Tüm kainat Yüce Rabbimiz`in kullarına olan sevgisinin, merhametinin ve rahmetinin örnekleriyle doludur. Aklını ve vicdanını kullanan her insan, bütün bu güzellikleri ve nimetleri insanlara lütfedenin Yüce Allah (cc) olduğunu görüp Rabbimiz'e teslim olur. Çevresinde gördüğü her detayda, Rabbimiz'in kullarına olan sonsuz sevgisinin örneklerini görür. Tüm bunlar ise iman edenlerin kalplerinde coşkulu bir sevgi duymalarına ve Rabbimiz'e gönülden bir aşkla bağlanmalarına vesile olur.
Bir insanın Allah (cc)'a aşkla bağlanması, en yakın dostunun, velisinin, tek yardımcısı ve vekilinin yalnızca Rabbimiz olduğunu anlaması ve bu gerçeği hayatının her anında hissederek yaşamasıdır. Allah (cc)'a olan sevgisi, Allah (cc) korkusu, Rabbimiz`i razı edebilme isteği, her türlü dünya menfaatinden çok daha üsttedir. Böyle bir insan tüm benliğiyle kendini Allah (cc)`ın rızasını, sevgisini, yakınlığını kazanmaya adar ve hayatını bu sonuca ulaşabilme çabasıyla geçirir. Böyle bir çaba sonucunda Allah (cc)'a yakınlaşan bir insanın Rabbimiz`e olan sevgisi ve bağlılığı giderek daha da şiddetlenir. Kalbinde Allah (cc)`a karşı daha da büyük bir coşku hisseder. Allah (cc)'ın razı olmayacağı birşey yapmaktan çok daha fazla korkar ve bu ölçüde de Allah (cc)'tan sakınır. İmana karşı bağlılığı, şevki ve Allah (cc) yolunda hizmet etme isteği kuvvetlenir. Allah (cc)'a olan yakınlığının gücü arttıkça, Kuran ahlakı tüm bu sayılan özellikler de sürekli olarak artmaya devam eder.
Allah (cc)'a yakınlaşmanın ise hiçbir sınırı yoktur. İnsan, Allah (cc)`ı ne kadar çok severse, O`nun beğendiği ahlakı yaşamak için ne kadar titizlik gösterirse, Rabbimiz`in yakınlığı için ne kadar çaba gösterirse göstersin, bunun yeterli olup olmadığını asla bilemez. Bu nedenle de hayatının sonuna kadar Allah (cc)`a daha yakın olmak, O`nun sevgisini daha çok kazanmak için yollar arar, çabasını sürekli olarak artırır. Yüce Allah (cc) Kuran`da insanları Kendisi`ne yakınlaşmak için yollar aramaya çağırarak bu gerçeği hatırlatmıştır:
"Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakının ve (sizi) O'na (yaklaştıracak) vesile arayın; O'nun yolunda cehd edin (çaba harcayın), umulur ki kurtuluşa erersiniz." (Maide Suresi, 35)
Dolayısıyla bir müminin yaşamının en büyük hedefi, Allah (cc)'ın bu çağrısı doğrultusunda samimi çaba göstermek ve tarih boyunca yaşamış tüm insanlar arasında Allah (cc)'a en yakın kul olmaya çalışmaktır. Bu konuda müminlerin kendilerine örnek aldıkları kimseler ise peygamberlerdir. Peygamberlerin Allah (cc)'a olan yakınlıkları, onların Allah (cc)'tan çok korkan ve Allah (cc)'ı çok seven, takva sahibi, güzel ahlaklı ve samimi insanlar olmaları nedeniyledir.
Değerli fikirleriyle tüm İslam alemine ışık tutmuş olan büyük İslam alimi Abdülkadir Geylani bu konuda müminlere şu tavsiyelerde bulunmuştur:
Allah-ü Taala`yı daima kendine yakın bil... Daima O`nun Yüce Varlığına kendini yakın bilmeye bak... Ve... murakabe (kendi iç dünyanı denetleme) halini hiç elden bırakma... Huzura var ve başını O`nun kuvvetli ve kudreti önünde eğ... Düşün ki, Allah-ü Taala:``Beni anınız ki, Ben de sizi anayım...`` (Bakara Suresi,152) buyurur... Bu ne şereftir... Daima Hak Taala`yı an ki, bu şerefe nail olabilesin... Böyle yaptığın takdirde, Allah-ü Taala`nın:``O günde, bir takım yüzler vardır ki, parlak ve aydınlıktır... Rablerine nazar ederler...`` (Kıyamet Suresi, 22) şeklinde anlattığı kimselerden olasın...Kalbini parlatırsan, onu bu alemde de görebilirsin... Hakkın zikriyle kalbine cila çekmeye bak... Ve onun kıymetini bil... Her türlü fenalıktan onu esirge... Çünkü onun hakkında şöyle bir kudsi hadis vardır:
``Ben ne yere, ne de göğe sığdım; ama, mümin kulumun kalbi beni aldı...``Bu kadar kıymetli şeyler nasıl bedava elde edilir... Elbette birşeyi elde etmek için, o şeyin şanına yakışır bir şekilde gayret sarfetmek gerekir... Bu hakikat icabıdır ki; sana, Hakkın şanına yakışır bir şekilde kulluk düşer. Hiç olmazsa yapmaya çalış... (Mektubat-ı Geylani, Abdülkadir Geylani, Bahar yayınları, s. 40-41, Üçüncü Mektup)