O, size Kitap’ta: "Allah'ın ayetlerinin inkar edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, onlar bir başka söze dalıp geçinceye kadar, onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Doğrusu Allah, münafıkların ve kafirlerin tümünü cehennemde toplayacak olandır. (Nisa Suresi, 140)
"Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu vakit yalan söyler; vadettiğinde hulf eder (sözünden döner), emanet edilen şeye hıyanet eder." (Mehmed Zahid Kotku, Hadislerle Nasihatlar, Cilt 1, s.14)
Münafıkların genellikle bakışları zeki değildir. Böndürler. Benim şu ana kadar gördüğüm bütün münafıklar bön bakışlı idi, Allah’ın hikmeti. Ölü oluyorlar çünkü. Allah diyor ki; “Siz onları diri zannedersiniz, onlar ölüdürler.”diyor. “Gözlerini bakar görürsün, aslında görmezler.”diyor. “Duymazlar” diyor. Dinliyor gibi görünüyor halbuki anlamamış oluyor. “Kalp gözleri kördür.” diyor, Allah. “Onlar hayvanlar gibidirler, hatta hayvanlardan da aşağıdırlar.” diyor. “Hayvan daha üstündür, onlardan” diyor ama toplumda böyle insanlar çok çok fazladır. Yani zombi olan, ölü olan çoktur. Et yığını gibidirler. Sadece organizma gibi canlı kalmaya dikkat ederler. Bir amip gibi, bakteri gibi. Bakteri nerede? Pis bir yerde gelişir. O ancak orada yaşayabilir. Münafıklarda da öyledir. Pis ortamda sadece bir et yığını şeklinde, yaşar. Pörsümüş bir et yığını gibi.(A9 TV, 4 Mayıs 2012)
Allah bize bazı işaretlerle birçok şey anlatıyor ısrarla anlamaya çalışmalıyız.
Münafıklar İman etmedikleri halde iman etmiş gibi gözükürler
İkiyüzlü insanların temel vasfı, iman etmedikleri halde iman etmiş gibi görünmeleridir. Bunun temel sebebi ise Allah'a imanlarının kalben değil, göstermelik ve insanlara yönelik olmasıdır. Allah bu kimselerin durumunu bir ayette şöyle haber vermektedir:
Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 109)
Münafıklar çıkarlarına müminler aracılığıyla kavuşacaklarını düşündüklerinden mümin taklidi yapmak için olağanüstü bir gayret içinde olurlar. Dine bakış açılarındaki bu ikiyüzlülüğün bir sonucu olarak kendilerince ikna edici konuşmalarla Müslümanları aldatabilecekleri düşüncesine kapılırlar. Kuran'da "Sizi hoşnut kılmak için Allah'a yemin ederler; oysa mü'min iseler, hoşnut kılınmaya Allah ve elçisi daha layıktır." (Tevbe Suresi, 62) ayetiyle münafıkların bu çirkin çabalarına dikkat çekilmiştir.
Münafıklar insanları "iman ettiklerine" ikna etmeye çalışır, insanlara yönelik yaşarlar; fakat kendi başlarına kaldıklarında ya da kendileri gibi münafık karakterli kimselerle biraraya geldiklerinde Allah'ın kendilerini an an izlediğinin, her ne yaparlarsa yapsınlar, her ne düşünürlerse düşünsünler bunu bildiğinin farkında değillerdir. Bu iman bozukluğu yüzünden Müslümanlarla beraberken ibadetlerini yerine getirir, onlar gibi davranır, onlar gibi konuşurken onlardan uzaklaştıklarında ibadetlerini terk edebilir, tıpkı bir inkarcının üslubuyla konuşabilir, dinsiz bir kimsenin umursuzluğu içinde davranabilirler. Ancak taklit kabiliyetleri olsa da, Allah Kuran'da münafıkların durumlarının mutlaka ortaya çıkacağını bildirmektedir. Kuran'da Allah bu duruma şöyle dikkat çekmiştir:
İnsanlardan öyleleri vardır ki: 'Biz Allah'a ve ahiret gününe iman ettik' derler; oysa inanmış değillerdir. (Sözde) Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır. (Bakara Suresi, 8-10)
Bir başka ayette ise Allah münafıkların bu durumundan şöyle bahsetmektedir:
Gerçek şu ki, münafıklar (sözde), Allah'ı aldatmaktadırlar. Oysa O, onları aldatandır...(Nisa Suresi, 142)
Araf Suresi’nin 35. Ayetinde Geçen; “... İçinizden Size Ayetlerimi Haber Veren Elçiler Geldiğinde...” İfadesinin Ebced Değeri 2040 Yılını Vermektedir
EY ADEMOĞULLARI, İÇİNİZDEN SİZE AYETLERİMİ HABER VEREN ELÇİLER GELDİĞİNDE, KİM SAKINIRSA VE (DAVRANIŞLARINI) DÜZELTİRSE İŞTE ONLAR İÇİN KORKU YOKTUR, ONLAR MAHZUN OLMAYACAKLARDIR.
A’RAF SURESİ, 35
...İÇİNİZDEN SİZE AYETLERİMİ HABER VEREN ELÇİLER GELDİĞİNDE...
Arapça Okunuşu: Ya beni ademe imma ye'tiyennekum rusulun minkum yekussune aleykum ayatiy fe men itteka ve aslaha fe la havfun aleyhim ve la hum yahzenune
imma ye'tiyennekum rusulun minkum yekussune
41 + 531 + 290 + 150 + 256 +
81 + 581 + 290 + 150 + 346 +
aleykum ayatiy
170 + 422 = 2040 (Şeddeli)
'Hiç kimse bilimsel teorilere itiraz etmiyor, sadece evrime bir itiraz var' iddiasına cevap
25 Ocak 2011 tarihli NTV evrim programında kuantum teorisinin veya Einstein’in iddialarının hiç sorgulanmadığı, fakat sadece evrime yönelik bütün dünyada bir itiraz olduğu belirtilmektedir. Bu ifadelerle söz konusu Darwinistler, sözde mağdur evrim ve mağdur Darwin politikalarını devam ettirmeye çalışmaktadırlar.
Söz konusu Darwinistler evrime itirazın sebebini aslında gayet iyi bilmektedirler. Evrime itirazın sebebi, diğer teorilerin bilimsel delillerle desteklenmiş ve ispatlanmış olması, evrimin ise tek bir bilimsel delil ile bile desteklenememiş bir sahtekarlık olmasıdır.
Evrime itirazın sebebi, tarihin en büyük bilim sahtekarlığı olmasına rağmen, 150 yıldır insanlara okullarda zorla okutulması, devlet kurumlarında zorla savunuluyor olmasıdır.
Evrime itirazın sebebi, bilimle, ilimle, fenle, delillerle değil, yalnızca Darwinist diktatörlüğün dikta rejimi ile, öfkeyle, tehditle, nefretle, holiganlıkla, sahtekarlıkla insanlara zorla dayatılıyor olmasıdır.
Evrime yapılan itiraz; tek bir proteinin bile tesadüfen ortaya çıkamayacağı, mutasyonların asla evrim gerçekleştiremeyecekleri, tek bir tane bile ara fosil olmadığı ispatlanmışken ve dev bilimsel delillerle evrim çökertilmişken, evrimin hala gazete manşetlerinden bir gerçekmiş gibi verilmesi ve evrime itirazın baskı ile durdurulmaya çalışılması nedeniyledir.
Evrime itirazın sebebi; insanlara birer hayvandan başka bir şey olmadıkları telkinini vererek, onları sorumsuz, amaçsız, umursuz, sevgisiz, vefasız, vicdansız ve öfke dolu varlıklar haline getirmesi nedeniyledir. İnsanlara çatışmayı, ırkçılığı, bölücülüğü, kan dökmeyi, kitle katliamlarını, savaşları makul gibi gösterip, tarihte 350 milyondan fazla kişinin katledilmesine neden olması nedeniyledir.
Evrime itirazın sebebi; tüm alemlerin, tüm varlıkların, tüm güzelliklerin ve muhteşem eserlerin Yaratıcısı, Aziz ve Ulu olan Yüce Rabbimiz’in yaratma sanatına karşı geliştirilmiş karşı bir ideoloji -bir pagan dini- olması, insanları ve toplumları dinsizliğe sürüklemesi, onları ahlaksızlığa ve cinayetlere açık birer hayvan haline dönüştürmesi ve dejenere toplumlar oluşturmasıdır.
Evrim, aklı başında her insan tarafından itiraz edilmesi, inkar edilmesi ve susturulması gereken bir vebadır. Bu vebaya karşı geniş önlem almak, insanları yıllardır acıya, gözyaşına, kargaşaya ve savaşa sürükleyen bu beladan tüm toplumları ivedilikle arındırmak gerekmektedir.
Evrimin bilimsel olarak desteklenmediği konusunda bilinçlenmeye başlayan ülkelerde bu itiraz daha yoğun hale gelmektedir. İşte bu yüzden Darwinistlerin tüm çabalarına rağmen Türkiye ve ABD bu konuda başı çekmektedirler.
Bebek beynindeki mucize
Türk Milleti olarak büyümeyi ve Türk İslam birliğini istemekle mükellefiz
İçinde bulunduğumuz ahir zamanda, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın gelişi ile barış, sevgi, şefkat, güvenlik ve huzurun hakim olacağı yeni bir dünya düzeni kurulacaktır. Türkiye’nin bu dünya düzeni içindeki yerini, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hadislerinde müjdelemiştir. Hadislere göre ülkemiz bu yüzyılda Mehdiyetin özel inayeti (koruması) altına girmiştir. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Mehdi (a.s.)’ın Türkiye’den çıkacağını ve fikri mücadelesinin sonuna kadar da buradan ayrılmayacağını müjdelemiştir:
MEHDÎ (a.s.) RUM’DAN, TÜRKLERDEN (çünkü, eskiden Türkiye’ye diyar-ı Rum deniliyordu.) AYRILMAYACAKTIR. (İş’afü’r-Rağıbîn’den naklen Tılsımlar Mecmuası, Bediüzzaman Said Nursi, s. 212).
Hadiste belirtildiği gibi Hz. Mehdi (a.s.)’ın Türkiye’den çıkacak olması ülkemizin gerek devlet, gerekse toplum olarak geçmişte olduğu gibi bugün de, önemli bir misyonu benimseyeceğine ve bu misyona uygun bir milli strateji geliştireceğine işaret etmektedir. (Doğrusunu Allah bilir)
Maide Suresi’nden ayet açıklamaları: Bütün İslam aleminin kurtuluşu İttihad-ı İslam ve Mehdiyettir.