Müminler, din ahlakını sadece sözleriyle tebliğ etmez, aynı zamanda tüm yaşantılarıyla da bu ahlakı anlatmış olurlar. Saatlerce dostluğun, candanlığın, samimiyetin ne olduğunu anlatmak yerine, samimiyeti ve candanlığı yaşar ve bu güzel ahlakı "halleriyle" gösterirler. Karşılarındaki kişiler onların yaptıkları bu "hal ile tebliği" gördüklerinde, samimiyetin ne olduğunu, hiç anlatılmadığı halde çok net bir biçimde kavrayabilirler. Bu, Kuran'da emredilen her türlü özellik için geçerlidir. Mümin fedakarlığı, tevazuyu, bağışlayıcılığı, adaleti, merhameti, dürüstlüğü kısacası her türlü güzel ahlak özelliğini çevresine yaşayarak gösterir. Karşı taraf üzerinde asıl etki bırakan da budur. Zira fedakarlığın ne olduğunu uzun uzun anlattığı halde, kimi zaman bu tavrı göstermekten kaçınan ve hatta belki de bencilce davranan bir kimse, karşı tarafa samimiyetsiz olduğu izlenimini verir ve onun üzerinde olumsuz etki yapar.
Bunun yerine güzel ahlakı anlatan ve anlattığı ahlakı tüm samimiyetiyle yaşadığını gösteren bir insanın konuşmalarının, karşı tarafın vicdanını Allah`ın izniyle harekete geçireceği çok açıktır. Peygamber Efendimiz (sav) insanlara güzel söz söylemelerini tavsiye etmiştir:
"... İbn-i Ömer (r.a.)`den rivayet edildiğine göre; Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu demiştir: Bir (mü`min) kulun sırf Allah rızasını talep etmek için yuttuğu bir öfke yudumundan Allah Katında sevap bakımından daha büyük bir yudum yoktur." (Mace, Cilt 10, Syf.462)
Peygamber Efendimiz (sav) insanları her fırsatta güzel ahlaka çağırmıştır:
"Her nerede olursan ol Allah'tan ittika et (sakın, kork) ve kötülüğün arkasından iyilik yap, bu onu yok eder. İnsanlara iyi ahlakla muamele et." (Hz. Ebu Zerr r.a. : Tirmizi, Birr 55 Kütüb-i sitte, 16. Cilt , sf. 328)
Hz. Nuh Kavmini Yalnızca Allah'a Kulluk Etmeye Çağırmıştır
Hz. Nuh yaptığı tebliğ ile kavmini, içinde bulundukları batıl sistemi bırakarak Allah'a kulluk etmeye davet eden diğer bir peygamberimizdir. Kavmine Allah'tan başka bir İlah olmadığını, eğer dünyada iken bunu kavramazlarsa ahiret günü azapla karşılaşacaklarını hatırlatan Hz. Nuh, bu şekilde onları uyarıp korkutmuş ve iman etmeleri için çeşitli şekillerde açıklamalarda bulunmuştur. Bu konuyla ilgili bir ayet şöyledir:
"Andolsun, Biz Nuh'u kendi kavmine (elçi olarak) gönderdik. Böylece kavmine dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin. Onun dışında sizin başka İlahınız yoktur, yine de sakınmayacak mısınız?" (Müminun Suresi, 23)
Hz. İbrahim Kavmini Şeytana Uymamaları Konusunda Uyarmıştır
İnsanın en büyük düşmanı şeytandır. Çünkü şeytanın amacı insanları, Allah'ın razı olacağı hak yoldan alıkoymak ve böylece onların da cehenneme gitmesini sağlamaktır. Bu sebeple, Hz. Adem'den beri yaratılmış olan tüm insanlara çeşit çeşit oyunlarla yaklaşarak onları saptırmaya çalışır. Şeytanın sadece Allah'a kesin olarak iman eden ve tevekkül eden insanlara bir etkisi olamaz, ki Allah Kuran'da bize bu insanların sayısının az olacağını bildirmiştir. (İsra Suresi, 62) İşte bu sebeple Hz. İbrahim, Allah'ın yolundan uzaklaşmış olan babasını ve kavmini, şeytana uymamaları ve Allah`ın yoluna tabi olmaları için uyarmıştır. Hz. İbrahim`in hakkı tavsiye ettiği sözleri ayetlerde şöyle bildirilmiştir:
"İbrahim de; hani kavmine demişti ki: "Allah'a kulluk edin ve O'ndan sakının, eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Siz yalnızca Allah'tan başka birtakım putlara tapıyor ve birtakım yalanlar uyduruyorsunuz. Gerçek şu ki, sizin Allah'tan başka taptıklarınız, size rızık vermeye güç yetiremezler; öyleyse rızkı Allah'ın Katında arayın, O'na kulluk edin ve O'na şükredin. Siz O'na döndürüleceksiniz." (Ankebut Suresi, 16-17)
Hz. Yakup Oğullarına Hak Dine Uymalarını ve Salihlerden Olmalarını Vasiyet Etmiştir
Değerli peygamberimiz Hz. Yusuf`un babası olan Hz. Yakup, ömrü boyunca ihlas sahibi, güçlü, basiretli ve seçkin kişiliği ile tüm müminlerin şevkle örnek almaları gereken bir ahlak sergilemiştir. Hz. Yakup'un örnek alınması gereken bir özelliği de oğullarına yaptığı samimi tebliğdir. Yüce Allah Hz. Yakup'un oğullarına vasiyetini şöyle bildirir:
"Bunu İbrahim, oğullarına vasiyet etti, Yakup da: "Oğullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak Müslüman olarak can verin." (diye benzer bir vasiyette bulundu.) " (Bakara Suresi, 132)
Müslüman olarak can vermek, Allah'tan korkan insanların en önemli dualarından biridir. Çünkü bir insan hayatı boyunca salih amellerde bulunduğu halde sonradan niyetini bozup imanından dönerse yaptığı tüm amelleri boşa gidecek, cehennem azabını hak edecek bir konuma gelecektir. Hz. Yakup oğullarına "Müslüman olarak can verin" derken onları bu konuda uyarmakta ve onlara samimi niyetlerini ve kararlılıklarını bozmadan imanlarını korumalarını öğütlemektedir.
Hakkı Tavsiye Etmek Ömür Boyu Sürecek Şerefli Bir Görevdir
Tüm elçilerin hayatlarında gördüğümüz gibi, ömür boyunca insanlara tebliğ yapıp, hakkı tavsiye etmek ve onlardan hiçbir karşılık beklememek önemli bir mümin özelliğidir. Bir mümin hangi devirde yaşarsa yaşasın, kimlerle beraber olursa olsun insanları Allah'ın beğendiği ahlaka çağırmakla, onlara, yaklaşmakta olan hesap gününü hatırlatmakla sorumludur.
Yeryüzünde güzel ahlakın hakim olup zulmün ve adaletsizliğin ortadan kalkmasını isteyen tüm müminlerin yapması gereken de, insanlara Allah`ın varlığını, hesap gününü hatırlatmak, onları Kuran ahlakını yaşamaya davet etmektir. Yüce Allah Kuran`da bu ibadeti hakkıyla uygulayan sevgi ve merhamet sahibi müminleri övmekte, onların ziyana uğramayıp kazananlardan olacaklarını bildirmektedir:
"Siz insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslama uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah`a iman edersiniz..." (Al-i İmran Suresi, 110)