Allah (cc)'a kalpten yönelen, O'na samimi olarak iman eden Müslümanları diğer insanlardan ayıran en büyük fark, Allah (cc)'ın sonsuz kudretinin farkında olmalarıdır. Bu gerçeğin farkında olmak, Allah (cc)'ın varlığını ve büyüklüğünü gereği gibi takdir etmek, aynı zamanda da O'ndan gereği gibi korkup sakınarak, sonsuz güç sahibi Rabbimiz`in rızasını kazanmaya çalışmaktır.
İnsanların bir kısmı, bu gerçeğin farkında olmadan yaşarlar. Onların hayattaki tek amaçları, bu dünyada mutluluk ve rahatlık elde edebilmektir. Bu dünyada elde edecekleri maddi kazanç, geçici hevesler ve menfaat, en büyük beklentileridir. Ölümden sonrasının ne olacağını düşünmez, Allah (cc) için yaşanması gerektiğini bilmez ve hayatlarını büyük bir gaflet içinde geçirirler. Dünyevi hedeflerine ulaşabilmek için tüm imkanlarını kullanır ve büyük çabalar harcarlar. Ama bunların dünya hayatının bitimi ile sona erecek ve insanı asla tatmin etmeyecek geçici beklentiler olduğunun farkında değildirler. Bu nedenle, asıl hedeflemeleri gereken ahiret yurdunu unutmuşlardır. Böyle kişilerin durumu, bir Kuran ayetinde şöyle tarif edilir:
Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 109)
Hayırlı insan, tüm yaşamını Allah (cc) korkusu ve hoşnutluğu üzerine kurmuş olan insandır. Yüce Rabbimiz'in kudretini, gücünü ve rahmetini takdir edebilen insandır. İşte bu nedenle, müminin dünyadaki asıl amacı, Allah (cc)'ın razı olduğu bir kul olmak için çalışmaktır. Kendisini bu amaca ulaştıracak olan her yolu dener ve bunun için ciddi bir çaba gösterir. Allah (cc)'ın rızasına uyduğu sürece, sonsuz nimet ve rahmet sahibi olan Allah (cc)'ın dostu olma güzelliğine kavuşacak olmanın şevkini yaşar. Böyle bir insan için ölüm bir yok oluş değil, nimetlerle dolu sonsuz hayata bir geçiştir.
Allah (cc)'ın rızasına uyan bir insan için dünyadaki geçici zevklerin, maddi kazançların ve boş menfaatlerin de bir değeri yoktur. Bunların tümünü yaratanın Allah (cc) olduğunu, asıl güzellik ve nimetleri kendisine sonsuz miktarda sunacak olanın da yüce Allah (cc) olduğunu bilmektedir. İşte bu nedenle salih bir Müslüman, daima Allah (cc)'a yönelir, sonsuz nimetlerin en mükemmelinin ikram edileceği cenneti hak etmek için Allah (cc) rızası için çaba gösterir. Çünkü Allah (cc) sadece rızasına uyanları doğru yola iletecektir:
Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları Kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip-iletir. (Maide Suresi, 16)