İnsan, dünya hayatında nefsindeki kötülükleri yenip ömrünü Allah (cc)'ın razı olacağı şekilde geçirmekle sorumludur. Bunun içinse kendisine ortalama altmış - yetmiş yıl gibi çok az bir süre verilmiştir. Allah (cc), rızasını kazanan kulları için, dünyadaki bu kısa yaşamın ardından, sonsuz ve eşsiz bir hayat yaratmıştır. Dünya hayatındaki bu ömür göz açıp kapayıncaya kadar, hızla tükenip geçmektedir. Bu süre içerisinde sabır gösteren, güzel ahlakta kararlı davranan, Allah (cc)'a samimi bir kul olan kimseler ahirette çok büyük bir mükafatla; sonsuz cennet hayatıyla karşılaşacaklardır. Kuşkusuz bu Rabbimiz'in kullarına olan ihsanının, rahmetinin ve sevgisinin çok önemli bir tecellisidir.
Allah (cc) her insanı, herşeyin en güzelinden, en mükemmelinden zevk alacak ve bunlara karşı büyük bir özlem duyacak bir ruh ile yaratmıştır. Bu nedenle insan, hayatı idrak etmeye başladığı andan itibaren bu mükemmelliğe ulaşabilmek için, içinde sürekli olarak büyük bir istek duyar. Daima bir güzellik ve nimet arayışı içerisinde olur. Ancak buna ne kadar çok istek duyarsa duysun ve bunun için ne kadar çok çaba harcarsa harcasın, dünya hayatında hiçbir zaman aradığı mükemmellikle karşılaşamaz. Çünkü Allah (cc) dünya hayatını özel olarak kusurlu ve eksik olarak yaratmıştır.
Allah (cc), insanın fıtratını ancak cennette rahat edebileceği ve nefsinin isteklerini ancak burada karşılayabileceği şekilde yaratmıştır. Kuran'ın pek çok ayetinde bu gerçek insana bildirilmiş, asıl hayatını cennette yaşayacağını, bu nedenle tüm çabasının da sonsuz güzellikler yurdu olan cennete yönelik olması hatırlatılmıştır.
Peygamber Efendimiz (sav) de bir hadis-i şerifinde dünya hayatının yanında, cennetin insan için nasıl büyük bir nimet olduğunu şöyle bir örnek ile açıklamıştır:
Cennette, yay kadar bir yer, Güneş'in üzerine doğduğu veya battığı şeyden (dünyadan) daha hayırlıdır. (Kütüb-i Sitte-14, s. 429/2)
Bir başka hadisinde ise, cennet nimetlerinin güzelliğini şöyle tasvir etmiştir:
... Ebu Hureyre şöyle demiştir: Rasulullah (S) şöyle buyurdu: ``Yüce Allah: Ben iyi kullarım için cennette hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insan gönlüne gelmeyen bir takım nimetler hazırladım, buyurdu. (Sahih-i Buhari ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, Ötüken Yayınları, İstanbul 1987, cilt 7, s. 3053, 54)
Cenneti kazandıracak olan ahlakı ise Peygamberimiz (sav) şöyle tanımlamıştır:
... Abdullah ibn Mesud`dan tahdis etti ki, Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: ``Doğruluk insanı halis iyiliğe götürür, halis iyilik de cennete kılavuzluk eder. İnsan doğruluk ede ede nihayet bu seciyesiyle sıddîk olur. Yalancılık da insanı fucura, şerre götürür. Şerr de cehenneme götürür. İnsan yalancılık ede ede nihayet Allah Katında bir kezzab (yani çok yalancı bir kimse sıfatıyla) yazılır``. (Sahih-i Buhari ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, Ötüken Yayınları, İstanbul 1987, cilt 13, s. 6070, 119)