Sayın Adnan Oktar'ın 4 Eylül 2016 tarihli sohbetinden önemli başlıklar
ucgen

Sayın Adnan Oktar'ın 4 Eylül 2016 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

5398

A9 TV, 4 Eylül 2016

 

(“Kandil’den şehit haberleri gelirken Türkiye neden Suriye’de teşekküllü operasyon yapıyor sizce?” sorusuna cevap)

İşte PKK’yı oradan uzaklaştırmak istiyor. Ama adamlar tabii her yerdeler. Türkiye’nin en büyük hatası PKK ile fikri mücadele yapmaması. Çocuk eline çiviyi alıyor mesela prize sokuyor. Oğlum diyorsun burada elektrik var seni çarpar diyorsun. Çocuk yapmaz, söylersen. Tekrar tekrar anlatırsın. Anlatmazsan gider yapar onu. Sen komünizmin bela olduğunu, Darwinizm’in yanlış olduğunu anlatmayıp bilakis Darwinizm’i devlet eliyle anlatırsan, hükümet eliyle anlatırsan, bakanlıklar kanalıyla anlatırsan adam da işte komünist oluyor, PKK’lı oluyor. ‘Niye PKK’lı oldun?’ diyor. Adam da sana sormaz mı ‘Beni niye Darwinist yetiştirdin?’ diye. Sen onu niye Darwinist yetiştiriyorsun? Darwinist materyalist yetiştiriyorsun, onda bir mahsur görmüyorsun. Adama sonra gidip ‘Niye komünist oldun?’ diye soruyorsun. O da sana sorar yani ‘Beni niye komünist materyalist yetiştirdin?’ der. ‘Sen okutmadın mı bu kitapları?’ der.

 

(Van ve Hakkari’de güvenlik güçleri ile PKK’lı teröristler arasında çıkan çatışmada yirmi dört saatte yirmi askerimiz şehit düştü. İki ilde başlatılan geniş çaplı operasyon sürerken Hakkari’de yüz dört terörist etkisiz hale getirildi. Çaldıran’da da üç korucu şehit oldu. Toplam yirmi üç şehidimiz var.)

Allah hepsine gani gani rahmet etsin. Allah şehadetlerini makbul etsin, kabul etsin. Allah nuruyla sarsın. Annelerine babalarına Cenabı Allah uzun ömür, sabrı cemil nasip etsin. Ne mutlu onlara. Fakat tabii bunun durdurulması bilimsel metotla mümkünken, hükümetin bunu yapmaması, devletin bunu yapmaması çok acı. Diyor ki yüz tane de PKK’lı etkisiz hale getirildi. Kardeşim her gün yüz yüz nasıl bitmiyor bu? Ayrıca adamı öldüreceğine fikrini öldür. Adamı Darwinist materyalist yetiştiriyorsun, adam komünist oluyor. Hem o vurulmuş oluyor, hem asker vurulmuş oluyor. Bunun bütün nedeni Darwinizm. Yapmayın etmeyin durdurun. Bu felaketin kökeni Darwinizm. ‘Allah yaratmadı’ diyorsun çocuğa. İnsanlara ‘Allah yaratmadı’ diyorsun. Adam da gidip komünist oluyor işte. Sonra da adama soruyor ‘Niye komünist oldun?’ Adam sana dese ki, ‘Komünizmin kökeni Darwinizm materyalizm değil mi?’ Evet. ‘Sen öğrettin’ diyecek. ‘Sen beni niye böyle eğittin?’ dese ne diyeceksin? Bunu anlamazdan gelmenin alemi var mı? Yüz PKK’lıyı öldürdüm diyorsun. Darwinist materyalist eğitmişsin adamı. O da komünist olmuş işte. Darwinist materyalist eğitmesen adamı vurmana da gerek kalmayacak. Adamı devletin her türlü işinde görevlendirebilirsin, hizmet eder adam. Yüz kişi oradan yirmi üç kişi buradan. Bak, o yüz kişiyi de biz kullanabiliriz, İslam’a Kuran’a faydalı hale getirmiş olsak. Adamı dağlarda vuracağına adamı eğitelim, eğitip kurtaralım, İslam’a kazandıralım. Vatana, millete, bayrağa hizmet edecek namuslu, efendi, aklı başında fertler haline getirelim. Bak askerler, aslan gibi delikanlılar hepsi. Her gün şehit oluyorlar. Burada bir acayiplik yok mu? Bu Darwinist eğitimin durdurulması gerekmiyor mu? Materyalist eğitimin durdurulması gerekmiyor mu? Komünist gökten yağmur gibi yağıyor zannediyor. Eğitimle oluyor. Sen Darwinist materyalist eğitiyorsun. Allah yok diyorsun o da Allah’ın olmadığına inanıp gidip komünist oluyor işte, PKK’lı oluyor.

