İman sahibi bir insan, sabretmeyi yalnızca zorluklara, sıkıntılara göğüs germek şeklinde kısıtlı bir anlayış içinde değerlendirmez. Kuran'da haber verilen, "Ey iman edenler, sabredin ve sabırda yarışın…" (Al-i İmran Suresi, 200) ayetinin hükmüyle, her durumda Kuran'ın bütün hükümlerini eksiksiz ve mükemmel biçimde yerine getirmede, yasaklanan konulardan sakınmaya azami dikkat göstermede ve her durumda en ideal tavır ve davranışı, en üstün ahlakı sergilemede hayatı boyunca yılmadan ve gevşemeden sürekli bir kararlılık gösterir. Dolayısıyla Kuran'da tarif edilen ideal mümin ahlakını yaşamada süreklilik göstererek, hiçbir şartta ve durumda taviz vermeden, zaaf göstermeden sabrını ortaya koymuş olur. Çünkü güzel ahlak ancak sürekli bir çaba harcandığında ortaya çıkar ve samimi iman sahipleri de bu çabalarında sabredenlerdir.
İşte bu nedenle de sabır, iman eden bir insanın tüm yaşamını kapsar, tüm hareket ve davranışlarına yansır. Dolayısıyla mümin bir kişi, Rabbimiz'in, "Şu halde, güzel bir sabır (göstererek) sabret" (Mearic Suresi, 5) hükmü doğrultusunda en derin sabrı gösterir. Tevazuda sabır gösterir, en mütevazi insan olur; Allah (cc) rızası için infakta sabır gösterir, en cömert insan olur; kendi nefsini tercih etmemekte sabır gösterir, en fedakar insan olur...
En güzel ahlakı sergilemekte gösterilen sabırla ilgili Allah (cc) Kuran'da şöyle bir örnek vermiştir:
İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir. Buna da, sabredenlerden başkası kavuşturulamaz. Ve buna, büyük bir pay sahibi olanlardan başkası da kavuşturulamaz. (Fussilet Suresi, 34-35)
Allah (cc) müminlere bir kötülükle karşılaştıklarında en güzel tavrı göstermelerini emretmiştir. Ve bunu da ancak sabreden kişilerin başarabileceğini bildirmiştir. Bu örnek güzel ahlak sergilemekte sabrın ne kadar önemli bir özellik olduğunu açıkça göstermektedir.
Müminin bu konudaki diğer bir özelliği de, bu güzel ahlak örneklerini sergilerken karşılaştığı olumsuz gibi görünen hiçbir olayda yılgınlık ve kararsızlık göstermemesi veya kendisine bir nimet verildiğinde de asla şımarıklığa kapılmamasıdır.
Bir insan hayatının bazı zamanlarında cömert, fedakar veya son derece mütevazi olabilir. Veya bir zorluğa karşı dayanıklılık gösterebilir. Ancak kişinin bu güzel özellikleri belirli durumlarda terk etmesi, zorluk anlarında güzel ahlakından taviz vermesi, olumsuz tavırlarda bulunması o güne kadar yaptıklarının da değersiz kalmasına neden olabilir. Çünkü önemli olan, taklidi, göstermelik, yüzeysel ya da geçici bir güzel ahlak değil; hiçbir şartta taviz verilmeyen ve Allah (cc) için kararlılık gösterilen bir ahlaktır. Rabbimiz bir ayette; "... Sürekli olan 'salih davranışlar' ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır" (Kehf Suresi, 46) şeklinde buyurmuştur.
Sabır, müminin Allah (cc)'a karşı olan samimiyetinin ve O'na yakınlaşmak için gösterdiği çabanın en önemli göstergelerinden biridir. Çünkü insan ancak samimiyeti ve Allah (cc)'a olan yakınlığı oranında sabır gösterebilir. Bu özellikleri en üst seviyede yaşayan müminler sabır göstermede yarışırlar. Bir fedakarlıkta bulunmaları gerekiyorsa bunu, en güzel şekilde, ellerindeki imkanı en yüksek derecede kullanarak yaparlar. Bir ayette, "Ve onlar Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler…" (Rad Suresi, 22) şeklinde buyrulmuştur. Kuran`da müminlerin Allah (cc)'a olan teslimiyetleri şöyle bildirilmiştir:
Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: "Biz Allah'a aitiz ve şüphesiz O'na dönücüleriz." (Bakara Suresi, 156)
Mümin ömrü boyunca Allah (cc) rızası için güzel bir sabır gösterir. Kuran'ın "Rabbin için sabret" (Müddessir Suresi, 7) ayetini hayatının her anında yaşamaya titizlik gösterir. Allah (cc) bu samimiyetlerine karşılık salih müminleri rızası ve cennetiyle ödüllendireceğini müjdelemiştir. Kuran`da, cennetin kapısındaki meleklerin, müminlere şöyle seslenecekleri bildirilmiştir:
Sabrettiğinize karşılık selam size. (Dünya) Yurdun(un) sonu ne güzel. (Rad Suresi, 24)