Kamuoyunda Bilim Araştırma Vakfı Davası olarak bilinen dava hakkında Yerel Mahkeme tarafından karar verilmiş bulunup, dosya şu an itibariyle temyiz incelemesi amacıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin huzurunda yer almaktadır.
BAV Davası yargılananları bazı hukuki gerekçelerle mahkeme heyetinde yer alan hakimler hakkında reddi hakim taleplerinde bulunmuştur. Yerel Mahkeme bu taleplerle ilgili olarak CMK.nun 31. maddesindeki prosedürü uygulamış ve ret taleplerini geri çevirmiştir.
CMK.nun 31. maddesine göre verilen “geri çevirme” kararlarına itiraz etmek mümkündür. Bir itiraz olduğu takdirde bu “geri çevirme” kararı üst mahkemeye gönderilerek değerlendirmeye tabi tutulur.
Ancak Yerel Mahkeme söz konusu reddi hakim taleplerini, sanıklar henüz bu “geri çevirme” kararına itiraz etmeden sanki bir itiraz yapılmış gibi üst mahkemeye göndermiştir.
İtirazı ele alan üst mahkeme ise, kendisine gelen dosyada hiçbir itiraz dilekçesi bulunmadığı halde ve tutanaklarda da itiraza ilişkin hiçbir ibare yer almadığı halde “itirazın reddi” diye bir karar vermiştir.
Yani yerel mahkeme olmayan bir itirazı işleme koymuş, üst mahkeme de olmayan bir itirazı reddetmiştir. Böylece sanıkların itiraz hakları ortadan kaldırılmıştır.
Ret talebinde bulunan sanıkların karara itiraz etmeden Yerel Mahkeme’nin dosyayı üst mahkemeye göndermesi ve oradan “itirazın reddi” şeklinde bir kararla sanıkların itiraz etmelerini imkansız hale getirmesi, CMK.nun 289/1h. Maddesine göre BOZMA SEBEBİDİR.
Davanın 09.05.2008 tarihli celsesinde sanık avukatları Mahkeme’ye savunma yapmak istediklerini bildirmişlerdir ve savunmalarını hazırlamak için süre istemişlerdir. Mahkeme bu talepleri reddetmiş ve müdafilerin savunma hazırlamalarına izin vermemiştir.
Yerel Mahkeme buna gerekçe olarak, “avukatlar Fatih Doğan, Kerim Kalkan ve Uğur Poyraz dosyayı zaten biliyorlar, süreye ihtiyaçları yok” nedenini göstermiştir. Oysaki davanın avukatlarından Kerim Kalkan bu davaya ilk olarak 16. Celsede, Fatih Doğan ise ilk olarak 15. celsede girmiştir. Uğur Poyraz davanın 2. ve 3. celselerine girmiş, daha sonra 12. celseye kadar davadan uzak kalmıştır. Yani adı geçen avukatlar, mahkemenin iddia ettiği gibi dosyanın en başından beri davada bulunuyor değillerdir.
Ayrıca savunma avukatlarının dosyayı bildiklerini düşünsek bile, bu durum onların savunma yapmaları için süre alma haklarını ortadan kaldırmaz. Savunma konusunda daha önce sanıklara ve avukatlara hiç süre verilmemiş iken, savunma konusunun ilk defa gündeme geldiği aşamada sanıkların en doğal hakkı olan savunma hazırlığı için süre verilmemesi, Yargıtay içtihatlarına göre BOZMA NEDENİDİR.
Dahası savunma avukatları, Fatih Doğan, Kerim Kalkan ve Uğur Poyraz’dan ibaret değildir. Bu davaya katılan başka birçok avukat vardır ve bu avukatlar da dosyayı incelemek için süre istemişlerdir. Ancak, bu haklı talep Yerel Mahkeme tarafından kabul edilmemiştir.
Savunma avukatlarına, hukuken kabulü mümkün olmayan gerekçeler öne sürerek savunma hazırlama imkanı tanınmaması mutlak bir BOZMA NEDENİDİR.
Yerel Mahkeme, gerekçeli kararında, “sanıkların basın yayın kuruluşlarına nüfuz etmek amacıyla zor ve tehdit kullandığını” öne sürmüştür. Buna delil olarak da Fatih Altaylı’nın iddialarını göstermiştir. Oysaki Fatih Altaylı bir “basın kuruluşu” değildir, sadece bir gazetecidir. Ayrıca ortada zor ve tehdit yoktur. Fatih Altaylı bile tehditten hiç bahsetmemiştir.
Fatih Altaylı, İstanbul 1. DGM önünde verdiği 04.08.2000 tarihli ifadesinde “… Bir tehdit, bir parasal menfaat olmadı, bir tehditle karşı karşıya kalmadım…” demek suretiyle herhangi bir tehditle karşılaşmadığını açıkça belirtmiştir.
Fatih Altaylı’nın 90’lı yıllarda BAV Camiası’nı hedef alan saldırgan yayınları nedeniyle BAV yöneticileri ile bu gazeteci arasında karşılıklı ceza ve hukuk davalarının olduğu bir gerçektir. Fakat, bu hukuki ihtilaf tamamen Fatih Altaylı’nın şahsıyla ilgilidir ve kişisel niteliktedir. Bu hukuki tartışmaların “basın kuruluşlarına nüfuz etmek için zor ve tehdit kullanmak” olarak nitelenmesi mümkün değildir.
Tehdit ve zorlama içermeyen ve tamamen Anayasal hakların kullanımından ibaret olan bir hukuksal tartışmanın “tehdit” olarak nitelenmesi BOZMA NEDENİDİR.
Ancak elbette takdir Yüce Mahkemenindir ve BAV Camiası mensupları Sayın Mahkemenin verdiği her karara saygılıdır.
KAMUOYUNA SAYGIYLA DUYURULUR.
C. Sedat Altan – Bilim Araştırma Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı