![]() |
BİR AYET BİR HADİS
Gerçekten, Allah, Kendisi'ne şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur. (Nisa Suresi, 22)
(En büyük günah) Allah seni yaratmış iken, O'na ortak koşmandır.(Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 130)
SAYIN ADNAN OKTAR DİYOR Kİ..
MHP-AK Parti koalisyonuna Amerikan derin devleti, İngiliz derin devleti karşı çıkar. Bütün bunları göze alarak yapmaları lazım. Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi’nin belini ortadan kıracak bir koalisyon olur bu.
(A9 TV; 15 Haziran 2015)
ALLAH'IN İSİMLERİ
Kafi: Yeterli, Varlığı Mevcudatın Bütün İhtiyaçlarına Yeten
Allah, kuluna yeterli değil mi? Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. (Zümer Suresi, 36)
Allah'a kesin bilgiyle iman etmeyen insanlar için yeryüzünde korku duyacakları pek çok olay ve varlık mevcuttur. Kimi insanlardan gelebilecek zararlardan korkar, kimi doğa olaylarından, kimi elindeki malların yok olmasından, kimi sevdiği bir yakınını kaybetmekten...
Oysa Allah kesin bilgiyle iman eden insanlara Kuran'da şöyle buyurmaktadır:
"Eğer kesin bir bilgiyle inanıyorsanız (Allah), göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunanların Rabbidir. O'ndan başka ilah yoktur; diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir, geçmiş atalarınızın da Rabbidir." (Duhan Suresi, 7-8)
Ayetlerde de bildirildiği gibi göklerde ve yerde tek ilah Allah'tır. Müminler bilirler ki, O'ndan başka hiçbir varlık kendilerine bir zarar vermeye veya bir yarar sağlamaya güç yetiremez. Eğer bir zorlukla karşılaşırlarsa Allah'a yönelip dönerler ve O'nun kendilerine yardım edeceğini, dualarına icabet edeceğini bilirler. Ve asla Allah'tan başkasından bir yardım, bir fayda ummazlar. Çünkü yeryüzünde tek güç sahibi olan O'dur ve hiçbir varlığın O'nun dilemesi dışında bir zarar verme veya fayda getirme kabiliyeti yoktur.
Dolayısıyla gerçekten iman eden bir insan için Allah, yardım dilenecek, korkulacak tek makamdır. Nitekim yukarıdaki ayetlerde haber verilen, 'Allah kuluna yeterli değil mi?' şeklindeki sorudan sonraki ayetler şöyle devam eder:
Allah, kimi hidayete erdirirse, onun için bir saptırıcı yoktur. Allah, intikam sahibi, güçlü ve üstün olan değil midir?.. (Zümer Suresi, 37)
...De ki: "Gördünüz mü-haber verin; Allah'tan başka taptıklarınız, eğer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O'nun zararını kaldırabilirler mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O'nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi" De ki: "Allah, bana yeter..." (Zümer Suresi, 38)
EVRİM SAHTEKARLIKLARI
Yeni bulunan fosil Anchiornis Huxleyii'i ara fosil zanneden zavallı Darwinistler

Geçtiğimiz günlerde Çin’de bulunan bir fosil, “dört kanatlı kuş” olarak Darwinist medyada alelacele konu edildi. Darwinistler hemen bu fosilin “kuşların atası” olabileceğini iddia ettiler. Her zaman yaptıkları gibi bu canlıya hemen bir de isim koydular. Fosile; ateist, Darwinist ve 32. dereceden mason olan Darwin’in bulldogu olarak bilinen Thomas Huxley’in anısına Anchiornis huxleyii dediler.
Fosil, kanatları olan aynı zamanda da arka bacaklarında da tüyler bulunan bir kuş fosili idi. Darwinistlerin bir türlü açıklamasını yapamadıkları bu fosil, aslında evrim teorisinin kendi iddiaları ile de çelişiyordu. Bilindiği gibi Archaeopteryx, mükemmel bir kuş olmasına rağmen, Darwinistler tarafından tamamen çocuksu iddialarla ara fosil olarak kabul edilir. (Archaeopteryx’in mükemmel bir kuş olduğuna dair bilimsel kanıtları buradan veburadan okuyabilirsiniz.) 151-161 milyon yıl öncesine ait katmanların arasında bulunan bu yeni fosil ise, Archaeopteryx’den yaşlıydı. Fakat Darwinistler açısından Archaeopteryx’e doğru gitmesi gereken hayali ara geçiş özelliklerini göstermiyordu. Canlı, Darwinistlerin tabiriyle sahip olduğu “dört kanadı” ile aslında Darwinist teori açısından büyük bir açmaz teşkil etmekteydi. Darwinistler, iki kanadın hayali evrimini açıklamaya uğraşırlarken, şimdi ne dinozorlarda, ne uçan sincaplarda, ne de kuşlarda görülmeyen üçüncü ve dördüncü kanatları açıklamak zorundaydılar. Bu durum elbette ki Darwinistlerin iki ayaklı dinozorlardan evrimleşme iddiasına derin ve büyük bir darbe indirmekteydi. İşte bu sebeple Darwinistler, “arkadaki kanatsı yapıları zamanla körelen” bir ara formdan bahsetmeye başladılar. Daha henüz kuşun iki kanadını açıklayamazken, “bir şekilde oluşup sonra da her nedense körelen iki çift kanat” açıklamasını savundular. Oysa bu açıklama, bir çaresizlik itirafından başka bir şey değildi.
Darwinistlerin tüm spekülasyonlarına rağmen, Anchiornis Huxleyiifosili üzerinde yapılan kısa bir inceleme sonucunda bile bu fosilin günümüzde benzerleri yaşayan bir kuş türü olduğu hemen anlaşılabilecektir. Söz konusu fosil, kafatası ve genel vücut yapısı bakımından tam olarak kuş özellikleri göstermektedir. Sahip olduğu kanatlar ve tüyler açısından da canlının, günümüzde yaşayan paçalı güvercin türüne benzediği anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi söz konusu canlılarda, kanatların yanı sıra, hayvanın bacaklarında kanatları andıran tüyler bulunmaktadır. Söz konusu tüyler, doğrudan kanat görevi görmese de canlının gösterişli görünümü için önemlidirler.
- Dinozorlardan kuşlara geçiş diye bir şey yoktur. Böyle bir geçiş fizyolojik olarak imkansızdır ve elbette bu imkansız senaryoyu doğrulayacak TEK BİR ARA FOSİL YOKTUR.
- Kuşlar, havada süzülen bir başka canlıdan da oluşmamışlardır. Kuşlar kuş olarak var olmuş, mükemmel görünümleriyle aniden ortaya çıkmışlardır. Hiçbir canlıda olmadığı gibi kuşun da evrimleştiğini gösteren TEK BİR TANE BİLE ARA FOSİL YOKTUR.
- Kuş tüyleri ve kanatları, şu an biyolojinin incelediği en kompleks yapılar arasındadır. Şuursuz bir canlının bunları gerekli görerek onları geliştirmesi ve sonra onlardan vazgeçip köreltmesi gibi bir iddia tam anlamıyla saçmalıktır. Darwinizm savunucuları, YALNIZCA TEK BİR KUŞ TÜYÜ KARŞISINDA BİLE AÇMAZDADIRLAR.
- Dört kanat bir canlı için oldukça büyük bir avantajdır. Dört kanatlı canlılar, iki kanatlı canlılara nazaran çok daha keskin bir manevra yeteneğine sahiptirler. Örneğin yusufçuklar ve balarıları sahip oldukları dört kanat nedeniyle daha rahat manevra yapabilmektedirler. Dolayısıyla dört kanat bir canlı için avantaj olmalıdır. Görüldüğü gibi bu mantıksız iddia, evrimin kendi iddiaları ile bile örtüşmemektedir.
- Canlı üzerinde ara fosil olarak gösterilebilecek, İLKELDEN GELİŞMEKTE OLAN HERHANGİ BİR YAPI BULUNMAMAKTADIR. Canlının sahip olduğu yapıların tamamı, tam işlevseldir, üstün kompleksliktedir.
- Darwinistlerin karadan havaya geçiş senaryolarını doğrulamak için ortaya attıkları ve halen sıklıkla gündeme getirmeye çalıştıkları fosillerin tümü, TAM ve MÜKEMMEL CANLILARA AİTTİR. Archaeopteryx, yine bir paçalı kuş türü olan Microraptor Gui, milyonlarca yıl öncesine ait mükemmel kuş türleri olmalarından ötürü Darwinistleri ciddi şekilde endişelendirmektedirler. Darwinistler ise bu mükemmel Yaratılış delillerinden kaçışın yolunu, onları ara fosil gibi göstermekte bulmuşlardır.
![]() ![]() |
Darwinistler, acizliklerini bir kez daha belgeleyen bu yeni fosilde de yine aynı karşı atak yöntemlerini izlemektedirler. Hakkında makaleler üretip, konferanslar verip, dünyanın en ünlü Darwinist profesörlerinin ağzından, dünyanın en tanınmış Darwinist dergilerinde bu ara fosil uydurmacasını yayınlayarak SAHTE YÖNTEMLERLE TARAFTAR KAZANMAYA ÇALIŞMAKTADIRLAR. 150 yıldır yapılan şey hep aynıdır. Hep aynı kirli propaganda ile insanları aldatmaya, hep aynı sinsi oyun ile kitleleri yüzyılın en büyük kitle aldatmacasına sürüklemeye çalışmaktadırlar. Fakat artık, meydan onlar için boş değildir.

- Darwinizm, YARATILIŞ’I İSPAT EDEN 250 MİLYON FOSİLİN VARLIĞI İLE TAMAMEN YOK OLUP GİTMİŞTİR.
- Darwinistlerin iddia ettikleri bir avuç SÖZDE ARA FOSİLİN TAMAMININ GEÇERSİZ OLDUĞU BİLİMSEL OLARAK İSPATLANMIŞTIR.
- Yaratılış Atlası, Darwinistlerin 150 yıldır gizlemeye çalıştığı bir gerçeği, EVRİM DİYE BİR ŞEY OLMADIĞI GERÇEĞİNİ TÜM DÜNYAYA İLAN ETMİŞTİR.
- İşte bu yüzden, 150 yıldır süregelen aldatmaca yöntemlerini artık kimse dinlememekte, kimse bunlara kulak asmamaktadır.
- Darwinistler de durumun farkındadırlar. Yaşadıkları yoğun acz, zavallılık, yenilmişlik hissinin sebebi de işte budur
İMAN HAKİKATİ
Penguenlerin yürüme tekniği
AHİR ZAMAN - MEHDİ (a.s) - İSA (a.s)
Peygamberimiz (sav) Hz. Mehdi (a.s.)'nin çıkışını ve Altınçağ'ı müjdelemiştir
Hz. Mehdi (a.s.), daha önce de belirttiğimiz gibi ahir zamanda gelip, tüm dünyayı içinde bulunduğu büyük karmaşadan, adaletsizliklerden ve ahlaki çöküşten kurtaracaktır. Peygamber Efendimizden nakledilen hadislerde ve sahabelerin çeşitli rivayetlerinde Hz. Mehdi (a.s.)'nin pek çok özelliği tarif edilmektedir. O, inkarcı ideolojileri ortadan kaldıracak, dünyanın dört bir yanında devam eden adaletsizlikleri, zulümleri, terörü sona erdirecek, dinin Peygamberimiz (sav)'in dönemindeki şekliyle yaşanmasını sağlayacak, Kuran ahlakını insanlar arasında hakim kılacak, tüm dünyada huzuru ve barışı tesis edecektir.
Hz. Mehdi (a.s.)'nin üstlendiği bu görev çok zorlu, ciddi çaba gerektiren ve çok kapsamlı bir sorumluluktur. Site boyunca gördüğümüz gibi ahir zaman alametleri birer birer gerçekleşmektedir. Hz. Mehdi (a.s.) de ahirzamanda gelecek olan bu liderdir.
Bugün dünya üzerinde ve özellikle de Batılı ülkelerdeki dine yöneliş 21. yüzyılın Allah'ın izniyle çok güzel bir dönem olacağını müjdelemektedir.
KURAN TEFSİRİ
Yunus Suresi’nden ayet açıklamaları
TÜRK-İSLAM BİRLİĞİ
Bediüzzaman Hazretleri, İttihad-ı İslam’ın Türkiye’nin öncülüğünde olacağına işaret ediyor
Hakiki milliyetimizin esası, ruhu ise İslamiyet'tir. VE HİLAFET-İ OSMANİYE VE TÜRK ORDUSUNUN O MİLLİYETE BAYRAKTARLIĞI İTİBARİYLE , o İslamiyet milliyetinin sadefi (incisi) ve kal'ası (kalesi) hükmünde Arab ve Türk hakiki iki kardeş, o kal'a-i kudsiyenin (o mübarek kalenin) nöbettarlarıdırlar. İşte bu kudsi milliyetin rabıtasıyla, umum ehl-i İslam bir tek aşiret hükmüne geçiyor. Aşiretin efradı gibi İslam taifeleri de, birbirine uhuvvet-i İslamiye (İslam kardeşliği) ile mürtebit (bağlanır) ve alakadar olur. Birbirine manen, lüzum olsa maddeten yardım eder. Güya bütün İslam taifeleri bir silsile-i nuraniye ile birbirine bağlıdır. (Hutbe-i Şamiye, s. 54)