BİR AYET BİR HADİS
(Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır. (Bakara Suresi, 25)
Ebu Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!" (Müslim, îman 93-94. Ayrıca bk.Tirmizî, Et'ime 45, Kıyamet 56; İbni Mace, Mukaddime 9, Edeb 11)
SAYIN ADNAN OKTAR DİYOR Kİ..
En güzel dinlenme -tabii Allah dinlendirsin diye yapmayız da, Allah rızası için yaparız- Allah'la tam bağlantıdadır. Onun dışında dinlenme olmaz. Yani Allah'la bağ hiçbir şekilde zayıflatılmaması lazım. “Sonra düzeltirim”; bu da yanlıştır. (A9 TV; 13 Haziran 2015)
ALLAH'IN İSİMLERİ
Kabıd: Sıkan, daraltan
Allah'a karşılığını çok artırma ile kat kat artıracağı güzel bir borcu verecek olan kimdir? Allah, daraltır ve genişletir ve siz O'na döndürüleceksiniz. (Bakara Suresi, 245)
Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunanların Yaratıcısı olan Allah, evrendeki herşeyin tek sahibidir. O, tüm varlıkları yaratmış ve dünyayı da insanın yaşayabileceği nimetlerle donatmıştır. Kullarının sahip olduğu her türlü zenginlik Allah'a aittir; mülkün tek sahibi O'dur. Allah dünyadayken dilediği insanları zengin, dilediğini de fakir kılar. Ama mal-mülk sahibi olanın da, hiçbir şeye sahip olmayanın da unutmaması gereken birşey vardır: Sahip olunan herşeyi veren ve bunların gerçek sahibi olan Allah'tır.
Allah, dilediği kişinin imkanlarını artırarak şükredip etmeyeceğini, dilediğinin de imkanlarını daraltarak nankörlük edip etmeyeceğini dener. Dolayısıyla insanların sahip olduğu veya olamadığı şeyler kendileri için bir kazanç değildir. Bunlar sadece geçici dünya hayatını mı gerçek yurt olan ahireti mi istediklerini denemek için Allah'ın yarattığı imtihanlardır.
Eğer kişi bu gerçeğin farkına varmaz ve elindeki herşeyi kendisinin zannedip cimrilik yapar, Allah'ın dilediği şekilde harcamazsa o zaman Allah elindeki imkanları daraltabilir. Tam aksi olarak elindeki herşeyin kendisine Allah'ın rızasını kazanacak şekilde kullanılması için verildiğini bilen kişilerin de imkanlarını artırır, dünyada da ahirette de onlara en güzeliyle karşılık verir. Ayetlerde bu gerçek şöyle haber verilmektedir:
Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah'tan korkup-sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır. Eğer Allah'a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar... (Tegabün Suresi, 16-17)
Ancak elbette ki Allah'ın dünya hayatında insanlar için yarattığı nimetler sadece maddi konularda değildir. Rabbimiz manevi anlamda da insanlara sayısız nimet vermektedir. Allah dilediğinde insanı bu yöndeki eksikliklerle de deneyebilir. Rabbimiz'e olan teslimiyet ve tevekküllerinde kararlılık göstermeleri için Allah böyle bir durum yaratabilir. İnkar edenlere ise Allah, inkarda diretmeleri nedeniyle dünya hayatında böyle bir karşılık verebilir. Bu sebeple insanın kalbinde manevi anlamda bir sıkıntı ya da darlık hissi oluşabilir. Bu, Allah'ın Kabıd isminin bir tecellisidir. Böyle bir durumda insanın düşünmesi gereken, kendisini her türlü sıkıntıdan ve zorluktan kurtaracak olanın yine yalnızca Rabbimiz olduğudur. Allah sıkan ve daraltan olduğu gibi, aynı zamanda da Basıt, yani "açan ve genişleten"dir. Allah, Kendisi'ne samimiyetle yönelen, yardımı yalnızca O'ndan bekleyen ihlas sahibi kullarının kalbine huzur, güven ve genişlik duygusu verir. Onları yardımıyla, sevgisiyle ve rahmetiyle destekler, işlerini kolaylaştırır. Allah Kuran'da kalplerin yalnızca Rabbimiz'e sığınmakla huzur bulacağını şöyle hatırlatmaktadır:
De ki: "Ondan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarmaktadır… (Enam Suresi, 64)
Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur. (Rad Suresi, 28)
EVRİM SAHTEKARLIKLARI
Mozaik evrim aldatmacası
Darwinistler bu iddiayı kullanarak “yarı sürüngen yarı kuş bir canlı göremeyiz çünkü organlar dahilinde bir evrimleşme vardır” diyerek ara fosil yokluğuna bir kılıf uydurmak isterler.
İda üzerinden yola çıkacak olursak: Darwinistlerin iddiasına göre, o lemur mükemmel hale gelene kadar her bir organının ayrı zamanlarda mutlaka evrimleşmiş olması gerekmektedir. Evrimleşen bu ara organların olduğu fosiller nerededir?
Darwinistlerin iddiasına göre bazı organlar evrimleşir bazıları sırasını beklerken, bu canlının yarı primat yarı lemur olduğu bir aşama olması gerekmektedir. Bu aşamalar fosil kayıtlarında nerededir?
İda, mükemmel görünümünü alana kadar milyarlarca hatta trilyonlarca kere mutasyon geçirmiş olmalıdır. Bu mutasyonların tamamının faydalı olması gerekir. Ama mutasyonların %99’u zararlı, %1’i etkisizdir. Dolayısıyla bu kadar fazla mutasyonun bir araya gelip mutlaka fayda getirecek şekilde organize olması imkansızdır.
Darwinistlerin iddiasına göre, canlı mükemmel haline gelinceye kadar mutasyonların, canlıya yepyeni yapılar ekliyor olması gerekir ki, bir canlının genetik bilgisine mutasyonların yeni bilgi ekleme imkanı yoktur.
İMAN HAKİKATİ
Ahtapotların kamuflaj tekniği
AHİR ZAMAN - MEHDİ (a.s) - İSA (a.s)
Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru ve İslam ahlakının hakimiyeti ile ilgili hadisler sahihtir
Bazı kimseler tarafından öne sürülen Hz. Mehdi (as) ile ilgili hadisler zayıftır iddiası kesinlikle doğru değildir ve İslam’da bir fitnedir. Mehdiliğe karşı olan bazı kimseler "Mehdiyetle ilgili hadisler Buhari’de, Müslim’de kısmen geçer, İbni Mace, Sünen-i Nesei, Sünen-i Davud ve Tirmizi’de de biraz vardır" diyerek bu konuyu kendilerince zayıflatıp, sessizce ortadan kaldırmayı düşünüyorlar. Kendi akıllarınca bu hadislerin hiçbir değeri yoktur anlamına getirmeye çalışıyorlar. Bu çok samimiyetsiz ve geçersiz bir tavırdır.
Hz. İsa (as)’ın ineceği ile ilgili hadisler sahih ve mütevatir hadislerdir.
Sahih-i Buhari ve Müslim’de, Ahir Zaman’da Hz. İsa (as) geldiğinde Müslümanların başında imamları yani Hz. Mehdi (as)’ın olacağı bildirilmektedir. Hz. İsa (as)’ın ineceği, İslam ahlakının dünyaya hakim olacağı açıkça ifade edilmektedir. Farz edelim hadislerde Hz. Mehdi (as) ile ilgili bir bahis olmasa bile Hz. İsa (as) vasıtasıyla İslam’ın dünyaya hakim olacağı mütevatir hadislerle ve Kuran’ın üç ayetiyle sabittir. Fakat burada çok önemli bir konu vardır: Hz. Mehdi (as) ile ilgili hadislerde belirtilen olaylar aynısıyla gerçekleştiyse (ki Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği 100'lerce alamet Hicri 1400 başından itibaren arka arkaya gerçekleşmiştir), artık o hadisler için sahih mi, mevzu mu diye bir tartışma sözkonusu olamaz. Gerçekleşen hadislerin sahih olduğu anlaşılmış olur ve tahakkuk ettiği için mütevatir hadisten daha güçlü hale gelir.
Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as ile ilgili hadisler
Ebu Hureyre (ra)'dan rivayete göre Resulullah (sav): "İbni Meryem gökten sizin yanınıza indiği zaman devlet reisiniz (Hz. Mehdi (as)) kendinizden, namazda imamınız olduğu (İsa da imamınıza iktida ettiği) halde bakalım nasıl olursunuz?" buyurmuştur." (Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, Hadis No: 1406, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 1986, c. 9, s. 182)
... Nihayet Meryem oğlu İsa Müslümanların (manevi) emiri (Hz. Mehdi (as)) ona: Gel bize namaz kıldır, der. Bunun üzerine Hz. İsa (as): "Hayır, Allah’ın bu ümmete bir ikramı olarak sizin bir kısmınız diğer bir kısım üzerine emirlersiniz", der. (Hz. Mehdi (as)’ı imamlığa geçirir) (Sahih-i Müslim, c. 1, s. 209)
Abdullah b Mes’ûd (ra)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Ehli beytimden ismi ismime benzeyen bir kişi (Hz. Mehdi (as)) Arapların başına geçip idarelerini eline alıncaya kadar dünyanın sonu gelmeyecektir” (Ebû Dâvûd, Mehdi, 7)
“Dünyanın bir günlük ömrü kalmış olsa bile o kimsenin (Hz. Mehdi (as)) başa geçmesi için Allah o günü uzatır” (Ebû Dâvûd, Mehdî: 7)
Benliğime hakim olan zata yemin ederim ki, Meryem'in oğlunun adaletli bir hakem olarak size inmesi pek yakındır. O, Haç'ı kıracak (haça tapınmayı kaldıracak), domuzu öldürecek (domuz eti yemenin haram olduğunu bildirecek), cizyeyi kaldıracak; mal çoğalacak ki, kimse onu kabul etmeyecektir. (Sünen-i Tirmizi, 4/93)
Onunla (İsa ile) benim aramda hiçbir peygamber yoktur. O şüphesiz inecektir. Onu gördüğünüz zaman tanıyın! O, orta boylu, beyaza çalar kırmızı renktedir. Sarıya boyalı iki elbise içinde olacak. Yağmur yağmasa da saçından su damlayacaktır.İnsanlarla İslam için mücadele edecektir, deccali etkisiz hale getirecektir. Sonra yeryüzünde tam kırk sene kalacak. Sonra ölecek ve namazını Müslümanlar kılacaklardır. (Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Tırmizi, Büyük Hadis Külliyatı, Rudani, 5. cilt, s. 380)
Hayatım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryem oğlu (İsa aleyhisselam)'ın adil bir hakim olarak sizin içinize inmesi muhakkak yakındır. O, salibi (haçı) kıracak (haça tapınmayı kaldıracak), domuzu öldürecek (domuz eti yemenin haram olduğunu bildirecek), cizyeyi kaldıracaktır, mal o kadar çoğalıp taşacak ki, hiç kimse mal kabul etmez olacaktır. (Sahih-i Müslim, 6/532)
İsa bin Meryem adil bir hakim ve adaletli bir imam olarak inmedikçe kıyamet kopmayacaktır. O, haçı kıracak (haça tapınmayı kaldıracak), domuzu öldürecek (domuz eti yemenin haram olduğunu bildirecek), cizyeyi kaldıracaktır. Mal da o kadar çoğalacaktır ki hiçbir kimse mal kabul etmeyecektir. (Sünen-i İbni Mace, 10/340)
...Ümmü seleme (ra) şöyle demiştir: Resulullah (sav)'i şöyle buyururken işittim: "Mehdi benim ailemden, Fatıma'nın oğullarındandır." (Sünen-i Ebu Davud, Cilt No. 14, Sayfa No. 402, 4284)
Ali (b. Ebi Talib) (ra)’dan; Rasulullah (sav)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir. Dünyanın ömründen sadece bir gün kalsa bile, Allah (c.c.) benim Ehl-i Beyt’imden bir zatı (Hz. Mehdi (as)'ı) gönderecektir. O dünyayı, (daha önce) zulümle olduğu gibi, Adaletle dolduracaktır. (SÜNEN-İ EBU DAVUD, Cilt No. 14, Sayfa No. 402, 4283)
KURAN TEFSİRİ
Kuran'da el kesmeye yönelik ayetler korkutma ayetleridir..
TÜRK-İSLAM BİRLİĞİ
Müslüman Ülkeler Aradıkları Huzur ve Refak Bulmak İçin İttihad-ı İslam'ın Kurulmasına Çaba Göstermelidirler
“BİR FİTNE GÖRÜLÜR, BUNU DİĞER FİTNELER TAKİP EDER VE BİRİNCİLER SONUNCULARIN KILIÇLA ÇATIŞMAYA DÖNÜŞÜNÜ KAMÇILAR VE BUNDAN SONRA BÜTÜN HARAMLARIN HELAL SAYILACAĞI BİR FİTNE GELİR. SONRA DA HİLAFET (MÜSLÜMANLARIN MANEVİ LİDERLİĞİ), YERYÜZÜNÜN EN HAYIRLISI OLAN HZ. MEHDİ (A.S.)’A EVİNDE OTURURKEN GELECEKTİR.” (Kitab-ül Burhan fi Alametil Mehdiyyil Muntazar, s.26) hadisinde belirtildiği gibi, Müslüman ülkelerde yaşanan olaylarda baskıcı rejimlere karşı halkın sokaklarda toplanması, halk ve devlet güçlerini karşı karşıya getirmiş, birbirlerine karşı bıçak ve satır kullanmışlardır. Oysa değişim, sokak çatışmalarıyla, yağmalarla, saldırganlıkla, şiddetle gerçekleştirilemez. Şiddete dayalı yöntemle meydana gelecek değişim, asla insanların özlemi ve ihtiyacı içinde oldukları huzuru, refahı ve güveni onlara sunmaz.
Kısmi bir takım başarılar ve gelişmeler elde edilebilir. Ama kalıcı ve tam tatmin edici çözüm oluşmaz. Kalıcı ve gerçek çözüm, ancak Allah’ın ve Resulullah (s.a.v.)’in gösterdiği yola uyarak sağlanır. Allah’ın ve Resulü (s.a.v.)’in gösterdiği çözüm ise tüm İslam aleminin manevi bir lider etrafında birleşmesi, Türk İslam Birliği’nin tesis edilmesidir.
Sokaklardaki protestolar ve alınan suni çözümlerin yerine istikrarlı ve ısrarlı bir şekilde Türk İslam Birliği’nin istenmesi şarttır. Bunun için de Mehdiyet’in sürekli olarak gündemde tutulması gerekmektedir.