Sayın Adnan Oktar'ın Yeni Açıklamaları (19 Ocak 2016; 22:00)
ucgen

Sayın Adnan Oktar'ın Yeni Açıklamaları (19 Ocak 2016; 22:00)

24767

GEÇMİŞTEN BERİ DERİN DEVLETLER HALKI İZLEMEK İÇİN TARASSUT KULESİ ADI ALTINDA KULELERİ KULLANMIŞTIR

Babil Kulesi, deccaliyetin bir sembolüydü zamanında. Deccal taraftarları o kuleyi sembol olarak kullanıyorlardı. Sonra o Tarassut Kulesi tabiriyle çeşitli gizli yapılanmalar tarafından da sembol olarak kullanıldı kule. Bunlar içinde Galata Kulesi kutsaldır. İngiliz istihbaratının Ortadoğu’daki hakimiyet amblemidir bu. Tarassut Kulesi olarak onlar değerlendiriyorlar, adına Tarassut Kulesi diyorlar. Yani izleme kulesi Tarassut Kulesi. Bu hatta Yehova Şahitleri’ne de sembol olarak geçmiştir. Onların da Tarassut Kulesi dergileri falan vardı böyle, kule resimleri olarak kullanırlardı. Eski Yunan’da falan da vardır bu sembol. Yani derin devlet sembolü olarak kullanılır halkın izlenmesi, halkın gözlenmesi istihbarat.

Firavun da diyor ya, “bana bir kule yap” diyor, “onların Allah’ına çıkayım” diyor bir gözlemleyim etrafı.” Aslında Allah’a karşı mücadele için istiyor o kuleyi.

Galata Kulesi de tipik bir Tarassut Kulesi. Üst tarafına iki ilave daha yapılmıştır, ahşap; tarassut amacı ile. İngiliz bayrağı var dikkat ederseniz. Bu İngiliz istihbaratının sembolü olarak kullanılır yani İngiliz derin devletinin Ortadoğu’yu izlemede bir sembolüdür. Ortadoğu’ya üstünlüğünün sembolü olarak kullanılır, hakimiyetin, halkı kollamanın yani derin devlet çalışmasının gizli istihbaratın bir sembolü olarak.

 

DECCALİYET GALATA KULESİ'Nİ SEMBOL OLARAK KULLANIYOR

Mümin Suresi 36 “Firavun (alayla) dedi ki: 'Ey Haman, bana yüksek bir kule bina et; Tarassut Kulesi “belki o yollara ulaşabilirim,” çeşitli yolları kontrol edeceğim diyor, ulaşabilirim. “göklerin yollarına.” diyor. “böylelikle Musa’nın ilahına çıkabilirim” yani dinle mücadele için istiyor bu kuleyi yani Müslümanlarla mücadele etmek için istiyor. “çünkü ben onun yalancı olduğunu sanıyorum.” Deccalin böyle bir kuleye ihtiyacı oluyor. Galata’nın bir suçu yok ama deccaliyet onu sembol olarak kullanıyor, çok dikkatli olmak lazım.

 

TEVRAT'TA DA GÖZCÜ KULESİNE DİKKAT ÇEKİLEN İFADELER VARDIR

Bu gözcü kulesi Tevrat’ta da geçer yani Mason sembolüdür mesela Yeşeya 21/8: “Gözcü dedi ki: Ey Efendim, her gün aralıksız gözcü kulesinde duruyor ve her gece yerimde nöbet tutuyorum” diye bağırdı.” Adamlar orada gözcü kulesinde nöbet tutup bakıyorlar. Bu Tevrat’ın hükmü. Bak, “Ey Efendim, her gün aralıksız gözcü kulesinde duruyor her gece yerimde nöbet tutuyorum.” Yani gece gündüz oradan gözlüyorum diyor insanları.

Mesela Yeşeya 5/2 “Toprağı belleyip” yani toprağı yarıp “taşları ayıkladı” bu semboldür tabii taş. Kafasız adamları ayırdı. “Seçme asmalar dikip.” Yani kaliteli insanlar yetiştirip. “Orta yere bir gözcü kulesi yaptı” yani iyi izleme. Mika 4/8 “Ve sen sürünün gözcü kulesi olan ey Zion, kentin doruğu eski egemenliğine kavuşacaksın, ey Yeruşalim, krallığını yeniden elde edeceksin” yani o şehre yeniden hakim olacaksın. İngilizler de bir gün İstanbul’a hakim olacaklarına eminler.

 

GALATA KULESİ DAHA ÖNCE MASONİK TOPLANTILAR İÇİN DE KULLANILAN BİR YERDİ

Galata Kulesi'nde uzun zaman Masonik toplantılar yapıldı. Yani masonların toplanma yeriydi Galata Kulesi, o bilinmeyen bir özelliğidir. Hatta Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethettiğinde Galata Kulesi'nin girişinde bir üçgen içinde bakan göz vardı, o sonradan çıkarıldı, bakır levha içerisinde. Orası aynı zamanda bir mason mabedidir, Galata Kulesi. Masonik toplantılar yapılan bir yerdi daha önce ama şu an kullanılmıyor o anlamda.

 

RESMİ BELGELERDE İNGİLİZ DERİN DEVLETİNİN TÜRKİYE'Yİ BÖLME KARARI ALDIĞI AÇIKÇA GÖRÜLÜYOR

Resmi belge sunuyorum. Belge numarası 966 çok vakit geçtiği için halka açılıyor bu belgeler. Belge numarası 633,219- 29 Aralık 1919. Türk meselesinde üçüncü gizli toplantı; bak “Kürt kabileleri, İngiliz Fransız hakimiyetine konacak, Kürdistan’da hiçbir şekilde Türk bırakılmayacak” Türk istemiyoruz diyor orada. Nasıl bırakmayacak? Öldürerek şehit ederek, şu an yaptıkları gibi. “Tek Kürt devleti mi yoksa birçok küçük Kürt devleti mi kurulacağı düşünülecek.” Şu an ne yaptılar işte kantonlar şeklinde yaptılar, orada Türkmenleri bıraktılar mı? Bırakmadılar, şehit ettiler. İki yüzyıl önce alınan karar uygulanmış mı? Uygulanmış.

 

CHATHAM HOUSE İLE CFR AMAÇLARI AYNI OLAN İKİ KURULUŞTUR

Chatham House’a Amerika Birleşik Devletleri merkezli CFR Dış İlişkileri Konseyi ayrıca bağlı. Londra merkezli Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü de yine aynı yer, birbiriyle tek çatı altında birleşmişler. Bu Rothchildların Güney Afrika da taşeronu var Lord Alfred Milner; yeni dünya düzeni için faaliyete başlıyorlar, batı dünyasında başı çekecek devletleri dış politikada bu kurumlar yönetti. Ama ne yaparsa yapsınlar Mehdiyet’e hizmet edecekler ve ediyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar.

 

ATATÜRK’ÜN YANINDA HIZIR (A.S) VARDI

Hızır (a.s) olmadan Atatürk adım atamazdı. Her an öldürebilirlerdi, şehit edebilirlerdi, her an. Defalarca suikast yapıldı. Hiçbiri etkili olmadı. Hızır (a.s)’ın korumasındaydı. Yanında zaman zaman paşa konumunda gelir, memur gibi gelir. Bilmem şöyle ya da böyle olur. Hızır (a.s) olmadan yapamaz.

 

DARWİNİST VAHŞETE BİR ÖRNEK: MUMYALANMIŞ İNSAN KAFALARI ALTINDA FOTOĞRAF ÇEKTİRMEK

Horatio Gordon Robley, İngiliz general Yeni Zelanda’da yerli halkın kesilmiş kafalarını mumyalamış, evinde bir duvarın tamamını kaplayacak şekilde. Hani yapıyorlar ya, hayvan vuruyorlar sonra onu mumyalayıp, onun gibi. Adamların kafalarını mumyalamış, kurutmuş, onların önünde fotoğraf çektiriyor. Koleksiyon yapmış. Darwinistler de buna sanat diyorlar. Biz şimdi insan kafası olduğu için gösteremiyoruz. Bak insan kafalarından ama çok büyük bir alana, kesilmiş adamların kafalarını mumyalamış, normal insan kafası duvarda duruyor yan yana, sıra sıra. Otuz tane falan. Evrime delil olarak onu kullanıyor, “bakın, bir alt ırk bunlar” diyor, “bozuk ırk, bunlar da kafaları” diyor, “mumyaladım, duruyor” diyor, “herkes görebilir” diyor, altında fotoğraf çektirmiş.

 

İNGİLİZ DERİN DEVLETİ ATATÜRK'E SUİKAST DÜZENLEMİŞTİ

Atatürk suikastı için özel hazırlanan, eğitilen Hint asıllı İngiliz casus Mustafa Sagir vardı eskiler hep bilirler. Atatürk devrinde yaşamış Mustafa Sagir, ünlüdür. Henüz on yaşındayken seçip Londra'ya götürmüşler, özel bir okulda okutmuşlar. Sagir, Oxford'daki Lincoln Koleji'ne girmiş. Burada dört yıl öğrenim gördükten sonra diplomasını alarak Hindistan'a dönmüş. İngilizler kendisine İngiltere'ye sadık kalacağına, kralın taç ve tahtı tehlikeyle karşılaştığı takdirde bu konuda hayatını bile feda etmekten çekinmeyeceğine Kuran-ı Kerim üstüne yemin ettiriyorlar.

İsviçre'den Afganistan'a çeşitli ülkelerde her yerde casusluk yapıyor. En sonunda Atatürk'e suikast için gönderiliyor. Mustafa Sagir, Aksaray'da duvarları Mustafa Kemal ve Enver Paşaların resimleriyle süslü bir eve yerleştiriliyor. Bak İngiliz derin devletinin kurnazlığını görüyor musun? Ondan yana gibi görünüyor, onların çok önemli bir taktiği. Bak Enver Paşa ve Atatürk'ün resimleriyle süslüyor evin içini. Hindistan Müslümanlarının aralarında topladığı üç milyon altını Kuvayı Milliyecilere ulaştırmak için gelen Hint hilafet komitesi azası hüviyetiyle kamuoyuna takdim ediliyor. Yani Hindistan'dan geldi, para getirdi, Müslümanlara verecek. Hem de üç milyon altın.

İnandırıcılığını artırmak için bir ara İngilizler düzmece bir operasyonla Mustafa Sagir'i tutukluyor, bak İngilizler tutukluyor. Yani İngilizlerle alakası olmadığını vurgulamak için yapıyorlar. Kuvayı Milliyeci gençlerle bir evde toplantı halindeyken tutuklanıyor. Kuvayı Milliyeci gençleri de götürüyorlar, onu da götürüyorlar. 17 günlük hapisten kısa bir süre sonra Ankara'ya gidiyor bak, 17 gün tutuyor İngiliz derin devletinin elemanları, sonra bırakıyorlar. Kısa bir süre sonra Ankara'ya gidiyor. Mustafa Sagir Han Hazretleri diye ağırlanıyor.

Mustafa Sagir'in casus olduğunu gönderdiği raporlara görünmez mürekkeple yazılmış Hintçe ifadeleri tespit ederek ortaya çıkarıyorlar. Hintçe yazılar bir tercümana okutulduktan sonra yapılan araştırmalarda Mustafa Sagir'in İngiliz casusu olduğu anlaşılıyor. 1921'de Divan-ı Harb'e veriliyor. İdam kararı çıkıyor ve infaz ediliyor. Bak İngiliz derin devletinin şeytanlığını görüyor musun? Bak kaç aşamada Atatürk'ü şehit etmek için oyun oynuyorlar fakat Allah ayaklarına dolandırıyor.

 

HZ. ALİ (RA), HZ. MEHDİ (AS)'IN KİTAP EHLİ'NE TEVRAT'IN VE İNCİL'İN YANLIŞLIKLARINI AÇIKLAYACAĞINI BİLDİRİYOR

İmam Ali, Hz. Ali (r.a.) keremullahu veche Haydar-ı kerrar yani “döne döne dövüşen Allah'ın aslanı”, Ali Haydar Murtaza diyor ki bir hutbesinde “Mehdi insanlara yanında bir kitapla zahir olur.” Yanında bir kitap olacak. “Bu kitap kafirlere çok ağır gelir. Yahudilerin büyüklerini ve hahamlarını davet eder. Onlara Tevrat'la ders verir. Hristiyan din adamlarını da davet eder. İncil ve Zebur Furkan'ı hazır eder. Onlara bunlarla tartışır ve açıklamalarını ister ve kendisi onlara anlatır. Onlara Allah'ın ve peygamberin emirleriyle hüküm verir.” Bak kitabı olacak diyor, bu çok acayip bir şey. Kitabını onlara verecek, onlara anlatacak diyor. Hristiyanlara İncil'in yanlışlarını anlatacak, doğrusunu da anlatacak diyor. Musevilere de Tevrat'ın yanlışlıklarını anlatacak, doğrusunu anlatacak diyor. Ve onları ikna edecek diyor. Ve kitabı olacak diyor. 1400 yıl önce Hz. Ali (r.a) diyor bunu.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo