BAV Davası’nda Bozma Gerekçeleri (5)
ucgen

BAV Davası’nda Bozma Gerekçeleri (5)

39035

 

 

Kamuoyunda Bilim Araştırma Vakfı Davası olarak bilinen dava hakkında Yerel Mahkeme tarafından karar verilmiş bulunup, dosya şu an itibariyle temyiz incelemesi amacıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin huzurunda bulunmaktadır. Dosyada yer alan çok sayıdaki bozma gerekçelerinden 3 tanesi şunlardır:

 

 

İSTİFA EDEN SAVUNMA AVUKATLARININ YERİNE MÜDAFİ TAYİN ETME HAKKI TANINMAMASI BOZMA NEDENİDİR
 

 

 

CMK.nun 150/1. maddesi, “Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir” hükmünü içermektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinin (3c) fıkrası da her sanığın avukat yardımından yararlanma hakkı olduğunu öngörmektedir.

BAV Davası’nda, Yerel Mahkemenin sanıklara savunma hakkı vermemesi nedeniyle 09.05.2008 tarihli duruşmada savunma avukatlarının tamamı istifa etmiştir. Bunun üzerine duruşmada hazır bulunan sanıklar avukatsız kaldıklarını bildirip mahkemeden avukat talep etmişlerdir.

Böyle bir durumda, yasalarımız gereği, Yerel Mahkemenin duruşmayı kesip sanıklara avukat tutmaları için imkan tanıması veya sanıklara barodan avukat görevlendirmesi gerekirken, bunların hiçbirini yapmamıştır.

Yasanın emredici hükümlerine ve sanıkların bu hükümlere dayanan açık taleplerine rağmen, Yerel Mahkemenin sanıklara avukat tutma imkanı tanımaması ve davayı avukat olmaksızın sürdürüp tamamlaması mutlak BOZMA SEBEBİDİR.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun ve Yargıtay Ceza Daireleri’nin bunun bir bozma nedeni olduğu yönünde çok miktarda kararı bulunmaktadır. Bunlardan, Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 2006/2036 E., 2008/1365 K. ve 06.03.2008 tarih sayılı içtihadı şöyledir:

 

 

CMK.nın 150.maddesi uyarınca ... talebi aranmaksızın zorunlu müdafii tayini sağlanıp müdafii huzuruyla hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
yasaya aykırı olduğundan ... BOZULMASINA...


Yasanın emrettiği müdafi tutma hakkının tanınmaması CMK.nun 289/1h. maddesine göre bir BOZMA NEDENİDİR. Elbette takdir Yüksek Mahkeme’nindir.

 

 

YARGITAY TARAFINDAN 2007 YILINDA VERİLEN BOZMA KARARINA KARŞI SANIKLARIN BEYANLARI ALINMADAN HÜKÜM KURULMASI BOZMA SEBEBİDİR


CMK.nun 307/1. Maddesi “Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak bölge adliye veya ilk derece mahkemesi, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar” şeklindedir.

BAV Davasında, Yargıtay 8. Ceza Dairesi Yerel Mahkemenin (zamanaşımına dair) ilk kararını 17.05.2007 tarihinde bozmuştur. Bozma üzerine dosyayı yeniden ele alan Yerel Mahkeme söz konusu bozma kararının ardından sanıkların bir kısmının bozma kararına karşı beyanlarını almadan hüküm kurmuş ve davayı sonuçlandırmıştır.

İddia Makamı, esas hakkındaki mütalaasında bir kısım sanıkların bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan uyma kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğunu açıkça belirtmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2007/9-205 E., 2007/203 K. ve 09.10.2007 tarih sayılı içtihadı da sanığa bozma hakkındaki görüşünün sorulmadan karar verilmesini BOZMA SEBEBİ olarak değerlendirmektedir:

 

 

 

 

… anılan bu yasa hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğuracak olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki kanıtlarını sunma olanağı tanınmalıdır.
... aleyhe sonuç doğurabilme olasılığı nedeniyle, sanık aleyhine olduğu yönünde kuşku bulunmayan bozma kararına karşı, sanıktan diyecekleri saptanmadan yokluğunda karar verilmesi YASAYA AYKIRIDIR.


BAV Davası’nda, sanıkların Yargıtay tarafından verilen bozma kararına karşı beyanları tamamlanmadan hüküm kurulması yasalarımıza, Yargıtay içtihatlarına ve Cumhuriyet Savcılığı’nın mütalaasına göre açık bir BOZMA NEDENİDİR.

 

 

 

 

BAV DAVASI’NDA SANIKLARIN REDDİ HAKİM TALEPLERİNİN KARARA BAĞLANMAMASI BOZMA GEREKÇESİDİR


Davanın 09.05.2008 tarihli duruşmasında bazı sanıklar reddi hakim talebinde bulunmuşlardır. Bu sanıkların bir kısmı daha önce hiç ret talebinde bulunmamış olan, ilk defa reddi hakim dilekçesi veren kişilerdir. Yerel Mahkeme bu talepler hakkında “… yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına…” şeklinde karar almıştır. Söz konusu talep hakkında bir karar vermeyerek, sanki böyle bir talep yokmuş gibi yargılamayı sürdürmüştür.

 “Hakimin reddi” talebi karşısında bir mahkeme, bu talebi kabul edebilir (CMK 27), bu talebi reddedebilir (CMK 28) veya bu talebi geri çevirebilir (CMK 31). Hakimin bu üç kararın dışında bir karar vermesi CMK’ya göre mümkün değildir.

Yerel Mahkemenin “…yeniden karar verilmesine yer olmadığına…” şeklindeki kararına dayanak olarak gösterdiği “ret talepleri davayı uzatmaya yöneliktir” biçimindeki gerekçe ancak bir geri çevirme kararına (CMK 31/1c) dayanak olabilir ve bu konudaki kararlara karşı da itiraz yoluna başvurulabilir (CMK 31/3).

Ancak, yasanın tanıdığı bu itiraz hakkını Yerel Mahkeme “yeniden karar verilmesine yer olmadığına” diyerek ortadan kaldırmıştır. Böylece de kararın denetlenmesini imkansız hale getirmiştir. Bu, CMK.nun 289/1h. maddesi gereğince mutlak bir BOZMA NEDENİDİR. Ancak elbette takdir Yüce Mahkemenindir ve BAV Camiası mensupları Sayın Mahkemenin verdiği her karara saygılıdır.

KAMUOYUNA SAYGIYLA DUYURULUR.

C. Sedat Altan – Bilim Araştırma Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı 

 

 

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER