MÜNAFIK İMANSIZDIR. İMANSIZ OLMASINA RAĞMEN İSLAM'A HİZMET ETMESİ İÇİNE ÇOK BÜYÜK ACI OLUR
Münafık imansız oluyor; fakat o imansızlığını gizliyor. Tabii imansız olduğu halde Müslümanlığa hizmet etmek de onu çok kızdırıyor. Çözüm arar sürekli münafık yani hem Müslümanların imkanlarını kullanmak ister. Hem onlara zarar vermek ister. Hem de o dinsizliği içerisinde nasıl hayat yaşayabilir onun bir çözümünü arar. Onun için o çırpınmalar yaptığı ahlaksızlıklar, pislikler hep ondan kaynaklanır. Fakat o da olmazsa cihat olmuyor işte mücahede olmuyor, münafık olmazsa. Mesela İngiliz derin devleti olmasa, Mehdiyet olmuyor. Hayat durağan oluyor. İllaki Allah onları öyle yaratıyor, fitne kaynağı olarak. Müslümanın cennetteki makamı onlarla yükseliyor. Yoksa durağan sabit bir yapı olmuş oluyor. İlerleme için buna ihtiyaç var. Şeytana ihtiyaç var. Nefse ihtiyaç var. Münafığa ihtiyaç var. “Münafık gösteriş olarak gösterişli” diyor Cenab-ı Allah ayette “bakarsın” diyor. Küfrün de çok itibar ettiği bir mahluktur münafık. Çünkü hem Müslüman görünümlü hem Müslümana düşman. Çok aranan bir şey onlar için. Çünkü direkt kafir olarak Müslümanların içerisinde bir insanın zararlı bir faaliyette bulunması çok zor, bayağı güç. Ama münafık olarak hem Müslümanların içine giriyor. Hem orada istihbarat sağlayabiliyor. Hem de Müslümanlardan ayrıldıktan sonra Müslümanları iyi tanıdığı için Müslümanlara saldırıda o tecrübesini kullanıyor. Ama tabii çok kolu kanadı kırılmış olur. Münafığı Allah böyle aslanın eline düşmüş küçük bir domuz gibi yaratır. Münafığın özelliği budur. Çaresizliğinden dolayı da bütün hayatı cehennem gibidir münafığın. Çok gergindir. İman huzuru hiçbir şekilde oluşmaz. Mesela derin devletlerde de öyle hiç huzur yoktur. Adam öldürürler. Suikast hazırlarlar. Mesela darbe hazırlığı yapıyor. Acayip geriliyor. Mesela yemek yemeye geliyor birden haber geliyor. Diyorlar “darbe erkene alındı hadi kalkalım” falan. Münafık için çok zorlu bir hayat bu. Oradan hapse girer. Oradan dövülür sövülür. Sonunda ya intihar ediyorlar. Ya biri öldürüyor. Bütün hayatı kepazedir. Ahirette de sonsuz cehennem. Sürekli ızdırap içindedir.
“MÜSLÜMANLARIN ARASINA İLK GELDİĞİNDE KENDİNİN MÜNAFIK OLDUĞUNU BİLİR Mİ? YOKSA SONRADAN MI FARK EDER?”
İlk geldiğinde zaten nemalanmak için geliyor. Ama sonra münafıklığı şiddetlenir. İlk geldiğinde direkt çıkar için. Bir köpek nasıl yemek bulduğu yere gelir. Bir köpek gibi, bir hayvan gibi gelir. Yemek yemek, eğlenmek işte bir imkan bulabilmek, çıkar sağlayabilmek için gelir. Ama sonradan imanı gördükçe müminlere karşı kini artar. Kuran okundukça artar kini. Allah diyor ya ayette. “Onların öfkelerinden başka bir şeyi artırmıyor” diyor. Yeni bir ayet gelmesi onların nefretini daha da artırıyor diyor Allah. Nasihatleri falan onları daha da azgınlaştırır münafığı. Ama bir kuluçka devresi var. Verem hastalığı gibidir. Önce yavaş yavaş yavaş gelişir. En sonunda kopmayla neticelenir. Yani Müslüman topluluğundan ayrılır. Sonra o dönemden sonra yine onun ikinci dönemi oluyor. Artık var ya hayvanlarda dönemler. Bunun da yeni bir dönemi oluyor. Ondan sonra Müslümanlara saldırma dönemi vardır. Sonra bıkkınlık ve bezginlikten kendi içine dönüp kendi münafıklarıyla beraber sakin yaşama dönemi olur. Ama sürekli Müslümanlar hakkında da bilgiyi elde edebilmek için bekler. Ayette var ya Müslümanlardan ayrılıyor, uzaklarda bedevi Arapların içerisinde ”sizin haberlerinizi izlerler” diyor, beklerler. Yani Müslümanlar aleyhinde ne yapabilir? Mesela küçük küçük küçük küçük kendince ataklar yapmaya çalışır. Ama güçsüz yaratılır münafık genelde. Fakat derin devlet desteklediği münafıklar daha avantajlı oluyorlar. Fakat tabii onların çökme yönleri daha da güçlü oluyor. Çünkü derin devlet de onların kanını emer adeta. Her yönde kullanmak ister. Mesela cinsel yönden kullanır. Emek yönüyle kullanır. Güç yönüyle kullanır. Her yönüyle kullanmak ister. Kullandıktan sonra posası çıkınca da atar. Çünkü derin devlette merhamet olmaz. Güce tapar derin devletler. Mesela İngiliz derin devleti güç kimdeyse ondan yanadır. Mesela adamın bir siyasi görevi vardır. Bir yerdedir o kadar. Ama görevinden alındıktan sonra onu kaale almaz. Adam yerine de koymaz. O onun için artık bitmiştir. Bir daha arayıp sormaz, ilgilenmez. Yavaş yavaş bağını kopartır. Ama önemli bir görevdeyse ısrarlı bir alaka, ısrarlı bir ilgi içerisinde olur.