Bilim Araştırma Vakfı tarafından 22 Eylül 2003 tarihinde İstanbul Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirilen "Osmanlı Vizyonu ile Balkanlara Bakış" adlı konferans büyük ilgi gördü. Türkiye'den ve Balkanlardan katılan konuşmacılar dünyanın yeni bir Osmanlı'ya muhtaç olduğunu bir kez daha vurguladılar.
BALKAN MÜSLÜMANLARI BÜYÜK İLGİ GÖSTERDİ
Balkan müslümanlarının siyasi, sosyal ve kültürel sorunlarının dile getirildiği konferansa Balkan müslümanları büyük ilgi gösterdi. Konferansa, Sancak Belediye Başkanı Süleyman Uglagin, Kosova Demokratik Türk Partisi Genel Başkanı Mahir Yağcılar, İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga, Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Danışmanı İzzeddun Ladiç, Makedonya Millet Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Cevat Hüseyni, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Anıl Çeçen, Sofya Yüksek İslam Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Tatarlı, Makedonya Kültür Bakanı Danışmanı Prof. Dr. Ferit Muhiç, Prof. Dr. Mustafa Kahramanyol, Milli Değerleri Koruma Vakfı Başkanı Altuğ Müştak Berker ve BAV Başkanı Tarkan Yavaş konuşmacı olarak katıldı.
Aralarında milletvekili, eski bakan, tarihçi, yazar ve balkan derneklerinin temsilcilerinin bulunduğu geniş bir davetli topluluğu konferansı ilgi ile izledi. Konferans öncesinde, mehter konseri ve Balkanlar'daki Osmanlı izlerini anlatan bir sinevizyon gösterisi gerçekleştirildi.
DÜNYANIN YENİ BİR OSMANLI'YA İHTİYACI VAR
Konferansın açılış konuşmasını yapan Bilim Araştırma Vakfı Başkanı Tarkan Yavaş, Osmanlı'nın bölgeyi terketmesinin ardından Ortadoğu, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Ortaasya'da huzur ve barışın yerini kan ve gözyaşına terkettiğini söyledi. Dini ve etnik kökeni ne olursa olsun insanların huzur ve barış içinde birarada yaşamasının mümkün olabileceğini belirtten Yavaş, bunun en güzel örneğini Osmanlı İmparatorluğu'nun sergilediğinin altını çizdi. Ulus kavramının yerini medeniyetlere bıraktığını belirten Yavaş, 21. yüzyılın medeniyetlerin barışına sahne olacağını söyledi. Yavaş konuşmasını şu sözlerle bitirdi: "Sadece müslümanların değil batının da yeni bir Osmanlı'ya ihtiyacı vardır. Türk ve İslam dünyasındaki otorite boşluğu çözümü için önümüzde Osmanlı gibi örnek bir model bulunmaktadır. Dünya'nın yeni bir Osmanlı'ya ihtiyacı vardır."
Konferasta kısa bir konuşma yapan Eski Kültür Bakanı Agah Oktay Güner ise Balkanlara bir nostalji olarak bakmadıklarını belirterek şunları söyledi:
"Başta Sultan Murad olmak üzere tüm Osmanlı padişahları bölgede bir hoşgörü medeniyeti kurdu. Osmanlı aldıkları verginin iki katı bölgede yatırım yaptı. Balkanlardaki Osmanlı medeniyetinin temelinde bizi biz yapan İslam anlayışı hakimdi. Ancak Osmanlı'nın bölgeden çekilmesiyle Balkanlarda zulüm başladı. Dünyanın en acımasız ideolojisi emperyalizm, panslavizm maskesi altında bölgeyi kan gölüne çevirdi. Kademe kademe tüm balkanlar bundan nasibini aldı. Abdulhamid'in tahttan düşürülmesinin ardından ihanet içindeki İttihat Terakki yönetiminin yarattığı boşluk yüzünden Alman ve İngiliz emperyalizmi bölgeye hakim oldu. Hala kargaşanın hakim olduğu Balkanlar yeni bir Osmanlı'nın özlemi içindedir."
SANCAK MÜSLÜMANLARI YOKEDİLMEK İSTENİYOR!