 

İngiliz Derin Devlet Bangladeş'i Adeta Kontrolü Altına Almış. Bangladeş'te İdamların Durmamasının Asıl Sebebi Budur

İngiliz derin devleti Bangladeş’e bir başbakan atadı. Şeyh Hasina Vecid diye bir kadın. Altmış dokuz yaşında, Sünni. Bu ayrılıkçı lider Bangladeş kurucu Cumhurbaşkanı olan Mucibur Rahman’ın kızı. İngiltere’nin desteği ile başa geldi. Yüzde on katılım oldu vatandaşlardan seçime. Sadece yüzde onun katıldığı seçimle iktidara geldi kadın.

Mir Kasım Ali’nin idamının durdurulması için Cumhurbaşkanımız’a, milli görüş Saadet Partisi’ne, Pakistan’a, Bangladeş bağlantılı cemaatlere, Bangladeş resmi kurumlarının hemen hepsine, Obama, Putin, Kerry ve danışmanlarına, Hillary Clinton ve danışmanlarına, Amerika Devlet Bakanlığı State Department kadrosundan bazı kişiler. Uzun bir liste bu.  Otuz Amerikan senatörü, İtalyan bakanlar, İngiliz bakanlar, eski ve yeni İngiliz başkanı, konsolosluklar her yere gönderdik. Hiçbiri ilgilenmedi. Bir kısmı da teşekkür ederiz diyorlar. Sanki bayram tebriği göndermişiz gibi. Adam asılıyor yardımcı olun diyoruz, bu idamı durdurun diyoruz. Teşekkür ederiz diyor. Akıl almaz bir umursuzluk dünyayı sarmış.

Hasina’nın oluşturduğu bu dikta yönetimi normal meşru bir hükümet değil çünkü yüzde 10 katılımla yapılan bir seçim meşru legal seçim olmaz. Halkın yüzde 90’ı katılmıyor seçime yani böyle bir şey olur mu?

İngilizlere karşı gelmek vatan hainliği olarak kabul ediliyor. Bangladeş’te hükümet tarafından yani İngiliz hükümetini eleştirmek, İngiliz etkisini kabul etmemek vatan hainliği kabul ediliyor. Çünkü Müslüman asmaya bunlar alıştılar, Müslümanlardan hiçbirinden tepki gelmeyince her yerde asmaya başladılar. Türkiye’de de günde 22-23 kişi şehit ediliyor birçok insanın umurunda bile değil, nasıl evleneceğini düşünüyor, yurtdışındaki eğitimini düşünüyor, ticaretini düşünüyor, yeni alacağı arabanın kaskosunun ne zaman yatıracak onu düşünüyor yahut daha da vahimi hangi futbol takımı şampiyon olacak? Şampiyon olması için nasıl gayret etmek gerekir? Ne kadar para vermek gerekir? Kimleri transfer etmek gerekir? Bayağı onu dert edinerek onunla ilgileniyor. Orada da askerler kahramanca vatanı savunmakla meşgul.

