İnsan Allah (cc)'ın yarattıkları arasında şuuru olan, doğruyu ve yanlışı ayırt etme yeteneğine sahip olan bir varlıktır. Yüce Rabbimiz'in varlığının eşsiz delillerini, Allah (cc)`ın üstün yaratma gücünü, tüm kainat üzerindeki mutlak hakimiyetini kavrayabilecek, dünya ve ahiret hayatının gerçek yüzünü anlayabilecek kapasitededir.
Sahip olduğu bu özellikler, insana beraberinde birtakım sorumluluklar da yükler. Çünkü tüm bunları aklıyla kavrayabilen bir insan, asıl kulluk etmesi gereken yegane gücün Allah (cc) olduğunu ve Yüce Rabbimiz'den başka İlah olmadığını anlar. Kendisine dünya hayatında yüklenen sorumluluğun asıl olarak Allah (cc)'a iman etmek ve Kuran ahlakını yaşamak olduğunun şuuruna varır. Herşeyin tek ve mutlak hakimi olan Yüce Allah (cc) Kuran'da şöyle buyurur:
"Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratandır. O'nun nasıl bir çocuğu olabilir? O'nun bir eşi yoktur. O, herşeyi yaratmıştır. O, herşeyi bilendir. İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan başka ilah yoktur. Herşeyin yaratıcısıdır, öyleyse O'na kulluk edin. O, herşeyin üstünde bir vekildir. " (Enam Suresi, 101-102)
Şu çok açık bir gerçektir ki, insanların dünya hayatında aradıkları huzur, mutluluk, başarı ve nimetlere ulaşabilmelerinin tek yolu, kendilerine yükletilen bu sorumluluğu bilmeleri ve yalnızca Allah (cc)'a kulluk etmeleridir. İnsanların bu gerçeği unutmaları ise, ahlaki dejenerasyon, insan ilişkilerindeki yozlaşma, menfaate dayalı ilişkiler, güçlünün zayıfı ezmesi, acımasızlık, zalimlik, sahtekarlık, düşmanlık gibi fiillerin, toplum içinde rahatlıkla hayat sahası bulmasıyla sonuçlanır. Bunun sonucunda ise aile ve toplum düzeni, ülke huzuru ve dünya barışı tehlikeye girer. Kuran'da, insanların Allah (cc)'ın emirlerini terk edip kendi hevalarına uymalarının, insanlığı ciddi bir dejenerasyona götüreceği şöyle haber verilmektedir:
"Eğer hak, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herkes (ve herşey) bozulmaya uğrardı. Hayır, Biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar. " (Müminun Suresi, 71)
İçinde yaşadıkları ve sürekli şikayet ettikleri dejenerasyonun kökenindeki nedenlerin, kendi bencil tutkularına uymaları ve Allah (cc)'a eş koşmaları olduğunu düşünmeyen insanlar çözümü çok farklı yerlerde ararlar. Oysa güçlü bir Allah (cc) inancına sahip olup, hayatlarını O`nun beğendiği ahlaka göre yönlendirmedikleri sürece, bu hayat şeklinden kurtulabilmeleri mümkün olmaz. Allah (cc)'a iman edip ve Rabbimiz'in Kuran'daki emir ve yasaklarına uymaları, tüm insanlar için mutlak bir kurtuluştur. Kuran'da bu gerçek insanlara şöyle haber verilmiştir:
"Allah, rızasına uyanları bununla (Kuran ile) kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları Kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip-iletir. " (Maide Suresi, 16)