Kuran`ı kendi çarpık ve cahil akıllarıyla değerlendiren insanlar akıllarını beğendikleri için, müminlerin yönlendirmeye çalıştığı Kuran`a uygun olan tavra uymazlar. Kısa bir süre sonra ölecekleri ve dünya hırslarına kapılmanın nasıl akılsızca bir tavır olduğu kendilerine anlatılsa dahi yine de yanlış yolda olduklarını kavrayamazlar. Oysa kendi akıllarına uyarak yaptıkları eylemlere baktıkları ve müminlerin hayatıyla kendilerininkini kıyaslasalar, ne kadar yanlış bir yolda olduklarını görebilirler. Ancak bu kıyası yapamamaları ve içerisinde bulundukları durumu farkedememeleri de akılsızlıklarının bir başka yansımasıdır.
Müminler, dünya hayatındaki imtihanın sırrını kavradıkları için . dünyaya ilişkin hırslara hiç kapılmazlar. Bu ahlakları nedeniyle Allah, ahirette cenneti uman müminleri, dünyada da çok rahat ve huzurlu bir şekilde yaşatır. Huzurun dünya hırsıyla elde edilebileceğini sanan inkar edenler ise, çektikleri azabın çeşitlilğiyle ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduklarını ortaya koyarlar. Bu azap parayla yok edilebilecek gibi de değildir. Allah iman etmeyenlere sevgiyi, mutluluğu, huzuru ve merhameti yaşatmadığı gibi, sıkıntıyla, kederle, öfkeyle azaplarını dünyada kat kat arttırır. Üstelik bu sadece kısa süreli dünya hayatında yaşadıkları azaptır. Allah imana karşı direnen, akıllarını beğenen ve nefislerinin arzuları peşinde koşup şeytana uyan insanlara sonsuza kadar cehennem azabını yaşatacaktır.
Cahilliğin Giderilmesi için Ne Yapılmalıdır?
Bazı insanlar çocukluklarından itibaren şeytanın gösterdiği yolda şuursuzca yaşamış ve dünya hırslarıyla yıllarını geçirmişlerdir. Oysa ki doğru olduğuna inandıkları şeytanın yolu, sadece bir ‘ALDATMACA` dır. Bu aldatmacayı kavramak için çok bilgili, iyi eğitim almış bir insan olmaya da gerek yoktur. Bir insanın sadece ölümü bir dakikalığına samimi olarak tefekkür etmesi bile, Allah rızası için yaşaması gerektiğini kavraması için yeterlidir. Bu gerçeği fark ederek cahillikten gerçekten kurtulmak isteyen bir insanın yapması gereken ise, öncelikle kendi yanlış inançlarından vazgeçmek ve müminlerden takva olan yani Allah`tan korkan, samimi, vicdanını en son noktasına kadar kullanan, güvenilir müminlerin yoluna uymak olmalıdır.
Bu kimselerin, kendilerini Kuran`a çağıran öğütlere hiç şüphe etmeden samimi olarak uymaları gerekir. Allah`a teslim olup tevekkül eden, yani Allah`ın mutlaka hayır ve güzellik yaratacağına kesin olarak inanan insanlara Allah, derin bir akıl verecek ve vicdanlarını açacaktır. Allah bir ayetinde, Kendisi`nden korkup-sakınanlara ‘doğruyu yanlıştan ayıran bir akıl` vereceğini şu şekilde bildirmektedir:
``Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir.`` ( Enfal Suresi, 29)