 

(Siz cemaat temsilcilerinin çıkıp haklarında söylenenlerle ilgili bir açıklama yapmasını söylemiştiniz. Yeni Şafak’ta ‘Cemaatler Rahatsız’ başlıklı bir haber yapıldı. İsmail Ağa Cemaati bir açıklama yaptı, açıklamada İsmail Ağa Cemaati’nin darbeye karşı devletinin ve milletinin yanında olduğu belirtildi. Devlet kurumları içinde örgütlenme iddialarınınsa gerçeği yansıtmadığını dile getirdi. Menzil Cemaati de bir açıklama yaptı ve Gülen örgütünün başka odaklar için hareket ettiğinin altını çizdi. Devlet vazife verir ve yerine getirilir bu liyakat ölçüsünde gerçekleştirilir bundan başka devlet içinde herhangi bir yapılanma veya oluşum mümkün değil. Devlet bizim devletimizdir, devlet aklı büyük bir akıldır bu tür algı operasyonlarına karşı her zaman teyakkuz halindedir denildi. Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı ve Rufai tarikatı da bir açıklama yaparak devlete ve millete bağlılıklarını dile getirdiler.)

İyi olmuş. Kimse kalmasın onu söylemedik, fitnecilerin ağzını kapatsınlar. Günlerden beri söylüyorum daha yeni icabet ettiler yani bir tepkisizlik oluyor çok zor ikna edebiliyorum. Kaç günden beri ben bu konunun üstündeyim daha yeni halbuki en başında söylemeleri gerekiyor. Dün evvelsi gün falan da konuyu başka günler de açıkladım herhalde oradan biraz hareketlendiler çünkü hepsinin hakkında savcılıklarca soruşturma yapıldığına dair bir dedikodu var etrafta yani bütün tarikat ve cemaatlerle ilgili tahkikat başlatıldığına dair. Onu söyleyince ima edince hareketlenmiş oldular. Bu aşamaya kadar niye bekliyorsunuz? En başında söyleyin. Çok iyi niyetliler, çok temiz güzel insanlar ama tepkilerini ve reaksiyonlarını geç veriyorlar. Günlerden beri söylüyorum anlatıyorum.

Diğer cemaatler de açıklama yapsınlar, daha da doyurucu açıklama yapabilirler yani hükümet tedirgin, tabii ki bunu bekler hükümet. Tedirgin olmaması için bir neden yok ki, devleti yıkmaya yönelik alenen saldırı var. Devlet refleksi vardır, devlet kendini korumakla mükelleftir, devletin vasfıdır bu. Çekiniyor, tedirgin devlet. Açıklama yap işte rahatlasın. Güven ver, güvence ver, bu zor bir şey değil ki. Gidip görüşülebilir de konuşulabilir de, hükümeti desteklesin demiyorum ben devleti mevcut müesses nizamı desteklemesi. AK Parti’ye karşı olabilir ama şu dönemde de ben AK Parti’ye karşıyım diye hükümetin moralini bozmanın da alemi yok. Özetle tedirgin olması için bir neden yok Tayyip Hoca’nın. Tarikatlardan hiçbir şey çıkmaz, olacak olsa ben söylerim, hiçbir şey çıkmaz. Menzil Cemaati, adam ne zoru? Birçok tarikat büyüğü var, zaten Menzil Cemaati’nin tek bir lideri de yok birçok parçaya ayrılmışlar yani hangi birisi. Bir de, “Türkiye’nin başına geçmek kastıyla hareket ediyor” buna güler millet, olmayacağı belli bunun yani. Olacak iş mi şu yani? Muhammet Raşit Erol’un oğlu gelecek Türkiye’ye Cumhurbaşkanı olacak, başa geçecek. Kabul etmezler tabii ama manevi sultan olarak herkes sever. Hepimiz seviyoruz manevi sultan olarak ama siyasi sultan onu hiç kimse kabul etmez ama işte hükümeti de rahatlatmak lazım.

 

Münafık Hayatın Bir Parçasıdır. Münafıklarla İlmi Mücadele İslam'ın Varlığı İçinde Bir Şarttır. Münafıkların Varlığında Şaşıracak Bir Şey Yok

Münafık hayatın bir parçasıdır. İslam’ın içinde hayatidir, mücadelede münafık şarttır. Allah tarafından mutlaka yaratılır, kafir mutlaka yaratılır, şeytan mutlaka yaratılır, mutlaka nefis hareket halindedir. Bunda şaşacak hayret edilecek bir şey yok. Münafığı teşhis de aslında o kadar zor değildir. Mesela asrımızda bunun imkanı iyice genişlemiş; Instagram’a veyahut Facebook’a baktığında oradaki karakterden kitap gibi okuyabilirsin münafığı yani her yönüyle anlaşılır. Hedefleri, üslubu, kişiliği mesela İngiliz derin devletine hayransa anlaşılır o bas bas bağırır. Anlaşılmaması mümkün değil. Mesela Rumi'lik İngiliz derin devletinin dini, bakarsın Rumiliğe yalakalık yapıyor, onlar Rumi de değil söyleyeyim. Rumiliği bir slogan olarak kullanıyorlar. Rumi’den hiç hoşlanmaz onlar İngiliz derin devletinin elemanları nefret ederler. Fakat kendi aralarında bir anlaşma dili olarak kullanıyorlar ve oradaki o garip üslup işte ‘yalnız adam sen bir gün geleceksin ama karanlık bir tünelden geçeceksin’ bilmem zırva yani böyle bazen şizofren ifadeler. Kendi aralarındaki yazışmalarında, konuyu o noktaya getiriyor oradaki yazıyı şizofren bir mantıkla yorumluyor şizofren bir kafayla yorumluyor. Mesela Instagram’ında Müslümanlara yer vermez nefretini orada gösterir, Müslüman varsa mesela çıkartır, konuşmamak ister görüşmemek ister ama küfürden olan herkesi kucaklar ama Müslüman’a nefretini oradan; sen çıkartsan ne olur çıkartmasan ne olur be saf salak zaten senin gibi pislik bir adamın Instagram’ında eğer Müslüman varsa ona eziyet olur. Orada adını dahi istemez Müslüman pislik bir insanın Instagram’ında dolayısıyla çıkartman onun için lütuf olur bir güzellik olur. Sen de kafirun ve kafiratla kaynamış oluyorsun. Gidiyor PKK’lıyla muhabbet yapıyor, İngiliz derin devletinin elemanlarıyla muhabbet yapıyor, dinsizlerle, İslam düşmanlarıyla muhabbet ediyor onlara yalakalık yapıyor sevdiğinden de değil sadece onlarda bir güç aradığı için. Tabii bunlar net ölçü değildir, net keskin ölçü değil de fakat toplamında ölçülere yardım eden işaretlerdir. Bu mesela hasta birinde de olabilir, dengesiz bir insanda, sinirli birisinde de bulunabilir ama münafıkta da bulunabilir. Fakat diğer münafık alametlerini pekiştirici bir özellik gösterir bunlar net alamettir diyemeyiz.

Mesela sen, çok acil bir konu vardır Müslüman vicdan azabı çeker o konuda, adam bakarsın bambaşka lakayt bir konuyla ilgileniyordur bunu sosyal medya hesabından görebilirsin. Mesela hayati bir konu ile ilgilenirken o kendi keyfiyle ilgilenir, bambaşka bir şeyle ilgilenir. Tabii bunlar net ölçü değildir ama bu puanlamalar bir araya geldiğinde ölçüyü çıkartır. Mesela oradan bir puan, oradan bir puan çıkarttığında, kötü puanların toplamından anlayabiliriz. Mesela Müslüman hayati bir konuyla ilgileniyor, adam oturmuş orada film izliyor, maç izliyor veyahut kendi keyfinde. Halbuki orada hayati bir konum var. Münafığın lakaytlığından da anlayabiliriz. Münafık son derece lakayttır. Kaba ve densizdir münasebetsizdir, patavatsızdır. Lafını sözünü esirgemez, patavatsız, münasebetsizdir. Yani meydana gelen durum onu etkilemez. Bir beyin duyarsızlığı vardır, ruh duyarsızlığı vardır. Yani küttür.

'Münafık' kelimesi Arapça’da iki tarafı açık dehliz tünel anlamına gelen 'en nefaku' veya köstebek deliği anlamındaki 'en nafikatu' kelimesinden geliyor. Bu kelimenin nifakla olan ilişkisi tünelin bir tarafından girilip diğer tarafından çıkılması veya köstebeğin yuvasına bir taraftan girip, diğer taraftan çıkması gibi münafık da Müslümanlığa bir taraftan girip, diğer taraftan çıkıyor ya oradan geliyor bu kelimenin kökeni. Köstebeğin yer altında yuvasına inen iki yolu var biliyorsunuz. Bu yuvanın deliklerinden biri tamamen yeryüzüne açık oluyor, diğeri ise gizli ve kapalı oluyor. Buna da 'nafıka' ismi veriliyor. Köstebek, yuvasının bu kapalı olan deliğini ihtiyaç halinde başıyla vurup dışarı çıkacak şekilde inceltiyor. Yani ince bir yer orası. Tam ihtiyaç duyduğunda, zora geldiğinde, zorlandığında oradan burnuyla vurup oradan dışarı çıkıyor artık alakası kalmıyor. Münafık da öyle mesela Müslümanların yanında durur ama hep gitme azmindedir. Münafığın içinde hep bir gün gitme arzusu olur. Ama o tünelin içinde yaşar. İşte onun bir sıkıldığı, yani münafıklığıyla çatışan baş edemediği noktada burnuyla duvarı yıkıp, oradan kaçar artık münafık. Yoksa normalde o tünelin içinde yaşar münafık gizli. Biliyorsunuz köstebek gözü de kördür. Münafığın da gözü kördür, mana gözü kördür. Onun için mesela deccalın da gözü kördür biliyorsunuz yani bu hep bunlarla bağlantılı bir durum.

 

2017'de Çok Daha Büyük Olaylar Yaşanacak. Hadislere Göre 2017 Ve 2018 Zor Geçecektir, 2019'lardan Sonra Toparlanma Başlayacaktır

“İnsan aceleden (aceleci olarak) yaratıldı.” (Enam Suresi, 37) diyor Allah, şeytandan Allah’a sığınırım. İnsan aceleden yaratıldı. Hemen her şey olup bitsin istiyorlar. Halbuki bu sene geçecek, 2016. 2017’de bayağı büyük olaylar olacak. Bak, Allah’ın sabrına. 2017’de yer yerinden oynayacak. 2018’de daha da büyük olaylar var. 2019’dan sonra yağmur yağmaya başlıyor. 2020, 2021, 2023 şahika noktasıdır. Tayyip Hocam onu anlamış. “2023” diyor.

2017, 2016’yı mumla aratacak derecededir. Yani çok zordur 2017. Yani bayağı olayların, çatışmaların yoğunlaşacağı bir yıl 2017. 2018 de öyle. Hadislere göre öyle görünüyor. 2019’dan sonra toparlanma başlıyor. 2021, 2023’lere kadar devam eder, edecek Allahualem.

Çok fazla olması sevgisiz insanın olması bu devrin zaten tipik özelliğidir. Yani ahir zamanın tipik özelliğidir. Bunda şaşırma olursa ahir zamanı anlamadınız demektir. Bu sevgisiz güruh çok yaygın olacak şu an. Yani o devam edecek 2016, 2017, 2018, 2019’lara kadar falan devam eder. Sonra aniden kesilecek. Tam tersine dönecektir. Sevginin, şefkatin, merhametin önemini anlayacaklar. Şu an deccalın zehri insanların üzerinde, deccalın büyüsü altındalar. O yüzden ağzı da bozuk olur, kafası da bozuk olur, midesi de bozuk olur, bedeni de bozuk olur. Çünkü sevgisizlik mahvediyor insanları şu an. Yani deccalın insanları zehirlemesinin en yüksek noktasındayız şu an. İsa Mesih’in çıkış vesilesidir o zaten. Hz. Mehdi (as)’ın zahir olma ve İsa Mesih’in çıkış vesilesi. Eğer bu olmazsa, yani bu olumsuz durum bu sevgisizlik olmazsa Hz. Mehdi (as) zaten zahir olmaz. İsa Mesih de zahir olmaz. Yani bunun olması şart zaten. Yani bu sevgisiz ortamın olması şart. Ondan sonra çıkıyorlar. Onun için şaşıracak bir şey yok. Eğer sevgi dolu bir ortam olsa çıkmazlardı zaten. Ne İsa Mesih çıkar, ne Hz. Mehdi (as) çıkar. Hatta daha da beteri olacak, bozulacak.

 

(Sayın Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan ve belediye başkanlığı yaptığı dönemden beri en yakınındaki isimlerden biri olarak tanınan Hüseyin Besli, Akşam Gazetesi’nin yazısında tarikatların ancak saltanatlarda varlık sebebi olacağını yazmış.)

Tarikat, yol. İnsanların kalbi ferahlıyor, hoşuna gidiyor. Bir mürşidi sevmek, onunla hasbıhal etmek, Müslümanlarla bir araya gelmek kalbi açan, dünyanın şu karanlık ikliminde kalplere bir ferahlık, inşirahtır. Tarikat her zaman olur. Hz. Mehdi (as) devrinde de olacaktır ama silsile olarak Hz. Mehdi (as)’a bağlanacaklar. Yoksa mürşidi sevmesinde ne var bir insanın? Hz. Mehdi (as) çıktığında mürşidi sıfıra mı gitmiş olacak? Mürşidi Hz. Mehdi (as)’a bağlandığı için onlar da Hz. Mehdi (as)’a bağlanmış olacaklar. Yoksa sevgi ocağıdır tarikatlar. Dostluk ocağıdır, kardeşlik ocağıdır. Kimseye de bir zarı zoru yok bu insanların. Şu ana kadar kimseyi de rahatsız etmiş değiller. Devlete bir zararları yok. Hükümete bir zararları yok. En büyük tarikat İngiliz derin devleti. Türkiye’de tarikat yapılanması olarak yapılanma çok geniş. Yani Türkiye’deki İngiliz derin devletinin yapılanması kadar dünyada hiçbir tarikat yoktur. Siyasetçilerden tut sokaktaki insana, gazetecilere kadar yüz binlerce taraftarı var. Onları halletsinler.

 

Allah Dünyayı Sadece İmtihan Yeri Olarak Yarattı. Allah'ın Önem Verdiği Konu Sevgi Ve Dostluktur. Allah Sevginin Hakim Olmasını İstiyor

