İhlas, iman edenlere hem dünya hem de ahiret hayatında sonsuz nimetlere ulaşmaları için verilen büyük bir kuvvettir. Büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi`nin de söylediği gibi, "mühim bir esas, en büyük kuvvet, en önemli dayanak noktası, en yüksek karakter ve en safi kulluk"tur. (Lemalar, s. 152)
Allah Kuran`da, Kendisi`nden korkup sakınanlar için ahirette en hayırlı karşılık olarak Allah'ın rızasının olduğunu müjdelemiştir ki, müminlerin dünya hayatlarındaki çabalarının asıl hedefi de budur.
Allah Kuran`daki birçok ayette, iman edip yaptığı amelleri Allah Katında bir yakınlaşmaya ve elçinin bağışlama dileklerine bir yol sayan ihlas sahiplerini ve muttakileri, cennetine kavuşturacağını müjdelemiştir. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:
``Cennet de, muttakiler için, uzakta değildir, (o gün) yakınlaştırılmıştır. Bu, size vadolunandır; (gönülden Allah'a) yönelip-dönen (İslam'ın hükümlerini) koruyan, görmediği halde Rahman'a karşı 'içi titreyerek korku duyan' ve 'içten Allah'a yönelmiş' bir kalb ile gelen içindir.`` (Kaf Suresi, 31-33)
``Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir 'çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar' bile haksızlığa uğramayacaklardır.`` (Nisa Suresi, 124)
Allah sonsuz ahiret nimetlerinin yanı sıra, dünya hayatında da ihlas sahiplerine çok güzel bir karşılık verir. Allah Kendisi`ne katıksızca yönelene yardım eder ve onu dosdoğru yola yöneltip iletir. Kuran`da şu şekilde bildirilir:
"... Şüphesiz Allah, dilediğini şaşırtıp-saptırır, Kendisine katıksızca yöneleni de dosdoğru yola yöneltip-iletir." (Ra'd Suresi, 27)
Bir başka ayette de Allah`ın ihlas sahiplerine olan desteği ve yardımı şöyle bildirilmiştir:
"Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları Kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip-iletir." (Maide Suresi, 16)
Rabbimiz ihlas sahiplerine dünya hayatında da sayısız nimetler bahşeder. Onları inkar edenlerin kasvetli, sıkıntılı hayatlarından uzaklaştırır. Allah'ın Kuran'da, "Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz." (Nahl Suresi, 97) ayetiyle de bildirdiği gibi onları güzel bir hayat ile yaşatır.
Katıksızca Allah'a yönelen bir insan dünya hayatının tüm sıkıntılarından ve üzüntülerinden uzaklaşır. Sadece Allah'tan korktuğu için tevekküllü, huzurlu, güven dolu bir hayat sürer. Kınayanın kınamasından korkmadığı için dünya hayatına dair hiçbir endişesi ve tedirginliği olmaz. Bir tek Allah'ın rızasını hedeflediği için hiç kimsenin onu umutsuzluğa düşürmesi, gerginliğe sürüklemesi mümkün değildir. Yalnızca ahireti hedeflediği için dünya hayatının malı, mülkü onu tasalandırmaz. Ne malını, mülkünü artırmak ne de onları kaybetmek bu kişiyi bir korkuya, endişeye sürüklemez. Her zaman teslimiyetli, tevekküllü, itidalli, müşfik, sabırlı ve tevazuludur.
İhlas ve samimiyetle yapılan işlerde, insanların rızası, dünyevi çıkarlar ya da öne çıkma hırsı gibi konular hedeflenmediği ve sadece Allah'ın rızası arandığı için sonuç hep güzel olur. Çünkü Allah, Kendisi`ne şirk koşulmadığında, insanların rızasından, dünyevi çıkar beklentilerinden arınıp katıksızca Allah'a yönelindiğinde, müminleri kesin olarak başarıya ulaştıracağını Kuran`da şöyle vaat etmiştir:
"Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır." (Nur Suresi, 55)