Sayın Adnan Oktar'ın Yeni Açıklamaları (2 Ekim 2016; 22:00)
ucgen

Sayın Adnan Oktar'ın Yeni Açıklamaları (2 Ekim 2016; 22:00)

38418

HZ. ALİ: “TÜRK COŞTUĞUNDA MEHDİ (AS)’IN ZUHURUNU BEKLE.”

Hz. Ali (ra) diyor ki bir şiirinde, “Türk coştuğunda Mehdi (as)’ın zuhurunu bekle.” Niye diyor bunu? Çünkü Türkiye’den çıkacağı için söylüyor. Niye “Türk” desin? Afgan var. Arap var. Var oğlu var. Çerkez var. Herkes var. Farslı olan var. Ama bak “Türk coştuğunda Mehdi (as)’ın zuhurunu bekle” diyor. Demek ki Türkiye’de bir coşma olacak. Bir feveran olacak.

 

RUH BEYNE GELEN ELEKTRİK AKIMIYLA MUHATAP OLMAZ. DOĞRUDAN ALLAH KATI’NDAN GELEN GÖRÜNTÜYLE MUHATAP OLUR

Sazları Allah bir nimet olarak yaratmış. Sazdan çıkan ses Allah’ın yarattığı sestir. Sazdan ses çıkmaz. Sazdan titreşim çıkar. Kulağa gelir sağır olan kulağa, o da alır o titreşimi götürür. Ruh karşısına geçer onu güzel bir müzik olarak dinler. Müzik tamamen bağımsız olarak yaratılır titreşimden müzik çıkmaz. Titreşim hiçbir şey meydana getirmez hiç. Ve ruh da titreşimden hiç etkilenmez. Ruh müziği doğrudan Allah’tan duyar. Allah’ın yarattığı müziği duyar. Yani titreşim ruhun muhatap olacağı bir şey değil hiç ihtiyacı da yoktur ruhun. Ruhun gücü evsafı itibariyle titreşim onu ilgilendirecek bir şey değildir. Beyne gelen görüntüyle ilgili elektrik akımı da. O da hiç ilgilendirmez ruhu. O elektrik akımıyla hiç muhatap olmaz, doğrudan Allah Katı’ndan gelen görüntüyle muhatap olur ruh. Ne yapsın oradaki elektrik akımını çok çok zayıf. Çok berbat bir görüntü oluşur. Yani beyinden gözlerden gelen akımdan bir görüntü meydana getirsen televizyona yansıtsan yani kelimenin tam anlamıyla rezalet bir görüntü çıkar. Çok bulanık yani nesneleri de anlayamazsın. Çok flu cisimler çıkar karman çorman. Ruh ona tenezzül etmez, ruh Allah Katı’ndan gelen net görüntüye bakar. Öyle uydurma bir görüntüye hiç ihtiyacı yoktur.

 

ALLAH SEVENLERİYLEDİR. ALLAH SEVENLERİNİ SEVER, ALLAH SEVENLERİNE BEREKET GETİRİR. SEVENLERİN ALLAH’I HİÇ BIRAKMAMASI LAZIM. HEP ALLAH'A HÜSNÜ ZAN ETMESİ LAZIM

Dua etmediğimizde Allah darılır. Unuttuğumuzda darılır. Bir şey olduğunda kendimiz yapacağımıza inanırsak darılır. Çünkü Kendi yapıyor. Mesela farz edelim bir konu var, “Şuna niye şöyle cevap veremedim” diyor. Kardeşim Allah verdirten sana o cevabı veyahut şuna niye şöyle cevap verdim, Allah sana o cevabı verdirir. Veyahut dizi ağrıyor. Ya diyor ne yapsam? Çok şey vaziyette diyor. Dizini kim ağrıtıyor? Dizinin ağrıması mucize, özel bir duygu. Kim geçirecek? Allah geçirir. Bunların hiç unutulmaması lazım. Şirk Allah'ın hiç beğenmediği bir konu. Allah'ın en beğenmediği şey şirktir. Allah’ın gücüne gider. Bağlantıyı hiç kesmemek lazım Allah’la. Şirke kayıldığında hemen Allah’a iltica edip tövbe etmek lazım. Yorgunum deyip Allah bırakılmaz. Uykusuzum deyip Allah bırakılmaz. Öleceğini bilsen Allah'ı bırakamazsın. Var gücünle Allah’ı anacaksın. Yok yorgunum namaza kalkamıyorum, kalkacaksın. Nasıl kalkamıyorsun? Menfaatinle ilgili bir şey olduğunda havalarda uçuyorsun. Yorgunum dua etmeyeyim, olmaz. Dua edeceksin kısa da olsa dua edeceksin. Yorgunum Allah'ı zikretmeyeyim, olmaz. Yorgun da olsan kısa da olsa Allah'ı zikir edeceksin. Seni hayatta tutan Allah. Kısa süre bile sevginin kesilmesi Allah'ın ağrına gider. Allah’a sevgi duayladır. Zikirledir, ibadetledir ve sözlüdür. Çünkü Allah bizi seviyor biz de Allah'ı seveceğiz.

 

DİNÇLİK YEMEKTEN VE UYKUDAN GELMEZ. İNSAN ALLAH'TAN YANA OLURSA ALLAH DİLERSE ONU SEBEPSİZ DİNÇLEŞTİRİR

Bak maşaAllah diyor kardeşlerimiz, enerjinize şaşırıyoruz diyor. Kaç saattir yayın yapıyorsun diyor. EvvelAllah bak çakı gibiyiz. Telkin yapsan uykum var açım susuzum bilmem ne. Uykusuzsan Allah seni iki saniye uyutur haberin bile olmaz, o uyku ihtiyacın gider. Allah'tan yana olursan. Seni bir saniye uyutur haberin olmaz, gözün açıkken uyutur bir saniye, çok diri olursun. Aç olursun seni Allah bir saniyede doyurur gizlice. Bayağı dinç olursun haberin bile olmaz. İlla yemek ağızla yenmez. Allah senin ruhuna, bedenine o enerjiyi birden yükler, yemek yemişten daha zinde olursun. Hz. Ali (ra) Hayber Kalesi'nin kapısını sökerken yediği yemekten kuvvet almadı, Allah verdi ona o kuvveti. Ani geldi o kuvvet. Ani de gider, mesela sonra gitti. Dediler ki kale kapısını bir kaldır bakalım yerinden dahi oynatamadı. Yere bırakmıştı geri geldi. Sahabeler dediler ki, hayran olduk kale kapısını kaldırmana bir daha kaldırsana dedi. Hz. Ali (ra) yerinden oynatamadı. Ama o an kuş gibi uçurdu kale kapısını. Allah o anda verdi kuvveti.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo