Adnan Oktar'ın 17 Nisan 2011 A9 Tv, Kanal Avrupa ve Çay Tv'deki Canlı Sohbetinden
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım, Hadid Suresi, 27. Ayet “Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ardınca gönderdik.” Peygamberler silsile olarak peş peşe geliyorlar. “Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik; ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık.” Yani, ‘İncil’e tabi olanların kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık’ diyor Allah. ‘Hıristiyanlığın bir özelliği, şefkat ve merhametin yoğun olmasıdır’ diyor Allah. Bunu bir hüküm olarak belirtmiş Allah. Şefkat ve merhamet; biz de Müslümanlar olarak, şefkat ve merhameti esas almamız lazım, inşaAllah. Kuran’da da hakimdir, şefkat ve merhamet, İncil’de de hakimdir. “(Bir bid'at olarak) Türettikleri ruhbanlığı ise” yani, uydurdukları, sonradan çıkarttıkları ruhbanlığı ise, “Biz onlara yazmadık (emretmedik).” ‘Ben böyle bir şey söylemedim’ diyor Allah, ‘İncil’de öyle bir emrim yok’ diyor. “Ancak Allah'ın rızasını aramak için (türettiler)” ‘Ruhbanlığı türettiler, olmayan bir şeyi söylediler’ diyor, “ama buna da gerektiği gibi uymadılar.” ‘Yani İncil’de yazan, ruhbanlığın ortaya çıkarttığı inançlara da gereği gibi uymadılar’ diyor. “Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik,” ‘Samimi iman edenlere sevap verdik’ diyor, Allah. “Onlardan birçoğu da fasık olanlardır.” ‘Birçoğu da günahkardır’ diyor. 28 “Ey iman edenler, Allah'tan sakınıp-korkun” Allah’tan korkmak, Müslüman’ın en belirgin vasıflarındandır. “Ve O'nun elçisine iman edin” Peygamberine iman edin, “size Kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık) versin” iki kat sevap versin. “Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın” Biz yürürken bir nura ihtiyacımız var, akla ihtiyacımız var, basirete, ferasete ihtiyacımız var. “Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın” yani, hayatta yaşarken, ihtiyacımız olan o güç, Allah’ın verdiği güzel güç, “ve size mağfiret etsin.” Size acısın, bağışlasın. “Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” 29 “Öyle ki; Kitap ehli, Yahudi ve Hıristiyanlar Allah’ın fazlından hiçbir şeye güç yetirip sahip olmadıklarını” “Allah’ın fazlından hiçbir şeye güç yetirip sahip olmadıklarını”, çünkü her şeye güç yetiren Allah’tır. Kendilerinin müstakil bir gücü olmaz. “Ve fazlının muhakkak Allah’ın elinde olduğunu” yani, bütün gücün Allah’ın elinde olduğunu “Onu dilediğine verdiğini” istediği kimseye üstünlük ve güç verdiğini “bilip öğrensin. Allah büyük fazl, ihsan ve lütuf sahibidir.”