Her Müslüman dünyada ve ahirette birbirinin kardeşidir. Müslümanların birlik olmaları, aynı safta yer almaları, birbirlerine her şartta destekçi olup yardım etmeleri, birbirlerine Allah rızası için içli bir sevgi, şefkat duymaları ve birbirlerine karşı her zaman affedici olmaları Allah`ın beğendiği ve istediği bir ahlaktır. Allah`ın varlığına ve birliğine iman eden, ahirete inanan, peygamberlere karşı çoşkun bir sevgi ve saygı duyan, Kuran`ın hak olduğunu tasdik eden ve titizlikle uygulayan herkes Müslümandır.
Müslümanlar arasında ayrımcılığın Kuran`da kesinlikle yeri yoktur. Bu, şeytanın Müslümanların gücünü kırmak amacıyla oynadığı sinsi bir oyundur. Çekişme, kavga, karşılıklı mücadele ve haset, insanın beynini ve özellikle de vicdanını çok yorar. Kişinin ruhunu kirletir, fiziksel ve manevi anlamda gücünü zayıflatır. Şeytan da bu gerçeği bildiği için müminlerin arasına girmeye ve bu şekilde onları güçten düşürmeye çalışır. Akıllarını ve dikkatlerini boş konulara yoğunlaştırarak Allah`ın dinine yardım etmelerini, İslam ahlakını yaymalarını engellemeye çaba harcar. Allah Kuran`da inanaları şu şekilde uyarmaktadır:
"Allah'a ve Resûlü`ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir." (Enfal Suresi, 46)
Şeytan insanların iman etmelerini, samimi olmalarını, güzel ahlak göstermelerini, Allah`a gönülden boyun eğerek yaşamalarını istemez. Birlik oldukları takdirde Müslümanların nasıl güzel ve etkili bir güce sahip olacaklarını, bu vesileyle Kuran ahlakının her yerde yaşanmaya başlanacağını, dünyada cennet gibi bir ortam oluşacağını bildiği için sürekli aleyhte bir faaliyet içindedir. Samimi iman edip her şartta Allah`a yönelip tevekkül edildiği takdirde şeytanın müminler üzerinde olumsuz hiçbir etkisinin olmayacağını Allah Kuran`da bizlere haber vermiştir:
"Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur." (Nahl Suresi, 99)