Sayın Adnan Oktar'ın 23 Ağustos 2016 tarihli sohbetinden önemli başlıklar
ucgen

Sayın Adnan Oktar'ın 23 Ağustos 2016 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

26712

A9 TV, 23 Ağustos 2016

 

(Bugün dört ilde PKK’yla çatışma vardı. Şırnak Uludere’de askeri aracın geçişi sırasında yola döşenen bombanın patlatılması sonucu iki askerimiz şehit oldu. Şehitlerimizi gösterebiliriz. Hüseyin Kavalbacak ve şehit piyade üst teğmen Orhan Ünsal.)

Hüseyin, sana ne mutlu benim aslanım. Allah seni şehadetle şereflendirmiş. Bizi sadece imrendirdin. MaşaAllah sana. Allah şehadetini kabul etsin. Diğer şehitlerimizin de Allah şehadetini kabul etsin. Bu kadar şehit belli ki, İttihad-ı İslam kapıda. Şehadet olmadan fütuhat olmuyor. Hayret, Allah’ın hikmeti. Mesela hiçbir şekilde hiçbir fütuhat olmamış şu ana kadar. İlla ki şehadet hem de çok fazla şehit alıyor Cenab-ı Allah. Ondan sonra fütuhat veriyor.

 

(Bingöl’de de şehitlerimiz var. İki korucumuz şehit oldu Bingöl’de. Ayrıca Van’da teröristler tarafından karakola saldırı düzenlendi. Bir askerimiz yaralandı. Hakkari’de de Şemdinli ilçesinde askeri aracın geçişi sırasında patlama meydana geldi. Üç askerimiz yaralandı.)

İşte söyledim yani isteseler birçok yerde yapabilirler. Ama infial meydana gelmesini istemiyorlar fazla. Sadece örgütün gücünü her gün örgüte hatırlatıyorlar. Çünkü örgüt zaten hem radyodan hem televizyondan bu haberleri dinliyor. Zaten bunlar birinci haber oluyor. Yani ilk açtıklarında radyoyu, televizyonu örgüt bir rahatlamış oluyor. Şurada şu, şurada şu, örgütün kendine öz güveni geliyor. Örgüt mensuplarının örgüte bağlılığı daha artıyor. Sözde haklılıklarına daha çok inanıyorlar. Ve daha çok militan devşirme imkanı oluyor. Örgüt propagandasında da daha etkili bir propagandaya sebep olmuş oluyor. Onlar onu yaparken şimdi açın televizyonları, bir yerde futbol muhabbeti vardır. Bir başka yerde yarışma programı var. Yani her biri kendi aleminde.

 

Askerlerimiz PKK ile Zorlu Bir Mücadele İçindeyken Bazı İnsanların Haberi Dahi Olmuyor. Herkesin Cephedeki Askerlerle Aynı Duygu ve Düşünce İçinde Olması Gerekir

Orada askerler ızdırap içinde, zorluklar içerisinde güçlükle vatanını savunurken, bir başka yerde bir kısım insanların bundan haberi bile yok. Muhatap dahi olmuyorlar. Bu makul bir durum değil. Halbuki aynı duyguları, aynı düşünceleri cephedeki insanın heyecanıyla herkesin yaşaması lazım. Çünkü Allah diyor ki; “Bir yerde bir mümine saldırı olduğunda el birlik bütün Müslümanlar ona yardım etsin” diyor. Bu ayete göre farzdır. Yani aynı duygular ve aynı tavır içerisinde o kardeşimize destek olmak. Bazı insanları bu ilgilendirmiyorsa bu bir zulümdür. O zaman Allah belanın gücünü artırır. Allah’ın ayetine karşı bir tavır olmuş oluyor bu. Kuran’a karşı bir tavır olmuş olur. Bu lakaytlığa hükümet dur demeli, bu ilgisizliğe. Yani herkes ilgilenecek hale gelmesi lazım.

Mesela genç kızlarla falan konuşuyorum, ana konu evlenmek. Gençlere bakıyorum, ana konu evlenmek. Hem de zengin birini bulmak. Köşe olmak, kendini baktırmak. İşte iyi bir iş bulmak, iyi yemek yemek, iyi gezmek. Güneydoğu’daki çatışmaları falan duyduğunda adam kapatıyor televizyonu zaten. Muhatap dahi olmak istemiyor. Bu, felaketi ve uğursuzluğu celp eder. Çok korkunç bir şey. Bu bir ahlak çöküntüsüdür, vicdansızlıktır, iman zafiyetidir. Buna müsaade edilmemesi lazım.

 

Darwinist Eğitim Verilmesi Belayı Celp Eder. Darwinist Eğitim Hemen Durdurulmalı ve Milli Şuura Sahip Bir Gençlik Yetiştirilmeli

Sırf ekonomiyle, sırf yol yapmakla, sırt tüp geçit yapmakla olmaz. İmanlı gençlik yetiştirilmesi lazım. Milli şuur dersleri verilsin dedim. Yıllardan beri söylüyorum. Ta ortaokuldan itibaren hatta ilkokul dört ve beşinci sınıflardan başlayarak milli şuur dersi verilmesi lazım. Üniversitede de bu devam etmesi lazım. Başıboş, politik yönü olmayan, siyasi şuuru olmayan bir gençlik yetiştirmek doğru olmaz. Güneydoğu’daki gençlerin büyük bir bölümünü PKK politize ediyor. Böyle politik düşünmelerini sağlıyor. Siyasetin ta içine sokuyor. Marksizm’i, Leninizm’i öğretiyor. Darwinizm’i zaten hükümet, devlet öğretiyor. Onların öğretmelerine gerek kalmıyor. Materyalizmi zaten devlet öğretiyor üniversitelerde, ortaokulda, lisede. PKK’ya sadece Marksist, Leninist felsefeyi anlatmak kalıyor geriye. O da çok kolay oluyor.

Geceli gündüzlü diyorum bak Marksist felsefenin zemini olan Darwinist, materyalist eğitimi durdurun diyorum. Durdurmuyorlar. Bu Allah’ın ağrına gider. Bu belayı celp eder, uğursuzluğu celp eder. Bu Allah’a meydan okumaktır. Darwinist-materyalist teori Allah’ı inkar eden bir teoridir. Bunu ilkokul, ortaokul, lisede, üniversitede hemen hemen bütün derslerde, geceli gündüzlü öğrencilere öğretmek çok yanlış bir şey. Felaketi celp eder, uğursuzluğu celp eder. Bunu yapmayın. Yani hükümeti uyarıyorum, ilgilileri de uyarıyorum. Bu çok büyük bir belayı celp eder. Yapmasınlar.

 

(Soner Yalçın yine cemaatlerle ilgili bir yazdı ve şunları söyledi; “Ortak iyiliğin simgesi yurttaş kimliğini acilen tekrar ortaya çıkarmalıyız. Bilmem ne tarikata, bilmem ne cemaate, bilmem ne örgüte, partiye değil. Yurttaş her türlü efendiyi yok eder çünkü. Bireyi özgürleştirir. AK Parti, IŞİD hakkındaki meclis araştırma önergelerini reddediyor. Demirtaş, canlı bomba Kürtleri hedef alınca sesini çıkarıyor. Gülenciler darbeye kalkışıyor. Nakşiler, Menzilciler devlet kadrolarına adam sokmak için yarışıyor. Aynı kafalar; “Bizim imam hatipten terörist çıkmazlar” diyor. Oysa hepsi aynı kapıya çıkıyor. Bu kamplaşma anlayışı ülkeyi bölüyor” dedi.)

Yani onun tarikatına mı bağlanmamız gerekiyor? Demek istediği o. “Siz bana bağlanın. Ben memleketi kurtarırım” diyor. Sen de solcusun kardeşim. Biz de solcu olmak istemiyoruz, ne yapacağız? “Gelin, en doğru tarikat benim tarikatım” diyorsun. Yurttaşlık tarikatı kurdum diyor, o da. Hayır, nasıl bir inanç sistemi, o da belli değil. Sen sadece inançsız bir sistemden bahsediyorsun. Yurttaş, birey, bu nedir bu? Yurtta yaşayan insana yurttaş deniyor. Yurttaşın nasıl inancı olmaz? İnancı olmayan yurttaşlar. Öyle bir şey olmaz. Senin nasıl inancın varsa herkesin inancı olur.

 

Dünya Hakimi Olan İnsanlar Mehdi (as)'ı Bekliyor

Şu an işin doğrusu dünya Tevrat’la yönetiliyor. Musevi hakimiyeti var ve mason hakimiyeti var dünyada. Bunlar hep Mehdi bekleyen insanlar. Kıyıda köşede böyle galetayla çay içenlerin sözüyle Mehdi (as)’nin gelmemesi diye bir durum olmaz. Dünya hakimleri Mehdi (as)’yi bekliyor. Ve ona zemin hazırlıyorlar.

 

(Türkiye Gaziantep sınırında bulunan ve IŞİD’in kontrolü altındaki Cerablus’a Suriyeli muhalifler tarafından operasyon yapılacağı Türkiye’nin de bu operasyonu destekleyeceği açıklandı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Suriye’de IŞİD’in elinde tuttuğu Cerablus’un geri alınması için Ankara’nın her türlü desteği sağlayacağını söyledi. Çavuşoğlu Türkiye’nin Musul yakınlarındaki Başika kampından altı yüz elliden fazla IŞİD’li teröristi öldürdüğü bilgisini de verdi.)

IŞİD kontrolünden orayı kurtardığımızda ne oluyor? Kim gelecek onun yerine? PKK. PKK gelince topçu ateşi oluyor mu? Yok. Toplar susacak o zaman. Ben bunu anlamakta güçlük çekiyorum. PKK’yı oradan kovsalar tamamen aklım alır ama sen orada IŞİD’i yok ediyorsun sonra? Amerika da buyurun PKK’lılar gelsinler diyor. PKK’lılar oraya doluşuyorlar. Biz altı yüz Müslümanı öldürmüş konumda olacağız öyle mi? Amerika da oraya gelip PKK’lıları yerleştirecek. Ben bunun mantığını anlamıyorum bir kere bizim IŞİD’li öldürmemiz haram olur. IŞİD’i biz uyarmadık. Fikren uyarmamız lazım, anlatmamız lazım. Fikirle vazgeçirmemiz lazım. Konuşarak vazgeçirmemiz lazım. Daha konuşmadan etmeden topçu ateşine, peki bütün bölge PKK’yla dolu ona niye topçu ateşi yapmıyorsun. Madem öyleymiş değil mi? Terörist bombalanıyormuş bütün bölge boydan boya PKK’lı dolu. Onları niye bombalamıyorsun? Ben bunu bir anlayayım. Boydan boya PKK’lı dolu söylüyor zaten YPG’li, PYD’li var, dolu diyor. Onu bombalamayıp ta sen IŞİD’i niye bombalıyorsun? O mu daha kolay geliyor? Hayır ben kimsenin bombalanmasını istemiyorum da mantık olarak kabul etmiyorum. Fikir mücadelesi yapılsın fikirle anlatılsın her şey. PKK’yla da fikirle mücadele edilsin, IŞİD’le de fikirle mücadele edilsin. Felsefi, ilmi, bilimsel hiçbir çalışma yapmadan bombala da bombala. Böyle bir mantık olmaz.

 

(Bugün bütün televizyonlar aşağı yukarı; İstanbul, Ankara ve Gaziantep’teki bütün bombalama olaylarını IŞİD’in yaptığını ve IŞİD’in bunları üstüne almadığını söylediler.)

Kardeşim bak hiçbirini IŞİD yapmıyor. Hepsini İngiliz derin devleti yapıyor. IŞİD’in ne işine yarar bu? Yani İstanbul’da bin tane bomba patlasa IŞİD’in ne işine yarar? Ama İngiliz derin devletinin işine yarar bu hükümeti yıpratacağı için, hükümeti cezalandıracağı için yarar. Halkı sindireceğini düşündüğü için yarar. Bunu İngiliz derin devleti yapıyor. Taşeron olarak da PKK’nın katillerini kullanıyor. Yüklemeyi de IŞİD’e yapıyorlar. Bak ihale PKK’ya yükleme IŞİD’e. Ama azmettiren asıl katil İngiliz derin devletidir. Bunu otuz kere anlattık anlamazdan geliyorlar.

