İman edenler, hayatları boyunca Kuran-ı Kerim' de bildirilen güzel ahlakı insanlar arasında yaygınlaştırmak, insanların Allah'a (c.c) iman etmelerine vesile olmak için ciddi bir çaba içinde olurlar. Onların bu çabalarına karşılık, inkar edenlerden bir grup ise, tarih boyunca hep iman edenlerin karşısında yer almış, onları baskı ile engellemeye çalışmışlardır. Allah (c.c) Kuran' da, inkar edenlere karşı hep müminlerle birlikte olduğunu, onların işlerini kolaylaştıracağını, müminlere yardımcı olacağını bildirmiştir. Bu nedenle Allah' ın (c.c) yardımının ve desteğinin kendileriyle olduğuna iman eden müminler, hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmaz, Allah' ın (c.c) olayı nasıl sonuçlandıracağını şevkle beklerler.
Örneğin Peygamber Efendimiz (sav) hayatı ve mücadelesi boyunca çok büyük engellerle karşılaşmıştır. Tebliğ yaptığı insan topluluğunda her türlü zorluğu çıkarmaya hazır insanlar bulunmuştur. Bu kişiler ikiyüzlü davranarak Peygamber Efendimiz (sav)` e tuzak kurmaya çalışmışlar, onu tutuklamak, sürgün etmek ve hatta öldürmek istemişlerdir.
Tüm bu olaylara karşı Peygamber Efendimiz (sav) alemlere örnek bir tevekkül göstermiş ve sadece Allah` tan (c.c) yardım istemiştir. Kuran-ı Kerim`de Peygamber Efendimiz (sav) ile ilgili olarak anlatılan olaylarda, onun bu tevekkülü ve Allah' a (c.c) teslimiyeti açıkça görülmektedir. Örneğin Peygamber Efendimiz (sav)`in Mekke` den çıktıktan sonra arkadaşı ile birlikte gizlendiği bir mağarada arkadaşına söylediği bildirilen "…Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir…" (Tevbe Suresi, 40) sözleri, tevekkülünün en güzel örneklerinden biridir. Yüce Rabbimiz de bu tevekkülüne karşılık inkarcılara karşı kendisine yardım etmiştir.
Peygamber Efendimiz (sav) tüm hayatı boyunca gösterdiği tevekkülü ile tüm Müslümanlara örnek olmuş ve onlara sadece Allah`tan (c.c) yardım dilemelerini şöyle hatırlatmıştır:
''...Bir şey isteyince Allah` tan (c.c) iste. Yardım talep edeceksen Allah` tan (c.c) yardım dile. Zira kullar... Allah` ın (c.c) yazmadığı bir zararı sana vermek için bir araya gelseler buna da muktedir olamazlar.'' (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, 1992, s. 314).
İnananların tek yardımcısı ve velisi Allah` tır (c.c). Müminler her türlü zorlukta, her türlü şartta O` ndan yardım isterler ve Allah da (c.c) onların dualarına icabet eder. Ancak Allah` ın (c.c) yardımını kazanmak için en önemli şartlardan biri; din ahlakını tebliğ etmek, O` nun sınırlarını koruma konusunda titizlik göstermek ve bu uğurda mücadele etmektir. Bu gerçek bir ayette şöyle buyrulmuştur:
"Ey iman edenler, eğer siz Allah'a (Allah adına İslam`a ve Müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır." (Muhammed Suresi, 7)
Bu sonuç, Allah` ın (c.c) vaat ettiği gibi, yalnızca O` na inananların, Kuran ahlakının yayılması için gayret gösterenlerindir. Şüphesiz dünyada müminleri yalnız ve yardımsız bırakmayan Allah (c.c), ahiret hayatlarında da onların tek velisi ve yardımcısı olacaktır. Rabbimiz` in bu vaadi bir ayette şöyle müjdelenmiştir:
''Şüphesiz Biz elçilerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahidlerin (şahitlik için) duracakları gün elbette yardım edeceğiz.'' (Mümin Suresi, 51)