu din zannettikleri için bu akıl almaz acımasız, sadist din anlayışını din diye kabul etmişler. Ama gençlerin büyük bir bölümü bu dine lakayt kalarak kendilerini uzak tutmuşlar. İşte kimi deist olmuş kimi ateist olmuş, kimi de münafıklıkla idare etmiş. Büyük bir faciadır, büyük bir felakettir. Allah bu felaketten bizi, milletimizi kurtardı Allah’a hamdolsun. Bütün çıplaklığıyla bu çirkinliği, bu korkunçluğu, bu dehşet dinini insanlara gösterdik. Ama tabii yobaz diye Müslümanları aşağılamak, ezmek günah olur, bağnaz diye aşağılamak da doğru olmaz. Çünkü onlar iyi niyetle onu yapıyorlar, bilmiyorlar. Allah bağışlasın hepsini, Allah doğru yola iletsin. Hakikaten dinin bir gereği zannediyorlar. Allah hakikaten zulüm istiyor zannediyorlar haşa. O yüzden bu zulüm sisteminde hem kendilerini eziyorlar hem başkalarını eziyorlar, hem de başkalarını ezdirtiyorlar, idi. Allah’a çok şükür deccalın beynini Türkiye’de patlattık. Türkiye de merkez olduğu için bütün dünya çapında bu rezalete bir son verilmiş oldu. Şimdi bak onun etkisiyle İran’la Türkiye’nin arası bir anda düzeldi. Çünkü bağnaz sisteme göre, gelenekçi Ortodoks sisteme göre bizim İran’la anlaşmamız mümkün değil. Doğrudan küfür içindeler yani direkt dinsiz hükmündeler. Hatta daha da beteri yani, fitne, fitneci dinsiz hükmündeler. Gelenekçi Ortodoks anlayışının bir kısmına göre. Kuran’a göre neyler? Nur gibi Müslümanlar. Efendi, dürüst, tertemiz, pırıl pırıl Müslümanlar Kuran’a göre. Ama gelenekçi İslam’a göre katli vacip olan kafirun ve kafirat ordusu. Şii’ye göre, Şii gelenekçisine göre Ortodoks’una göre de Sünniler kafirin tam ortası tam beyni. Ve tam bir zındık yapılanması ve hepsinin katli vacip. Onun için dikkat ederseniz Suriye’de acımasızca Sünnileri şehit ediyorlardı. Sünniler de Şiileri acımasızca şehit ediyorlardı. Bu cehennem dininden kaynaklanıyordu bu. Ama bu oyuna da son verdik, elhamdülillah. Şiilerin ve Sünnilerin nur gibi Müslüman olduğunu söyleyince İngiliz derin devletinin deccaliyetin oyununu bozduk. Ha bu inanç bütün Sünni ve Şiilerin içerisinde yaygın mı anlattığım inanç? Değil. Ama yıkıcı, öldürücü, yakıcı güce sahiptiler. Tırnaklarını söktük, pençelerini koparttık güçleri kalmadı zavallılaştılar. Şu an hiç görüyor musunuz karşıma çıkıp bir tanesi bir hoca “sen bırak şimdi bu sapkınlığı anormalliği, Müslümanlara yanlış bilgi veriyorsun, gel sana doğrusunu söyleyeyim” diyebiliyor mu bir tanesi? Desin ayağına kapanacağım söz bir Allah bir ayağına kapanacağım. Diyemez, çünkü dediğimin doğru olduğunu biliyorlar.
İyi Taklit Yeteneği Olan Sanatçıların Desteklenmesi, Sanatlarının Takdir Edilmesi Çok Önemlidir. Sanatçı Yalnız Bırakılmamalı
Şu bizim taklitlerimiz de çok komik oluyor. Böyle değerli sanatçıları devlet koruması gerekiyor. Çocukları kendi haline bırakıyorlar. Ne olur mesela 3-5 bin TL maaş verilmiş olsa? Bu güzel insanlar sanatını geliştirebilir. Ama hayat derdine düşünce nasıl sanata vakit ayırsın? Ver sanatçıya 5 bin TL ver. Yani hadi 100 tane sanatçı çıktığını düşünelim. 150 sanatçıya 5 biner TL verse. Mesela 5 biner TL, 150 sanatçıya ne olur? Devlet mi yıkılır yani iflas mı ederiz? 150 sanatçı gayet güzel sanatlarını geliştirebilirler. Çünkü kafa dinginliği olur. Hayatı garantili olur. Ama kim bilir ne iş yapıyor? Mesela biri ticaretle uğraşmaya kalkıyor. Biri bilmem başka bir ticaret başka bir şeyle uğraşıyor. Sanata vakit ayıramıyorlar. Sanat, kafa dinginliği isteyen bir şey. Değil mi? Hayat mücadelesini ikisini birden nasıl yapsın yani?
İran'da Çok Sayıda Yazım Yayınlanıyor. İngiliz Derin Devletinin Oyunlarını Deşifre Ettik. Artık İblis İran İle Türkiye'nin Arasını Ayıramaz
Son zamanlarda deccalın belini kırdığımızın açık alameti. Çünkü İran’la Türkiye’nin arasını cumhuriyet döneminde hep açık tuttular. Hep birbirine muhalif tuttular. İngiliz derin devleti yaptı bunu. Ama ilk defa İngiliz derin devletinin oyununu İran’da çıkan yazılarımızla, Türkiye’de çıkan yazılarımızla, anlatımlarımızla bozduk. Muazzam bir İran karşıtlığı vardı Türkiye’de, muazzam. Hükümet içinde de vardı bu. Bunun yanlışlığını uzun uzun anlattık. Tehran Times’ta başyazı olarak onlarca yazımız çıktı. Tahran son derece iradeli ve samimi davrandı. İngiliz derin devletinin oyununa gelmedi. Tayyip Hocam da çok candan davrandı, İngiliz derin devletinin oyununu bozdu. Şu an muazzam atağa geçti. Artık İran’la Türkiye’nin arasını iblis ayıramaz. Mükemmel oldu. Şii demek nur gibi Müslüman demektir. Sünni demek nur gibi Müslüman demektir. Birbirinin aynısıdır ikisi de. Hepsi ehli kıbledir. Hepsi beş vakit namazında, nurlu, abdestli, helale harama dikkat eden Müslümanlardır. Aman ha aman, İngiliz derin devletinin oyununa gelmeyelim. İngiliz derin devletinde, Sünni inançta İngiliz Sünniliğinde Şiiler kafirdir, bildiğin kafir. Ve katli vaciptir. Yine İngiliz Şiiliğinde Sünniler kesinlikle kafirdir ve zındıktır, katli vaciptir. İki taraf da. Bu oyuna hiç kimse bundan sonra gelmeyecek. Bu oyunu bozduk elhamdülillah.
(“Cinlerin de acizlikleri var mı?” izleyici sorusu)
Pek öyle görünmüyor da yalnız birbirlerine çok baskı yapıyorlar. Yoksa öyle hastalık falan kanser, ülser, hiçbir şey yok cinlerde. Bayağı ferah adamlar. Bir de acayip yaşıyorlar. 1600 sene falan normal genç sayılıyor, 1400 sene falan. Adamlar değişik tipler. Yalnız birbirlerine baskıları yani birbirlerini rahatsız etmeleri şiddetli. Masonlukta üst derecelerde falan çok bağlantı kuruyorlar cinlerle. Ama şeytan cinlerle bağlantı kuruyorlar. O eski cinler oluyor mesela onlar 1000 yıllık, 1500 yıllık cinler. Onlarla bağlantı kuruyorlar. O yüzden bu kepazelikler çıkıyor. Onlar bunlara kan dökmeyi emrediyor. Allah diyor ya ayette; “Üstlerine kabuk gibi bağlatırız. Artık onlara bağlanmışlardır” diyor. Yani onların emrine girmişlerdir. “Cinlerden adamlara uyarlar” diyor ya Allah ayette, işte bu sapkın yola girenler için bunu söylüyor Allah. İşte bu deccalın komitesi bunu yapıyor. İngiltere’deki seanslarda yapıyorlar. Mesela savaş istediğinde, kan dökülmesini istediğinde mutlaka yapıyorlar o kan dökme işlemini. Korkuyorlar şeytandan. Suriye’de kan döktürüyor, Irak’ta kan döktürüyor, Yemen’de kan döktürüyor. Ama şeytan tepelendiğinde, “Mehdi (as) bizzat” diyor Peygamberimiz (sav) “ayağının altında öldürür şeytanı” diyor. Bir ihtimal görüntü olarak görünecek yani cin şeytan. “Ayağının altına alıp öldürecek” diyor “Mehdi (as)” diyor. Ondan sonra şeytanlar çekiliyor dünyadan yani güçleri kalmıyor yani uzunca bir sene altmış yıl falan şeytanın gücü kalmıyor. O, olayı gördüğü için çok korkuyorlar altmış yıl kadar falan ellemiyorlar ama 1506’dan sonra yeniden bir kudurma dönemleri var, bu nesil görecek zaten.
(“Adnan Oktar’ın yanındaki hanım arkadaşların giyim tarzının İslamiyet ile uyuşmadığı kanaatindeyim” izleyici yorumu)
Kuran’a göre hanım arkadaşlarımızın dekolte giyinmesi uygun çünkü Peygamberimiz (sav)’in zamanında bütün kadınlar dekolteydiler sadece dışarı çıkarlarken tehlikeli bir ortamda çarşafla vücutlarını örtüyorlardı. Zaten çarşaf ayeti kadınların dekolte olmasından dolayı indi. Kuran’da zaten onların dekolte olduğunu söylüyor Allah bize. Kıyafetleri dekolte ama “dışarıya çıktıklarında sarkıntıya uğramamaları için, kötülüğe uğramamaları için üstlerini tamamen örtsünler” diyor Allah. Bir kere dekolte İslam’da var bu çok açık. Sadece cinsel organlarını ve göğüslerini örtmeleri yeterli kadınların ama örfe göre, mahallere göre, yerlere göre kıyafetin şekli değişebilir ama göğsünü örtmesi, cinsel organını örtmesi yeterlidir. Zaten Hz. Adem (as)’le, Havva’nın ilk örtündükleri şekilden de bunu anlıyoruz Kuran’da. Ne yaptılar? Ayette “Hemen” diyor “edep yerlerini örttüler” diyor Allah ayette, o kadar, Peygamber bu. İnsan ve diğeri de peygamber hanımı, ne yapıyor? Cinsel organını örtüyor Hz. Adem (as). Havva annemiz ne yapıyor? Cinsel organını ve göğüslerini örtüyor bu kadar, asıl olan kıyafet budur yani biz onlardan daha üstünüz diyorlarsa onu bilmiyorum. Kuran’da bahsedilen, anlatılan da budur.
Yıllardan Beri Evrimcilerden Tek Bir Tane Evrimi Gösteren Ara Form Fosili Getirmelerini Bekliyoruz. Bir Örnek Dahi Veremiyorlar
Şimdi evrim teorisinin olması için bilimsel bir delil olması lazım. Bilimsel delil getirin dediğimizde yani bir fosil delil getirmesi lazım hiç olmasa bir tane delil getirmesi lazım değil mi? Bir tane. Tek bir tane delil getiremiyor. Ayrıca diyorum ki, bak getirirsen on trilyon vereceğim diyorum, bir tane delil. Kaç yıldan beri söylüyorum bunu? Yıllardan beri söylüyorum. Bak dedim ki, tamam fosilin kendini getiremiyor olabilirsiniz kabul ettim, fotoğrafını getirin onu da kabul edeceğim dedim fotoğrafını da getiremiyorlar. Ama ben ona karşılık ne yapıyorum? Yedi yüz milyon yaratılışı ispat eden fosil veriyorum. Bunun üstüne ben ne diyeyim artık? Ve bir proteinin tesadüfen meydana gelmesi bilimsel olarak sıfır ihtimal yani bir proteinin olması için başka proteine ihtiyaç var, ne demek bu? Tesadüfen olması sıfır yani yaratılmanın dışında imkansız. O yüzden diyorlar ki, “protein uzaylılar tarafından dünyaya atıldı” diyorlar evrimciler şu an yani et atmışlar buraya, koyun eti falan o etler de canlanmış adam olmuş işte kimi fasulye olmuş, kimi domates olmuş bunu anlatıyorlar yani bir perişanlıktır gidiyor. Benim yakışıklım da herhalde Darwinizm’i biraz yüzeysel inceledi kanaatim, o yüzden de ateist olmuş. Bir de Cübbeli’nin anlattığı İslam dinini duyduysa kendini o yerde görmüştür dolayısıyla bundan sonra kendini aydınlatır.