Allah dünyayı öyle köprü yapılsın, yol yapılsın, Obama gelsin konuşsun, Putin gelsin konuşsun, insanlar sürünsün diye yaratmadı. İmtihan yeri olarak yapıldı. Ne Obama ne Putin Allah’ı ilgilendirmez. Zavallı, Allah katında nokta olan insanlar. Hiçbir hükümet de ilgilendirmez Allah’ı. Allah’ı sevgi ilgilendirir, dostluk ilgilendirir, güzellik ilgilendirir. Sevginin, güzelliğin hakim olmasını istiyor Allah. Bunun için zor kullanmak gerekirse zor da kullanıyor Allah. İllaki “kullarım Beni sevsinler” diyor. Ben de onları seveceğim” diyor. “Beni unutmasınlar. Beni unuturlarsa Beni unutamayacakları bir şey yaparım” diyor. Meydana gelen olaylar Allah’ın unutulmaması için yapılan olaylardır. Allah unutulduğunda bu tip olaylar olur ve olacaktır onu söyleyeyim. Hz. Mehdi (as) da Allah’ın olmazsa olmazıdır, yani illaki olacaktır. İsa Mesih illaki olacak. “Allah, vadinden geri dönmez.” (Rum Suresi, 6) diyor ayette. Sen çıkmışsın “Mehdi gelmeyecek.” Dene. Koro halinde hatta bütün camilerden isterse bağırttırsınlar “Mehdi gelmeyecek” diye; Hz. Mehdi (as) gelir. Yani bu çok yanlış bir hareket.

 

Ayet Açıklamaları

Hz. Mehdi (as)’ın sakinliği daha da panik meydana getiriyor. Normalde agresif bir yapı bekliyorlar Mehdiyet’ten. Böyle heyecanlı, telaşlı, “ne olur bizi kabul edin” falan denecek. Halbuki Mehdiyet, ‘lütfen bizi kabul etmeyin’e dayalıdır. Yani bak, ‘bizi lütfen Mehdi olarak görmeyin’e dayalıdır Mehdiyet. Bunların beklediği nasıl? ‘Aman bizi Mehdi olarak görün’e dayalı. Onun için agresif bir yapı bekledikleri için kendileri de agresif bir savunma içine girdiler. Mehdiyet gayet sakindir. Mehdiyet’in öyle kapsamlı yapacağı hiçbir şey yok. Mesela Hz. Musa (as) yolda gidiyordu, durduk yere yolda peygamberlik geldi ona. Yani okullar açmadı. Asker içinde çalışma yapmadı. Para toplamadı, hiçbir şey yapmadı. Sadece Allah’ı seviyordu ve tek başınaydı. Allah’ı çok seviyordu. Asasıyla yol alıyordu gece. “Bir ışık gördüm” diyor. Bak, durduk yere. “Durun, bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum.” (Taha Suresi, 10)” diyor. Cenab-ı Allah diyor ki; “…Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva'dasın.” (Taha Suresi, 12) Bütün her yer İlahi elektrikle elektriklenmiş. Bütün arazi elektriklenmiş. Ayakkabısını çıkarttırıyor Cenabı Allah onun etkisi altına girmesi için. Onun da vücuduna geçiyor o elektrik. Her yer elektriklenmiş yani. Cayır cayır orada çalı yanıyor. Ama çalı yeşil ama cayır cayır yanıyor. Bu olacak iş mi? Mesela bu çok acayip bir mucize. Yemyeşil çalı cayır cayır yanıyor. Cenabı Allah, “'Gerçekten Ben, Ben senin Rabbinim.” (Taha Suresi, 12) “'Ben seni seçmiş bulunuyorum; bundan böyle vahyolunanı dinle.” (Taha Suresi, 13) “Gerçekten Ben, Ben Allah'ım” (Taha Suresi, 14) diyor. “Sağ elindeki nedir ey Musa?” (Taha Suresi, 17) diyor. Allahualem bir nevi manevi şok var o olayın şeyinden dolayı. Teker teker anlatıyor. Allah ile konuştuğunu biliyor. Normalde çok korkar yani konuşacak takati kalmaması gerekiyor. Ama Allah cesaret veriyor, teker teker anlatıyor. “O, benim asamdır; ona dayanmakta, onunla davarlarım için ağaçlardan yaprak düşürmekteyim, onda benim için daha başka yararlar da var.' (Taha Suresi, 18) samimi böyle bir sohbet havasında konuşuyor. “Sağ elindeki nedir ey Musa?” (Taha Suresi, 17) diyor Allah. Yani bak, detay vererek söylüyor. “Sağ elindeki nedir” “Elindeki nedir?” dese öbür elinde bir şey var, onu açıklayacak. Yani öbür elinin dolu olduğunu ayetten anlıyoruz. Yani sırf sağ eli değil öbür eli de dolu. Onun için “Sağ elindeki nedir?” diyor. “O, benim asamdır” diyor. “Dedi ki: 'Onu at, ey Musa.”  (Taha Suresi, 18) Attığında bildiğin etten, kemikten oluşmuş, kanı olan, vücut sıvıları olan, hücresi olan, kromozomu, kofulu, her şeyi olan yılana dönüşüyor, bildiğin yılan. Onu gördü mü de Cenabı Allah “onun şimdi bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, arkasına dönüp bakmaksızın kaçmaya başladı” (Kasas Suresi, 31) diyor onun tatlılığını anlatmak için. Cenabı Allah’ın böyle şirinlikten hoşlandığını da buradan anlıyoruz. Mesela Allah’ın onu sempatik gördüğünü de anlıyoruz üslubundan. Verdiği detaydan Allah’ın hoşuna gittiği anlaşılıyor. İnsan gibi değildir ama Allah beğeniyor. “arkasına dönüp bakmaksızın kaçmaya başladı.” Diyor. Tabii bir normal kaçma değil, müthiş korkuyor. Sonra Cenabı Allah “Ey Musa, dön ve korkma.” (Kasas Suresi, 31) diyor. Mesela ses çalıdan geliyor ama çok uzaktan olmasına rağmen ses oradan duyuluyor, yani müthiş bir imtihan bu. Orada muazzam bir şok yaşıyor aslında. Yani öyle zannedildiği gibi kolay mesele değildir. Yani bunu her insan kaldıramaz ki çarpıntısı olan bir insan, kalbi sıkışan bir insan. Onda böyle bir olay oluyor, yani böyle bir insan ne hale gelir bir düşünün. Geri çağırıyor Cenabı Allah.