Sancak müslümanları adına konferansa katılan Sancak Belediye Başkanı Dr. Süleyman Uglanin, Sancak bölgesinde yaşayan 550 bin müslümanın sistemli bir şekilde yokedilmek istendiğini, ancak müslümanların hiçbir zaman kültürlerinden tavizde bulunmadıklarını söyledi. Haklarını uluslararası mahkemelere taşımakta kararlı olduklarını belirten Uglanin, bölgede zulüm ve haksızlığın sona ermediğini, Sırpların Boşnak, Türk ve Arnavut müslümanlara zulüm etmeye devam ettiğini söyledi. Uglanin konuşmasında özetle şunları söyledi:
"Her şeye rağmen Sancak'ta Osmanlı'nın izleri hala dimdik ayakta. Osmanlı İmparatorluğu sayesinde İslam kültür ve medeniyeti bölgemize girdi. Bunları silmeye Allah'ın izniyle kimsenin gücü yetmeyecek. Bu konuda Osmanlı İmparatorluğu'nun devamı olarak gördüğümüz Türkiye'den destek bekliyoruz."
KOSOVA MÜSLÜMANLARI TÜRKİYE'DEN DESTEK BEKLİYOR
Konferansa Kosova müslümanlarını temsilen katılan Kosova Demokratik Türk Partisi Genel Başkanı Mahir Yağcılar Türkçe olarak yaptığı konuşmasında, Kosova'da gerginliğin hala sürdüğünü ve Sırpların, müslüman nüfusun temel hak ve özgürlüklerini elinden aldığını söyledi. Osmanlı'nın izlerini taşıyan tarihi eserlerin korunamadıkları için birer birer yokolduğunu, Türk okullarında kadro yetersizliği yüzünden gerekli eğitimin verilemediğini ve özellikle dini eğitimde çok yetersiz kaldıklarını söyledi. Türkiye'nin özellikle kültürel alanda bölgeye hizmet getirmesine acil olarak ihtiyaçları olduğunu söyleyen Kosova Demokratik Türk Partisi Genel Başkanı Mahir Yağcılar, tüm olumsuzluklara rağmen bölge halkını İslami kimliklerini muhafaza ettiklerini söyledi. Yağcılar konuşmasını şu cümlelerde bitirdi: "Osmanlı. fethettiği toprakları sömürge haline getirmemiş, aksine bu topraklara kültür ve medeniyet götürmüştür. Bu gerçeğin sadece Balkan müslümanları değil, Balkanlarda yaşayan gayrımüslim unsurlar da farkındadır. Balkanlarda Osmanlı izlerini silerek bu güçlü imparatorluğu tamamen hafızalardan kazımaya çalışmaktadırlar.Bugün Balkanlarda kalıcı bir barış isteniyorsa mutlaka yeni bir Osmanlı anlayışına ihtiyaç vardır."
BATI TRAKYA MÜSLÜMANLARI HRİSTİYANLAŞTIRILMA İSTENİYOR
Konferansa Batı Trakya'dan katılan İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında, Balkan müslümanlarının arasına ayrılık tohumları serpilmeye çalışıldığını söyledi. Arnavut, Türk, Boşnak diye ayırmanın gereksiz olduğunu, Balkanlarda yaşayan tüm müslümanların tek bir hedefte biraraya gelmesi gerektiğini söyledi. "Önemli olan insanların ırkı ve milliyeti değil Allah'a olan yakınlığı ve takvasıdır" diyen İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga, Balkan müslümanlarının yıllarca baskı ve zulme maruz kaldığını ancak İslami kimliklerine daha fazla sarıldıklarını söyledi. Batı Trakya müslümanlarının hristiyanlaştırılmaya çalışıldığını söyleyen Aga, Türkiye'nin yardımlarıyla Batı Trakya müslümanlarının dini ve milli kimliklerini korumayı başardığını söyledi.
BULGARİSTAN MÜSLÜMANLARININ SORUNLARI DEVAM EDİYOR
Konferansa Bulgaristan'dan katılan Sofya Yüksek İslam Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr İbrahim Tatarlı, Bulgaristan Müslümanları tarafından kurulan Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin son seçimlerde başarılı olduğunu ve koalisyona katılarak 2 bakanlık ve 6 bakan yardımcılığı elde ettiğini söyledi. Ancak yolun daha çok başında olduklarını komünist dönemden kaynaklanan milli ve manevi eğitim boşluğunun halen devam ettiğini belirten İbrahim Tatarlı, bir müslüman olarak Balkanlardaki Osmanlı eseri olan camilerin birer birer yokolmasından büyük rahatsızlık duyduğunu belirtti. Osmanlı kültür ve medeniyetinin tüm insanlara örnek olması gerektiğini belirten Tatarlı, tüm dünya müslümanlarının Osmanlı'nın tarihsel mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti'nden büyük bir beklenti içinde olduklarını söyledi.
BOSNA HERSEK'DE YENİDEN KAN AKABİLİR
Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Danışmanı İzzeddun Ladiç ise yaptığı kısa konuşmasında Balkanlar sorununa hala köklü bir çözüm getirilemediğini söyledi. Osmanlı İmparatorluğu'nun bölgeden çekilmesinden sonra Balkanlardaki Sırp canilerin 5 milyon müslümanı katlettiğini söyleyen Ladiç, Balkanların yeniden kan gölüne dönebileceğini söyledi. Ladiç konuşmasında özetle şunları söyledi:
"Bosna Hersek'teki savaşta 250 bin müslüman katledildi. Bir o kadar müslüman da sürgün edildi. Sırp lideri Karadziç Balkanlardaki Osmanlı izlerini tamamen silmeyi amaçlamaktadır. Müslümanlar, Bosna Hersek'te, Allah'ın Kuran'da emrettiği gibi adaletli ve barışçı bir yönetim istemektedir. Ancak ne yazık ki aynı yaklaşımı Sırp ve Hırvatlardan görememekteyiz. Büyük Sırbistan hayalcileri yüzünden Bosna Hersek'te ekonomik kalkınma bir türlü gerçekleştirilememektedir. Avrupa Birliği Bosna Hersek'in önüne 250 maddelik bir şart koymaktadır. Oysa bu şart aynı durumdaki diğer ülkelerden istenmemektedir. Bu çok açık bir çifte standarttır. Bosna sorunu sadece İslam dünyasının değil tüm Avrupa'nın sorunudur."
MAKEDONYA MÜSLÜMANLARI ÖZGÜRLÜK İSTİYOR
Makedonya Millet Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Cevat Hüseyni, Makedonya müslümanlarının selamını ileterek başladığı konuşmasında, İslam dünyasının merkezi olarak kabul edilen İstanbul'da bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Doğu blokunun dağılmasıyla Makedonya müslümanlarının savunmasız kaldığını belirten Hüseyni, Makedonya'da her an savaşın patlak verebileceğini ve bölgeye kalıcı barışın bir an önce gelmesi gerektiğini söyledi.
Makedonya'da yaşayan Arnavut müslümanlarının sorunlarını dile getiren Hüseyni, bölgede yaşayan müslümanların daha fazla özgürlük istediğinin de altını çizdi.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Anıl Çeçen ise Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasının ardından bu bölgede 2 büyük savaşın meydana geldiğini ve milyonlarca insanın öldügünü söyledi. "Şimdi dünya 3. dünya savaşı öncesinde olmak gibi bir korku içine girdiğinden yeni bir Osmanlı arayışına girmiştir" diyen Prof.Dr. Anıl Çeçen, Balkanların dünya siyasetinden en az Ortadoğu kadar önemli olduğunu söyledi. Anıl Çeçen konuşmasında şu önemli konuların altını çizdi:
"Bugün Osmanlı imparatorluğunu yeniden diriltmek mümkün değildir, hanedanı yeniden tahta çıkarmak mümkün değildir, ancak Osmanlı İmparatorluğu'nun hayat sahası içinde olan ülkelerde belirleyici rol üstlenebiliriz. AB-ABD çekişmesinde Balkanlar önemli rol oynayacaktır. Türkiye'ye önemli rol düşmektedir. Balkan müslümanları Türkiye'nin öncülüğünde birleşebilir."
Konferansta ayrıca Milli Değerleri Koruma Vakfı Başkanı Altuğ Berker, Makedonya Kültür Bakanı Danışmanı Ferit Muhiç ve Haliç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Halil Şimşek Balkanlar'daki Osmanlı mirasını anlatan bir konuşma yaptı.