Yepyeni bir yılın ilk günlerini yaşarken, dünyanın ama en çok da İslam ülkelerinin barışa, sevgiye ve huzura muhtaç olduğunu görüyoruz. Oysa İslam kelimesinin kökeni “slim” yani “barış”tan gelmektedir.
Barış kavramının içinde sevgi, hoşgörü, anlayış, şefkat, merhamet ve alabildiğince özgürlük vardır. İbadet, yaşam, davranış, fikir ve söylem özgürlüğü vardır. İslam dini de tümüyle bu özgürlükleri savunur. Bu sevgi dinini değiştirip yerine bağnaz, İslam’la bağdaşmayan apayrı batıl bir din çıkararak, dünyada acımasızlığı ve vahşeti yerleşik kılmaya çalışmak, dayatma ve baskıyla insanlara hayatı zindan etmek asla kabul edilemez. İnsanların özgürce yaşamalarına müsaade etmek, nefreti ortadan kaldırıp sevgiyi yeryüzüne yerleşik kılmak bütün müslümanların asli görevidir.
Ancak şunu da unutmamak gerekir ki tüm dünyada yaşanan bu savaş, zulüm ve fitne ortamı aynı zamanda Hz. İsa (a.s.)’ın ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkış alametlerindendir. Peygamberimiz (s.a.v.)’den rivayet edilen tüm alametlerin, içinde yaşadığımız Hicri 1400’lerde ardı ardına gerçekleşiyor olması, bu kutlu şahısların çıkış döneminde olduğumuzu göstermesi açısından son derece önemlidir.
İnşaAllah 2015 yılında dünyamız, tüm Müslümanların ve farklı din mensuplarının birlikte güzelce yaşamalarıyla, birbirleriyle iyiliklerde yarışmalarıyla, hayırlı işlerde ittifak etmeleriyle ve sevgide herkesin birbirine örnek olmasıyla daha da güzelleşecektir.
Derginiz İlmi Araştırma size bu yıl da birbirinden dikkat çekici, yeni konularla ve yeni kapak tasarımıyla ulaşacak, ayrıca hediyelerimiz de devam edecek.
Rabbimiz tüm kardeşlerimize refah, birlik ve beraberlik içinde yaşayacakları bir yıl geçirmeyi nasip etsin.