 

(Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin’de yapılan G20 zirvesinde Putin’le ikinci kez bir araya geldi. Putin görüşme öncesi yaptığı açıklamada; “Türkiye’de iç siyasi hayatın normalleşmesini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Türkiye’nin zor dönemden geçtiğini görüyoruz. Terörle mücadele etmektedir ve önemli tehditlerle karşı karşıya kalmıştır, bunu biliyoruz. Zaten terörle mücadeleyle ilgili pozisyonlarımızı daha önce anlatmıştık birbirimize. Türkiye’deki durumun normalleşmesi konusunda önemli başarılar var. Ama normalleşme tamamen sağlandıktan sonra daha hızlı bir şekilde ileriye gidebileceğiz” dedi.)

Tayyip Hocam Putin’e aman sahip çıksın. Putin de Tayyip Hocam’a sahip çıksın. İkisi de delikanlı. İkisi de yiğit delikanlılar. Öyle bir delikanlıyı bir daha Tayyip Hocam bulamaz. Putin de bir daha böyle delikanlıyı kolay kolay bulamaz Tayyip Hocam gibi. İki kardeş el ele İttihad-ı İslam’ı oluşturmak için çok gayret etsinler. Onlar tamam dedi mi o iş biter. Tayyip Hocam konuşsun, ikna etsin. En büyük İslam ülkelerinden bir tanesidir Rusya. İttihad-ı İslam’ın kalelerinden olsun. İttihad-ı İslam hemen oluşsun. Rusya istiyor biliyorsunuz değil mi İttihad-ı İslam’ı? Yani resmi olarak istiyorlar. Hemen olsun diyorlar. Resmi olarak istiyorlar, evet, hükümet talebi. Bütün gücümüzle destekleriz diyorlar. Yani Tayyip Hocam bu gittiğinde bilmiyorum konuştu mu ama sırf bu konu için özel gidip konuşsa, hemen kabul eder Rusya.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo