Gerçekten, Allah, Kendisi'ne şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur. (Nisa Suresi, 48)
(En büyük günah) Allah seni yaratmış iken, O'na ortak koşmandır. (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 130)
Beden sana ait değil, ruh da sana ait değil, hatıralar da sana ait değil. Sahip çıkıyorsun, sonra da yok “acıların çocuğuyum” diye ortaya çıkıyor. Sahip çıktıklarından acı çekiyorlar. Sahip çıkmasalar orada bir metafizik sır var. Sahip çıktıkça, şirke girdikçe acı, katlamalı artar. Şirki bıraktıkça acı kalkar; ferahlık ve rahatlık gelir. (24 Haziran 2011; A9 TV, Kocaeli TV)
Radikal İslam’ı yaşayan bağnazlara göre kadınların dini ve aklı yoktur.
Her an Allah'ın huzurunda olduğunu bilerek konuşmak
Bir Müslüman kendisine nutku verip konuşturacak olanın Allah olduğunu bilerek Allah'a sığınır ve sadece O'nun rızasını kazanmayı hedefleyerek konuşur. Her an olduğu gibi, konuşurken de insanların değil, Allah'ın huzurunda bulunduğunu ve konuşmasının ancak O'nun dilemesiyle etkili olacağının şuurundadır. Sözlerinin etkili ve hikmetli olması için Allah'a dua eder. Bu samimiyete karşılık, Allah kişinin vicdanına söylenmesi gereken en güzel sözleri ilham eder. Dolayısıyla neyin vurgulanması, neye dikkat çekilmesi ya da neyin söylenmemesi gerektiğini; hangi üslubun yanlış, hangi anlatımın etkili olacağını vicdanını dinleyen herkes kolaylıkla bulabilir.
Hikmetli konuşabilmenin kişinin zeka seviyesiyle, kültür düzeyiyle, tahsil durumuyla da herhangi bir bağlantısı yoktur. Bazı kişiler, bu özelliğin teknik dikkat ile elde edilebileceğini sanırlar; bunun için konuşmalarının edebiyat kurallarına veya güzel söz sanatlarıyla ilgili bazı kitapların öğütlerine olabildiğince uygun olmasına büyük özen gösterirler. Uzun ve sıra dışı cümleler kurduklarında ya da güncel ya da yabancı terimler kullandıklarında konuşmalarının son derece etkili ve süslü olacağına inanırlar. Oysa bunlar, insana hikmetli konuşabilme yeteneği kazandırmaz. Çünkü hikmet ancak imanla, Allah korkusundan kaynaklanan samimiyetle ve Allah'a duyulan teslimiyetle kazanılabilen bir özelliktir.
Kuran'ın, "Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir..." (Bakara Suresi, 269) ayetiyle hikmetin önemine ve insanlar için büyük bir nimet olduğuna dikkat çekilmektedir. Gerçekten de hikmet sahibi bir insan, Allah'ın izniyle din ahlakını en güzel şekilde yaşayabilmekte, Allah'ın hoşnut olacağı umulan konuşmaları yapabilmekte, insanlara Kuran ahlakını en anlaşılır ve en etkili bir biçimde anlatarak çeşitli hayırlara vesile olabilmektedir. Böyle bir insanla muhatap olan kimseler, bu kişinin hikmetli yorumları sayesinde olayların fark edemedikleri yönlerini görebilmekte, akledemedikleri akılcı davranışlara yönelebilmektedirler.
Peygamberimiz (sav) Hz. Mehdi (a.s.)'nin çıkışını ve Altınçağ'ı müjdelemiştir
Hz. Mehdi (a.s.), daha önce de belirttiğimiz gibi ahir zamanda gelip, tüm dünyayı içinde bulunduğu büyük karmaşadan, adaletsizliklerden ve ahlaki çöküşten kurtaracaktır. Peygamber Efendimizden nakledilen hadislerde ve sahabelerin çeşitli rivayetlerinde Hz. Mehdi (a.s.)'nin pek çok özelliği tarif edilmektedir. O, inkarcı ideolojileri ortadan kaldıracak, dünyanın dört bir yanında devam eden adaletsizlikleri, zulümleri, terörü sona erdirecek, dinin Peygamberimiz (sav)'in dönemindeki şekliyle yaşanmasını sağlayacak, Kuran ahlakını insanlar arasında hakim kılacak, tüm dünyada huzuru ve barışı tesis edecektir.
Hz. Mehdi (a.s.)'nin üstlendiği bu görev çok zorlu, ciddi çaba gerektiren ve çok kapsamlı bir sorumluluktur. Site boyunca gördüğümüz gibi ahir zaman alametleri birer birer gerçekleşmektedir. Hz. Mehdi (a.s.) de ahirzamanda gelecek olan bu liderdir.
Bugün dünya üzerinde ve özellikle de Batılı ülkelerdeki dine yöneliş 21. yüzyılın Allah'ın izniyle çok güzel bir dönem olacağını müjdelemektedir.
Arıların Vücut Yapılarındaki Kusursuz Düzen
Arıların vücut yapılarında kusursuz bir yaratılış vardır. Arının her organı şu andaki görevlerini yerine getirebilmesi için özel olarak yaratılmıştır. Örneğin arının iskeleti son derece sağlamdır. Solunum sistemi havayı daha iyi kullanarak, dokulara daha fazla besin ulaştıracağı bir yapıya sahiptir. Kas yapısı ise vücudun her bölgesinde, ihtiyaca göre farklı özelliklere sahiptir. Örneğin kanatlarındaki kaslarında daha fazla oksijen sağlamak için diğer kaslarda bulunan dış zar yoktur. Aynı şekilde koku alma ve tat alma sistemlerinde de arının çiçek toplama gibi görevlerine son derece uygun yaratılmışlardır. Arıların kusursuz vücut yapılarının tümü, Allah'ın benzeri olmayan yaratma sanatının, sonsuz ilminin kanıtlarından yalnızca bir tanesidir. Allah ilim bakımından herşeyi kuşatmış olduğunu bir ayetinde şöyle bildirmektedir:
Sizin İlahınız yalnızca Allah'tır ki, O'nun dışında ilah yoktur. O, ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır.” (Taha Suresi, 98)
Arıların Diğer Yaratılış Mucizesi Özelliklerine Örnekler
· Aynı kovandaki arılar günde 225.000 çiçeği ziyaret eder. Tek bir arı genellikle günde 50 ile 1000 arasında çiçek gezer. Bazen bu sayı birkaç bini bulabilir.
· Kraliçe arı günde 5-6 dakika arayla 2000 yumurta üretir. Bu şekilde her yıl yaklaşık 200 bin yumurta üretmiş olur.
· 450 gramlık bal üretebilmek için arıların 2 milyon çiçek gezmeleri gerekir. 1 kilo bal üretebilmek için ise dünyanın etrafını 4 kez dolaşacak kadar yol kat ederler.
· Bir arı saatte ortalama 20-25 kilometre hızla yol alabilir.
· Bir araştırmanın sonuçlarına göre, arı beyni, dünyanın en gelişmiş bilgisayarlarından daha hızlı çalışır. Bugün en gelişmiş bilgisayar saniyede 16 milyar işlem yapar. Arı beyninin işlem sayısı ise bunun tam 625 katı, yani 10 trilyondur. Üstelik arı beyni bu kadar fazla işlem yaparken bilgisayardan çok daha az enerji tüketir. 10 milyon arının tükettiği enerji, ancak 100 watt'lık bir ampulü yakmak için harcanan enerji kadardır (Arının beyni 10 mikrowattan daha az enerji tüketir).
· Bazı örümcek türleri Allah’ın, arıların nektarın yerini çabuk bulmaları için, yarattığı çiçeklerin üzerindeki desenleri taklit edip, kendi ağlarını örerken bu desenleri kullanırlar. Böylece arılar uzaktan örümcek ağını çiçek zannederler. Fakat arılar da tamamen savunmasız değillerdir. Çünkü ultraviyole ışığı fark ettikleri gibi, güneşin etrafındaki polarize ışığı da çok hassas şekilde görebilirler. Bu nedenle bulutlu bir günde bile güneşe bakarak evlerinin yönünü bulabilirler. Örümcek ağına çok yaklaşan bir arı, bunu yakalanmadan fark ederse, polarize güneş ışığına bakarak evinin yolunu bulabilir.
Saniyede 1000 devir yapan motorlar
Bediüzzaman Hazretleri, İttihad-ı İslam’ın Türkiye’nin öncülüğünde olacağına işaret ediyor
Hakiki milliyetimizin esası, ruhu ise İslamiyet'tir. VE HİLAFET-İ OSMANİYE VE TÜRK ORDUSUNUN O MİLLİYETE BAYRAKTARLIĞI İTİBARİYLE , o İslamiyet milliyetinin sadefi (incisi) ve kal'ası (kalesi) hükmünde Arab ve Türk hakiki iki kardeş, o kal'a-i kudsiyenin (o mübarek kalenin) nöbettarlarıdırlar. İşte bu kudsi milliyetin rabıtasıyla, umum ehl-i İslam bir tek aşiret hükmüne geçiyor. Aşiretin efradı gibi İslam taifeleri de, birbirine uhuvvet-i İslamiye (İslam kardeşliği) ile mürtebit (bağlanır) ve alakadar olur. Birbirine manen, lüzum olsa maddeten yardım eder. Güya bütün İslam taifeleri bir silsile-i nuraniye ile birbirine bağlıdır. (Hutbe-i Şamiye, s. 54)
Müslümanlar saf bağlayarak kenetlenmeliler.