Rabbimiz'e samimi bir kalple iman eden müminler "Allah (cc)'a derin bir saygı göstererek" iman ederler. Bu, Allah (cc)'ın yüceliğini ve gücünü kavramak ve bundan dolayı da O'na karşı derin bir sevgi, içli bir saygı ve haşyet dolu bir korku duymaktır. Rabbimiz'e böyle derin bir saygı ve korku ile bağlanan kimseler, Allah (cc)'ın rızasını kazanmayı hiçbir dünyevi çıkar ya da menfaate değişmezler. Dünya üzerindeki küçük büyük hiçbir menfaatin Allah (cc)'ın rızasını kazanmaktan ve O'nun emirlerini yerine getirmekten daha önemli olmadığını bilirler. Kuran'ın "... Onlar Allah'ın ayetlerine karşılık olarak az bir değeri satın almazlar..." (Al-i İmran Suresi, 199) ayetiyle salih müminlerin bu özelliği haber verilmektedir.
Allah (cc)`a böyle güçlü bir iman ile iman eden kimseler, hangi şart altında olurlarsa olsunlar, konu Allah (cc)'ın emir ve yasakları olduğunda, Kuran ayetlerinin gereklerini yerine getirmede hiçbir şekilde taviz vermezler. Çünkü kişinin kalbindeki bu saygı dolu korku ve derin bağlılık, Allah (cc)'ın beğenmeyeceği bir tavrın gösterilmesini kesin olarak engeller. Aynı şekilde Allah (cc)'ın razı olacağını bildirdiği ahlakı eksiksiz olarak yaşama konusunda da büyük bir şevk ve azim ile hareket edilmesini sağlar. Kuran'da salih müminlerin Allah (cc)'a karşı olan saygı dolu korkuları şöyle ifade edilmiştir:
"Ve onlar Allah'ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi ulaştırırlar. Rablerinden içleri saygı ile titrer, kötü hesaptan korkarlar." (Rad Suresi, 21)
Başka ayetlerde ise kendilerine Allah (cc)'ın ayetleri okunduğunda, inanan kimselerin Allah (cc)'a karşı olan saygı dolu bağlılıklarının daha da arttığından ve bu bağlılıklarından şöyle bahsedilmektedir:
De ki: "İster ona inanın, ister inanmayın: O, daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman, çenelerinin üstüne kapanarak secde ederler." Ve derler ki: "Rabbimiz yücedir, Rabbimizin va'di gerçekten gerçekleşmiş bulunuyor. Çeneleri üstüne kapanıp ağlıyorlar ve (Kur'an) onların huşu (saygı dolu korku)larını arttırıyor. (İsra Suresi, 107-109)
Kuran'da bildirilen "... Gerçekten onlar hayırlarda yarışırlardı, umarak ve korkarak Bize dua ederlerdi. Bize derin saygı gösterirlerdi." (Enbiya Suresi, 90) ayetiyle de Hz. Zekeriya ve eşinin Allah (cc)'a karşı olan saygı dolu bağlılıkları tüm müminlere örnek gösterilmiştir.
Müminlerin yaşadıkları teslimiyetin kaynağı da yine, Allah (cc)`a karşı olan bu saygı dolu korkuları ve bağlılıklarıdır. Rabbimiz'e karşı şartlar her ne olursa olsun değişmeyen bir teslimiyetle teslim olmuşlardır.
Belirli şartlar söz konusu olduğunda Allah (cc)'tan razı olan, şükredici ve boyun eğici bir tavır gösteren, ancak bu şartlar değiştiğinde hemen isyankar, itaatsiz bir ahlaka bürünen insanların Allah (cc)`a karşı samimi bir bağlılık ve teslimiyetten söz etmeleri mümkün değildir. Allah (cc) Katında makbul olan insanın iyi ya da kötü, lehte ya da aleyhte görünen her türlü olayda Allah (cc)`a boyun eğen, tevekküllü bir tavır göstermesidir. Kuran`ın "Eğer bir yara aldıysanız, o kavme de benzeri bir yara değmiştir. İşte o günleri Biz onları insanlar arasında devrettirip dururuz. Bu, Allah'ın iman edenleri belirtip-ayırması ve sizden şahidler (veya şehidler) edinmesi içindir. Allah, zulmedenleri sevmez" (Al-i İmran Suresi, 140) ayetiyle de bildirildiği gibi, zorluklar ve sıkıntılar insanlar için bir denemedir. Bunlar, insanlardan hangilerinin Allah (cc)'a olan bağlılıklarında ve teslimiyetlerinde kararlılık göstereceklerinin denenmesi için özel bir imtihan olarak yaratılmaktadır.
Rabbi ona: "Teslim ol" dediğinde (O:) "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti. (Bakara Suresi, 131)
Bir başka ayette ise Allah (cc), en güzel dinin kendini Allah (cc)'a teslim edip, Allah (cc)'a bir olarak iman eden kimselerin dini olduğunu belirterek, kayıtsız şartsız bir bağlılık ve teslimiyetin önemini şöyle hatırlatmıştır:
İyilik yaparak kendini Allah'a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim'in dinine uyandan daha güzel din'li kimdir? Allah, İbrahim'i dost edinmiştir. (Nisa Suresi, 125)