ARALIKSIZ 12 BİN KM UÇAN LİMOSA KUŞUNUN  GÖÇ REKORU
ucgen

ARALIKSIZ 12 BİN KM UÇAN LİMOSA KUŞUNUN GÖÇ REKORU

239

Araştırmacıların bir verici takarak Alaska’dan Yeni Zelanda’ya kadar olan yolculuğunu gözlemlediği çubuk kuyruklu Limosa (çamur çulluğu) kuşu bilim dünyasını şaşkına çevirdi. Çünkü bu kuş 12 bin km’lik yolculuğu boyunca hiç durmadı. Kesintisiz olarak gerçekleştirdiği bu uçuşuyla bilim dünyasında bir göç rekoruna imza atmış oldu. 

Alaska'nın güney batısından 16 Eylül'de yola çıkan erkek Limosa kuşu 11 gün sonra Yeni Zelanda Auckland'ın doğusundaki bir koya ulaşmayı başarmıştır. Bu kuş tam 11 gün süren 12 bin km’lik bu uzun uçuşunu Pasifik Okyanusu boyunca saatte 88 kilometreye varan bir hızla gerçekleştirmeyi başarmıştır.

Adeta 21. Yüzyıl teknolojisiyle üretilmiş olan avcı jet uçaklarını anımsatan muazzam uçuş hızına sahip Limosa kuşları bu tarihi göç yolculuğuyla Allah’ın kendilerine bahşettiği özel bir yaratılışa sahip olduklarını gözler önüne koymuştur. 

Limosa kuşlarının tarihe geçen bu göç yolculuğuyla jet uçaklarında var olan aerodinamik yapıya benzer özel bir yaratılışa sahip oldukları anlaşılmış oldu. 16 Eylül’de gerçekleşen ve bilim dünyasını hayrete düşüren bu göç sırasında bilim adamlarının yolculuğu takip edebilmesi için kuşa özel bir sistem hazırlandı. Sırtının alt kısmına 5 gramlık bir uydu vericisi takılarak takip edilen Limosa kuşu 12 bin km boyunca yemek ve su içmek için mola vermeden yola devam etmeyi başardı. 

Kuşlardaki ekstrem göç yolculuklarını inceleyen bilim insanlarının bir araya gelmesiyle kurulan Global Flyway Network (Küresel Göçmen Kuş Güzergahları Ağı) direktörü Groningen Üniversitesi profesörü Theunis Piersma, yorulmak bilmeyen bu küçücük canlının gerçekleştirdiği kesintisiz göç karşısında; "bu kuşların yaptığı şey gerçekten akıl almaz" ifadelerini kullanmıştır.

12 bin km’lik yolculuğu boyunca bacaklarına mavi (Blue), kırmızı (Red) ve beyaz (White) halkalar takılı olması sebebiyle 4BBRW olarak adlandırılmış olan rekortmen kuş, Alaska tundrasındaki yuvalardan topluca yola çıkan 4 kuştan biriydi. Bu kuşlar göçe hazırlanmak için, ilk etapta yüzlerce kilometre uçarak deniz kabukluları, solucanlar ve deniz yosunlarıyla dolu olan Alaska gelgit düzlüğüne vardılar. Kuşlar adeta dekatlona katılacak atletlerin müsabakalar öncesinde uyguladıkları; harcayacakları enerjiye göre belirlenmiş, kalorileri ince hesaplamalar sonucu dengelenmiş bir beslenme kürüne başlarlar. Binlerce kilometre yol kat etmek için çok fazla yakıta ihtiyaç duyacaklarını bilen şuur sahibi sporcular gibi uçuş öncesi yedikleri yemeklerle orijinal boyutlarını normal ağırlıklarının yaklaşık iki katına çıkarırlar. Söz konusu ağırlıklarının yarısı yağdan oluşur, vücut yüklerini hafifletebilmek için de alışılmışın dışında bir uygulamayla mide ve karaciğer dahil iç organlarını küçültürler.

Profesör Piersma Trouw isimli Hollanda gazetesiyle yaptığı ropörtajında "bu kuşların aldıkları kiloları Yeni Zelanda'ya yaptıkları yolculuk sırasında tamamen kaybettiklerini; karaya ulaştıklarında; yol için özel olarak yüklendikleri yağ depolarını bitirmiş ve ağırlıklarının da kendi orijinal ağırlıklarına dönmüş olduğunu” ifade etmiştir. Dr. Conklin, "Son derece verimli bir yakıt-enerji oranına sahipler" demektedir. 

Limosa kuşu yola çıkmadan önce iki ay boyunca istiridye ve solucanla beslenmiştir. Standart ağırlığı 190 ile 400 gr arasında olan erkek çubuk kuyruklu Limosa, bu uzun uçuş öncesi kendi ağırlığının iki katına çıkabilirken diğer yandan da yükünü hafifletmek için iç organlarını küçültmektedir.

Bilim adamları bu kuşların 11 gün boyunca şiddetli hava koşullarına rağmen muhtemelen uyumadan kanat çırptıklarını düşünmektedirler. Yeni Zelanda'ya vardıklarında oldukça zayıf görünen kuşlar, göçün hemensonrasında ise günlerce uyumaktadırlar.

Kuşlara ait bir önceki kesintisiz uçuş rekoru da 2007'de tespit edilen, 11 bin 667 kilometre ile E7 olarak bilinen bir kıyı çamur çulluğuna aittir. Ancak bu kuşların böylesine uzun mesafeleri nasıl olup da kat edebildikleri hala gizemini korumaktadır.

Global Flyway Network'ten Dr. Jesse Conklin, The Guardian’a kuşların muhteşem uçuş yetenekleri karşısındaki şaşkınlığını; "Yerküre üzerinde nerede olduklarını bilme yetenekleri var gibi görünüyor Bunu tam olarak izah edemiyoruz ama yanlarında bir harita taşıyor gibiler" ifadesiyle belirtmiştir.

Gerçekten de Limosa kuşları on binlerce kilometrelik bu kesintisiz uçuşları sırasında adeta jet uçaklarındaki ileri teknoloji navigasyon cihazlarıyla gidecekleri yeri önceden tespit etmiş gibi kendilerinden emin ve tam isabet kaydeden bir uçuş sonrası hedeflerini nokta atışı yapar gibi bulurlar.

Kuş bilimciler Limosaların fizyolojilerinin ve anatomilerinin bu uçuşlar için gereken her türlü özellikle donatılmış olduğunu ifade etmektedirler. Aynı jet avcı uçakları gibi özel bir dizayna sahip olan Limosalar, sivri uçlu uzun kanatları ve onlara çok fazla aerodinamik potansiyel kazandıran şık tasarımlarıyla bu kesintisiz uçuşları rahatlıkla gerçekleştirmektedirler. 

Araştırmacı Dr. Jesse Conklin, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, bu kuşlar için; “Dünyanın neresinde olduklarını biliyorlar gibi görünüyor. Bunu gerçekten açıklayamayız, ancak kullandıkları bir haritanın var olduğunu seziyoruz. Pasifik'in ortasında günlerce hiç toprağın olmadığı açık okyanus üzerinde uçtular ve özellikle karadan kaçındılar. Sanki karadan uçarlarsa yolculuklarının aksayacağını biliyor gibiydiler” ifadelerini kullanmıştır.

Araştırmacıları derin hayrete düşüren, hatta Limosa kuşlarının harita bilgisine sahip olduklarını dahi düşünmelerine neden olan bu muazzam göç olayından sonra kendimize şu soruları soralım. 

-Limosa kuşu, 12 bin km’lik bu uçuş için gereken dev enerjiyi saç telinden bile ince kaslarına yüklemeyi nasıl başarmıştır? 

-Bu kuş yerden kilometrelerce yüksekte uçarken karşılaştığı şiddetli basınç ve ağır hava şartlarının tam içinde, 11 gün boyunca nasıl uçabilmiştir? 

-Yemek yemeden ve su içmeden bu yüksek enerjiyi nasıl elde edebilmiştir? 

-Alaska’dan Yeni Zelanda’ya uzanan yolculuğunda elinde sanki profesyonel bir harita ve navigasyon cihazı varmışçasına hemen hiç rotadan şaşmadan böyle mucizevi bir yolculuk yapmayı ve hedefe ulaşmayı nasıl başarmıştır? 

Şuur ve akıl sahibi olmayan küçücük bir canlının; adeta uzun süre bu yolculuk üzerinde çalışmış, 21. yy’ın yüksek teknolojisini kullanarak; yön bulma ve havacılık bilimlerine tam vakıf şekilde yıllarca bu yolculuğu gerçekleştirmek için hazırlanmış bir bilim insanı gibi profesyonel bir bilinçle hareket ediyor olması, düşünülmeden üzerinden geçilecek bir durum değildir. Bu kuşun Allah’ın özel bir yaratış mucizesi olduğu son derece açıktır. Çünkü bir kas ne kadar güçlü de olsa kaldıracağı kuvvet bellidir. Ya da bir kuş tüyü ne kadar su geçirmez özelliklere sahip de olsa bu sınırlıdır. Ki burada söz konusu olan teknolojik bir alet değil, incecik kaslara ve bu kaslarla hareket eden kanatlara sahip küçük bir kuştur.

Bugün dünyadaki en uzun sefer, Singapur Havayolları tarafından Singapur-New York arasında yapılmaktadır. 15,344 kilometre süren en uzun ticari sefer, rüzgar hızı ve hava koşullarına bağlı olarak 18 saat 25 dakika kadar sürmektedir. 

Aynı şekilde günümüzün teknolojisi kullanılarak 19 saatlik uçuşlar gerçekleştirebilmek için henüz deneme seferleri yapılmaktadır. Bu arada uçuşları yapan uçaklara tonlarca yakıt yüklenmekte, bu uçaklar en gelişmişteknolojilerle donatılmakta, uçağın inşasında kullanılan tek bir vidanın ya da koltuk döşemesinin dahi ağırlıkları tespit edilip özel olarak üretilmekte en ufak denge bozucu bir unsurun hesaplanması dahi gözden kaçırılmamaktadır. Oysa küçücük bir Limosa kuşu bunların hiçbirine sahip olmadan; yediği biraz deniz kabuklusu, biraz solucan ve bir miktar da deniz yosunuyla 12 bin km’lik yolu hiçbir ön deneme yapmadan kat etmeyi başarmaktadır. Ne bir bilim adamından destek almakta ne navigasyon kullanmakta ne de elinde herhangi bir harita ya da pusula bulunmaktadır. 

Onu bu üstün özelliklerle yaratan, onun kanatlarına kaslarına bu gücü ve direnci veren, ona yol gösterip yönelten Yüce Allah’tır. Göklerdeki ve yerdeki her şeyin tek sahibi Allah’tır. O kuşa uçmayı, yolunu bulmayı öğreten Allah’tır. Limosa kuşunu bu muazzam yolculuk için her yönüyle hazırlayan da Allah’tır. Çünkü; 

"Göklerde ve yerde olan her şey Allah’a aittir.” (Al-i İmran Suresi, 129)

"Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten Allah'ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir. Allah onların işlediklerini bilendir.” (Nur Suresi, 41)

Limosa kuşunun bu muazzam göçü bizi onun Yaratıcısı olan Allah’a yöneltir.

Unutmayalım ki insanın doğru düşünmesini ve derin bir vizyona sahip olmasını engelleyen faktörlerin başında, dünyaya ön yargılarıyla ve geçmişten getirdiği alışkanlıklarıyla bakması gelir. Allah insanı derin düşünmeye yatkın olarak yaratmıştır. Ancak bu yaratılış ön yargılarla ve dikkat eksikliğiyle kısıtlanırsa bu durumda kişinin görüş gücü ve düşünme yetisi daralır, gelişmez. Bu durumda etrafındaki olaylar, onda olması gereken etkiyi yaratmamaya başlar. Mesela kişi gökyüzüne baktığında gördüğü uçan bir kuş onda bir etki uyandırmaz. Çünkü ona göre kuş her yerde var olan sıradan bir canlıdır. Şaşılacak ve üzerinde düşünülecek bir varlık değildir. Oysa Allah o anda kişinin gözünün önünde kilolarca ağırlığında bir et parçasının yerden metrelerce yükselmiş ve insanda olmayan bir yetenekle uçmakta olduğunu o kişiye göstermekte ve onun bu muazzam olay karşısında derin düşünmesini istemektedir. Bu et parçası kimi zaman suya yaklaşıp oradan bir şey kapıp tekrar istediği kadar yükseğe yükselmekte, sonra gökyüzünde sakince ve hiç zorlanmadan süzülmekte, sonra istediği bir yere yumuşak bir şekilde konmakta ve biraz sonra da kanatlarını çırparak gözden kaybolmaktadır. Buradaki yaratılışharikalığını fark edemeyen yani olaya ülfet içinde ve ön yargılarıyla bakan kişi gözünün önünde meydana gelen bu muazzam olayın farkına bile varmamakta, gözünü çevirip gitmektedir. 

https://shorebirds.org.nz/wp-content/uploads/2020/10/4BBRW-1024x718.png

Oysa Allah gözümüzün önünde görüp düşüneceğimiz, araştırarak ve bularak inceleyeceğimiz çok fazla yaratılışmucizesi var etmektedir. Aynı Limosa kuşları gibi her canlıda bizi hayrete düşürüp heyecanlandıracak, güzelliği ile Allah’a bir kez daha hayran bırakacak, kusursuz tasarımıyla adeta gözümüzü kamaştıracak yaratılışmucizeleri var eder. 

Bir Kuran ayetinde Allah insanların dikkatini gökte uçan kuşlara çeker ve bizden onlara kalp gözüyle bakmamızı ve uçuşlarındaki derin mucizeleri kalp gözüyle görmemizi ister:

Göğün boşluğunda boyun eğdirilmiş (musahhar kılınmış) KUŞLARI GÖRMÜYORLAR MI? Onları (böyle boşlukta) Allah'tan başkası tutmuyor. Şüphesiz, iman eden bir topluluk için bunda ayetler vardır. (Nahl Suresi, 79)

Gözümüzün gördüğü ve kimi zaman da göremediği her canlı Allah’ın yaratmasının kanıtlarındandır. Bunlar üzerinde ne kadar çok düşünür ve yaratılışları hakkında bilgi edinirsek dünyanın yaratılışının gerçek amacını daha iyi kavrayabiliriz.  

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo