Müslümanlar için dünya hayatında en önemli olan konu Yüce Allah (cc)'ın rızasını en fazlasıyla kazanabilmektir. Çünkü insana dünyada ve ahirette asıl fayda sağlayacak olan burada elde edilen menfaatler değil, Allah (cc)'ın razı olmasıdır. Allah (cc)'ı razı etmek ise daima Kuran ahlakına uygun hareket etmekle mümkündür. Bu imana sahip müminlerin şahsi menfaatlerini koruma kaygıları ise yoktur. Kuran ahlakına uygun yaşanan bir ortamda şahsi menfaatler zaten olabilecek en iyi şekilde korunmuş olur. Yüce Allah (cc) Kuran`da Müslümanların Allah (cc)'ın rızasını, kendi menfaatlerinden üstün tutup fedakar bir ahlak göstermelerine karşılık, onlara geride bıraktıklarından daha hayırlısını ve daha güzelini vereceğini müjdelemiştir. Dolayısıyla Allah`ın rızasını herşeyin üstünde tutan bir Müslüman, aslında dünyada ve ahirette en büyük yararı, iyiliği ve güzelliği elde etmiş olur. Gösterdiği üstün ahlak ile böyle bir mümin Allah (cc)'ın, "Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz." (Nahl Suresi, 97) ayetinde bildirdiği gibi, dünyada ve ahirette güzel bir hayatla yaşamayı umabilecektir.
Salih müminler ayrıca, Allah (cc)`ın "... Benim ücretim, beni yaratandan başkasına ait değildir..." (Hud Suresi, 51) ayetinde bildirdiği gibi, hayatları boyunca yaptıkları her işte karşılığı yalnızca Allah (cc)`tan beklerler. Allah (cc)`ın, "İşte onlar, hayırlarda yarışmaktadırlar ve onlar bundan dolayı öne geçmektedirler." (Müminun Suresi, 61) ayetinde bildirdiği gibi, güzel ve faydalı işlerde büyük bir şevkle hareket edip öne geçerler. Yüce Allah (cc)'ın rızasını ve sevgisini kazanabilmenin, dünya hayatındaki herşeyden çok daha önemli olduğunu bildikleri için Allah (cc)`ın tüm emirlerini büyük bir titizlikle yerine getirirler. Bu konuda hayatları boyunca bir an olsun taviz vermemeleri ise, müminlerin samimi imanlarını ortaya koyan çok önemli bir delildir. Nefislerine zor gelebilecek, ciddi şekilde fedakarlıklarda bulunmalarını gerektiren olaylarda bile büyük bir istekle öne çıkar, samimi çaba gösterirler.
Allah (cc)'ın takdir ettiği ölüm anı geldiğinde, insanlar dünya hayatında sahip oldukları herşeyi geride bırakacaklardır. Böyle bir durumda insanın bedeni bir çukurda çürüyüp toprağa karışacak, malı, mevki ya da itibarı ise ahirette ona hiçbir fayda sağlamayacaktır. Dünyada sahip olunan güç ve imkanlar, Rabbimiz'in rızasını kazanmak için kullanıldığı takdirde ise, insan dünyada da ahirette de çok güzel bir karşılık bulacaktır.
Bu gerçeğin farkında olan müminler Allah (cc)`ın, "Hiç şüphesiz Allah, müminlerden -karşılığında onlara mutlaka cenneti vermek üzere- canlarını ve mallarını satın almıştır…" (Tevbe Suresi, 111) ayetinde bildirdiği gibi, mallarını ve canlarını Allah (cc)`ın rızasını kazanmaya adamışlardır. Yüce Rabbimiz ise, "Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır..." (Yunus Suresi, 26) ayetiyle müminlerin gösterdikleri bu güzel ahlaka ve şevkli çabaya karşılık onlar için çok daha güzel bir karşılık olduğunu bildirmiştir.