Müminler tüm hayatlarını Allah (cc)`ın rızasını kazanmaya adamışlardır. Bu uğurda her türlü zorluk ve sıkıntıyı göze alabilecek; her türlü fedakarlıkta bulunabilecek şekilde derin bir imana sahiptirler. Gösterdikleri bu yüksek ahlaka karşılık ise dünya hayatında hiçbir karşılık beklentileri yoktur. İman sahiplerinin bu ahlakı büyük bir kararlılıkla yaşamalarının amacı, yalnızca Rabbimiz'in sevgisini, hoşnutluğunu kazanabilmek; O`nun yüceliği karşısında gereken şükrü yerine getirebilmektir. Rabbimiz ise, müminlerin bu güçlü teslimiyet ve bağlılıklarına, en zor anlarında bile Kuran`da bildirildiği gibi "Rabbimiz bize yeter" (Al-i İmran Suresi, 173) diyerek şevk ve azimle çaba harcamalarına karşılık onlara mutlaka yardımını ulaştıracağını vadetmiştir. Rabbimiz'in, kullarına olan bu rahmetini bildirdiği ayetlerden biri şöyledir:
Ey iman edenler, eğer siz Allah'a (Allah adına İslam`a ve Müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır. (Muhammed Suresi, 7)
Allah (cc) Kuran'da, inkar edenlere karşı hep müminlerle birlikte olduğunu, onların işlerini kolaylaştıracağını, salih kullarına yardımcı ve destek olacağını bildirir. Allah (cc) yolunda samimi bir çaba içinde olan müminler, Allah (cc)`ın üzerlerindeki rahmetine hayatlarının her anında şahit olurlar. Allah (cc), iman sahiplerinin her işlerini kolaylıkla sonuçlandırır; onlara bolluk, bereket, başarı ve güzellik verir. En zor veya karmaşık gibi görünen olaylarda dahi, müminlere bir kolaylık sağlar. Hatta zayıf imanlı kimselerin ümitsizliğe düştükleri, hiçbir kurtuluş yolunun kalmadığını sandıkları durumlarda dahi Allah (cc), müminlere Katından yardımını göndermiş ve müminleri başarılı kılmıştır.
Bu nedenle, Allah (cc)'ın yardımının ve desteğinin kendileriyle olduğuna iman eden müminler hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmaz, Allah (cc)'ın her olayı mutlaka pek çok hayır ve hikmetle sonuçlandıracağını bilerek Rabbimiz'e tevekkül ederler. Kuran ayetlerinde Allah (cc)`ın salih müminler üzerindeki bu rahmetine dair pek çok örnek yer almaktadır. Bu örneklerden biri Hz. Musa kıssasındadır. Hz. Musa, İsrailoğullarını Firavun'un zulmünden korumak için Mısır'dan çıkarmış, Firavun ise ordusuyla birlikte Hz. Musa ve kavminin peşinden hareket etmiştir. Hz. Musa ve İsrailoğulları deniz kıyısına ulaştıklarında, içlerinden bazı zayıf imanlılar, Firavun tarafından sıkıştırıldıklarını düşünerek, panik olmuşlar ve ümitsizliğe kapılmışlardır. Oysa, Hz. Musa "... Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir." (Şuara Suresi, 62) diyerek, Allah (cc)'ın yardımının kesin olarak müminlerle olduğuna dair inancını ortaya koymuştur. Gerçekten de Allah (cc), Katından bir mucize olarak denizi ikiye yarmış, Hz. Musa'nın ve kavminin karşı kıyıya geçmesini sağlamış, hemen arkalarından denizi kapatarak Firavun ve ordusunun suda boğulmasını sağlamıştır.
Allah (cc), Kuran'ın "Demek ki gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır." (İnşirah Suresi, 5-6) ayetleriyle müminler için her zorlukla beraber mutlaka bir kolaylık olduğunu bildirmiştir. Rabbimiz ayrıca müminlere kurulan tüm tuzakların bozulacağını ve bunların müminlere hiçbir zarar veremeyeceğini müjdelemiştir. Bu ayetlerden biri şöyledir:
... Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların 'hileli düzenleri' size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır. (Al-i İmran Suresi, 120)
Allah (cc)'ın müminlerle beraber olduğuna iman eden, Allah (cc)'a dost ve yakın bir mümin, hayatının her anında bu Kuran ayetlerinin; Allah (cc)'ın destek ve yardımının tecellilerini çok açık bir şekilde görür. Rabbimiz ayrıca, Kendisi`ne dayanıp güvenen iman sahibi kullarının kalplerine bir ‘huzur ve güven duygusu` vererek onları destekler. Bir Kuran ayetinde Rabbimiz'in müminlerin en yakın dostu, velisi ve yardımcısı olduğu şöyle bildirilmektedir:
Allah, sizin düşmanlarınızı daha iyi bilendir; bir veli (en güvenilir bir dost) olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah yeter. (Nisa Suresi, 45)
Peygamberimiz (sav) de bir hadis-i şeriflerinde, müminlere, yardım istenecek olanın yalnızca herşeye güç getirmeye kadir olan Rabbimiz olduğunu şöyle hatırlatmaktadır:
"... Bir şey isteyince Allah'tan iste. Yardım talep edeceksen Allah'tan yardım dile. Zira kullar, Allah'ın yazmadığı bir hususta sana faydalı olmak için biraraya gelseler, bu faydayı yapmaya muktedir olamazlar. Allah'ın yazmadığı bir zararı sana vermek için biraraya gelseler, buna da muktedir olamazlar." (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, 1992, s.314) (anlamazliktangelmeyin.com)