A9 TV, 15 Şubat 2017
Işık Ve Renk Çok Büyük Olay. Kapkaranlık Beynin İçinde Çok Detaylı Renkli Görenin Kim Olduğu Üzerinde Darwinistler Hiç Düşünmek İstemiyorlar
Kafamızın içinde ışık, renk; bunu gören, bu çok büyük olay. Darwinistler bu konuyu geçelim diyorlar. Işık ne demek? Pırıl pırıl mesela şu an. Renkler de çok detaylı, her türlü renk var; kahverengi, mavi, yeşil yerli yerince. Bu renkleri, ışığı kim görüyor; nasıl görüyor? Çok büyük olay bu. Çok çok büyük olay. Ses; titreşim ses. Ses diye bir şey yok. Mesela hayvan titreşimi alan bir makine. Ama insan titreşimi alan makineden meydana gelen neticeyi duyuyor ve görüyor, şuurla idrak ediyor. Şuur çok büyük olay. Bir de dokunma. Mesela şimdi masaya dokunuyorum. Dokunma diye bir şey var. Tarif et desen edilemez. Bir his. Kim hissediyor bunu? Çok acayip. Mesela koku bak, limon kokusu var şimdi ıhlamurda. Kim duyuyor? Çok acayip bir şey ıhlamurun kokusunu duymak, limonun kokusunu duymak. Şekerin tadı mesela. Şimdi şekerli bu, limonlu; limonun asitliğini hissediyorum, tatlı da, sıcaklığını da hissediyorum. Çok detaylı yaratmış Allah.
Bazılarının Allah'ı Bir Kere Bile Düşünmeden Yaşıyor Olması Şaşırtıcı. Özellikle Gençlerin Hiç Ölmeyeceklerini Sanmaları Gaflete Sebep Oluyor
İnsanların büyük bölümü nankör. Sabah da onu düşündüm. Allah ne kadar merhametli ve ne kadar sabırlı. Müthiş bir gaddarlık bu. Allah ayette diyor ya, "zalim ve cahil ve nankördür" diyor, "insan". Hatta melekler de diyorlar, "Kan dökecek, yanlış şeyler yapacak insanı mı yaratıyorsun?" diyorlar Allah'a. "Siz bilmezsiniz, Ben bilirim." diyor Allah. Ama gaddarlık net. Ben televizyon programlarına bakıyorum, bazı insanlar ne kadar gafil. Allah'la sanki hiç yok hükmünde yani Allah aklının ucundan dahi geçmiyor. Bazıları sanki böyle bir gaflet uykusunda. Aklına Allah nasıl gelmez? Gençlik özellikle çok büyük fitne. Genç olan ölmeyeceği kanaatinde oluyor. Halbuki iki on senede yaşlanıyor ve hemen hastalıkları başlıyor, her türlü hastalık yani. Beş duyu çok hayati. Bunu sürekli gündemde tutmak lazım. Bunu kitap haline tekrar getirelim.
Allah Bu Kadar Detay Yaratmışken Bir İnsanın Haşa Allah'ı Hiç Düşünmemesi Olabilecek En Büyük Nankörlük Vefasızlık Ve Ahlaksızlıktır
Bir de ne kadar çok detaylı eşya yaratmış Allah. Her yerde ev var, her evin içinde televizyon kumandaları yaratmış. Ama bu maddenin hakikatini bilen için tabii. Maddenin hakikatini bilmeyen için bu delil olmaz. Bu anlattığım, maddenin hakikatini bilenler için olduğu için ona göre bakış açısı olması lazım. Televizyon kumandalarının içi çok karmaşık, çok ince planlı, düzgün. Buzdolabı yaratılmış. Çamaşır makinası var. İlaçlar var. Eczanelerin içi ilaç dolu. O kadar da hastalık yarattığı anlamına geliyor Allah'ın. Hastaneler var belli ki hasta gelecek. Hastane yaratmış. Hastane aletleri yaratmış. O aletlerle muayene olacak, kaderinde oraya gelecek adamlar var. Çok detaylı. Muazzam aklı var Allah'ın. Çok çok muazzam aklı var. İnsanlarla müthiş ilgileniyor Allah. Ama insanlar Allah'la ilgilenmiyor. Bu facia. Kıyamet nedeni bu. İşte onun için diyor Allah, "Mehdi olmasa çökertirdim dünyayı" diyor. Vahim Allah'ın unutulması. Allah'ın unutulmaması için ne gerekiyorsa yapılması lazım. Hem çok korkunç bu hem iğrenç bir fiil. Hem vefasızlık hem kalleşlik dine göre, İslam'a göre; hem ahlaksızlık hem zulüm hem nankörlük. Ne kadar alçakça bir hareket dine göre. Bu kadar emek var, Allah müthiş emek vermiş. Adam muhatap dahi olmuyor. İnanılır gibi değil. Hayvan bile bunu yapmaz. Hayret edilecek şey. Hayvan bile Allah'ı zikrediyor. Tabii şuursuz zikrediyor, ayrı mesele.
Görmenin Gözle Bir Alakası Yok. Göz Sadece Elektriği Nakleden Konumunda. Görüntüyü Beynin İçinde Işıl Işıl Gören Biri Var
Görme doğrudan oluyor. Allah zaten bayağı insanların çok iyi anlayacağı şekilde yaratmış. Gözle alakası yok. Çünkü göz elektrik sağlayacak sadece yani o görüntüyü nakledecek. Nakletmesi için en biçimsiz durum oluşmuş. En biçimsiz kamera sistemi. Çünkü kaliteli bir mercek ve tertemiz bir zemin gerekiyor ki görüntü nispeten net gelsin. Ki buna rağmen net olmaz. Süper kamera kullanılsa yani çok kaliteli mercek kullanılsa yine bu görüntü elde edilmez. Çünkü üç boyutlu bu görüntü ve çok net. Görüntü direkt yaratılıyor. Bunun üstünde çok duralım. Hatta onu daha büyük bir kavanoz gibi bir şeyle tek tek gösterelim şekil şekil. Bu olacak iş değil. Bu durumda bu görüntü düşecek, görüntüyü elektrik akımına çevirecek, beyne götürecek, beyinde de birisi gözsüz bunu görecek gözü olmadan. Zaten giden görüntü elektriği en kalitesizi oluyor. Süper zaten vatı da çok düşük. O gören gözün böyle bir elektriğe ihtiyacı olmadığı belli. Hiç ihtiyacı yok. Ayrıca elektriği görüntü olarak görmek olacak iş değil. Bir yere elektrik akımı gelecek de biri karşısına geçip onu görüntü olarak görecek. Bu olacak iş değil. Hem de akıcı görüntü olarak görecek. Oraya elektrik akımı gelecek, sürekli elektrik akımı geçecek oradan; biri de onun karşısına geçip üç boyutlu net olarak bu görüntüyü görecek. Bu olacak iş değil. Allah doğrudan yaratıyor.
Çiçeğin Toprağın İçinde İncecik Kökleri Oluyor, O Kökle Toprağın İçinden Potasyum Magnezyum Vs Faydalı Her Şeyi Alıyor Zararlı Olanı Almıyor
Şimdi bak bunun toprak altında kökleri var. Çamur yani girdiği yer çamur, nemli toprak. Ve ipek gibi incecik kökleri. Bir kısmı kıl kadar çok ince. Topraktan suyu alıyor, potasyumu alıyor, magnezyum, kalsiyum, bakır, çinko, kobalt, nikel yani işine yarayacak olanları alıyor. Ama mikrobu almıyor. Mesela mikrop geçmiyor. Virüs falan onları da geçirmiyor. Onları alıyor atomik parçalara ayırıyor. Mesela potasyumsa parça, tek parça potasyum. Suyla beraber onları çıkarıyor yukarıya çiçeğin yaprağına geliyor. Göster çiçeğin yaprağını. Şimdi bunlar hep metalle elde ediliyor. Metallerle elde edilen renkler. Mesela ona oradaki sarı kısma ilgili metali kullanıyor ve ilgili kimyasalları kullanıyor. Hacmini tam o kadarlık yapıyor. Ne büyüyor ne küçülüyor o kadarla bırakıyor. Sonra o mavi kısma geçiyor, koyu mavi. Sonra açık turkuazı boyuyor. Sonra tel tel tel onların boyamalarını yapıyor tek tek. Ve hepsinde kimyasal maddelerin hepsini kullanıyor. Neye ihtiyaç varsa renklendirme için. Mesela kromsa krom kullanıyor, demirse demir kullanıyor. Mesela kırmızı da demir kullanıyor. Bak atom atomu biliyor. Mesela bize deseler ki “Atomu seç” biz seçemiyoruz. Elektron mikroskopta da görülmüyor atom, demir atomu. Ama bu ot buluyor yerde. Demir atomunu tek olarak alıyor götürüyor çiçeğin ilgili yerine gelip yapıştırıyor, o kırmızı rengi elde ediyor. Ve direkt sırf atomla olmuyor tabii. Ona kimyasal bir yapı oluşturduktan sonra onu oraya yapıştırıyor. Bir bileşik meydana getirdikten sonra yapıştırıyor. Yağlı boya gibi gözü görmediği halde simetrik ve düzgün tamamen boyadıktan sonra çiçeği boyama işlemini durduruyor. Boya kutularını kaldırıyor ondan sonra. Ondan sonra yeni tomurcukların açması durumunda onların boyama işlemine başlıyor, boyacı ustası gibi tek tek tek onları boyuyor. Ne küçülebiliyorlar, ne büyüyorlar tam derecesinde kalıyor. Fakat ömrü var. Kısa oluyor ömrü menekşenin bu tip çiçeklerin sonra vefat ediyor, kavruluyor. Renkler, güzellik hepsi darmadağın oluyor. Bu insan için de böyle.
Genç Kızların Bir Kısmı Evlilik Konusunda Maddiyata Göre Düşünüp Adeta Çılgına Dönüyorlar Evliliğe Verdikleri Önemi Haşa Allah'a Vermiyorlar
Ben mesela bakıyorum genç kızlar nasıl kavga ediyorlar? Özellikle evlenme konusunda adeta Allah’tan, dinden, imandan çok daha büyük görerek, muazzam bir hırs göstererek adeta çılgınlaşıyorlar, cinnet geçiriyorlar ve saldırganlaşıyorlar. Kız olsun, erkek olsun. Hayret ediyorum. Allah’a önemli vermeleriyle, evliliğe önem vermeleri aralarında dağlar kadar fark var. Evliliğe Allah’ın bin misli daha önem veriyor adam. Milyon misli daha önem veriyor. Allah’ı unutuyor zaten. Kim neyle evlendiğinin de farkında değil. Allah’ın onun beyninde gösterdiğinin farkında da değil. Evlenmek için hırs gösterdiği, cinnet geçirdiği adamın beyninde bir görüntü olduğunu fark etmiyor. Mesela cinnet geçirdiği kadının da beyninde bir görüntü olduğunun farkında değil. Kendini yerden yere atıyor, cinayet işlemeye kalkıyor. Halbuki beyninde bir görüntü.
İnsanların Zalim Nankör Olması Allah'ın Sevmediği Bir Durum. Nankörlük Çok Korkunç Bir Ahlaktır. Allah'ın Verdiği Nimetleri Hep Saymak Gerek
İnsanların zalim ve nankör olması Allah’ın hoşlanmadığı bir durum. Allah sevilmek istiyor. Bir de nankörlük çok korkunç bir şey. Allah’ın verdiği nimetleri saymak lazım. Mesela bak Allah bize nimetler veriyor. Bak burada güzel bir ortam var, güzel arkadaşlarımız var, sağlık sıhhat veriyor, zenginlik, bereket, bolluk veriyor. Ama bunları zaman zaman tek tek sıradan sayılması lazım. Bunu unuttuğunda insan gaflete düşebilir. Mesela Allah Resulullah (sav)’a çok büyük nimetler verdi. Mal mülk verdi, hanımlar nasip etti, çok sevdiği sahabeler oldu, zafer nasip etti, dinini hakim kıldı. Ama Peygamberimiz (sav) hep biliyordu bunları, unutmuyordu. Müslüman sürekli aklında tutması gerekir.
Namaz Çok Eski, Kadim Bir İbadettir. Tarih Boyunca Tüm Kavimlerde Namaz İbadeti Vardır. Kaya Resimlerinde De Bu Gerçek Görülmektedir
Araplardan önce 10 bin yıl önce de namaz vardı. Taş oymalarına baktığımızda, kaya resimlerine baktığımızda hepsinde secde, namaz, rüku ve kıyam var. Araplar daha ortada yokken var bu. Namaz çok eski bir ibadettir. Hz. İbrahim (as) devrinde vardı, Nuh (as) devrinde var. Dolayısıyla hem Araplarda, hem bütün kavimlerde icra edilen bir ibadet şeklidir. O tarihi kaynaklara bakarsan, kaya oymalarına bakarsan dünyanın her yerinde bunu görürsün. Kıyam, rüku ve secde. Azteklerde falan hepsinde görürsün, her yerde vardır. “Esin kaynağı da Budizm’dir” Brahmanlar var, İbrahim’den gelir. Hz. İbrahim (as)’in dininin bozulmuş şeklidir Budizm. Bak Brahman adı üstünde İbrahim’in bozulmuş şeklidir yani İbrahim kelimesinin. İbrahimiler anlamına gelir Brahman. Dolayısıyla o da bir hak dinin bozulmuş şekli yani secde var, namaz var, oruç var, zekat var hak dinin bozulmuş şekli. Budizm deyip geçmen mantıksız. Mesela Mejdek ona da baktığımızda İslam dininin yine gerçek bir hak dinin bozulmuş şekli olduğunu görüyoruz. Hepsinde Mehdi inancı var. Mesela Budizm’de Mehdi inancı var, Mejdek’te aynı şekilde Mehdi inancı var ve hepsinde rüku, secde var. Hak dinler gelmiştir zamanla bozulmuştur. Hristiyanlık nasıl bozulduysa Budizm de hak bir dinin bozulmuş şeklidir. Dolayısıyla Budizm de başka hak dinlerle aynı ittifak halindedir. Hz. İbrahim (as) dininin bozulmuş şekli olduğuna göre, Hz. İbrahim (as)’den önce de başka peygamberler olduğuna göre hepsi birbirine benzer. Onda şaşıracağın bir şey yok zaten öyle olması gerekir. Dinler İslam dinleri. Adı üstünde İslam dini olduğu için İslam dinleri birbirlerine benzer. Başka bir dine benzeyecek durumu olmaz.
(15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara’daki en hareketli yerlerden biri olan Jandarma Genel Komutanlığı’nda yirmiye yakın sivil kişi olduğu ortaya çıktı. Kamera görüntülerinde o gece karargahta olan personelin yüzü tek tek incelenirken, asker kıyafeti giymiş ancak kayıtlarda ve listelerde olmayan yirmi kişiye rastlandı. Savcılık şimdi darbe girişimini yönettiği değerlendirilen bu sivillerin yakalanması için işlem başlattı.)
İngiliz derin devletinin yalakası, aşağılık köpekler. Şu gayrete bak, hayırlı bir şey söylesen kabul etmez. Şu köpeğin gayretine bak, orada asker vuruyor, aslanları vuruyor, polisi vurdular. Bu ne azgınlık, bu ne köpekliktir? Binayı olduğu gibi aşağıya indirdiler, gece uyuyordu aslanlarımız, özel harekatçılar. Yani kahpeliğin kitabını yazmış bunlar. İngiliz derin devletinin kanunla hukukla fitil fitil burnundan getireceğiz, inşaAllah.
Benim Allah'ı Anmadığım Tek Bir An Yoktur. Bu Program Din Programı Değil. Sohbet, Eğlence Programı. Ben Eğlencede Her Yerde Allah'ı Anarım
Müminlerin hepsi bir nevi mehdidir. Tebliğ yapan herkes bir nevi mehdidir. Ama ben eçhelü cahil bir insanım. Hoca da değilim, alim de değilim, Mehdi hiç değilim. Kuran okumayı Arapça bilmem, fıkıh dersi almadım, hocaya gitmedim. Samimi görüşlerimi dile getiriyorum. Bu program da dini bir program değil yani bir eğlence, şov programıdır. Ben alemciyim dedim artık otuz kere söyledim. Ama benim alemimde sürekli Allah vardır. Ben Allah’ı anmadığım hiçbir anı düşünmem, bilmem. Yemek yerken de, eğlenirken de her şeyde Allah’ı anarım.
(Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi gerektiğini açıklayan Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn, Rus Elçi Kislyak ile yaptığı görüşmelere dair kaset kayıtlarının ortaya çıkması üzerine istifa etti. Rusya’nın Washington Büyükelçisi Sergey Kislyak ile Aralık’ta yaptığı telefon görüşmesinde Rusya’ya yaptırımları konuştuğu öne sürülüyor.)
Yok yok bu iyi insan. Bunu Trump muhafaza etsin danışmanı olarak, bundan istifade etsin. Yetki de versin ona. O görevinden istifa etmiş olabilir, o etsin ama hiçbir şey yapmayacak anlamına gelmez. Buna daha geniş yetkiler versin Trump. Önemli bir danışman olarak yanında tutsun çünkü bu insan dürüst. Üslubu da güzel, dindarlığı da güzel aklı başında. PKK’ya falan karşı bu, Darwinizm’e karşı, homoseksüellere karşı. Buna oyun oynamış da olabilirler. Basın biraz riskli çıkışlar yapabiliyor böyle dönemlerde. Bir de basının her oyununda geri adım atmanın bir alemi yok. Gitmeyeceğim arkadaş dersin bu kadar basit. Ne yapıyorsa yapsınlar. Basın yine oyun oynayabilir, bazı gazeteciler oyun oynayabilir hükümete, dikkatli olsunlar.
(Ukrayna’nın doğusunda Rusya yanlısı ayrılıkçı gruplarla hükümet kuvvetleri arasındaki çatışmalar artarken Rusya’nın Ukrayna sınırındaki askeri birlikleri ve genel olarak batı bölgelerindeki askeri kuvvetleri ani bir kararla bir askeri tatbikat çerçevesinde savaşa hazır duruma getirdiği bildiriliyor.)
Gerek yok bunlara Amerika’yla Rusya arasında böyle suni gerilimlere falan bu İngiliz derin devletinin oyununa gelmiş olurlar. Çok çok gereksiz ve hatalı bir tavır olur. Nedir bu? Silahlanma yarışı demektir. Bilakis Amerika’yla Rusya saldırmazlık anlaşması yapsınlar, saldırmazlık paktı oluşturulsun, silah üretimini neredeyse sıfır noktaya getirsinler. Önce yarı yarıya düşürsünler sonra üçte bire düşürsünler, kendi halklarına harcasınlar. Ukrayna, bu haliyle muhafaza edilsin Ukrayna. Oturup silah yığmak bilmem ne yapmak falan iş çıkartmak bunlara gerek yok. Aracı olmak lazım bu konunun hallolması gerekiyor. Ne gerek kardeşim? Rusya gayet rahat yaşasın. Amerika da gayet rahat yaşasın. Saldırmazlık paktı İngiliz derin devletine bir tokattır. İkisini birbirine düşürüyor İngiltere oradan seyrediyor İngiliz derin devleti. Bu hataya düşmeyelim.
Türkiye’nin Sınır Boyuna Uzun Menzili Roket Sistemleri Yerleştirilmesi Lazım
Yani yüz binlerce roket yerleştirilmesi lazım. Bir tane, iki tane değil. Ve on binlerce de top olması lazım. Türkiye’nin savunmasında kullanılması için. Namlu çapı ve menzili bu operasyon için uygun olması gerekiyor. Ama tabii orada masumlara zarar gelmemesi için koordinat ayarlamaları, uyarmaların ona göre yapılması gerekiyor. Almanların kullandığı mesela Tombul Bertha vardı namlu çapı ve menzili diğer toplarla kıyaslanmaz. Resmi varsa göndersinler ki çok geri bir teknoloji şu anda bile olsa çok etkileyici olur. Bu tarz topçu ve füze sistemlerinin geliştirilmesi lazım. O zaman o istediği kadar oraya tanksavar yaysın, milan yaysın bilmem ne on beş dakikalık bir hava saldırısıyla adamın ne tankı kalır ne milanı kalır. Ne gazozu kalır ne kolası kalır her yer tuzla buz olur dümdüz olur. Önce Türkiye uyarır “arkadaş” der “benden size bir hafta müsaade buraları yerle bir edeceğim yani burada hiçbir şey bırakmayacağım buyurun” der. Sıkıysa çıkmasınlar zaten baştan bir başladın mı tasını tarağını toplayan kaçacaktır. Yöntemin bu olması lazım. Bizzat askerin girmesine gerek yok. Top mermisi oraya girsin, roket girsin. Önceden uyarsınlar gereğini yapsınlar. Tombul Bertha, Şişman Bertha evet on iki buçuk kilometre, ağırlığı kırk yedi ton, uzunluğu beş metre altı metreye yaklaşık sekiz yüz yirmi kilogramlık mermi atıyor. Kalibre çapı kırk iki santim.
Suriye Politikasında İngiliz Derin Devleti Batağa Battı. Suriye’yi Bölmek İstedi Beceremedi
Türkiye’yi de bu işin içine sürüklemek istedi. Türkiye de direndi, kabul etmedi. Konu bu, başka bir karışık bir şey yok. Çok basit. Rahatça elde edeceklerini zannettiler. Türkiye’yi de rahat böleceklerini düşündüler. İşte Öcalan’ı çıkaracaklardı. Akıldaneler dağıldı Türkiye’ye biliyorsunuz. İzmir’e falan götüreceklerdi Öcalan’ı önce, orada köşk gibi bir yere koyacaklardı. Sonra da onu Cumhurbaşkanı olarak Güneydoğu’da bir devlet kurup onun başına geçireceklerdi. Biz bunları çıkarttık rezil kepaze oldular, aşağılandılar. Ondan sonra konuşacak halleri kalmadı. Türkiye’de herkes bunların aşağılık olduklarını gördü. Gece-gündüz filmler gösterildi falan, oyunları bozuldu. Türkiye’nin de Suriye politikası yanlıştı. Ben onu söyledim Tayyip Hocam’a yani Suriye’nin bütünlüğü esas dedim. “Biz Şam’da gidip namaz kılacağız.” falan diyordu Tayyip Hocam. Bu yanlış dedim. Şam’da namaz kılacağız fakat Suriye devleti varken, bütünlüğü korunmuşken. Bir süre sonra zaten Suriye’de devlet yeniden normal akışına girecek. Mehdi (as) zahir olduğunda zaten Suriye diye bir devlet olacak. Yani her şey normal zeminine oturacak ama tabii bu savaştan da hükümet çok güçlü etkilendi. Artık hatalarını kabul ettiler. Mütevazı olacaklardır bundan sonra. Bak göreceksiniz bayağı baş eğici, saygılı, hürmetli olacaklar.
(Trump ile Erdoğan arasında yapılan görüşmede, Suriye’de YPG, PKK yerine Barzani’ye bağlı peşmerge güçlerinin kullanılmasının konuşulduğu iddia edildi. Kürt medyasından Bas Gazetesi’nin özel kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Trump ve Erdoğan görüşmesinde Suriye’nin kuzeyinde PKK, PYD’ye alternatif olarak Kürdistan bölgesi başkanı Mesut Barzani’ye yakın güçlerle hareket edilecek ve Barzani’nin rol alması desteklenecek.)
Kardeşim şamataya gerek yok. IŞİD’in hiç uzatması olmasın. Çekilsin, orada Türkiye bölgeyi temizlesin. Suriye devleti de yeniden kurulsun. PKK’nın da orada ayrı bir devlet kurmasına müsaade edilmesin. Ama Kürt kardeşlerimiz dindar, muttaki, temiz insanlar. Bir araya gelip orada Suriye’nin kabulüyle, Birleşmiş Milletler’in, Türkiye’nin kabulüyle bir devlet kurarlarsa başımızın tacı. Biz ona hiçbir şey demeyiz.
(ABD Başkanı Donald Trump yedi Müslüman ülkenin vatandaşlarına ABD’ye giriş yasağı getirmesine ilişkin çıkardığı kararnamesini savunarak, “Kocaman, açık, güzel bir kapı olsun istiyorum ama yanlış insanları içeri alamam.” dedi. Dünyanın birçok farklı ülkesinde terör saldırılarının düzenlendiğine dikkat çeken Trump, “Bu ülkelerde yaşanan problemlerin kendi ülkemizde de yaşanmasını istemeyiz.” diye konuştu.)
Doğru ama pek bir şey çıkmaz yani onun bu kadar tedirgin olmasına gerek yok orada Amerika’ya dışarıdan gelen bir terörist falan olmadı ve olmaz da yani. Çok zor, Amerika barış ülkesidir. Rusya ile arayı düzeltsin Trump. İran’la aralarını bulalım, mesele hallolsun. İsrail’le de İran’ın arasını bulalım. Bunlar tamamen suni. Bir saldırmazlık paktı derhal Amerika ve Rusya arasında imzalanması lazım. Kardeşim silaha ne para veriyorsunuz? Trilyonlarca lira parayı kendi halkınıza harcayın. “Arkadaş ben de silah yapmayacağım, sen de silah yapmayacaksın.” dersin bitti. İki taraf da halkına harcasın. Bu konuda İngiliz derin devletinin silah tüccarlarının teşviklerine, oyunlarına, yalanlarına kanmasınlar.
(Türkiye’de gazetecilerin tutuklanmasına tepki gösteren İngiltere, Türkiye’deki gazetecilerin tutuklanmasına neden olan benzer bir yasa önerisinde bulundu. Türkiye’deki gazetecilere yönelik baskıyı eleştiren İngiliz hükümetinin tavrı ikiyüzlülük olarak yorumlandı. Yeni yasaya göre İngiliz hükümetinin devlet sırlarını ifşa eden muhbirlere verilen hapis cezasında artırıma gidiliyor ve gazetecilerin casusluk yasası kapsamında yargılanabileceğinin önü açılıyor.)
Türkiye adaletsiz pek bir şey yapmaz. Yani sen vatanın, milletin, devletin aleyhine alenen hainlik yaparsan devlet kendini tabii ki korur. Anormal ben bir şey göremiyorum. Varsa hakikaten yazsınlar. Söz bir Allah bir, yeri göğü birbirine katarım. Kanunla hukukla, bütün gücümle mücadele ederim. Söylesinler, duyayım. Soruyorum hep yuvarlak ifadeler. Öyle olmaz. Net bana somut delil söylesinler.
(Putin’in batıyı dindarlıktan uzaklaştığı için eleştirdiği bir videosu vardı. Şöyle söylüyor. “Bugün Batı’da pek çok ülke değerlerini ve kendi kültürlerinin asıl kökeni olan Hristiyan inancını reddediyor. Allah’a inanç (haşa) şeytana inanma gibi yansıtılıyor. Pek çok Avrupa ülkesindeki insanlar dini bağlarından utanıyor ve bunlar hakkında konuşmaktan korkuyor. Hristiyan tatiller, kutlamalar ya terk edildi ya da isimleri nötr hale getiriliyor, sanki bunlardan utanıyorlar gibi. Ve bazı ülkeler bu modeli diğerlerine empoze ediyor dünya çapında. Bunun Batı’da ahlak krizine sebep olduğuna derinden kanaatim var. Hristiyanlıktaki ve diğer dünya dinlerindeki ahlaki değerler olmadan insanlar kaçınılmaz olarak insani saygınlıklarını yitirecek. Amerikan tek kutuplu dünyayı kabul etmek, bir kişinin kimliğinden ve Allah’ın yarattığı çeşitlilikten vazgeçilmesi demek.”)
Çok güzel demiş. Çok iyi olmuş. Çok güzel konuşmuş Putin, helal olsun. Yaman delikanlı, samimi delikanlı. Putin’e çok iyi destek olmak lazım. Trump, Putin süper. Bir de Tayyip Hocam. Üçü el ele verdiklerinde muazzam olacak. Birbirlerini çok sıkı koruyup kollasınlar. Rusya ile Amerika kesin saldırmazlık paktı yapsınlar. İngiliz derin devletine acayip tokat, deccaliyete acayip tokat. “Yok saldırmayacağız” desinler, bu kadar basit. Silah da üretmiyoruz. Yiyecek, giyecek, fakire fukaraya yardım, buna ayırıyoruz desinler. Mesela o on trilyon ayırıyor, on trilyon o ayırıyor. Beş trilyon, beş trilyon, ikisi durdursun. Sonra iki buçuk trilyona düşürürler. Sonra bir trilyona düşürürler sonra da kaldırırlar ortadan. Hiç tereddüt etmesinler. Yani silah üretimi çok çok çok büyük bir hata. Yazık günah insanlara. Rus halkına da yazık. Bütün insanlığa yazık. Hiç tereddüt etmesinler. Bak, Tevrat’ın emri bu, “silahların ortadan kaldırılması.” Müslümanlar zaten Tevrat’ı ve İncil’i de kabul ediyorlar. İsa Mesih’in de görevi bu. Tevrat’ta da vaat edilen bir güzellik Hz. Moşiyah zamanında. Hiç tereddüt etmesinler. Silahları kaldıralım, silahlar ve savaşlar artık bitsin. Silah sanayiini kaldıralım. Onu her iki tarafa da mektup olarak gönderelim, hazırlayın. O mektubu da yayınlayalım ayrıca, ıslak imzalı olarak gönderelim.