Kuran'ın, "Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır..." (Rum Suresi, 30) ayetiyle açıklandığı gibi, insan fıtrat olarak Kuran ahlakını yaşamaktan zevk alacak ve ancak bu şekilde huzur duyabilecek şekilde yaratılmıştır. Bu nedenle Kuran'da tavsiye edilen şefkat ve merhamet anlayışı, imanları gereği müminlerin fıtratlarına da uygun olan ahlaktır.
Ancak müminlerin merhamet anlayışı, halk arasında yaygın olan merhamet anlayışından büyük farklılıklar içerir. Onların merhameti Rabbimiz'in merhametinin bir tecellisi olduğu için, Allah (cc)'ın rızasına ve Kuran'a uygun bir merhamet şeklidir. Merhametlerinde ölçü aldıkları yol gösterici Kuran ve Peygamber Efendimiz (sav)'in sünnetidir. Bunun dışında bir sistemin ölçülerini içeren bir merhamet anlayışının da "şeytani" bir merhamet olacağını bilirler.
Söz gelimi kendilerinden yardım talebinde bulunan bir kimsenin, bu yardımı hayır yolunda mı yoksa Allah (cc)'ın beğenmediği bir yolda mı kullanacağı onlar için önemli bir ölçüdür. Eğer bu yardım hayır için isteniyorsa merhametleri devreye girer ve maddi manevi her türlü yardımı yaparlar. Ancak yine aynı şartlar altında olduğu halde elde ettiği yardımı haram bir fiil için kullanacak birine yardım etmeyi kabul etmezler. Allah (cc)'ın beğendiği asıl merhamet de budur. Bir kişiyi Allah (cc)'ın beğenmediği bir tavrı uygulamaktan alıkoyup dosdoğru yola iletmek, kişinin hikmetini dünyada kavrayamasa bile ahirette anlayacağı ve çok şükredeceği gerçek bir iyilik ve merhamet şeklidir. Kuran'da müminlerin bu ahlakı şöyle bildirilmiştir:
"Muhammed, Allah'ın elçisidir. Ve onunla birlikte olanlar da kafirlere karşı zorlu, kendi aralarında ise merhametlidirler..." (Fetih Suresi, 29)
"Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak." (Beled Suresi, 17)
Müminlerin birbirlerine gösterdikleri merhamet ve şefkat anlayışı, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir ahlak örneğidir. Bu merhamet onlara beraberinde fedakarlığı, ince düşünceyi, affediciliği, sevgiyi ve saygıyı da getirir. İman sahipleri karşılarındaki kişinin maddi manevi her türlü ihtiyacını daha o söylemeden fark eder, duydukları derin şefkat nedeniyle ona hemen yardımcı olmaya çalışırlar. Bu konuda çaba harcamaktan da hiçbir şekilde yılmazlar. Kuşkusuz ki her konuda olduğu gibi bu konuda da müminlere en güzel örnek peygamberlerin tavrıdır. Bir Kuran ayetinde Peygamberimiz (sav)'in Müslümanlara karşı duyduğu şefkat ve merhamet şöyle anlatılmıştır:
"Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O'nun gücüne giden, size pek düşkün, müminlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir."(Tevbe Suresi, 128)
Peygamberimiz (sav)'in şefkati imanının gücü dolayısıyla o kadar yoğundur ki, Allah (cc) müminlerin herhangi bir konuda sıkıntıya düşmelerinin onun gücüne gittiğini bildirmiştir. müminlerin kendilerine örnek aldıkları merhamet anlayışının da bu şekilde olması gerekir.