 

Hadiste “Türk Ahir Zamanda Fırat Üzerine Yürür” Diye Geçiyor

“Türk” diyor, Peygamberimiz (sav) “ahir zamanda Fırat üzerine yürür.” Demek ki Fırat’a yönelik bir operasyon olacak, hadiste. “Sanki onlar kuşlardan debbelere binmiş, Fırat üzerine saf saf dizilmişler.” Yani bu kuşlardan debbe demek; debaib, debebe, hareket eden varlıklar. Kuş gibi uçan varlıklara binmiş. Fırat üzerine saf saf dizilmiş; yani saf saf Fırat’ın üzerinde uçacaklar diyor. Debib; hareketlenen, debelenen varlık demektir. “Sanki” diyor bak, “kuş gibi varlıklara binmiş, Fırat üzerine saf saf dizilecekler” diyor. Yani Fırat’ın üzerinde uçacaklar. Şimdi Mehdiyet’e sen nasıl inanmayacaksın? Çok net değil mi? “Ve Türk” diyor, “Fırat’ın üstünde.” Gayet net. “Sanki” diyor bak, “onlar kuşlardan debbelere binmiş, Fırat üzerine saf saf dizilmişler” diyor. Uçaklar saf saf uçuyorlar ya. Debib, debbabe işte hareketli cisimler için kullanılıyor. Ama kuş gibi, ne bu? Uçak tabii.

 

Hz. Mehdi (as)'ın Zuhurundan Sonra Yer ve Gök Ahalisi Sevinçle Coşacak

“Ümmetim Mehdi’nin zuhurundan ümit kesmesinin ardından Mehdi güneş gibi ortaya çıktığında onun görülmesiyle yer ve gök ahalisi sevinçle coşacaktır. Mehdi’nin zuhurunun ardından hidayet, iman ve ihtişam gelecektir.” (Bihar-ül Envar, cilt:13, 51-52 ve 53)

 

(Takvim yazarı Bülent Erandaç, “İngilizler yüzyıl önce olduğu gibi yine Anadolu toprakları üzerinde planlı bir saldırı içindeler. Ve bu saldırıyı Truva atı modeliyle yürütmenin peşindeler” dedi. “İngiliz, Fransız donanması Çanakkale’ye saldırmadan kısa süre önce İngiltere Savaş Bakanı Lord Kitchener “Türkiye'yi yok edinceye kadar savaşacağız!” diye inliyordu. İngiltere Başbakanı Lloyd George “Türkleri Asya'ya süreceğiz. Türkiye sahneden siliniyor diye üzülecek değiliz. Birkaç gün sonra, Türkiye sorunu da tarihe gömülecek” diye sayıklıyordu. Türk milletini pek tanımamışlar. Yüz yıl önce bunları denize döktük, yine dökeriz” dedi.)

Bülent Hoca’yı tebrik ediyorum. Hayırlı bir vatan evladıymış. Demek ki etkimiz büyük. Demek ki İngiliz derin devletinin gizlenecek gücü kalmamış. Bak, aydınlarımız birer, ikişer, üçer, beşer gittikçe İngiliz derin devletini deşifre etmeye başladılar. Hükümetin açıklama yapmasını bekliyoruz. Bütün bu oyunları, rezillikleri yapan İngiliz derin devleti; bunu söylesinler. PKK’lılar kro adamlar, öküz gibi adamlar. Onların böyle organize edecek ne güçleri ne akılları var. Yani alenen akılları zayıf, görgüsüz, cahil adamlar. Öküz gibi iki lafı bir araya getiremiyorlar. Bunları yapamaz onlar. Bu sığırları güdüyorlar. İngiliz derin devleti güdüyor.

 

(Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Cerablus konusunda şunları söyledi; “Cerablus hattındaki gelişmeler ulusal güvenlik meselesidir. Dokuz yüz on bir kilometrelik sınırın bir tek örgütün eline PYD’nin eline geçmesi Türkiye’nin kabul edeceği bir şey değildir. Türkiye topraklarına atılan füzeler bizi rahatsız ediyor. Türkiye sınırın ötesindeki bu gelişmeleri yakinen takip ediyor. Bunu ulusal güvenlik meselesi olarak görüyoruz. Buradaki gelişmeleri Suriye’nin toprak bütünlüğü olarak ele alıyoruz.”)

Tamam da olmuş şu ana kadar hiçbir şey de yapılmamış. Yapılamamış. "Ama IŞİD mevzilerini yerle bir ediyoruz. Topçu atışı yapıyoruz. PKK mevzilerine de hiçbir şey yapmıyoruz." diyorsun. Bunun neyini anlatıyorsun bana? Dokuz yüz kilometre PKK hakim olmuş, ona ses çıkartmıyorsun; "IŞİD on kilometre yerde bulunursa oraları topçu ateşiyle yerle bir ediyoruz." diyorsun. Kime anlatıyorsun bunu, neyi anlatıyorsun? Sonra hadi oradan onların, IŞİD'in çekildiğini düşünelim; oraya kim yerleşecek?

 

Münafığın Derin Karanlığı Kitabından: “Münafığın Konuştuğu Her Sözde Bir Tuzak Vardır; Dolayısıyla Münafığın Söylediklerinin Tam Tersini Yapmak Gerekir.”

Bu hakikaten çok önemli bi konu. Mesela münafık ‘sağa git’ diyorsa mutlaka olay soldadır. Mesela birini övüyorsa övdüğü kişi çok tehlikeli birisidir. Birini övmüyorsa o çok faydalı birisidir. Allah’ın garip bir sırrı o. Münafık sayesinde insan birçok yolu bilir. Mesela  ‘bu yol karanlık’ diyorsa, o yol aydınlıktır. ‘Bu yol aydınlık’ diyorsa o yol karanlıktır. Hep bu mantıkla birçok şeyi Müslüman çözebilir. Ama şifreyi iyi koymak, mantığı iyi oturtmak lazım. Bu mantığı oturtursa Müslüman, daima gerçeği rahat bulabilir. Mesela; pislik bir yapıya ‘güzel’ der münafık. Anladın ki pislikler. Yani kolay teşhis etme yöntemidir. Bir av köpeği gibidir münafık. Şeytanın oyunlarını bulmada av köpeği gibi Müslüman onu kullanmalıdır. O bir yerde havlamaya başladı mı bil ki orada bir şey vardır, bir melanet vardır. Münafığı iyi takip ederek her şeyi fark etmek mümkün olur. Çünkü münafık küfrü ele vermemek için hep tersini söyler, gayri ihtiyari öyle yapar.  Oradan çok rahat yakalanabilir.

 

Haset Edenler Kötü Söz Söyledikçe Müslümanların Bereketi Daha Çok Artar

Adamların haset etmeyeceğini nasıl söyleyelim? Şimdi adam gelmiş bilmem kaç yaşına veyahut işte şeye. Ailesinin içinde rahat değil, sokakta rahat değil. Mağazaya gidiyor, suratı asık insanların. Eve gidiyor, yemek yiyor kalitesiz. Üst baş kalitesiz, hayatı kalitesiz, temizliği kalitesiz. Sevenleri kalitesiz, kendisinin sevgisi kalitesiz. Yani hayat ona belaya dönmüş adeta. Bir camdan bakıyor bir cenneti görüyor. Bakıyor kendi cehennemde. O zaman akıl almaz canı yanıyor. O cehennemden de çıkamayınca o cennettekilere ağzına gelen her şeyi söylemeye başlıyor. Cennettekinin haberi var mı? O kendi aleminde. Onlar kendi keyfinde, rahatında, huzurunda oluyorlar. Kötü söz söyledikçe o cennettekilerin bereketi daha artar. Gençliği artar, sağlığı, sıhhati artar. Kötü söz söyleyenler bir baksın yüzüne. Griliği, o oksit sarılığı daha da artar. Ona gelecek nimet Müslümanlara gelir o zaman. Müslümanlara gelecek felaket de onlara gider. Allah’ın öyle bir sistemi vardır.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo