Genellikle, çalışma prensipleri nedeniyle insan beyni, bir bilgisayara benzetilir. Bu benzetme kısmen doğru olsa da, bir çok yönüyle, beyin aslen bilgisayardan çok daha üstündür. Öncelikle, bilgisayarın çalışabilmesi için harici bir enerji kaynağına, elektriğe, ihtiyacı vardır. İnsan beyni ise, kendi elektriğini kendi üretir.
Kapasitesi ne kadar yüksek olursa olsun, bir bilgisayarın içinde sürekli kalması gereken verileri depolamak, kullanılmayan verileri temizlemek ve hatta verilerin yok olma ihtimaline karşın belirli periyodlarla yedekleme yapmak gerekir. Fakat, beynimizde böyle bir sorun yoktur. Veri depolama kapasitesi o kadar büyüktür ki, tek bir insan beyni bütün internetteki bilgiyi depolayabilir.1
Bilgisayarlardaki veri kapasiteleri gigabyte; beyindeki veri kapasitesi ise petabyte (1 petabyte = 1.000.000 gigabyte) üzerinden ifade edilir. Petabyte, o denli yüksek bir depolama alanını oluşturur ki, 1 petabyte alana 13.3 yıllık HD TV yayını kayıtlarını, 4.7 milyar kitabı, 670 milyon internet sayfasını ya da 20 milyon adet 4 çekmeceli dolabın içerisine sığacak kadar çok yazılı veriyi sığdırabilirsiniz.2
Beyni, kalite bakımından bilgisayarlara üstün kılan bir diğer özellik ise; arızalanmamasıdır. Bunun sebebi, beynin özel onarım mekanizmaları ile birlikte yaratılmış olmasıdır.
Beynin koruyucu zarında (meninks) bulunan kök hücrelere, nöral projenitör adı verilir. Bu kök hücreler, farklı nöron çeşitlerine ayrılırlar ve doğumdan sonra yeni nöronlar üretmekle görevlidirler.3 Bu kök hücreler, bilhassa yetişkinlik döneminde beynin onarımı ve yenilenmesi için çok önemlidir. Bugün bu hücrelerin onarım prensiplerinden, Alzheimer, Parkinson ve ALS gibi hastalıkların tedavi edilebilmesi için yararlanılmaktadır.
Ancak, beyin gibi geniş kapasiteli bir bilgisayardaki tek tamir mekanizması elbette bu değildir. Beyin, son derece kompleks veri depolama işlemleri gerçekleştiren ve vücudun kumanda kontrol merkezi görevini üstlenen çok önemli bir organdır. Bu nedenle de, yüksek güvenlikli bir korumaya sahip olması gerekir. Herhangi bir hatada, kendini hemen onarabilecek çok iyi işleyen birden fazla mekanizma olması şarttır.
Kök hücreler, sadece beynin meninks bölgesinde bulunmazlar. Beyin dokusunda da kök hücreler vardır. Beyindeki kök hücrelerin ortak özelliği, beyindeki nöron üretiminden sorumlu olmalarıdır. Peki, bu hücreler nöron üretim sürecini nasıl başlatırlar?
Duke Üniversitesi tarafından yapılan son çalışmalar ışığında, kök hücrelere nöron üretim komutunu verenin yine başka bir nöron olduğu anlaşılmıştır. Beynin subventriküler (SVZ) isimli kısmında bulunan bir grup nöron, kolin asetiltransferaz (ChAT) denilen bir enzim üretir.4 Bu enzim, asetilkolin sentezinden sorumludur. Asetilkolin, merkezi sinir sisteminde yer alan çok önemli bir kimyasal ileticidir.
Peki, beyindeki kök hücreleri üreten nedir? Eğer onları yapan da nöronlarsa bu sistem indirgenemez komplekslik konusunda önemli bir delil haline gelir.
Tüm bunlar göstermektedir ki; beyin için mükemmel bir bilgisayar yerine mükemmel bir bilgisayar fabrikası demek daha doğru bir tanım olacaktır. Çünkü beyin sadece veri girişi, çıkışı, depolanmasından sorumlu değildir. Verinin depolanacağı hatların üretimini yapan, hatları inşa edecek nöronların siparişini vererek yeni nöron ileten, bir arıza halinde kendi içerisinde hazır olarak kurulmuş teknik destek yazılımıyla kendini onaran, kendi kalite kontrolünü kendi yapan ve hatta üretim için gerekli enerji kaynağını kendi üreten gerçek bir bilgisayar fabrikasıdır.
Beyin, dünyaya gelişimizin ilk anından itibaren hayatımızı sürdürebilmemiz için tüm ihtiyaçlarımızı tespit eder, bunların karşılanması için gerekli düzenlemeleri planlar ve vücudumuzun parçalarına talimatlar vererek ve hata yapmaksızın çalışmalarını sağlar. Özetle beynimiz vücudumuzun ana yönetim merkezi olarak çalışır. Tüm bunları gerçekleştirirken beynimiz iki seviyede vücudumuzun kontrol merkezi gibi davranır. Birincisi bizim farkında olduğumuz yürüme, okuma ve ezber gibi bilinçli faaliyetlerimizdir. Diğeri ise nefes alma, kalbin atışı, bağırsakların kasılması gibi bilinçsiz, kontrol edilemeyen faaliyetleri kapsar. Beyin bu faaliyetleri her an her saniye otomatik pilota bağlanmış gibi yönetir.
Bilgisayarların belli işlemleri gerçekleştirmek üzere düzenlenmiş elektronik parçalardan oluştuğunu hepimiz biliriz. Yapım aşamalarını hiç görmemiş olsak da bilgisayarın elektronik konusunda bilgi sahibi bir bilgisayar mühendisi tarafından tasarlandığı açıktır. Akıl sahibi hiçbir insan, parçaların gelişigüzel etkilerle birleşerek ortaya çıktığını iddia etmez. Beyin ise bilgisayardan çok daha büyük işlem kapasitesine sahip bir tasarım harikasıdır. Dolayısıyla biz bu tasarıma bakıp, beynin bir Yaratıcısının olduğunu anlayabiliriz.
1,5 kilogramlık bir et parçasının mekanizmasına dair bulunan tüm ayrıntılar bilim adamlarını büyük bir hayranlığa sürüklemekte ancak bazı bilimsel bazı doğmalar nedeniyle bu sistemin kendi kendine, tesadüfler eseri oluşamayacağını kabul ve itiraf etmekte tereddütlü davranmaktadırlar.
Evrim teorisinin mantık dışı ve tutarsız iddiaları beynimizdeki kompleks yapının nasıl ortaya çıktığını asla açıklayamamaktadır. Doğadaki diğer tüm örnekler gibi, insan beyni de tesadüfi gelişmelerle ortaya çıkmamıştır. Onu, sonsuz ilim ve kudret sahibi olan Allah yaratmıştır.
1 https://www.livescience.com/53751-brain-could-store-internet.html
2 http://www.telegraph.co.uk/news/science/science-news/12114150/Human-brain-can-store-4.7-billion-books-ten-times-more-than-originally-thought.html
3 https://www.sciencedaily.com/releases/2016/11/161123124137.htm
4 http://www.sciencedaily.com/releases/2014/06/140602102006.htm