BİR AYET BİR HADİS
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar. (Bakara Suresi, 186)
.. Bir şey isteyince Allah'tan iste. Yardım talep edeceksen Allah'tan yardım dile. Zira kullar, Allah'ın yazmadığı bir hususta sana faydalı olmak için biraraya gelseler, bu faydayı yapmaya muktedir olamazlar. Allah'ın yazmadığı bir zararı sana vermek için biraraya gelseler, buna da muktedir olamazlar. (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, 1992, s. 314)
SAYIN ADNAN OKTAR DİYOR Kİ..
İnsanlar dinle kalbini yıkadığında ona bir nur, ışık oluyor. Ama birçok insan da dinin, insanların dünyasını elinden aldığını düşünüyor. Halbuki dinsizlik dünyayı elden alır, hem de kökten alır. Her şey bela olur. Yiyecek bela olur, arabası, evi, karısı, arkadaşları, okulu, her şeyi bela olur. Ama imanlıysa eşi nimet olur, arkadaşları güzellik olur, evi zikirhanesi olur, hayatı nurlu olur, her yeri nur olur, kalbinde ferahlık olur. (A9 TV; 30 Mayıs 2015)
ALLAH'IN İSİMLERİ
Nasır: Yardım Eden
Onlara yardım ettik, böylece üstün gelenler oldular. (Saffat Suresi, 116)
İnananların tek yardımcısı ve velisi Allah'tır. Müminler her türlü zorlukta, her türlü şartta O'ndan yardım dilemişler ve Allah da onlara icabet etmiştir. Peygamberler bir hüküm vermeleri gerektiğinde adaleti sağlayabilmek ve dünyada Allah'ın rızasını kazanmak amacıyla harcanabilecek mal, mülk için ayrıca hastalandıklarında şifa bulmak için ve bir insanın hayatının her anında isteyebileceği herşey için yalnızca Allah'a yönelmişlerdir. Allah da onların bu samimi isteklerine icabet etmiş ve onlara her konuda yardım etmiştir. Allah kitabında elçilerine şu vaatlerde bulunmuştur:
Andolsun, (peygamber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir: Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır. (Saffat Suresi, 171-172)
İşte böyle; Biz, her peygambere suçlu-günahkarlardan bir düşman kıldık. Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter. (Furkan Suresi, 31)
Allah müminlerin de yegane yardımcısıdır. Kuran'da Allah, "... İman edenlere yardım etmek ise, Bizim üzerimizde bir haktır." (Rum Suresi, 47) ayetiyle tüm iman eden kullarına yardım edeceğini haber vermiştir. Ancak Allah'ın yardımını kazanmak için en önemli şartlardan bazıları, O'nun dinine yardım etmek, sınırlarını koruma konusunda titizlik göstermek ve bu uğurda gayret etmektir.
İşte böyle samimi bir çabanın karşılığında müminler daima Allah'ın yardımıyla karşılık bulurlar. Zafer, Allah'ın vaat ettiği gibi, yalnızca Rabbimiz'e inananların, O'nun rızası ve hoşnutluğu için gayret gösterenlerindir. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:
Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55)
Dünyada müminleri yalnız ve yardımsız bırakmayan Allah, ölümlerinden sonra ahiret hayatlarında da onların yegane velisi ve yardımcısı olacaktır. Allah müminlere dünyada ve ahirette yardım edeceğini vaat etmiştir ve şüphesiz Allah vaadinden asla dönmeyendir:
Şüphesiz Biz elçilerimize ve iman edenlere, dünya hayatında ve şahidlerin (şahidlik için) duracakları gün elbette yardım edeceğiz. (Mümin Suresi, 51)
EVRİM SAHTEKARLIKLARI
Ota Benga: Kafese Konulan Yerli Afrikalı
Darwin İnsanın Türeyişi adlı kitabıyla, insanın maymun benzeri canlılardan evrimleştiğini iddia ettikten sonra, bu senaryoyu destekleyecek fosil arayışı başladı. Ancak bazı evrimciler "yarı maymun-yarı insan" canlıların sadece fosil kayıtlarında değil, dünyanın farklı bölgelerinde canlı olarak da bulunabileceğine inanıyorlardı. 20. yüzyılın başlarında bu "canlı ara geçiş formu" arayışları bazı vahşetlere neden oldu. Bu vahşetlerden biri, Ota Benga adlı pigmenin hikayesiydi.
otobengaOta Benga, 1904 yılında, Samuel Verner adlı evrimci bir araştırmacı tarafından Kongo'da yakalanmıştı. Adı, kendi dilinde "dost" anlamına gelen yerli, evli ve iki çocuk babasıydı. Ama bir hayvan gibi zincirlendi, kafese kondu ve ABD'ye götürüldü. Buradaki evrimci bilim adamları, St. Louis Dünya Fuarı'nda onu çeşitli maymun türleriyle birlikte kafese koyarak "insana en yakın ara geçiş formu" olarak teşhir ettiler. İki yıl sonra ise New York'taki Bronx Hayvanat Bahçesi'ne götürdüler ve birkaç şempanze, Dinah adı verilen bir goril ve Dohung adı verilen bir orangutan ile birlikte "insanın eski ataları" adı altında sergilediler. Hayvanat bahçesinin evrimci müdürü Dr. William T. Hornaday, bu nadide "ara geçiş formu"na sahip olmanın kendisine verdiği gurur hakkında uzun konuşmalar yapmış, ziyaretçiler de kafese konan Ota Benga'ya sıradan bir hayvan gibi davranmışlardı. Ota Benga, sonunda maruz kaldığı uygulamaya dayanamayarak intihar etti.
Piltdown Adamı, Nebraska Adamı ya da Ota Benga... Tüm bu skandallar, evrimci bilim adamlarının kendi teorilerini ispatlamak adına, her türlü bilim dışı yöntemi kullanmaktan çekinmediklerini göstermektedir. Bu durumun bilincinde olarak "insanın evrimi" efsanesinin diğer sözde delillerine baktığımızda ise, yine benzer bir durumla karşılaşırız: Ortada, tümüyle gerçek dışı olan bir hikaye ve bu hikayeyi desteklemek için her yola başvurabilecek bir gönüllüler ordusu vardır.
İMAN HAKİKATİ
Saniyede 1000 devir yapan motorlar
AHİR ZAMAN - MEHDİ (a.s) - İSA (a.s)
Hz. Mehdi kendi ilmiyle hüküm verecek, herhangi bir delile ihtiyaç duymayacaktır
İbn Şehrâşub’un Menâkıb’ından ve el-Herâic ve’l-Cerâih eserinden:Hasan b. Zarîf rivayet eder:
“Gönlümü iki konu meşgul ediyordu ve onlarla ilgili Ebû Muhammed [aleyhisselâm]’a yazmak istedim. Böylece kendisine bir mektup yazıp el-Kâim Mehdi [aleyhisselâm]’i, onun ne ile hükmedeceğini ve meclisinin nerede olacağını sordum.
Şöyle bir cevap geldi:
“El-Kâim Mehdi [aleyhisselâm] hakkında sormuşsun; kıyam ettiği zaman insanlar arasında Davud [aleyhisselâm]’ın hükmüne benzer şekilde kendi ilmiyle hüküm verecek ve herhangi bir delile ihtiyaç duymayacaktır.”
İ’lâmu’l-Verâ ve el-İrşâd eserlerinde İbn Kulûye, Küleynî, Ali b. Muhammed ve Hasan b. Zarif senediyle benzer hadise yer verilmiştir. (Meclisî, Bihârü’l-Envâr, Beyrut, 1404, c.50, s.264-265)
KURAN TEFSİRİ
Yeniden Diriliş Nasıl Olacak?
TÜRK-İSLAM BİRLİĞİ
Tek Çözüm
Allah Müslümanların birlik olmasını emretmiştir. Müslüman alemi Kuran'da bildirilen bu emre uyup birlik olmadıkları müddetçe, Türk İslam Birliği'ni oluşturmadıkları sürece bu ve benzeri acıların devam edeceği açıktır. Bu acıların, bu katliamların, bu sıkıntıların, bu çilelerin hiçbiri yeni değildir. Müslümanlar, neredeyse yüzyıldır baskı altında acımasızca ezilmektedir. 1.5 milyar nüfusuyla birlik olan İslam aleminin barış, sevgi ve güvenin tesis edilmesinde çok etkili bir güç olacaktır. Dünyanın farklı yerlerinde Müslümanlara büyük acılar yaşatan bu fitnenin son bulması, akan kanın durması ancak Türk İslam Birliği'nin kurulmasıyla mümkündür. Filistin'i, Irak'ı, Afganistan'ı, Doğu Türkistan'ı, Kırım'ı, Kerkük'ü, Moro'yu kurtaracak tek çözüm Türk İslam Birliği'dir.Türk İslam Birliği yalnızca Müslümanların değil, Musevilerin, Hıristiyanların, Budistlerin, ateistlerin ve her düşünceden tüm insanların güvencesi olacaktır. Türk İslam Birliği kurulduğunda Museviler de, Hıristiyanlar da, Müslümanlar da ve tüm insanlar da çok rahat edecektir.
İslam alemi Rabbimiz'in "Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, dağılıp ayrılmayın" hükmüne itaat edip bir an önce birlik olmalı, başta Müslümanların acılarına son vermek, tüm dünyanın özlemi içinde bulunduğu barışı ve güveni tesis etmek için Türk İslam Birliği'ni oluşturmalıdır.